23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C O SPOR VOLEYBOL EYLÜL SALI GÖRÜŞ Takım Sayısı Fotoğraflar:FATİH ERDOĞDU ALEV ANAKÖK S İTALYA ‘BAHAR’I CUMHUR ÖNDER ARSLAN nun için voleybol, aslında gelenek gibi... Annesi ve babası da yıllarca bu sporla uğraşan Bahar Mert, yeni sezonda Avrupa'da forma giyecek oyuncular kervanına katıldı. İtalya Ligi'nin kaliteli ekiplerinden Asystel Novara'ya transfer olan deneyimli oyuncu sezon başında Eczacıbaşı'yla yaşadığı sorunun ardından voleybolu bırakmayı dahi düşündü. Ancak Novara'ya transferiyle adeta yeniden doğduğunu düşünüyor. İtalya Ligi'ne transferiniz nasıl gerçekleşti? Uzun süredir beni İtalya'dan iyi kulüpler istedi. Ancak ben bunu çok fazla gündeme getirmedim. Kariyerim için önemli bir karardı. Türkiye'de 9 şampiyonluk yaşadım. Ancak Avrupa'ya gitmek hep içimde kalmıştı. Sezon başında Eczacıbaşı'nda kadro dışı bırakılmıştım. Bu eğer 5 hafta önce olsaydı, geçen sezon İtalya'da oynuyor olacaktım. Ama bu sayede voleybolu daha da özledim. İtalyan ekibinin de amaçları büyük. Benim için önemli olan o ligde yer almaktı. Beni tanıyan antrenörler ve İtalyan basını hep orada oynamam gerektiğini söylüyorlardı. Son noktayı da orada koymak istiyorum. İtalya'ya uyum sağlamakta zorlanacak mısınız? Çok çabuk uyum sağlayan bir insanım. Daha önce Almanya'da da oynadım. Yabancı dil problemim olmayacak. İtalyanca öğrenmeye başladım. Oraya gidişim deneme amaçlı değil. Beni isteyerek transfer ettiler. Ayrıca İtalya'nın bana çok şey katacağını düşünüyorum. Geçen sezonun başında Eczacıbaşı ile bir sorun yaşamıştınız... Aslında Eczacıbaşı ile benim bir sorunum yoktu. Farklı bir durum vardı. 9 yılımı verdiğim bir kulüple zaten sorunum olamaz. Bu benim oyunculuğumu yok etmediği gibi Eczacıbaşı'nı da bitirmedi. Önemli olan iyi bir şekilde ayrılmaktı. Bir süre voleyboldan uzak kalmak sizi olumsuz etkiledi mi? Beni gören ara verdiğimi düşünmez. Daha önce çocuğum olduktan 1 ay sonra yeniden sahalara dönmüştüm. Bu sürede yan gelip yatmadım. Böyle teklifler gelince ben de sessiz bir şekilde hazırlandım. Ulusal takım kampı da benim için artı oldu. Kendimi daha iyi hazırladım. Avrupa'ya giden voleybolcular için neler söyleyeceksiniz? Bence gidip de başarılı olan insanlar değerlendirilmeli. Bu oyuncular 5 6 ay oynamadan bu kulüplerden teklif alıyorsa bu bizim değerimiz gösterir. Aslında geri dönmek değil, oradan nasıl dönüldüğü önemli. Yabancı kulüpler bizi transfer ediyorsa bu bizim hak ettiğimiz bir şey. Yaptıklarımız nedeniyle bizi alıyorlar. Türk voleybolunun ve gençlerin gelişimini nasıl değerlendireceksiniz? Oyuncular kariyerlerine bir şeyler daha katmak için Avrupa'ya gidiyor. Artık kulüpler biraz daha geniş düşünüp, Türkiye şampiyonluklarıyla yetinmeyip, oyuncu yetiştirip, kendi bünyesinde tutup, Avrupa'da başarılı olursa, yurt dışındaki oyuncular takımlarımızı daha çok tercih eder. Kendi ligimizde birbirimizle çok çekişiyoruz ama asıl vitrin dışarısı. Kulüpler kendilerini başarılı saymaları için hedeflerini yükseltmeli. Gençler hem şanslı hem de biraz şanssız. Şanslılar çünkü çok üst seviyeden başlıyorlar. Ama artık Türk halkını memnun etmek için daha üst işler yapılmalı. Çok yetenekliler. Her şey doğru yapılırsa başarıyı yakalarlar. Ulusal takımın Grand Prix ve Dünya Şampiyonası'ndaki hedefleri neler? İyi bir derece alabiliriz. Form durumumuzu önemli maçlara göre ayarladık. Uzun bir süre kamptayız. Ancak bunun gerekli olduğunu düşünüyorum. Hazırlık için iyi maçlar çıkardık. Yavaş yavaş form grafiğimizi yükselttik. Başarılı olacağımızı düşünüyorum. YENİDEN DOĞDUM E czacıbaşı formasıyla hedeflerime ulaşıp mutlu bir şekilde voleybolu bırakmak istiyordum. Ama kadro dışı bırakıldıktan sonra, daha da iyi işler yapmak istedim. İtalya'ya transferimle birlikte adeta yeniden doğdum. İtalya'ya gitmek önemli ancak orada başarılı olmak daha da önemli. ıcak yaz günleri yerini serin bahar havasına bırakırken, ulusal takımlarımızın yoğun temposu da bayanlar dışında geride kaldı. Mayıs ayının sonlarında başlayan baş döndürücü trafik, şimdi Filenin Sultanları'nın oynayacağı Bulgaristan'daki Grand Prix Elemeleri ve Kasım ayında Japonya'da ilk kez mücadele edeceğimiz Dünya Şampiyonası ile bitecek. Sonra ligler ve Avrupa kupalarındaki günler başlayacak. Bu da gösteriyor ki artık voleybolumuz 12 ay aralıksız yapılan bir spor branşı haline geldi. Bir çoğunuzun hatırladığı gibi, daha önceleri Mayıs ayında liglerimiz biter, arkasından ulusal takımlarımız, Bahar Kupası, Avrupa Şampiyonası Elemeleri, Balkan Şampiyonası gibi birkaç organizasyondan sonra tatile girer ve Eylül ayına kadar geçen süre içinde eğer sponsor bulunabilirse plaj voleybolu turnuvaları yapılırdı. Yani 23 yıl öncesine kadar sıcak yaz ayları, tüm camia için ‘‘Uzun tatil günleri'' demekti. Ancak ulusal takımlarımızın başlayan çıkışı, Genç ve yıldızlarda Balkan Şampiyonaları'nın hızlanması, yaz aylarını sadece plaj voleybolu oynanan günler, haftalar olmaktan çıkardığı gibi, yoğunluk nedeniyle takip edilmesini bile zorlaştırdı. Şimdi gözümüzü bayanların yapacağı son iki büyük organizasyona çevirdik. Ancak bu arada 1 Ekim'de start alacak erkekler liginin hazırlıkları ve heyecanı da yavaş yavaş bizleri sarmaya başladı. Bu sezon bayanlarda ve erkekler de Dünya Şampiyonaları'nın Kasım ayında sonuçlanacak olması nedeniyle sıkıştırılmış bir lig sezonu yaşayacağız. 17 ekibin mücadele edeceği erkeklerin grup karşılaşmalarının ilk devresi 1 Kasım da bitecek. Ulusal Takımımız Dünya Şampiyonası'na katılmamasına karşın, kulüplerimizin transfer ettiği bazı yabancı oyuncuların bu büyük organizasyonda ülkelerini temsil edecek olmaları nedeniyle lige 36 gün ara verilecek. 6 Aralık 14 Ocak’ta grupların ikinci devresi oynanacak. Bayanların grup müsabakaları ise 25 Kasım’da başlayacak. Uzun bir süredir transferlerle uğraşan erkek takımları, içinde bulunduğumuz şu günlerde 12 gün sonra başlayacak lig için yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Bu arada fikstür çekiminden sonra gündeme oturan küme düşecek ekip sayısı tartışmaları da sürüyor. Biliyorsunuz voleybolumuzun yoğun temposunu azaltmak için Prof. Dr. Hüsnü Can'ın başkanlığındaki federasyonumuz çareyi ligdeki takım sayısını 12’ye düşürmekte bulmuş ve her yıl azalan bir sistem oluşturmuştu. 6 ay önce federasyon başkanlığını devralan Erol Ünal Karabıyık da bu görüşün arkasında durdu. Böylece 2009 sezonunda 12 ekipli lig hedefi, bu sezon bayanlarda 2, erkekler de 1 takımın lig den çekilmesi ve federasyonunda bu kulüpler dışında 4'er ekibin küme düşürüleceğini açıklamayla (Böylece erkeklerde 5, bayanlar da 6 takım 2. lige gidecek) daha da hızlanmış oldu. Bu karar ekonomik koşullar nedeniyle iyi kadrolar oluşturamayan birçok kulübü de ayağa kaldırdı. Ama tüm tepkilere ve girişimlere karşın, federasyonun hedeflediği sayıya ulaşmak için bu fırsatı kaçırmaya niyeti yok. Aslında ben, ligin 12 takıma indirilmesi kararına başından beri karşıyım. Çok ekipli ligin zorluklarını biliyorum. Ama 12 takımlı liglerin, İstanbul Ankara İzmir gibi 3 büyük kentin ekiplerinden oluşmasından endişeliyim. Şu anda bile 16 takımlı bayanlar liginde 3 büyük şehir dışında kalan 4 kulüp var. Erkeklerde ise, 17 takımın 6'sı büyük şehirlerin dışından. Görüldüğü gibi 2 yıl sonra voleybolumuz Anadolu'dan iyice uzaklaşmış olacak. Ayrıca birçok sporsever, ligin üst düzey takımlarında ki hayran oldukları yıldızları artık şehirlerinde seyretme olanağını yitirecekler, voleybola gönül vermiş küçükler ise, örnek aldıkları starları ancak televizyonun ara sıra verdiği maçlar da izlemek zorunda kalacaklar. Tüm bunların branşımıza olan ilgiyi azaltmasından korkuyorum. İşte 12 takımlı lige itirazım da bundan. 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle