Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13TEMMUZ2OO3.SAYI9O3 girmesi veya tedavi olabilmesi için gerekli aletlerin bozuk olması da açık, ama farkına varılmayan hak ihlallerinden. Bir doktor sigara içiyor diye hastasını muayene etmiyorsa o da hasta haklarını ihlal etmiş oluyor. Dünya SağlıkÖrgütü'nün verilerinegöre, 27 Avrupa ülkesi ve Israil tıbbi tedavilerde hastanın onayı ilkesini kabul etti. Birçok ülkede, hasta ile hekim arasındaki ilişki bir türsözleşmeniteliğitaşıyor. Özel hayata saygı ve gizlilik hasta haklarının ana maddelerinden... Bu nedenle kişinin bilgi lerinin tutulduğu bilgi bankalarından bilgiedinebilmenin deönünegeçiliyor. Istanbul Tabip Odası Hekimlik Uygulamaları Büro Sorumlusu Dr. Nedim Şendağ, Türkiye'de hasta haklarına gereken önemin yasal olarak verildiğini ancak uygulamada ne hekimlerin ne de hastaların buhaklarıgözetmediğinivurguluyor. Bunun nedeni ise toplumun bilinçsizliği ve sağlıksistemimininbozukluğu. "Örneğin bir sigorta hastanesinde hasta hakları ne kadaruygulanabilir"diyesoruyorŞendağ "Bir hekim ingünde 150200 kişiyebaktığı ve hasta başına en fazla bir dakikanın düştüğüyerde.hastalarırahatsızlığıyla ilgili nekadarbilgilendirebilirsiniz.Insanlar haklarını ne derece savunabilirler ya da hekimler hastalarının haklarını ne derece gözetebilirler?" Şendağ'a hastaların temelhaklarından biri olan şikâyettebulunmamekanizmasının nasıl çalıştığını sorduğumuzda, her üç şikâyetten birinin doğrulandığını öğreniyoruz. "Son 20 yılda yapmış olduğumuz bir istatistiğe göre, Tabip Odası bünyesinde bitirilmiş dosya sayımız 2003. Bu dosyalarda meslektaşlarımızın yüzde 80'i beraat etmiş, yüzde20'si iseceza almış." diyor "Bu sonuç, hastalarımızın şikâyet haklarını kullanabilmeleriaçısındansevindirici, fakat hekimlerimizin hasta haklarını gözetmemesiaçısındanüzücü".Hekimlere yapılan suçlamalarda en büyük pay tedavi sırasındayapılanhatalaraait.Şendağ, bir şikâyet konusunun altını çiziyor: Reklam. Özel hastane ve muayenehane tanıtım faaliyetlerinin mesleketiğine aykırı olduğunu ve hastaların bu yolla kandırıldıgını anlatıyor: "Hastane ya da diğer sağlıkkuruluşlarının reklamlarında, 'Buradaçokküçükbir ücretle muayene olabilirsiniz!' diyorlar. Hasta ofiyatamuayene olacağım diye gidiyor ama yaptırılan gerekli ya da gereksiz tetkiklerle hastaya müthiş bir fatura çıkartılıyor. Yani bu da bir nevi hastayı kandırmak oluyor. Dolayısıyla hasta hakları ihlal ediliyor. Şendağ hazırlıkları devam eden bir Malpractice yasasından da (tıpta yanlış uygulama) söz ediyor. Yasanın çıkmasıyla Sağlık Müdürü, Tabip Odası Başkanı ve öğretim görevlilerinden oluşan bilirkişi grubu çok kısa bir süre içerisinde hataları inceleyecekvehataylasonuçlananuygulamalarparacezasıvehapislecezalandırılacak. Bugün için hak arama talepleri idari, cezai vehukuki olarak inceleniyor. Hakkı ihlal edilen kişi öncelikle kuruma karşı itiraz hakkını kullanıyor. Zarar gören hasta ve hasta yakını hukuk mahkemelerinde tazminat davası da açabiliyor.# Kapak devamı arka sayfada Hastaların derneği var... Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği (HAYAD) bir hak arama platformu... Kendisi de bir tıp mağduru olan Leyla Ezgi tarafından kıırulmuş. Ezgi'nin yaşadıkları, hasta hakları kavramını bir kere daha sorgulanır hale getirmiş. "Eşim 1996 yılında Amerikan Hastanesi'nde mide ameliyatı oldu. Ameliyattan hemen sonra gelişen bir durum, ya da orada yapılan bir hata yüzünden hastanın bağırsakları kendi etrafında dolandı. Bunu ancak ikinci ameliyattan sonra fark edebildiler ama geç kaldıkları için bir şey yapılamadı. Bunun üzerine tekrar tekrar ameliyat ettiler ama eşimi kurtaramadık." Leyla Ezgi tüm bu yaşadıklarından sonra, 1997 yılından beri hakkını mahkeme kapüarında arıyor. Alınamayan tıbbi raporlar, çeşitli şikâyet dilekçeleri, daha bir sürü işlemler ve sonuçlandırılamayan bir dava daha... 1999 yılında ilan edilen afla birlikte Ezgi'nin açtığı ceza davası da düşüyor. Bunun üzerine dava AÎHM'e taşınıyor. Ayrıca Türkiye'de bir tazminat davası sürüyor. Halen derneğin yönetim kurulu başkanı olan Ezgi kendi gibi mağdurların hak arayıcısı... Mağdurlar HAYAD'a hastalıkların geç fark edilmesi, kırık olgusu, cerrahi müdahale sırasında yapılan hatalar gibi nedenlerle başvuruyorlar. Yönetim kurulu üyelerinden Mustafa Sütlaş derneğin kuruluş aşamasını anlatıyor: "Biz hastaların hak mücadelesi için baroların, tabip odalannın ve hasta derneklerinin tek başına yeterli olamayacaklarını düşündük ve bu amaçla bir dernek çatısı altında buluştuk. Bu derneğin de yalnızca hastalarla sınırlı kalmaması gerektiğini düşündük, derneğin kapsamına hasta vakınlarını da aldık. Amaç, öncelikle bu hakları hizmet alırken bilmek ve talep etmek noktasında toplumumuzu bilinçlendirmekti. Bunu hem hizmeti verenlere hem hizmeti alanlara öğretmek gerekiyordu." Derneğin çalışmalarına yeni başladığı 1998 yılında çeşitli konferanslar, toplantılar, eğitim çalışmaları yapdarak dernek topluma anlatılmaya başlandı. Sağlık Bakanhğı ise 1 Ağustos 1998'de hasta hakları yönetmeliğini yayımladı. HAYAD bu yönetmelikten de kuvvet Ezgi, yanlış tedavi sonııcu ölen eşiyle. alarak kendisini daha kolay ifade edebildi. Bu arada en büyük desteği de derneğin kamuya mal edilmesi açısından medyada bulurlar. Bugün ise dernek insanlara hem hasta haklarını anlatıyor hem de mağdur olduğunu düşünenlere neler yapması gerektiğini anlatıyor. Talep edenlere eğitim çalışmalarıyla, özel seminerler veriliyor. Sohbet ortamları yaratılarak toplum bilinçlendiriliyor. Türkiye'de hasta haklarını koruyup gözetmek amacıyla Denizli, Antalya ve lzmir'de açılan üç dernek daha var. Giderek şiddetli bir ihtiyaç haline gelen "hasta hakları" kavramı, her 26 Ekim'de Hasta Hakları Günü'nde haurlatılıyor. • Hastalık hakkında bilgi edinmek. Hasta haklarıyla ilgili ilk temel metin Dünya Tabipler Birliği'nin 1981 tarihli Lizbon Bildirgesi. Sağlık hizmetiyle ilgili ayrıntılann eksik olması nedeniyle Lizbon Bildirgesi'nin ardından Avrupa Hasta Hakları Bildirgesi (Amsterdam 1994) ve Dünya Tabipler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi (Bali 1995) hazırlandı. Her iki bildirgede hasta hakları beş başlık altında toplandı. "Tıbbi bakım hakkı, bilgi edinme hakkı, onay, mahremiyet ve özel hayata saygı (Tıbbi kayıtların saklanması), başvuru (şikâyette bulunma ) hakkı." Bu bildirgeye göre hasta hekimini özgürce seçebilir, hiçbir baskı altında kalmadan karar verebilir kendisine önerilen tedaviyi kabul ya da ret edebilir. Bildirgeye göre hastanın kendisi ile ilgili tıbbi ya da özel bilgilerin gizliliğine saygı duyulmasını bekleme, onurlu bir şekilde ölmeyi isteme, ruhi ve ahlaki teselliyi kabul ya da ret etme hakkı da var. En çok ihlal edilen ve hasta haklarının en temel unsurlarından biri olarak bilinen kavram hastanın bilgi edinme hakkı. Hastaların durumları ile ilgili tıbbi gerçekleri öğrenememesi, önerilen tıbbi girişimin riskini ya da yarannın kişilere anlatılmaması da hasta için bir ihlal gerekçesi. Hastalara sağlık problemleri anlatılırken özen gösterilmesi gereken noktalar da var. Bilgi hastanın anlama kapasitesine uygun bir şekilde verilmeli, yabancı teknik terminoloji kullanımı da en aza indirilmeli. Hastaya modern tıp teknolojisinin gereklerine uygun bir şekilde teşhisin konulması da hasta haklarından biri olarak kabul ediliyor. Son yıllarda sıkça tartışılan ve tabip odalarıyla devletin uzlaşamadığı bir diğer sorun ise yapılacak olan tıbbi miidahalelerde hastanın onayının alınması. 1 Ağustos 1998 tarihli Hasta Hakları Yönetmeliği'ne göre, "Teşhis, tedavi veya korunma amacı olmaksızın, ölüme ya da yaşamsal tehlikeye ya da beden bütünlüğünü bozacak ya da zihinsel, bedensel direnci azaltabilecek hiçbir şey yapılamaz ve talep de edilemez." denilerek müdahale hakkı yeniden düzenlendi. Her ne kadar yönetmeliklerle bu hak kesinleştirilmişse de Tıp Etik' inde bu konu uzun süre tartışılacağa benziyor. Avrupa'nın üzerinde hâlâ tartıştığı bir diğer etmen ise "Ötanazi". 1998 tarihinde çıkarılan Hasta Hakları Yönetmeliği'ndekonu "Ötanazi Yasağı" olarak adlandırüıyor. Yönetmelikte "Bir kişinin talebi olsa dahi yaşamına son verilemez." deniliyor. Günümüzde çokça ihlal edilen bir hak da hastanın özel hayatına saygı duyulması ilkesi. Medyada sıkça gördiiğümüz doktorun ünlii olan hastası hakkında demeç vermesi ya da hastaların doktorlar tarafından uluorta muayene edilmesi de hasta hakları ihlalleri arasında yer alıyor.#