22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

L E M İ : Başarının anahtarı özkaynak U F U K TA N I Ş A N C SPOR FUTBOL ARALIK SALI GÖRÜŞ Efsane Geri Dönecek mi? MEHMET GÜÇLÜ L 6 ‘ emi Çelik... 15 yıl Trabzonspor’a futbolcu olarak hizmet etmiş bir isim...Hizmeti hâlâ da devam ediyor. Her zaman beyefendiliği ile ön plana çıkan Lemi, ‘Başbakan’ lakabıyla da tanınıyordu. Trabzon’u masaya yatırıp, onun da fikirlerini almamak olmazdı. Bordo Mavili Kulübü iyi tanıyan Çelik, sorularımıza çarpıcı yanıtlar verdi. Trabzonspor tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. Nasıl oldu da bu hale gelindi? LEMİ ÇELİK: Nuri Albayrak’dan önce yönetimde Atay Aktuğ ve ekibi vardı. İki kupa alıp ligi de ikinci sırada tamamlamışlardı. Ancak ondan sonraki süreçte transferlerde yapılan küçük bir yanlıştan sonra büyük bir baskı oluştu ve Atay Aktuğ olgun davranarak görevinden istifa etti. Ve çok başarılı bir yönetim kongreye gitme kararı aldı. Ondan sonra Nuri Albayrak aday olacağını açıkladı. Ama Albayrak, Trabzonspor’un talip olduğu Trabzon Limanı ihalesine girdi ve kendi aldı. Ve de insanlarda Nuri Albayrak’ın limandan kazandığı paranın bir kısmını Trabzonspor’a harcayacağı yönünde bir kanı oluştu. Böylece Trabzonspor’un geleceği inşa edilecekti. Kongre zamanında Albayrak çok büyük vaadlerde bulundu. Trabzonspor’a 3 tane yıldız kazandıracağını ve bunun bir tanesinin parasını kendi cebinden ödeyeceğini, takımı şampiyon yapacağını söyledi. Seçimi kazandıktan sonra da devre arasında geldiği için istediği transferleri yapacak zamanı bulamadı. Ancak o süreçte Trabzonspor’a katkı yapan birçok futbolcuyu gönderdi. Ve kendi düşüncesi doğrultusunda bir sürü transfer yaptı. Yani 56 futbolcu gitti, yerlerine 89 oyuncu geldi. Daha sonra giden oyuncuların gelenlerden daha kaliteli olduğu ortaya çıktı. Ama takım ortaya çok kötü bir performans koydu. Birçok hata yapmasına karşın devre arasında geldiği için camia, yönetimin fazla üstüne gitmedi. Sezon bittiğinde seçim öncesi vaadlerini tekrarladı. Fatih Tekke gibi forvetin satılması bir hata mıydı? Taraftar Albayrak’ın bu sözlerine uymasını beklerken o, Fatih Tekke gibi bir yıldızı sattı. Ben bunun tamamen karşısındayım. Fatih, Trabzonspor’un Maradona’sıydı. Ayrıca sorumluluk sahibi bir futbolcu olduğu için sadece oynamıyor, takım arkadaşlarını da oynatıyordu. Bu sorumluluk bilinciyle hem saha içinde hem de saha dışında takımın motivasyonunu sağlıyordu. Yani, teknik direktörün yapması gereken birçok işi de yapıyordu. Her yıl 30 gol atıp 20 tane attıran bir futbolcuyu satmak benim teknik direktörlük anlayaşıma asla uymuyor. Ben yetkili olsam asla sattırmazdım. Ve bugün de Fatih’siz Trabzonspor’un ne hallere geldiği belli. Taraftar da haliyle takıma yeni bir yıldız alınmasını bekledi ancak yönetimin yıldız diye aldığı oyuncuların aslında normal futbolcular oldukları ortaya çıktı. Hiçbiri Fatih’in yerini dolduramadı. Ve bu yıl en az 3040 milyon dolarlık bir harcama yapıldı. Halbuki Fatih’i tutup 1015 milyon arası bir transfer harcamasıyla bu takım daha iyi yerlerde olabilirdi. Hatta şampiyon bile olunabilirdi. Geçmişte Trabzonspor öz kaynaklarıyla çok büyük başarılar yakaladı. Ancak şu anda kaynaklara pek yatırım yapıldığını söyleyemeyiz... Nuri Albayrak ve ekibi Trabzon’un öz kaynaklarını kullanmadığı gibi geçmişte bu kulübe emeği geçmiş futbolcuların hepsi yok sayıldı. Trabzonspor’un öz kaynaklarını hiçe sayarak Trabzonspor’u yönetmeye çalışıyorlar. Bunu yaparken de çok büyük hatalar yapıyorlar. Hiçbir büyük takım 8 ayda 18 futbolcu satıp 20 futbolcu satmaz. O zaman siz büyük takım olamazsınız. Başkan tarafından verilen vaadlerin yerini bulmamasından sonra Trabzonspor tarihinin en kötü dönemini yaşamaktadır. Hâlâ daha biz bunu düzelteceğiz diyorlar. Eğer amaçları taraftarı uyutmak ise elbet bunun cezasını çekerler. Bir an önce bu yanlışlardan dönülmesi gerekiyor. Taraftarlar uzun zamandan bu yana şampiyonluğa hasret kaldı. Bu takım üzerinde bir baskı oluşturuyor mu? Trabzonspor taraftarına kimse bir şey söylemesin. Ben bu kulüpte 15 yıl futbol oynadım. Bizim zamanımızdaki baskının şu anda yüzde 10’u bile yok. Bordo Mavili taraftarlar olgun ve takımlarına bağlı. Bilinç düzeyleri de arttığı için bunu takıma olumlu şekilde yansıtabiliyorlar. 1520 yıl öncesinden çok daha ilerideler. 1973 ‘ Eğer temel değerler ve öz kaynaklar sağlam olsaydı, kulüp kurumsallaşmayı tam olarak gerçekleştirebilseydi ve kulübü profesyonel isimler yönetseydi teknik adamın işi çok daha kolaylaşırdı. Bu kadar futbolcu değişimi olmazdı. Teknik direktör yanlız kalmıştır. O, tek başına kaldığı için zaman zaman doğru tespitler yapamamıştır. Kulüp kurumsallaşmadığı sürece hoca ne yapsın? Trabzonspor’un ihtiyacı olan teknik adamlar ve futbolcular kendi öz kaynaklarında mevcuttur. Bunları mutlaka değerlendirmek gerekiyor. Trabzonspor, kurumsallaştığı ve profesyonelce işler hale geldiği zaman, yani kulüpteki birimlerin belli olup oraya bu işi yapabilecek insanları yerleştirdiği zaman düzlüğe çıkar. 74 sezonunda İkinci Lig’de şampiyon olarak ilk kez Birinci Lig’e yükselen Trabzonspor’un 197576 sezonunda üç büyükler hegemonyasına son vererek gerçekleştirdiği devrim ve sonrasında dokuz yıl süreyle Türk futbolunun zirvesinde yer alışının ardındaki gerçekleri iyi irdelemek gerekir. Sınırlı olanaklara sahip bir Anadolu takımının o dönem ligde altı şampiyonluk, üç ikincilik almasını sağlayan en önemli faktör, kendi öz kaynaklarını akılcı bir şekilde kullanmasıydı. Futbolun para için değil, inanç ve forma aşkıyla oynandığı 70’li yıllardan bu güne çok şeyler değişti. Paranın daha önem kazandığı bu dönemde, altyapı kaynaklarının verimsizleşmesi, özkaynakların gözardı edilmesi, iç hesaplaşmalar, kısır çekişmeler Trabzonspor’u gerçek kimliğinden soyutlayan en önemli etkenlerdir. Bordo – Mavili ekibin zaferden zafere koşarak Türkiye Ligi’ne damgasını vurduğu yılları yeniden anımsayacak olursak, zamanın nasıl kötü harcandığını, o günlerden bu güne nelerin yitirildiğini daha iyi anlayabilmek mümkün. Karadeniz insanının genlerinde mevcut, hırslı, mücadeleci, inatçı yapısına karşın, futboldaki bu sürekli geriye gidiş, Trabzonspor yönetimlerinin kendi yıldızlarını yaratmayı unutup dışarıdan yıldız futbolcular transfer etmeyi alışkanlık edinmesiyle sürüyor. Teknik adam ve futbolcu seçimlerindeki isabetsizlikler, zaten kısıtlı olan ekonomik kaynakların çarçur edilmesi bugünkü başarısızlık kördüğümünün önemli unsurları arasındadır. 70’li yıllarda yaratılan futbol ekolünden, yüzde 100 başarı getiren sistemden sonradan neden uzaklaşıldığının yanıtını kimse bilmiyor. Trabzonspor’un futboldaki çöküşü, sıradanlaşması, bilerek ya da bilmeyerek kendi sisteminden uzaklaşmasıyla başlar. Şu an ligdeki tablo gösteriyor ki Trabzonspor bu sezon tüm hedeflerini çok ama çok erken yitirmiş bir takım. Böyle bir sezonda elde edilebilecek en önemli kazanç, geleceğe dönük yeniden yapılanma, kalıcı başarıları sağlayabilecek akılcı bir sistemi oluşturabilmek olacaktır. Bu yönetim bunu başarabilir mi tartışılır ama Trabzonspor’un artık kaybedecek zamanı kalmamıştır. Türk futbolunun bağnaz işleyişine başkaldırışın simgesi olan Trabzonspor, kendi içinde kenetlenip bir olarak öz kaynaklarını yeniden işler hale getirerek bugünleri aşabilir. Uyuyan efsaneyi bu derin uykudan uyandırabilecek idealist, yetenekli, akıllı, iş bitirici yöneticilere ihtiyacı var Trabzonspor’un…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle