03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

NOTlAIMDuvauAsena Kadınlar ilk sırada K adını yok saymayan partiler de var ama ne yazık ki bu seçimlerde basın onlan yok sayıyor gibi. Zorla, sanal iki turlu seçimi yarattık sanki. MeselaÖDP'nin 167 kadın adayının 2l'i ilk sıradan aday. ÖDP parti içindekı tüm yönetim orgaıılarında ve milletvekili adaylıklannda yüzdc 30 kadın kotası uygulııyor. l.ıstc usulü adaylıklarda kadın adaylann aldığı oyu 1.3 ile çarparak toplam oyu buluyor. Toplantılarda bile kadmlara öncelikli söz hakkı tanıyor, hatta iki erkek art arda konuşursa, üçüncü konuşmacının mutlaka bir kadın olmasına dikkat ediliyor. Milletvekili adayı, Özlem Türkmen, "kadınlar adına değil, onlar için onlarla birlikte çalışıyoruz. Hak eşitliğine hakları kullanmaya yöneldik. Hğitim, emek alanı ve siyasetteki fırsat eşitsizliği çok önemlı. DEHAP'ın 100 kadın adayından 23ü birlnci sırada... (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Kadına yönelik suçlar ceza kanununda yer almalı" diye konuşuyor. Ufuk Uras da; "Ben dört yaşındayken de Dcniz Baykal ve diğerleri vardı, 43 yaşındayken de varlar. 12 Eylül'den beri siyasi yasakh olan binlerce insanın Tayyip Erdoğan'dan daha değersiz olduğuna inanmıyorum. Bu insanlar sadece kendine Müslünıan. Tesettürlü bir İMF politikası ile başı açık IMF politikası dışında bir seçenek gerekiyor" diyor. DEHAP'ın 100 kadın adayından 23'ü birinci sırada. Şanlıurfa üçüncü sıra adayı Ayşe Göktaan; "Sürekli mücadele halindeyiz, 99 seçimlerinde seçilebilecek sırada kadın aday yoktu. Pozitif aynmcılığı çok ciddi uyguladık, yerel yönetimlerde yüzde 25 kadın kotası koyuldu. Bu seçimde daha da çok olabilirdi ama EMEP ve SDP'nin kadın adayı olacağını düşünerek biraz geri çekildik, kadın koymadıklannı sonradan gördük. Sonra YSK'ye takılanlann yerine kadın aday koyduk" diyor. Kadının erkeğin gönlünü eğlendirmek ve ona hizmet etmek için dünyaya geldiğini savunan insanların bulunduğu bir partiden bu konuda zaten bir beklentimiz yok, anıa keşke kendilerine sosyal ve demokrat diyen partilerimiz de kadın konusunda böylesine hassas olsalardı ^ R Ben HeybelVde, P rens Adaları îstanbuTunen güzel yerlerinden biri. Ama adalann ihrnal edilmiş,görmezdengelinmişbirhali var nedense. lstanbul'da yaşayıp adaya bir kez bile gitmemiş insanlar var. Ama buralan gören her yabancı turist hayran oluyor, hatta 'Ah bu adalar bizim elimizde olsaydı, nasıl cennet yapardık' diye iç geçirdikleri söyleniyor. BirsüredirHeybeliada'dayım. Önce,"orta büyüklük"de bir ada olduğundan, sonra da Halki Palas gibi keyifle kalınacak bir otele sahip olduğu için kendime Heybeli'yi seçtim. Eski ve giizel evleri, konaklan, tarihi kiliseleri, çam ağaçlan, lezzetli restoranları için buradayım. Doğrusunu isterseniz, çok sevgili arkadaşlanm, Doğan Kitap çalışanlan beni buraya tıktılar. Onlar beni "yazıyorum" sanıyorlar ama ben kış gelip de, haksızca terk edilmiş Heybeliada'da, hem tstanbul' a bu kadar yakın, hem de sanki uzaklardaymış gibi olmanm keyfini yaşıyoram. Çam ağaçlan arasında, kuş sesleri eşliğinde, temiz havayı koklayarak yürümenin zevkini keşfediyorum, herkesin birbirini tanıdığı, her dakika selamlaşarak yürüdügü bir büy ük aı le havasını tadıyorum, kısacık süre içinde adanın bir parçasıymışım gibi, bazı şeyleri alışkanlık edindim. Dükkânlara, restoranlara,' Merhaba, bugün nasılsınız' diye çat kapı gitmeye başladım. Ve her seven insan gibi, çabucak, Heybeü'nin olumsuzluklannı görmeye ve bunu nasıl değiştirebiliriz diye düşünmeye başladım. örneğin ulaşım adalar için hep bir sorun. Kış ay lannda deniz otobüsü seferleri yok de necek kadar azaltılmış. Deniz otobüsleri için adanın en güzel yerine, her zamanki zevksizliğimizi yansıtan bir iskele yapılmış, taş gibi ortalıkta duruyor. Adanın tarzına uygun, Boğaz'daki iskeleler gibi sevimli bir yeryapmak çok mu zekâ isteyen bir işti acaba? 1 leybeliada'da da fayton meselesi çok ciddi bir sorun. Denetimsiz olduklan herhallerinden belli faytoncular, tehlikeli araba sürüyor, atların pisliklerinin yollara dökülmesini engellemiyor, kafalanna göre ücret alıyorlar. lskele'ye 850 metre uzaklıktaki Halki Pa las'a dört milyona gidiyorsunuz, eğer faytonu otele çağırırsanız, sizden sekiz milyon alıyorlar. Çam limanına giden yoldaki faytonculann kaldıklan barakalar ise çok çirkin ve ürkütücü bir görünüme sahip. Bunun hemen yanında, için için tüten denize nazır bir çöplük var. Bu kadar güzel bir yeri çöplük yapmay ı becerebilen tek ülke burasıdır eminim. Heybeliada bir kedi köpek cenneti, ancak kış geldiğinde bu hayvanlann oluşturduğu manzara hem ürkütücü hem de üzücü. O kadar çoklarveo kadar açlarki.kediler bile sürüler halinde arkanızdan geliyor. ' Hayvan seven' insanlanmızınbıraktıklan hayvanlann çoğalması ve ilgililerin ilgisizliği yüzünden, aç hayvanlar ortalığı doldurmuş. ekorlar, şakalar, ilginç olaylar gibi konulara yönelik, düzeylı programlardaki kadın sunuculann niçin inanılmaz derecede açık saçık, süslü, abartılı, sanki erotik gece şovlarına çıkıyormuşçasına ekrana geldiklerinin mantığını bana bir açıklayan olabilir mi? Şaka gibi... İnsanın komiğine gidiyor. Bu kadınlar, yırtmaçlı etekleri, gözünüzün içine giren, fırlayan memeleri, baygın bakışları ve ıslak dudaklarıyla sanki, 'Ara beni canım' diyen 900'lü hatları sunuyorlar. Anlayamıyorum ki, bu şakalar, araştırmalar, rekorlar falan erkeklere mahsus şeyler midır de, bu kadınları müşteri, pardon izleyici çekmek için kullanıyorlar. Hayır, programlar erkeklere özgü değil. O zaman niçin TV kanallarının erkek yöneticileri, seyircileri de kendileri gibi farz edip, böyle bir ılkel yola baş vuruyorlar. Bu genç kadınlar, ekranda görünmek uğruna, niçin kendilerini böyle gülünç kılıyor hatta kullandırıyorlar? Bir erotik hat için sunuculuk yapsalar, asla kınamak aklımdan geçmeyecek inanın.. Bu arada aklıma gelmişken, atv'de yayınlanan GAG programındaki Gülse Birsel'ı. gözlerinden öpmek istiyorum. Giyimiyle, tarzıyla, tavrıyla insana 'oh be' dedirten bir program ve yüzde yüz farklılık sergileyen bir sunucu... Gönül dolusu tebrikler Gülse. Ama ne yazık ki hep kötülükler taklit ediliyor, seni taklit eden yok.^ Adalar yalnız bırakılmış... Sahilde sevimli restoranlar, çay bahçeleri var, Halki Palas'ındışınaçıkmayıbaşanpda, yürüyüşe çıkabildiğim günler, küçük bir araştırma sonucu bulduğum, ıkı (kadın) kardeşin işlettiği Mavi restorana kapağı atıp, hıç kazıklanmadığıma emin olarak, dünyanın en lezzetli yemeklerini yiyorum. Ruhban Okulu'nun misafirhanesi olarak inşa edilen Halki Plalas'ın oturma salonuna girergirmezilkduyduğunıses,birbeğenme ıslığı, ardından bir öpücük sesi sonra da şefkatli bir merhaba oldu. Buııları 'taciz' olarak adlandırmamıştım elbette çünkü genç papağan Koko beni bundan sonra da her sabah böyle selamlayacaktı. Heybeli Ada için çok şeyyazılabilir. Ama şimdilik adayı çok sevdikleri belli olan sakinlerinin ve belediye ilgililerinin, Turiznı Bakanlığı 'nın neden çok basit birkaç şeyi hayata geçirmedikleri sorusunu soracağım. Mesela adalar arası sürekli ulaşım olanağı, burayı turistik bir yer haline çevirmek çabalan, en azından kafeleri, barları, turistik eşya satan dükkânlanyla daha farklı bir yere dönüştürülebilir buralan. 'l'arihi yerlerin ve doğal güzelliklerinin tanıtımı için seferberlik yapılabilir. Adalaryalnızbırakılmış... Yazık.^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle