06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURİYET DERGİ bir mehter bandosu yollanmıştı. Bunun üzerine Rusya benzerbirtalepte bulundu; lmparatoriçe Anne 1725 senesinde sırfbu amaçla tstanbul'a görevli olarak bir müzisyenini yolladı ve yaklaşık on, on beş Türk çalgıcıRusya'yagötürüldü. 1741 senesinde Ritter von der Trenck ordulannın başında bir mehter bandosuylaViyana'yagirdi. Prusya da buna benzer bir mehter bandosu kurmaya çalıştıysa da söylendiğine göre sonuç o kadar kötüolmuştu ki kendilerine Istanbu! 'dan otantik bir bando yollanılmak zorunda kalındı. lngiltere'de Avrupa'nın diğer köşelerinde olduğu gibi bizzat Türk müzisyenler kullanılmadıysa da yine de mehter enstrümanlannı çalanlann Türk kıyafetine sokulduklan dikkat çekmektedir. Buna en güzel örnek olarak 179O'lı yıllarda St. James 's sarayı Önünde geçit merasimi yapmakta olan bir muhafiz alayı bandosunu tasvir eden gravür verilebilir. Çağana'dan Johnny'yo... Bugün Avrupa'nın pek çok Askeri Müzesi 'nde Osmanhların mehter bandolanndan etkilenilerek üretilmiş ve o dönem bandolannda kullanılmış enstrümanlar bulunuyor. Bunlar arasında şüphesiz hilal şeklindeki yapısından ve üzerindeki minik çıngıraklardan dolayı en belirgin olanı Ingilizler'inTurkishCrescent(TürkHilali) olarak tanımladıklan çevgendir. tngiliz Kral iyet Askeri Müzesi' nde korunmak ta olan bu çeşit bir çevgenin katolog fişi bize şubilgiyi veriyor: "Gerçekadı çağana'dır ve tngiliz askeri tarafindan'Johnny'şekline dönüştürülmüştür. Bu örnek lskoç Muhafaza Birlıkleri tarafindan 18051856 tarihleri arasında kullanılmıştır. Eski bir mektuptan bu enstrümanın esasen Kraliyet Topçu Birliği'ne ait olduğu ve tskoç Muhafaza Birliği'ne 1805 senesinde verildiği anlaşılıyor. 1856'dan sonra kullanılmamıştır". Mehter enstrümanlan Avrupalı seyyahların da ilgisini her zaman çekti. örneğin 1670 senesinde tstanbul'a gelen Kont Luigi Ferdinando Marsigli Osmanlı ordusu üzerine yazdığı kitabında (Stato Militare dell' Imperio Ottomanno) mehter enstrümanlarına da yer verdi. CharlesHenry de Blainville müzik tarihi üzerine yazdığı kitabında(Historie Generale, Critique et Philogique de la Musique) Türk müziği örneklerı içerisinde mehter marşına da bir örnek verdi. Mehtermüziğinin tngiliz bando tarihçesindeki yerini biraz daha yakınen tesbit edebilmek amacı ile geçenlerde Londra'nm güneyinde, Tvvickenham'daki Royal Military Music School, yani Kraliyet Askeri MüzikOkulu, Kneller Hall'u ziyaretetmeyekararverdim.Burası 1857'den buyana Ingiliz askeri bandolarınamüzisyen yetiştiriyor. Okulun daha bu noktada Türkiye ile tarihsel bir bağlantısı olduğunu görüyorum; ancak mehter müziği ile alakalı değil. Kraliyet Müzik Okulu Kırım Savaşı'nın bitiminin ardından hemen bir sene sonra açılmış. Böyle bir okulun kurulmasına ise Ingiliz bando müziği tarihçesinde The Scutari Incident denilen Üsküdar Vak'ası sebep olınuş. Kırım Savaşı'nın ilk yıllannda değişik birliklerden bir arayagetirilen Ingiliz bandoları Üsküdar sahilinde büyük bir bando oluşturmuşlar v£ tngiliz Milli Marşı God Save The Queen' i çalmaya başlamışlar; ancak bir anda müthiş bırskandal kopuvermiş. Her bando Mehterden etküenmiş Avrupah bir davulcu». Avrupa bandosundan zenci bir zilcL. Baü'da mehter modası EMRE ARACI • M ehter müziğinin, bilhassa on sekiz ve on dokuzuncu yüzy ıllarda, Avrupah besteciler uzerinde ortaya çıkan etkilerini hepimiz biliriz. Haydn'ın Askeri Senfonisi, Mozart'ın Saraydan Kız Kaçırma Operası ve LamajörK. 331 piyanosonatındanRondo alaTurca'sı,Beethoven'ın Atina'nınHarabeleri başlıklı orkestra yapıtındaki Turk Marşı ve anıtsal dokuzuncu senfonisinin a la turca'yı oluşturmak yolunda önemli adımlar atabilmişlerdi? Haydn, Mozart veya Beethoven' i savaş sırasında kale burcundan ellennde kâğıt kalem, bir taraftan uzaktan yaklaşmakta olan bir mehterbandosuna kulak vererek, diğer taraftan aceleyle not aldıklannı hayal etmek tabii ki son derece yanlış ve saçma olur. Ancak bu üç bestecinin de Viyana sokaklannda, Türk kıyafetine bürunmüş olan askeri bandolann, Turk müziğinden esinlenerek geçit resmi yaptıklanna tanık ku ve heyecan vermek gibi stratejik anlamda iki amacı da vardı. lrili ufaklı değişik boy lardaki davullara (büyukten küçüğe sırayla: kös, davul, nakkare), zil, zurna ve boru da eklenince o kadar kuvvetli bir vuruş oluyor ki, Alman müzikolog Christian Schubart'ın dagözlemlediği gibi "bu müzik eşliğinde adımlannızı yanlış atmak hiçbir zaman mümkün değildi". Avrupah bir hususu daha keşfetmekte gecikmedi; Türkler için kolektifolarak tuğ adını alan davul, zil ve at kılından püskül On sekizinci yüzyılda Avrupa askeri bandolan Türk kimliğine bürünmüşlerdi. Kimi ülkeler Türk müzisyenler kullanırken kimi ülkelerde de mehter enstrümanlannı çalanlar Türk kıyafeti taşımaya özen gösterdiler. Mehter müziği, düşman saflannda korku ve moral bozukluğunu teşvik ederken kendi saflanna heyecan veriyordu. son bölümündeki Türk varyasyonu hep bu tarzda ortaya çıkan eserler arasında belki de en meşhurlandır. Peki, arzu ederseniz şunoktadabukonuylaügili olarak sıksık sorulan klasik birkaç soruyu soralım kendimize: Haydn, Mozart ve Beethoven gerçekten otantik anlamda bir Osmanlı mehter bandosu işitmişlermiydi? Eğerböyle birtecrübeyı yaşamamışlar ise, nasıl oluyor da davulu, zili ve sert ritmik vuruşlarıyla mehter müziğinin karakteristiğini, otantik şekı Ide olmasa da, kendi üsluplanna malederek müzikte belirgın bir stil olan olmadıklarını söylemek de aynı derecede yanlış olur. Mehter müziği Avrupah bestecinin ciddi müzik paletine sıçramadan önce ilk olarak Avrupa'nın askeri müziğine sirayet etmişti. Nitekim Avrupa ordulan gerek Haçlıseferleri sırasında olsungerekse Osmanlı'nın Batı cephesindeki çarpışmalan sırasında, daımi surette bu vahşi müziğe maruzkalmaktaydılar. Buyükseksestekigürültülü ve canh müziğin, düşman saflannda korku ve moral bozukluğunu teşvik ederken kendi saflarındaki askerlere coşler taşıyan sancaklann büyük önemi vardı ve savaşta bu tuğun düşman saflarınca ele geçirilmesi birnoktadayenilgiyi ifadeetmekteydi. Ganimetleryoluyla Avrupa ordularına geçen bu enstrümanlar zamanla Avrupa askeri bandolannınoluşumunave sistematik olarak Türk askeri müziğinin benimsenmesine yol açtı. On sekizinci yüzyıla gelindiğinde artık Avrupa askeri bandoları tam anlamıyla Türk kimliğine bürünmüşlerdi. Nitekim Polonya Kralı II. Augustus'a(ö. 1733) III. Ahmed döneminde hediye olarak küçük
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle