01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C B SPOR MOTOR SPORLARI OCAK SALI ANT A İ Z L LYA’ DA EM WR EK VA C RD I CAN İŞBAKAN u yıl hepimiz ayrı bir gözle izleyeceğiz Dünya Ralli Şampiyonası’nı... Belki de içimiz yanarak. Hani derler ya... “İnsan bazı şeylerin değerini kaybettiği zaman anlar.” İşte bu söz WRC’ye bakış açımızı en iyi tarif eden cümle olacaktır. Yeni sezon başladı WRC’de, biz olmadan... Belki ilgisizlikten belki de yöneticililerin açıkladığı gibi rotasyon sonucu bu yıl Türkiye’de göremeyeceğiz o müthiş arabaları, soluk kesen yarışları... Biz 2007 sezonuna dönelim. Bu dönemde WRC’de yeni yarışlar, yeni etaplar göreceğiz. İrlanda, Norveç ve Portekiz Rallileri takvime girerek bu yılın en karlı ülkeleri oldu. İlk yarış ise Monte Carlo’da koşuldu. Bu rallide yeni birkaç olaya da şahit olduk. Örneğin gece koşuldu bazı etaplar Monte Carlo’da... Ama finişi ilk olarak gören kişi değişmedi. Geçen yıl dağ bisikleti kullanırken düşen ve kolunu kıran Fransız Sebastian Loeb yeni sezona fırtına gibi girdi. Rallinin Michael Schumacher’i rakiplerine toz yutturdu. Çok hızlıydı ve kimilerinin korkarak girdiği virajları vites yükselterek geçti. Gerçekten yaşayan bir efsane... Kolunu iyileş KAÇAN BALIK BÜYÜK OLDU B u yıl da yine her sezonda olduğu gibi müthiş bir heyecan yaşanacak. Sezonun favorisi ise Monte Carlo’da 1. olarak 10 puan alan Fransız Sebastian Loeb... Son 3 yılın şampiyonu bu yarıştan sonra, “Sezonlara 10 puan alarak başlamayı çok seviyorum. Bu beni ekstra motive ediyor. Amacım yine şampiyonluk. Monte Carlo’da da bunu ne kadar istediğimi gösterdim” dedi ve iddiasını dile getirdi. Evet, onları bu yıl ülkemizde göremeyeceğiz. Antalya onlarsız öksüz kaldığını bu yıl hissedecek. TOSFED yeniden takvime dahil olmayı çok istiyor. Umarız ne kadar önemli bir organizasyonu kaçırdığımızı anlarız ve gerekenleri yaparız. Müthiş refleksleri ve güçlü bir yüreği var. Rakiplerinin korkulu rüyası olacağı kesin. Bu nedenle Citreön Total WRT takımı 2007 sezonuna damga vuracak ekiplerin başında geliyor. Onların en yakın takipçisiyse geçen yıl Türkiye Ralli’sini kazanan Mar tirmiş belli ki Loeb. Ve bu sakatlığı onu bir nebze olsun etkilememiş. Bunu gösterdi bize Fransız pilot Monte Carlo’da. En yakın takipçisiyse genç takım arkadaşı Dani Sorondo oldu. İspanyol pilot yeni sezonda mutlaka izlenmesi gereken biri. cus Grönholm, namı diğer Uçan Finli olacak... 6 yılını Peugeot’da geçiren Grönholm, 2006’da yeni takımı Ford’a geçti. Burası onun için çok ideal bir yer oldu. Çünkü takım arkadaşı da onunla aynı ülkeden. Miko Hirvonen aynı Sorondo gibi izlenmesi gereken müthiş bir pilot. Geçen yıl birçok rallide podyum gördü. Bu ondan beklenen bir performans olmasa da o ekstra işler yaptı ve takımının vazgeçilmez elemanlarından biri oldu. Şimdi sözleşmesinin uzatılması gündemde. Bu sezonun zirvesi için Ford ve Citröen takımları çekişecek gibi gözüküyor. Buna karşın WRC’nin en önemli takımlarından biri olan Subaru da şansını zorlayacak. Takımın 1 numaralı pilotu Norveçli Petter Solberg önündeki rallicileri en çok zorlayacak isim olarak göze çarpıyor. Takım arkadaşı Avustralyalı Chris Atkinson ise genelde bir görev ve taktik adamı olarak yarışıyor. Onun rolü çok daha değişik. Bu ustaların arasına diğer pilotların girmesi zor gözüküyor. Çünkü diğer ekipler Citröen, Ford ve Subaru’nun alt takımları olarak yarışıyorlar. Bu nedenle son birkaç yıldır üst sıralarda bu takımların adı pek fazla geçmiyor. R A L L İ D Ü N Y A S I / Ş E V K İ G Ö K E R M A N B ir başladı ki sormayın gitsin... Sanki geçen yıl, antrenman yapma kalkanı arkasına saklanan anlamsız bir dağ bisikleti merakı sonucu düşüp kolunu kıran ve şampiyonluğunu riske atan o değildi… İlk etapta en iyi dereceyi yaptı, sonrasında takım arkadaşı genç Dani Sordo’yla birlikte klasmanın tepesini kimseye bırakmadı; yanlarına bile yaklaşamadılar… Dönüşü muhteşem oldu. Cümlelerin öznesi olan kişi büyük yetenek Sebastien Loeb... Citroen C4 WRC’yle girilen sınavdan alınları havada çıktılar, hem de duble yaparak… Sezonun ilk rallisi Monte Carlo yine kendine has özelliklerle doluydu. Uzun zamandır dünya şampiyonalarında yer almayan gece etapları vardı bu yıl. An Loeb’ün Dönüşü cak ses ve ışık uyumu kulağa ve göze hoş gelse de aynı yerler gün ışığında koşulsa sanırım izleyenlere daha fazla zevk verirdi. Bir de sürprizle karşılaştı bu zorlu parkurda yarışanlar... Önceki yıllarda kuru asfaltta start alınan, deniz seviyesinden yükseldikçe yağmur ve karla tanıştığınız, büyük bölümü kar ve buzla kaplı etaplar gitmiş, yerlerini güneşli bir havada kupkuru bir zemin almıştı tüm ralli boyunca… Kar beyazı yerini yolları belirleyen çizgilerin beyazına bırakmış, küresel ısınma denen olgu ralliyi de etkilemişti… Ortalama hızların yükselmesine karşın zaman za man yarış öncesi planlarının gerisinde kaldı bazı ekipler. Bunların başında Ford’dan Marcus Gronholm vardı. Loeb’ün fırtına gibi başlangıcını, “ola ki bir hata yapar ben geçerim” düşüncesiyle geriden izledi Marcus... İzledi izlemesine de orada kaldı. Bir de son etapta ekip arkadaşı Hirvonen, çok az bir farkla Subaru’lu Atkinson’a geçilince tam bir hayal kırıklığı yaşadılar ekip olarak. Subaru’lu diğer sürücü Peter Solberg ise ismine yakışır bir derece alamadı. Monte Carlo Rallisi’nin 75.’si yapıldı bu yıl. Geçmişi büyük övünç nedeni ama ya bu günü?.. Start listesinde yer alan son otomobilin sırası 47 olunca düşünmeden edemiyor insan... “Acaba yıl içindeki diğer WRC yarışlarında da mı aynı görüntü yaşanacak?” 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle