Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ sevüen, üısana hiç yük olmayan bir dost olarak yerinikorudu. Bizde suluboya resmin yaygınlaşmasında "Gazi Eğitim" ın de azımsanmayacak bir payı vardır. Hatta Gazi Eğitim Enstitüsü Resimlş Bölümü mezunu resim öğretmenleri ta 1930'lardan bu yana orta okullarda suluboy aya resim derslerinde temel ve vazgeçilmez bir malzeme olarak değer kazandırdılar, "suluboya resim" kavramınıyaygınlaştırdılar. 1935'te yatılı bir öğretim kurumu olarak eğitim yaşamımıza katılan Gazi Eğitim Enstitüsü'nde Resimlş bölümü öğrencilerine kolayca verilebilen ilk malzeme herhalde suluboyaydı. Suluboya resim Malik Aksel ve Ref ik Epikman gibi hocaların gözetiminde başlı başına, teknıği ve estetiği birbirine sıkı sıkıya bağlı bir resmetme ve anlatım yolu olarak değer kazanmıştı. Boyadaklbal Ashna bakıhrsa suluboya, kitre, şeftali, badem gibi bazı ağaçlann koruyucu salgılarından elde edilen zamklar, şeker ve bal gibi katkılarla belli bir oranda yapışkanhk kazandınlmış suya karıştırılan, yalnız suda eriyen, örtücü olmayan pigmentlerden yapılan saydam bir boya türü olarak en eski çağlardan beri bilınen, kullanılan bir malzemeydi. Yağlıboyaya ve günümüzde rağbet görmeye başlayan sentetikbazlı ve birkez kurudu mu bir daha erımeyen boyalara benzemeyen hiç kurumayan, suyu görünce hemen yumuşayan bir boya türü olarak öteden beribiliniyordu. Örneğıneskı Mısır'dapapirüslere yazılmış metınler arasındakı resimlenn,Ortaçağ'dakutsalkitapları,lslam sanatında da çeşıtlı el yazması kitapları süsleyen minyatürlerın renklendirilmesi, "enlumıne" edilmesinde suluboya kullanılıyordu. Tabii bu ilk örneklerle 18. yy. Avrupası'nda gelişmeye başlayan suluboya resını, "aquarelle"sanatıylaancakuzaktanbirakrabalık kurulabılir. Arada Albert Dürer'in suluboya ile gerçekleştirdıği küçük boyutlu, olağanüstü bir titizlikle her ayrıntıya yüksünmeden hakkını verdiği suluboya resimlerindeki, tuvallerinde, hele gravürlerinde hiç bulunmayan tatlı, okşayıcı havanın gizini suluboyadaaramalı... Bununla beraber bu alanda teknik ile estetik duyarlıhğın bütünleştıği ilk önemli örnekleri Uzakdoğu'da, özellikle Çın sanatında bulabilirız. Çın'de önceleri esnek kamış kalemlerle gerçekleştirilen y azılar ya da sert zeminler üzerine kazılan resımlenn yerini, kâğıdın ve yumuşak esnek kıl fırçanın ıcat edilmesinden sonra, yazı ve resmin bir arada sunulduğu, yazıya yani metne bağlı olarak tasarlanan kompozisyonlar yani metne bağlı olarak tasarlanan kompozisyonlar ahnca bunlan renklendirme de en uygun malzeme olan suluboya kullanıldı, su iz bırakmadan uçar gider, geride kâğıdın emdiği renk kalır. En erken Çin resimlerinde ana malzeme genelde mürekkeptir. Önce kompozisyon çizgisel olarak tasarımlanır daha sonra bu kompozısyon, kâğıt ya da ipek üzerine esnek, yumuşak fırça ile yayılan bir suluboya tabakasıyla renkJendirilirdi. Konfîiçyüs bi le bu konuda bir ilke öne sürüyor: Renk, kâğıt üzerine çizgiler çekildikten sonra uygulamalı. Portre ressamlığı gibi daha çok zanaat sayılrmş bir alan dışında, Çinli ressam, genelde bir soylu ve bir "erudit" olarak karşımıza çıkan, resimde salt yazılı kompozisyonlarla yetinmeyen, usta çırak geleneği içinde öğrendiği bir figürü ya da motifi en kusursuz, Abidin Dîno, Çiçek... İSejad Melih Devrim, Çiçek, 1983.. "f" TURAN EROL Suluboya resimler K • azım Taşkent Sanat Galensi suluboya resimler sergisi, neredeyse unurulmuş bir geleneğin elde kalan, ulaşılabilen eski ve yeni örnekleriyle bir tanıtma ve yayma işlevinin yanı sıra birçok izleyicide belli belirsiz bir hüzünle kanşık bir özlem ve kavuşma duygusu uyandıracak. Belki de birçoklanna okul sıralan üzerinde açılmış resim defterleri, suluboya kutulanyla, resim derslerini anımsatacak... Altmış, altmış beş yıl gerilere gidiyor, bugünün araç gereç bolluğu ve çeşitliliğine göre, elli altmış yıl önceleri çini mürekkep ile suluboya denilen resim malzemesinin eğifım öğretim yaşamımızdaki mütevazı ama saygın bir yeri olduğunu düşünüyorum. Ortaokullarda, öğretmen okullarında renkli kalemlerin yanı sıra, fırçasıyla, bir kutu suluboyası olmak, donanımlı olnıak demektı Renkli kalem boyaların rahatlığının yanmda suluboya epeyce korku veren, huyunu tüyünü bilmeyenleri bocalatan bir malzeme sayılırdı ama gene de çok aynntılı araç gereç ve geniş alan gerektiren, zor sağlanan yağlıboyayayeğlenirdi Suluboya resim sanatının gelenekselleşmiş, epeyce eskilerden günümüze dek süregelmiş kurallarının bugün için bir değerı olup olmadığı konuşulabilir. Ama biz bu konuyu bırakıp suluboya ve suluboya ile resim geleneği üzerinde durahm. Suluboya ile çalışmak isteyen herkesin karşılaştığı ilk sorun, akışkan suyun erittiği ve yumuşak bol kıllı fırça ile ak kâğıt üsrüne yayılan ve her anbirbirinekarışabilecekrenklerüzerınde egemenlik kurmaktır. Bu yönde beceri kazanmak, hele yetkinleşmek zaman alır. • • Renkler ince, sıvık ve saydam olacaktır. Yan yana getırılen renklenn ıslakken her an birbınne karışması, çevre çizgılerinden taşması, bırbiri içinde dağılması olasılığı vardır. Öte yandan kurumuş bir rengin üstüne ikınci bir renk atmak ya da sınırdaş renk lekelerini yan yana getirirken ilk sürülen ton kurumadan, sonradan geleni bekletmek gibi incelikleri kavramak sabır ister. Asker ressamlar Türkiye'de bu öncelikleri bir ölçüde dogmatikleştirenler ve epeyce de yaygınlaştıranlar asker asıllı ressamlanmızdır. Topografik çizimler ve haritacılık amaçlı bir öğretımin sonucu olarak bu zümreye mensup ressamlar suluboya ile vefalı bir dostluk kurdular. Sanayii Nefise Mektebi 'nin gündeme gelmesinden sonra da asker ressarrüarın dünyasında suluboya resim çok sıcak, Mahmut Cuda, Iki Giizel... ( Sergi 29 Aralık'a dek gezilebilir. Yapı Kredi Kültür Merkezi / Beyoğlu) "6065 yıl gerilere gidiyor ve o zamanlarda kullanılan çini mürekkep ile suluboya denilen resim malzemelerinin eğitim, öğretim yaşamımızda daha mütevazı ama saygın bir yeri olduğunu düşünüyorum" diyor ressam Turan Erol...