Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Soyadımızı unutmadılar B elediyetş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, Adana Emniyet Müdürü iken öldürülen Cevat Yurdakul'unkardeşi. Cinayetin23 yıllıketkisini anlatıyor: 12 Eyliil önccsinde adları aralarında ağabcyiniz Cevat Yurdakul'un da bulunduğu İnsanlarınöldürülmesiolayına karışan MHP'lilerin milletvekili adayı olmalarını nasıl dcğcrlcndiriyorsunuz? 12 Eyliil öncesi toplumumuz büyük acılar yaşadı. Ülkemızın yetişmiş önderlen, aydınlan, bilinı adamları, namuslubürokratlan ve binlerce vatandaşımız karanlık güçler taraftndan katlcdildi. Cevat Yurdakul, görevini namusuyla yerine getıren kamu görevlilerinden binydi. Emniyet müdürü olmasına rağmen üzerinde silah taşımayan, yanında koruma dolaştırmayan, terörün sokaklara egemen olduğu o günlerde halkla iç içe olmayıyaşamfelsefesıedınmişbirinsandı. Polis okulunda öğrcneilerine, "özgürlük ve barış önce halkımın, sonra benim olsun" diyen bır anlayışla ders anlatırdı. Şimdı bu sözler onun mezar taşında, ben inanıyorum ki o günlerde katledilen tüm aydınlar Cevat Yurdakul'un felsefesine sahip olduğu için hedefseçildiler. 12 Eyliil öncesininbukanlı senaryosunda bilerek ya da bilmeyerek rol üstlenmiş olanlann demokrasinin en kutsal kurumu olan Meclis'te halkı teınsil etme görevi üstlen meleri kamu vicdanının kabul edeceği bir şey olamaz. Çünkü milletvekilleri halka örnek olması gereken kişilerdir. TBMMhırsızların, katillerin ve kendi menfaatından başka hiçbir şey düşünmeyenlerin işgal edeceği bir kurum değıldir. Bu çerçevede düşündüğümüzde, yasalar önünde aklarunış olsa bile, kamu vicdarunda aklanması mürnkün olmayan kişilerin bu kutsal makamı işgal etmemesi gerekir. Ağabeyinizin öldiirülmcsinin Yurdakul ailcsinin üzcrindcki ctkileri nedir? Ölüm, hcr insanda onanlamaz yaralara neden oluyor. Bu ölüm normal yollann dışında olduğunda acı ve yarattığı tahribatı benim sözcüklerle tarifedebilmem mümkündeğil. 12 Eyliil öncesindenher söz edilişı sıze bu acıyı tekrar yaşatan bir durum. Ama bunlar kadar belki bundan daha da acı olan, sadece soyadımız nedeniyle yaşadıklanmız. Soyadı Yurdakul olduğu ıçın kamu görevlisi olan aile fertleri, hak ettikleri halde çalıştıklan kurumda önleri kesildi. Yükselmeleri engellendi. En çok bu tür durumlar insanı yaralıyor, acımızı artınyor. Ama bu tür durumlar bizim hâlâ doğru yolda olduğumuzun da bir göstergesi. Şaibeli isimlerin politika yapması, bir hukuk devleti olma savaşı verilen Türkiye'yi sizce nasıl etkilcr? Milletvekilleri topluma örnek olması gereken kişilerdir. Bunedenle hukuk devletine inandığını ifade eden siyasi partilerin, toplumun vicdanında aklanmamış şaibeli kışilere karşı gerekli hassasiyeti göstermesi gerekir. Aksi takdirde ülkemiz kaybeder, halkımız kaybeder. Bu ve buna benzer girişimler, ülkemizi hukuk devleti olmaktan biraz daha uzaklastırır. Hiçbir siyasi partinin böyle bir girişimde bulunmaya hakkı yoktur. Unutmak ve hoşgörü. Bu iki kavramın sizdeki karşılığı nedir? Bana yapılan haksızhklara karşı; hem unutkanhğım, hem de hoşgörüm vardır. Beni yakından tanıyanlar, bu yaklaşımımı iyi bilirler. Ancak, topluma yapılan haksızhklara karşı, ne hoşgörü göstennm, ne de yapılan haksızlıklan unuturum. Bugün, yürüttüğüm görev bunun en iyi kanıtıdır. Unutmak toplumlar için tehlikelidir. Ben toplumsal hafızanın diri olması gerektiğıne inanıyorum. I loşgörünün toplum yaşamı için ne kadar gereklı olduğunubiliyorum. Ancak geçmışteki acı olay ları unutmamak ve onlardan ders çıkarmak şartıyla.^ f BASKENTGUNLERI "Muvazaa yok!" özer Derbil de tanık! Sanldık öpüştük, başanlar diledik birbirimize. Altan seçime, ben ANKA'nın yönetimine daldık. Dalış o dalış! Ajansı kurumlaştırmak için bir şirket kurduk hemen. Çalışanların da katkısıyla özyenetimi amaçlayan bir şirket. Anonim bir ortakhğın ilkeleriyle çalışmayı öngördük. Kolları sıvadık, olaylar özlediğimiz çizgide gelişmedi, darboğazlar güçlükler ıçinde geçti yıllar. Yine de Altan'a verdiğim sözü tutuyorum. Kimler geldi kimler geçti ama ılkelerine bağlılıktan geri kalmadı Ajans. Kaç kuşak değişti, basın dalında serüven türü olaylar da yaşandı. Ajansın çizgisınde serüvene yer olmadı yıllar boyunca. Güvenilir sandığımız dağlara kar da yağdı, soğuk olaylara üşüdük ürperdik ama birlikteliğimizin gizemi sürüyor. Basın dalında ANKA kökenli kişilerin sayısı çoğalıyor gıderek. "Sayılmayız parmak ıle" turküsünü söyleyen genç kızların, delikanlıların soluğuyla yol alıyor yeni kuşaklar. *** Yüzyılın yarısına ulaştım meslek yaşamımda. Eski yüzyıldan yeni yüzyıla taşındık. Omuzlarımızda hâlâ belli görevlerın ağırlığı var. Ancak taşımaktan geri kalabilir miyiz? Her gün, her saat bir dost, bir sevgili gidiyor dünyamızdan. Şükran Güngör'u Bodrum'da uğurlarken Sadullah Usumi'nin sesi geliyor Edremit Körfezi'nden. Kimi dostlar yıldızlar gibi kayıp gidiyor gecemizden. Parlak kümelere katılarak aydınlığa götürüyor bizı. Tüm dostlar, sevgililer bir arada o kümelerde. Bodrum'un maviliğinden Sadullah Usumı ile Edremit koyundan zeytınlerın yeşiline uzanıyoruz. ören iskelesinde bır toplantıda ne güzel seslendi zeytin dallarına. Sabahat Akçay Tuna'ya selam. Bir zeytin kitabı yollamış bana. Zeytin ağacı, zeytin ve zeytinyağı. Sayın yazar, kocasına sunuyor bu kitabı. Aslında bır teşekkur kitabı bu. Cevat Tuna'ya sunuyor eşi. Sabahat Tuna'nın zeytınle ılgılı yazılarını desteklemesi ve 45. yaş gününde bır zeytınlik armağan etmesi nedeniyle. Bu okurumuzun bir de reçel kitabı var. Yeni tadlar duyuruyor. Adını sanını duymadığımız meyvelerin reçellerini anlatıyor. Ağzımızın tadı çok kaçıyor bugünlerde. Bence çok anlamlı bir armağan.^ Altan Oymen'in anıları MÜŞERREF HEKİMOĞLU £ Ik çağrı örsan Öymen'den. I Abla sen de gel, güzel birikiminle katıl • bize. Haber dalını üretelim, yeşertelim. Tamam geliyorum, dedim, gittım. Kızılay'daki gökdelenin tepesinde bir odadayız. önceleri masa da yok. Yazımı telefonla okuyorurn, sonra başka bir yere taşındık. Sokağın adı Adem Yavuz oldu ardından. Kıbrıs Barış Harekâtında mesleğımızın ılk şehidini verdi ANKA. Kimler geldi, kimler geçti, kimler geçmedi! Onlardan biri de kuşkusuz Altan öymen. Bir dönemı birlikte yaşadık. Belli olaylara tepkisinı davranış biçimini yakından gördiim. Kimi zaman şaşırdım, kimi zaman hayranlık, saygı duydum. Olaylara soğuk bakıyor, alevini değil ateşinin sıcaklığını duyuruyor. Soluğunu denetlemeyi hiç unutmadan davranışının özünü yansıtıyor ancak. Çirkin çizgilere yer vermiyor hiç. Iğneyi acıtmadan batınyor, özen gösteriyor. Benı çok etkileyen bir davranış bu. Düzeyıni hiç yitırmeyen bır ilişki. Genç kuşakları da güzel etkiledı, ağabeylığı iyi yerleşti belleklere. 1970'li yıllarda telefon çaldı bir sabah. Altan Öymen arıyor, Portakal Çiçeği'ndeki büromuza çağırıyor beni. Özel bir görüşme yapacak. Bir solukta gittim. Rahmetli Özer Derbil de yanında. Ikimizin yakın dostu. Düşüncesini doğrudan belırten bir kişi dost ilişkilerinde. Çağrının nedenı oymen'in adaylığı. Ecevit'in dileğiyle milletvekili olacak CHP'den. ANKA'dan ayrılacak. Dahası ajansın yönetımini bana bırakacak. Tepeden inme bir olay. Bir an düşundüm sonra sordum. önerıyi geri çevirirsem ne olacak? Beklemediğim bır yanıt veriyor Altan. Ajansı kapayacağım! Yıldırım çarpıyor birden. özer Derbil'e dönüyor soruyorum. Güç bir görev bu. Başarabilir miyim? Karar verirseniz başarırsınız. Durakladığınız konulara çözüm bulunabilir. Altan da aynı kanıda. ANKA'daki hiziplerle ilgim olmadığı için şans tanıyor bana. Tüm arkadaşlarla barış içindeyim. Hiçbir grubun yanında yer almıyor, eşit ilışkileri yeğliyorum. Gereksiz çatışmalar olmadan bir düzen kurup çalışabilirim. ANKA'yı yaşatmak düşüncesinin dayanılmaz çekiciliği var ama... Sesli düşünüyorum artık, ANKA'nın kapanmasını duşünmek çok önemli ama bu olguda gizli pazarlık olamaz, gizli bir koşula Altan öymen: Mesleğimizde ölçüsünü, bağlanamaz bu karar. Eski deyimle dengesini yitirmeycn bir ağabey.