29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Boğaziçi Sualtı Araştırma Merkezi'nin desteğiyle Van Gölü'nde yapılan araştırmalar belgesel oldu: "Van Derya: Yükseklerde Derine Dalmak." Çalışmaya 100. Yıl Üniversitesi dc dcstek verdi... Inci kefalini seyrederken SÜLEYMAN ARIOĞLU kuyor. Oysa onlar dirmılflarlni an korkusuzlar, bekllyorlar... B lyorlar, hayattan ve kazanmaktan.. r, ama onları klma* anlatmıyor... oğaziçi Sualtı Araştırma Merkezi'nin (BSAM) desteğiyle Van GöI lü'ndegerçekleştirilenilksualtıbelgeselininadı: "Van Derya: Yükseklerde Derine Dalmak"... Tüm aşamaları bır ay önce tamamlanan belgesel, Van Gölü'ne yapılan bir sualtı araştırma gezisini anlatıyor. 45 dakikasüren belgeselin yönetmenliğiniGalatasaray Üniversitesi lletişim Fakültesi öğretim görevlilerınden Togay Şenalp, Burak Şenbak ile yapmış. Belgeselin müzikleri de Şenalp tarafından bestelenmiş. Bu çalışma, Boğaziçi Sualtı Araştırma Merkezi'nin (BSAM) öncülüğünde, Van 100. Yıl, Istanbul, Boğaziçi, Koç, Sabancı ve Galatasaray üniversitelerinin katılımıyla gerçekleştirilmiş. Bu serüvenin asıl çıkış noktası Istanbul Üniversitesi, TBMYO Sualtı Teknolojısi Program Başkanı Yrd. Doç. Dr. Murat Egi'nin dalış tabloları üzerine yaptığı araştırmalar. 1990'dan beri sualtı f izyolojisi ile ilgili akademik çalışmalaryapan, belgeselin koordinatörlüğünü de üstlenen Murat Egi; Uludağ, Kaçgar ve Suphan Murat Egi, belgeselin koordinatörlüğünü de üstlendi... krater göllerınde yapılan yüksek irtifa dalışlannda tablolar geliştiriyor. Dalış tabloları, halkarasında "vurgun" denen basıncın düşmesiyle görülen hastalığı önlemeyc yönelık cetveller. Ancak bu değerler deniz seviyesinden yük sekte yapılan dalışlarda farklılık gösteriyor. Van Gölü'ne yapılan araştırma gezisinin amacı, bu tabloların kullanımasunulabilmesi için gerekli denemelerin yapılması ve sualtına inmeyen bilim adamları için veri elde etmek. Bu ikinci amaca ilk destek de Van 100. Yıl Üniversitesi'nden geliyor... Yukandaadı geçen üniversitelerden araştırmaya katılanlardan yirmi dört kişilik ekip oluşturulmuş. Ekibe BSAM tarafından dalış eğitimi verilmiş ve bunu üniversitelerde sürdürecek uzman kadrolaryetiştirilmiş. Ekipteüçdekadın dalgıç var: Koç Üniversitesi'nden Pelin Aksoy, Aslı Şahin ve Ayçin Eren. Tüm ekip çalışanları için bu proje bambaşka, yeni bir deneyim. Herkes bir ilkin yaratıcısı olmaktan memnun. Van 100. Yıl Üniversitesi'nden Doç. Dr. Mustafa Sarı sualtı araştırma ekibine Inci kefalinden bahsetmiş. Inci kefali Van Gölü'ne özgüvetatlı sudayumurtlayan bir balık. Yaz aylarında, göle akan derelere yumurtluyor. Bu dönemde bilinçsizce avlanması, neslinin tükenmesi tehlikesini yaratıyor. Sarı ve ekibi köylülere kış aylarında balığın nasıl avlanacağınıöğreterekbutehdidiönlüyor... VanGölü'netam118dalışyapılıyor. Dalışlar, Çarpanak Adası ci varında 15 metreye kadar derinlikte gerçekleştiriliyor. Murat Egi, "Van Gölü'nün derinliği 450 metre. Araştırma nın yapıldığı bölge yüzeysel olarak göl alanının yüzde biri. Üç boyutlu olarak düşündüğünüzde ummanda bir nokta" diyor. Ekibin Van Gölü'nde gerçekleştirdiği çekimlerongünsurüyor. BusüreiçindeVan 100. YılÜniversıtesı'nınbüyükdesteğinigörüyorlar. Üniversitenin dalış kulübü, Türkiye'nin en iyilerinden biri... Egi, "Butip etkinliklerin gelışmesi çok önemli. Bu bölgelere kültürel olarak yapılan yatırımların birtakım bilinen sorunları önlemektedefaydası var" diyor. Anıl Ural, BSAM'ın yöneticilerinden. Van Gölü'ndekidalışlaraodakatılmış.Van'dageçirdikleri on günü çok yoğun yaşadıklarını anlatıyor. Bu süre boyunca Van 100. Yıl Üniversitesi'nin öğrenci yurdunda kalmışlar. Tam bir kamp ortamı içinde kendi yemeklerıni de kendileri pişirmiş, öğünlerden birinde Inci kefalinin de tadına bakmışlar. Ancak Ural, boğaz balığınınyerinitutmadığınısöylüyor.Zaman, dalış öncesinde teknenin temizliği, düzenlenmesi ve hava tüplerinin basılmasıyla; dalış sonrasında ise dalış degeriendirmesi yaparak geçmiş. Ural, Van Gölü'nde sualtına inmenin denizde dalmaktan çok farklı olduğunu söylüyor: "Göl suyunun bazik olması nedeniyle garip bir kayganlığı var. Insan denizden çıktığında ağzında tuzlumsu bır tat kalır. Buradan çıkınca ekşi deseniz ekşi değil, tuzlu deseniz tuzlu değil. Bambaşka, hiç alışkın olmadığınız garip bir tatkalıyorağzınızda." Belgeselde "vurgun" ve dalış tabloları ile ilgili bilgiler, Istanbul, Bodrum, FethiyeveKaçkar'da yapılan dalışlardaki denizaltı görüntüleri ile verıliyor. Van Gölü'ne ilişkin bölümde ise, Mustafa Sarı'nın Inci kefaline dair verdiği bilgilerle birlikte balı.J ğın.sualtındailkdefakaydediH len görüntüleri yer alıyor. Göl tabanında rastlanan amforalar (kupler) hakkında da, Istanbul 'daki amfora koleksiyoncularından Mustafa Aydemir'in bilgisine başvuruluyor. Belgeseli çeken ekip, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi'nden tarihçı, Prof. Dr. Veli Sevın ilegörüşerek gölün dibinde rastladıkları mezarlar ve amforalarla ilgili yorumunu istiyor. Bununla ilgili olarak ayrıca, Bodrum'daAmerıkalı sualtı arkeoloğu Prof. Dr. George F. Bass'ın da bilgilerine başvuruluyor. Göl tabanındaki arkeolojik bulguların onemi, Van Gölü çevresinde yaşamış, ancak gölden yarariandıklarına daır kültürel miraslarında hiçbir iz bulunmayan Urartular ile ilgili bilgiler bulunmasıolasılığı. Belgeselde göl tabanında yer alan dikitlerin oluşumuna da yer veriliyor. Gölde daha önce ecosound sistemiyle araştırma yapan Alman uzmanlardan alınan bilgiye göre, dikitler, dipten çıkan tatlı su kaynaklarının gölün aşırı sodalı suyu ile karşılaştığında, tatlı sudaki kalkerin çökerek birikmesi sonucu oluşuyor. Van Gölü'ndeki sualtı araştırmasından çıkan en önemli sonuç; özellıkle sualtı arkeolojisi ve antropolojik açıdan gölün daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç duyduğu. Çalışmalarına sponsor bulmakta güçlük çektiklerinden yakınan Murat Egi, bir sonraki çalışmalarında da köpekbalıkları ve denizlerdeki kirliliği ele alacaklarını söylüyor.. .4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle