Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Y I L M A Z C SPOR FUTBOL EYLÜL SALI V U R A L belli puan karşılığında tevşik vaad ediyorsa büyük ayıp değil. Sonuçta yedek ağırlıklı takımla da oynamak doğru değil. '' Konudan konuya geçiyoruz... Türk Futbolu'nun bazı radikal kararlar alınmazsa felakete doğru gideceğini söyleyen Vural, sorunların çözümü için de şu önerileri yapıyor. ‘‘Türk Sporu'nun öncelikli sorunu eğitim ve tesisleşme. Bunun acilen çözümlenmesi gerekiyor. Bu kadar genç nüfusa sahip bir ülkenin daha başarılı sporcular yetiştirmesi gerekmez mi? Biz ulusal takım seviyesine gelen bir oyuncuya hala topa nasıl vurulup vurulmaması gerektiğini göstermeye çalışıyoruz. Öncelikle okullara sporu götürmek gerekiyor. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile Futbol Federasyonu ortak çalışmalı. Türkiye'de elde edilen büyük çaptaki başarılar malesef tesadüf. Örneğin Galatasaray'ın UEFA ve Süper Kupa başarısı. Eğer bunlar belli bir altyapı çalışmasının ürünü olsaydı, gerisi gelirdi.'' Vural, hep dile getirdiği 4 büyüklerin başına neden geçemediği konusunda ise kulüpleri suçluyor. ‘‘Benim şov yaptığım için bu kulüplerin başına geçemediğim söyleniyor. Acaba bu kişiler Yılmaz Vural'ı iyi tanıyor mu? Türkiye'de prolisansa sahip tek hoca benim. Giyinmesini, oturmasını, kalkmasını biliyorum. 2 yabancı dilim var. 21 senede Türkiye'de 24 takım çalıştırdım. Hem de hiç aralıksız. 4 büyükler içerisinde sadece Trabzonspor'da görev aldım. Burada başarılı oldum. Ama bir mağlubiyetten sonra görevime son verildi. Oysa ben giderken seyirci bunu istememişti. Büyük takımlar istiyorsa kenarda daha ciddi durabilirim! Türkiye'de ofansif futbolun ilk temsilcisi benim. Antrenörlüğümün ilk yıllarında Mustafa Denizli, Derwall'in yardımcılığını yapıyordu. Fatih Terim ise henüz başlamamıştı. Ben hep örnek gösterilen bir teknik adam oldum.'' Futbolcu da bahis oynar NEVZAT DİNDAR D ile kolay... 21 yılda tam 24 kulüp... Akademili ve prolisans sahibi tek Türk çalıştırıcı... Kimden bahsediyoruz, hemen söyleyelim; onun adı Yılmaz Vural... Karizmatik, başarılı mı başarılı.. Ama gelin görün ki bugüne kadar büyük takım çalıştırmak kendisine henüz nasip olmamıştır. Ali Şen döneminde adı hep ön planda olmasına karşın işi olmamıştır. Onun gönlünde hep büyük bir takımı çalıştırmak vardır. Çünkü o kendisini ispatlamış bir teknik direktördür. Saha içi başarılarının yanısıra saha dışındaki şovlarıyla da o hep ön plana çıkmıştır. Yeri geldiğinde futbolcusuna bağırmıştır, küfür etmiştir, dahası tokat atmıştır. Ama futbolcusunun hemen gönlünü almasını bilen bir yapıya sahiptir Yılmaz Vural.. O takım bu takım derken Yılmaz hoca şimdi Antalyaspor'un başarısı için ter döküyor... Kendisiyle bahisten, tevşik primine, Türk futbolunun içinde bulunduğu krizden, neden 4 büyükleri çalıştırmadığına dair birçok konuyu konuştuk... Tecrübeli teknik adama ilk sorumuz son dönemde çılgınlığa dönüşen bahis olayıyla ilgili...‘‘Bu konu tartışılıyor. Uzun zaman da tartışılacak. Ancak ben herkesden farklı düşünüyorum. Futbolcu bahis oynayabilir. Ayrıca bunu nasıl önleyeceksin ki? Önemli olan kendi maçına oynamaması. Eğer oynuyorsa o zaman ahlaksızlık yapıyordur. Çünkü kendi maçı üzerinden haksız kazanç elde ediyor.'' Ne diyelim duyduklarımız karşısında şoka uğruyoruz. Türk futboluna 20 yılın üzerinde hizmeti olan tecrübeli teknik adam, teşvik primi konusunda ilginç tespitlerde bulunuyor. Vural'a göre teşvik primi verilmesi de doğal. ‘‘Teşvik primi suç değildir. Burada sorun bizim kendi yasamızda. Bana göre teşvik primi normal. Ligde hiçbir iddianız yoksa ve başka bir takım size 4