Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 NİSAN 2002. SAYI 840 sitesi ne olur ne olmaz diye, tedbirli davranmak istemıs., onıı da görevden alınanlar listesineeklemişti.Birfaşistsaldınyauğrayıp ölüınden dönmesi ve bunıın sonucunda tekerlckli sandalycyc bağlı kalnıası da yetmenıişti. Suçu büyüktü: Öğrencilerine düşünme yöntemlerini öğretiyordu. Korkut Boratav henüz küçük bir öğrenciyken, 1402benzerıbıruygulamailetanışanlardandı. Babası 1948 yılındaçıkanlan bir özel yasayla kadrosu lağvedilerek AÜDTC'F'deki görevinden uzaklaştırılmıştı. O da Türkiye'de tek olan arşivini yanına alıp, Fransa'da Nanterrc Ünivcrsitesi'nde öğretimüyesiolnıuştu. 12 Eylül döneminde bukez Korkut Boratav'ın kendisi 1402 sayılı yasa ile görevden alınıyordu. Bir aileden iki kuşak. Bilim adamı olma onurlanndan en küçük bir ödün vermeden.. Gençay Gürsoy lstanbul Tıp Fakültesi Nörolojikürsüsündeydi.Gerekçesizbiryazıyla üniversiteden uzaklaştınldı. Sıkıyönetimin kalkmasının ardından idari mahkemeyc başvurdu. 1987'de dava lehine sonuçlandı. AncakiinıversıteDanıştay'abaşvurarak yürütmcyi durdurdu ve üniversiteden ikinci kez uzaklaştınldı Davası 1990'da sonuçlandı vc gerçek anlamda geri gördü. 1402 liklerin hâlâ çıban başı olarak algılandığı düşüncesinde. Oya Köymen bir öğretim üyesi arkadaşı tarafından ihbaredilmişti. Üniversite ve sıkıyönetim bu ihbarı pek bcğendi ve Oya Köymen' i görevden almakta tereddüt etmedi. Boğaziçi'nintek 1402'likismiydi.Ogidince yerine Tansu Çiller geçmişti. GülsenKoptagel: CerrahpaşaTıpFakültesi Psikiyatrikürsübaşkanıydım. 3 Kasım 1983 sabahı Dekan Prof. Dr. Şefik Kayahan telefon edip benimodama geleceğini söyledi. Biraz sonra yanında Adli Tıp hocası Prof. ŞemsiGökilebirlikte geldi.(ŞemsiGökile birlikte gelnıesinin nedenini hâlâ anlayabilmiş değilim.) Dekan, bugiin migrcnim tuttu diye üzüııtülerini belirterek ınalunı zarl'ı banaverdi. HALDUN OZEN 1933 yılında ZonguldakDevrek'te doğdu. İDMMA'da mühendislik eğitimi gördü. TODAlE'de kamu yönetımı ihtisası yaptı. 19701983 arası Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1983'te Insan Hakları Derneği kurucuları arasında yer aldı ardından Insan Haklart Derneği 1402'likler Komısyonu sekreterliğini üstlendi.Türkiye Insan Hakları Vakfı kurucusu ve genel sekreteri olan özen Tarih Vakfı'nın da kurucusu. Kendisi 1402'likdeğil... ^ olan akadenıik özerklik üzerinde pazarlık yapılabileceğüıi bu tutumlarıyla göstermişlerdı Mete Tunçay, 1402'liklerin Arahk 1988'de lstanbul Tabip Odası'nda yaptığı basın toplantısında şunları söylüyordu: "Nihayet ben kendi adıma, kişisel kanını olduğunu,kişiseltalebimolduğunuvurgulayarak şunu söylemek istiyorum: Beninı tam tatmin olmam için bu 1402'lik işleminin dayandırıldığı, hakkımızda verilen jurnaller, raporlar, komisyontutanaklan, bunlann bir ibret teşkil etmek üzere açıklanması ve 'komutan sorumludur' ilkesi uyannca bu işleme katılan bütün kişilerin ve işbirlikçilerin teşhir edilmesi gerekmektedir ki bir daha, yani ben bunu öç alma duygusuyla talep etmiyorum, fakat bir daha böyle vahşilikler Türkıye Cumhuriyeti'nde olmasın diye böyle birteşhire ihtiyaç vardır. Benim hakkımda açılmış bir dava yok. Bcnim hakkımda yapılmış bir soruşturma yok. Ama tabii ki beni kovan sıkıyönetim komutanı beni şahsen tanımamaktadır. Neye dayandı bu adam? Kendisi gazetecilere verdiği şeylerde diyor ki; 'Ben komisyon kurdum. Raporlar var, yazılar var, kararlar var.'Güzel! Bunlaraçıklansın. 1402'liklerin tümü böyle bir ş.ey yapılmasından tatmin olacaklardır..." DERGİDEN Merhaba, Osmanlı Impurutorluğu 'nu anlatan ders kitaphın en çok savaşlara, Cumhuriyet 'in ilk yıllarmı anlatan tarih kitaplan ise en çok devrimlere ağırlık verir. Yakın tarihi anlatan ders kitaplan yazıldığmda Türkiye 'de ilan edilmiş sıkıyöneümler, sıkıyönetim komutanlarının bildirileri; getirilen yasaklar, değiştirilen yasalur, hapse utılan insanlaryer alnıası gerekiyor? Yoksa bu tarihi merak edenler o giinlerin dergi ve gazetelerine başvurmak zorunda kalacak. 12 Eylül 'ün ardından üniversiteleri, okulları altüst eden 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası hugün 20 'li, 30 'lu yaşlardu olanlara tamamen yabancı. Onlar için 1402 sıradan bir rakam... Bu hafta dergimizde yer alan Haldun Özen in 1402 'likler araştırması biraz da bu vü'zden çok önemli. Özen 'in kitabını, yeni nesil bir tarih gibi, o gunün nesli ise bir hatırlama olarak okuyacak. Dergimizin kapak konusu son haftalarda hortlayan sinema ve sansiir tartışması. Bir film neden ve nasıl yasaklamyor, yasaklayanlar bu gücü hangi yasa ya da yönetmelikten alıyor, bütiin ayrıntısıyla aktarmuya çalışıvoruz. 1988 yılında lstanbul Film Festivali sırasında beş film sansürle yüz yüze gelince Elia Kazan sayesinde geriye basan yasak bu sene nasıl olduysa hortlayıverdi. Baska ülkelerde feslivalfilmleri hiçbir denetime uğramadan gösteriliyor. Ticari sinemada isejılmler içerdiği şiddet ve seks oranına göreyaş sınınyla seyirciye ulaştınlıyor. Gelgelelim hurası Türkiye. Baskalarına göre iyi olan bir film bize fazla görülebiliyor? Bizi korumak isteyenler kimlerse artık yakamızı hıraksalar olmaz mı? Bu hafta ki dergimizin ilginç bir yazısı da Karındeşen Jack üzerine. lstanbul 'a gelen yazar Ahmadu Kuruma ve oyuncu Emre Kınuy ile yapılmış ropörtajları da keyifle okuyacaksınız... Önümüzdeki haftaya kadar hoşçakalın... Görevelade... 1402 sayılı yasa ile atılanlar dava açamıyorlardı. Yasa görevden alınanlar için "..bir daha kamu hizmctlerinde çalıştınlamazlar" diyordu. Ama sıkıyönetim kaldırılıncadavalaraçıldı. Danıştay tçtıhatları Birleştirme Kurulu I989'da 14O2'likleri,davaaçtıkları 1985 'ten başlamak iizere mali haklardan yararlandırarakgörevlerine iadekararını verdi. 1402 'liklerin tamamının göreve dönüşü iscancak 1994 yılında çıkarılan bir yasa ile güvenceyealındı. 1 laldun Özen'ın kitabının son sözünden birkaç cünıle ile biz de yazıya son verelim... 12 liylül yönetımı ve YÖK, üniversitelerde ve ülkede özgür düşünceyi ve çağdaş gelişnıeleri engelleyerek, çağdaş düşüncelı ınsanlan en acımasız hukuk dışı ve insanlık dışı yöntemlerle adetayokederek ırkçılığın ve gericiliğingelişmesini.heryereyerleşmesini, egemen olmasını sağladı... ^ 500 kişiye soru gönderdl Haldun Özen kitabını hazırlarken beş yüz 1402'liğe yanıtlaması isteğiyle anket formu gönderdi. Oruç Aruoba'dan gelen yanıt şöyleydi: "1402 uygulaması, tarihten ders almış, bir Not: Kıtabın güvenlık soruşturması başlıklı cunta uygulamasıdır. Kendisinden önceki eklerini de gözden kaçırmamak gerek. ikı uygıılamanın ilkinde, bılinir, 27 Mayıs'ın ' 147'lcr' tasfiyesi vardır. Orada bir 'hata' yapılmış, tekbirseferde, tek bir listeyle tasfiyeye gidilmiştir. Sonraki 12 Mart'tatek liste 'hata'sına düşülmemiş, ama gene de tasfiye kısa bir sürede yapılmıştır. 12 Eylül ise ikisinden de ders alarak, uzun dönemde 'taksitle tasfiye' uygulamıştır: Küçük sayılarda insanı belirli aralıklarla dışan atmak; öyle ki, tasfiyenin toplam 'bilanço'su bir bakışta görülemez olsun." "... 'Seçmeveayıklama'işlenıini 1402uygulamalarınaimza atan sıkıyönetim komutanlarının kendi bilgileriyle yapamayacakları açıktır. Bu 'ayıklama'yı, 'informatik' açıdan, sanıyorum, lhsan Doğramacı 'riyaseti'nde kurulan bir (dizi?) 'tasfiye komisyonu'(!) kotarmıştır. Böylesi komisyonlann O günlerde dilekçe veren 1402 'lik öğretim üyelerL Soldan sağa: Hüseyin Hatemi, Üstiin Korugan, ve izleri, zabıtları, yazışmalan vb. Gençay Gürsoy, Oya Köymen, Aydın Aybay, Bülent Tanör Nuri Karacan... bulunabilseçokilginçolurdu... Sıkıyönetim komutanları,emınim,çokdüzenlidosyalar tutmuslardır; ama bunlara ulaşmak herhaldeolanaksızdır" Anket sorularınaayrıntılı yanıt verenlerden biri de Gündiiz Vassaf: "Uır giin Orta Uoğu'IeknikİJniversitesi'ndearkadaşlarımı ziyarete gitmiştim. Girişteki silahlı jandaniıa sertçe 'Ne ışın var?' diye yolumu kesti. Ben de 'Senin üniversitede ne işin var?' diye sordum.Kimlıkkontrolü yaptı. Boğaziçi Üniversitesi'nde bir fakülte kurulu toplantısında ordunun bizden düşük puanlaaskeriöğrencialmamıziçinkontenjan talebinin konusulduğunu hatırlıyorum. Ama 12 Eylül'den sonra üniversiteyi 'savunmak' adına askeri rej imle işbirliği yapıp kimi çeşitlı mevkileregetınlenler, dahaogünlerde bir üniversite için 'olmazsa olmaz' CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: YEDİ MAYIS HABER AJANSI BASIN VE YAYINCILIKAŞ ADINA İLHAN SELÇUK • SORUMLU MÜDÜR: FİKRET İLKİZ • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: SABAH YAYINCILIKAŞBİDAREMERKEZİTÜRKOCAĞl CAD. NO: 3941 CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBULTEL: (0212)51205 051REKLAM:PUBLİMEDİA cumdergi@cumhuriyet.com.tr