22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

11MAYIS 2003. SAYI 894 Bütün çiftler, olgunlaşmak için, anahtar evrelerden geçmek, krizleri aşmak zorundalar. Bilgelik ise birbirinin diğerinin istediği kitabı aradığı, bulup aldığı y/biz ortağız" evresinde ortaya çıkıyor... İlişkilerin mimarisi ii ugün çoğu kimse, ikili yaşam için özgün bir senaryo yaratmak peşinde. Bir çift oluşturmak için, değişik yollar bulmak mümkünmügerçekten? Bunun nereçetesi, ne de ölçütleri var diyor uzmanlar. Kendimizi mimarlara benzetirsek, bir çift söz konusu olduğunda, bazıları büyük zevkle, bir sandık odası ya da iki odalı bir yer kurmaktan memnun kalırlar. Bir katedral inşa edebilecekken bir sandık odası neden yeterli olur insana? Çoğumuz ebeveynimizin oluşturduğu çifti kaynak alırız. Bilinçaltı bir bağlılıkla, anne babamızda gördüğümüz mutluluktan dahafazlasınaözenmeyiz.Birisinehayal ettiği ücreti sorun, herkes "Şimdi aldığım aylığınikikatı" diyeyanıtlayacaktır. Pek az insan:" On milyon Euro isterim " diyecektir. Aşkta da aynı şey: Hiç kimse hayal edilebilecek en yüksek mutluluğa yönelmeye eğilimli değildir. Insan kendi dünyası, kendi tarihi ya da yakınlarını örnek alarak ihtiraslarının yüksekliğini ayarlar... Bir çift kurma, birbirini izleyen farklı evrelerin, aşdması gereken krizlerin ürünüdür. Amerikalı ruhbilimciler Ellyn Bader ve Peter Pearson'a göre tüm önemli ilişkiler altı dönemden geçer. Kaçınılmaz olarak bunlar, anneçocuk ilişkisine öykünmedir. Her bir evre fazlasıyla probleme neden olur, ama aynı zamanda ilişkinin inşası için önemli erdemlere sahiptir. En başta, kaynaşma vardır. Restoranda bunun tercümesi: "Neyiyorsun?", "Senin yediğinden!" olarak belirir. Kaynaşma evresi doğal bir suç ortaklığı yaratır, söze dayanmayan, duygusal ve bedensel... Geleceğe yönelik tüm ittifak biçimlerinin temelidirbu. Erya dageç soluk alma gereksinmesi duyulmaya başlanır. Bunun üzerinefarklılaşmaçıkarortaya: "Ne yiyorsun? ", "Onu yemek de nereden çıktı, mevsimi bile değil?" Aniden kendini ötekinden farklılaştırma gereksinmesi duyulur.Bu, değer yargılarının, iktidar elde etmenın saatidir: "Hiçbirşey anlamıyorsun", "Beş para etmezsin "... Bu," Ben, sen değilim " demenin, farklılıkların altını çizmenin, vıırgulamanınyollarıdırbunlar. Aslında, f arklılaşma da bir başka kaynaşma biçimidir: Karşıtlıkta da insan içtenlikle ve kuvvetle bir diğerine bağımlı kalır. Dolayısıyla, soluk alma yoksunluğu sürergider. Derkenüçüncüevreçıkagelir: Keşif evresidir bu. Çiftin her bir bireyi, diğerini uzakta tutmaya başlar. Bunun tercümesi: "Arkadaşlarla çıkıyorum", "Çocuklarlafutbolabaşlıyorum", "Anneme dönüyorum "ya da" Kendime âşık buluyorum"dur... Bu uzaklaşma yitirilmiş, ötekine yaklaşmak için bir sürevestiyere bırakılmış beni geri kazanmaya olanak verir. Bu aşamada ayrılık sıkça görülür, çünkü zorluk, ilişkiyi koparmadan gerekli uzaklığı sağlamak yetisine sahip olmaktadır. BİZBÎREKİBİZ... Eger bı rlıkte devam etmeye karar verilırse bu anda dorduncü aşamaya geçilir: Yakınlaşma. Bunda başarıh olmak için, ötekinden nebeklediğinitanımlamasıgerekirkişinin: "Iştebenbuyum.mutluolmak için bunları istiyorum, şunları vermeye hazırım, istediğim ikili ilişkide şiddetle arzuladığım bunlar. Bu işin yürümesi için senin ideal çiftinle benimki arasındaortaknoktalarolduğunudüşünüyor musun? " Bu soruya en somut ve işlevsel yanıt vermeyolu: "Biz bir ekip olarak beraber oluyoruz, ama ne yapmak için?" olmahdır. Bu"Sensofrayıkurdun,bende ortalığıtoplarım" değildir sadece. Daha ötesidir: "Birkitapçıydım, onun uzun zamandır aradığı romanı buldum ve onun için satın aldım". Burada "bir ortağı olmaktan", "birisinin ortağı, ekip arkadaşı olmaya" geçilmiştir. Bu bilgeliğe ulaşılınca, bazı görevsel kurallar vardır uyulacak, ama çatışmalar yepyeni bir biçim almıştır: Partnerler güçlerini ayırmak ve ayrılıklarını kabullenmek gibi daha zor sorunlarla karşı karşıya kalırlar... Nihai aşamaya dageçilebilirburadan, kendi aramızda iyi olduğumuz gibi dış dünya ile de iyi olmaktan doğan sinerjidir bu. Çift artık kendisi için yaşamaz sadece, başkalarına da yönelir. llişki, derinlemesine büyür. Bütün bu evreleri yaşayan bir çift, hiçbir aşamadan kısıntı yapamaz. Ama her evrenin süresi konusunda bir kuTal yoktur. Genel kural olarak, son iki evreyeellili yaşlarda varılır. Çocuklar büyürler, kariyer tamamlanır, masraflar daha azalır bu evrelere ulaşmayı sağlamak için. Psi D E R G 1 D E N Yurttaşlık hakkını elde etmek, insan olma serüvenınde en önemli dönüm noktası. Dünya çapında bütün ülkelerde yurttaşlar yani seçme ve seçilme hakkı olanlar başlangıçta hep beyaz ve hep erkek. Taa 20. yüzyıla gelene kadar bu iş böyle sürmüş. Örneğin, insanları eşit luldığı sayılan şu meşhur Fransız îhtilali... Kadınlara bir gıdımcık hak tanıyamamış. îhtilalin ardından yayımlanan İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi sadece erkeklere mahsus bir bildirge olarak kalmış. Orada sözü geçen "insan" sözcüğü ile kastedilen de sadece erkek cinsi olmuş. Dünya tarihine bakıldığında, renk ve cinsiyetin yurttaşlık açısından tayin edici faktör olduğu ortada. Kadınlar yurttaş sayılmak için 20. yüzyılı beklemek zorunda kalmışlar. 20. yüzyıla gelmeden kadınların yurttaşlık hakkı elde ettiği tek bir ülke var! Yeni Zelanda.. Bu hafta Nilgün Cerrahoğlu, geleneksel Anzak törenleri için Türkiye'ye gelen Yeni Zelanda Genel Valisi Silvia Carnvright ile konuştu. Cartwright aslında Yeni Zelanda'nın Devlet Başkanı. Ama ülkesi Commonwealth'e bağlı olduğu için adı "Genel Vali" olarak geçiyor. Yeni Zelandalılar, 1893 ydında kadınla erkeği yasa önünde eşit kılmış. Ustelik yalnız beyaz kadına değil, derisi beyaz olmayan Maori kadınlanna da bu hakkı tanımışlar. Yeni Zelanda'nın başında bir kadın başkan bulunmasının nedenini bu geçmişte aramak gerek. Silvia Cartwright kadınların yaşadıkları topraklarda söz sahibi olabilmek için neler yapmalan gerektiğini de anlatıyor. Parlamentosu erkeğe kesmiş bir ülkenin yurttaşlannın dikkatine. Önümüzdeki hafta yeni bir dergide buluşmak üzere... İPEK ÇALIŞLAR cumdergi@cumhuriyet.com.tr CUMHURlYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: YEDt MAYIS HABER AJANSIBASIN VE YAYINCILIK AŞ ADINAİLHAN SELÇUK • SORUMLU MÜDÜR MEHMET SUCU • YAYIN YÖNETMENÎ: tPEK ÇALIŞLAR • GÖRSEL YÖ NETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SAN. VE TtC. AŞ MATBAASI ESENBOĞA YOLU 13. KM. PURSAKLAR/ANKARA • IDARE MERKEZİ TÜRKOCAĞICAD. NO: 3941CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBUL.TEL: (0212) 51205 0 5 1 REKLAMPUBLtMEDtA kolog Carl Rogers iki âşık arasındakikopmazbirlikteliğinformülünüşöylealgılıyor: "Ilişkilerimizi geliştirmek için birlikte çalışmaya koyuluyoruz, çünkü aşkımız ve hayatımız böyle zenginleşiyor. " • Psychologies'den çeviren: EMREÇAĞATAY İllustrasyon: SEMRA CAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle