Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 KASIM 2003. SAYI 921 mini çekmeyi düşünmez misin? Ne yalan söyleyeyim sincma büyülü bir şey, ama çok zor gcliyor bana. Film çekmek lojistikkâbuslarladolubiriş. Senaryoyazmayı seviyorum ama... Bu işi profesyonel birinebırakmayı tercih ederim. Yani romanı bcnim yazdığım kadar iyi çckebilecek birsinemacıya. Iştekasthazır, romanhazır, isteyen olursa buyursun. Sincma eğitiminin yazarlığına yardımı oldu mu? Ozellikle ilk romanının kurgusu çokparlak. Sincma okulunun çok ctkisi var. Birçok şeyi bu sayedc öğrcndik. Görsellik nedir, karakternasılyaratılır, dramatik yapınasıl kıırıılıır, çelişkilernasılişlenirgibikonularda oradakı derslerin çok faydası oldu. Hoş bir tarafın var. Bazı yazarı üç kere okusan da anlayamazsın. Oysa ki sen " Anlaşılacakşekildeyazmayadevametmekte kararlıyım" diyorsun. Çünkü anlattığım şeylerin kcndilcri za tcn çok kanşık. Bir kadınla bir crkeği yan yana koyduğumuz zaman, aralarında bir çekirn varsa, evrendeki en kaotik şeylerden biribaşlıyor. Bir debunıı yazarken karıştırmanın manası yokmuş gibi geliyor bana. Yazarlık marifcti divc bir şey varsa, o da bunun nasıl kristalize cdilebileceğini bulmak belki de. Saf vc billur haliylc, özünü kaybetmeden... Biraz da büyüdüğümüz yıllarla ilgili bir şey. Postmodern edebiyatın çok parladığı bir dönem olduğu için, çok yorııJduk anlaşılmaz nıetınler okıımaktan. Zaten bcn kcndi dııyduğum ihtiyaçtan dolayı böyle bir kitap yazdım. Modernistmi görüyorsun kendini? Evet, bu kitapta modası geçmiş şeyler okurların karşısına çıktı. Insan merkezli olması, sade olması, klasik dramatik yapılar üzerine kurulmuş olması... O anlamda modern romanı daha çok severim. Gcrçi "postmodern" dediğimiz şeyin ne olduğunu da pek anlamadım bu yaşa kadar. Çünkü eğer deneyselliği kastediyorsak zaten modcrn roman bunıın ömcklcriyle dolu. Kitabındaki nasıl biryalmzhk? Umutsuz bir yalnızlık. Umutlıı bir yalnızlık olur mur* ülur, kendi isteğinizle seçerseniz. Bir şeyler üretmek için, kendinizle baş başa kalmak için. Bıırada Memet'in seçmediği bir yalnızlık var. Elini uzattığı zaman dokunacak kimseyi bulamıyor. Yazmak nasıl bir serüven senin için? 1 ler kitap kendi macerasını getiriyor. Oradaolumlu anlamda bir yalnızlık var işte. Scvdiklerimiz yakınımızda olsıın, ama biz kendi dünyamız içinde üretmeye çalışalım...()rtamkonusundaçokscçicideğilimdir. Hayattan hangi zaman dilimini koparabiliyorsam o zaman yazıyorum. Birinci versiyonu yazıyorsam daha çok gecenin geç saatlerinde yazıyorum. Sonra ikinci versiyon var, kitap bittikten sonra tekrar yazış, onu sabahları yapıyorum, salim kafayla. Benim kafanı galiba daha çok yazarken çalışıyor. Yazmadığım zamanlarda orijinal fikirler gelmiyor aklıma bir türlii. Yazarlar kitaplarını iki üç kere mi yazar? Bence işin en zor kısmı kişisel çalışma tarzını bulmak. Biri için doğru olan öteki için çekilmez olabilir. Bazıları önce kitabın mimarisini kurup, bütiin bölümlerin sinopsislerini çıkarıp, sonra hiç şaşmadan yazıyorlar. Bazıları bir görüntü hayal edip, onun peşinden giderek yazıyor. Benimki ikisinin karışımı bir şey. Çünkü ilk yazışta kitabın sonundan çok emin olmuyorum. Hikâye bir yere doğru götürüyor. ikinci defada sonunu daha iyi bildiğim için başını da ona göre değiştirmek gerekiyor. Reklam metni yazarlığı da yapıyorsun. Piyasada çok tanınmış bir reklamın var mı? Sprite'ınllidayet'li rcklamı vardı. "Istese atom mühendisi bile olabilirdi" diyen. Bir de Rutkay Aziz'in oynadığı sabun rek lamı vardı, Duru'nun. 13 Mayıs 1990 Robert Kolej'de bir konser... Tuna Kiremitçi llkokul günleri..(Soldan üçüncü) Çok popüler oldun bir anda. Bu seni sıkıyormu? Beni sıkmıyor, çünkü gündelik hayatımda bunu pek hissetmiyorum. Bir de işyerinde adı konmamış bir anlaşma var arkadaşlarla aramızda. Onlar sanki ben hiç kitap yazmamışım gibi davranıyorlar. tmza günü ve söyleşiler için sağa sola gidince fark ediyorum işin boyutunu. Gazetede bazen haber çıkıyor, annem duygulanıyor, o kadar. Korkutmuyor mu seni ? Korkutuyor tabii. Aklı başında herkesi korkutur zaten. Bu yüzden hayatımda herhangi bir değişiklik yapmak istemiyorum. Çünkü iki tane kitap yazdıysam bunları şu andaki hayat tarzıma borçluyum . • Bu işte bir yalnızlık var. Yeni kitabında müzisyen Mehmet'in dramını anlatıyorsun. Seksenli yıllar, bir müzisyencilik oynayanlar var bir de sizin eski grubunuz Kumdan Kaleler... Aslında herkes gitara kız tavlamak için başlar. Ama sonra bazıları bunu ciddi bir ifade aracı haline getiriyor. Son romanla ilgili bir eleştirim var. Miizisyenlerin kirli çamaşırlarını dökmek istemezmiş gibi bir halin var. Müzisyencilik oynayan Veli karakteri dış görünüşüyle ilgileniyor miizisyenlerin. Esrar içiyor, kızları etkilemek için gitar çalışıyor, anne parası yiyor. Bence bütiin bu davranış biçimlerini ana karakterlerde de görmeliyiz, çünkü Veli zaten onları taklit ediyor. Bazı yönlcriyle yozlaşmış bir dünya olduğunu göremez miydik ? Ama şimdi bunu derkcn belli bir değer yargısını koymuş oluyorsun. Ben insanların dünyasına hikâye gerektirdiği kadar değinmek istiyorum. Yazar yargı belirtmeye başladtğı zaman akışa müdahale etmiş olııyor. Daha çok aydınlık bir gerçekçilikpeşindeyim. tnsanların içerisindeki iyi duygulara bakmak istiyorum. Mesela Elvan Perin başka bir açıdan bakıldığı zaman bambaşka şekilde anlatılabilecek bir kız. Kral TV'degördüğümüz kızcağızlardan biri. Ayrıca mafyatik bir herifle bcra ber... Ama o kız kim bilir nereden gelmiş, niye öyle olmuş, onu şekillendiren ne? Onlar müzikle uğraşırken üniversiteli akranları ciddi siyasi örgütlenme içindeler. O tezatı görseydik acaba Memet'in dramı daha mı belirgin hale gelirdi? Entelektüel bir tercih bu... Ben daha çok o dönemin etik anlayışını Nihat Abi'ninkişiliğiüzerinden vermeyeçalıştım. Nihat'ın dahayatının son demlerinde olması bir simge. O değer yargılarının yüklenmiş oldıığu tek insan var romanda, onun da zaten ölümünc şahitlik ediyoruz. Ne kadar çok apolitik olsalar da Nihat Abi'ninüzerindenbirtakım değer yargılarına ıdaşmışlar, farkında olmadan. Bunlar bir de mahalle delikanlısı, o kadar entelektüel insanlar değiller. Bu çok kolay yargılanabilecek bir şey, ama Memet'in yaşadığı dramın onunla bir ilgisi yok. Yok mu gerçekten? Yani Memet'in yaşamının var da, oradaki somut dramatik durumun yok. Toplumsal açıdan bakarsan, Türkiye'nin ekonomik kriz içerisindeolmasının, ilgisi var. Ekonomik krizin romanımıza girdiği belki de ilk kitap oldu bu. Neden ekonomik kriz? Türkiye'nin ekonomik krize niye girdiğini kimse bana anlatamıyor. Bu ülke ancak birileri istediği için ekonomik krize girmiş olabilir. Bu kadar çok düşünmemin nedeni,ekonomik krizi en çok hissetmişkesimdenolmam. Babanıın55yaşında işsiz kalıverince sağlığını birdenbire nasıl kaybettiğini gördüm.0