06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURtYETDERGİ doğru koşarak geliyorlardı. O günden sonra sık sık duyacağımız sloganlan atıyorlardı. "Bush Kutta", "Müşerref Kutta", "Zindabad bin Ladin", "Zindabad Taleban", "Murdabad ABD". Kuttaköpek, zindabadyaşasın, murdabadkahrolsun demek Urduca. Köşedeki polis barıkatından göz yaşartıcı bombayla karşılık verildi, birkaç el silah patladı. Grup dağıldı. Afganistan' ın bombalanmasının ardından Peşaver'deki gösteriler 8 Ekim sabahı başladı. Erken saatlerde şehre girmeye çalışan öğrenci grubu göz yaşartıcı bombalarla dağıtıldıktan sonra Namak Mandi Caddesi 'ndeki Medine Camisi'nde toplanan grup, cihat üstüne uzun bir söylev dinleyipdışançıktı.Caddedeateşleryakıldı. Kalabalık gitikçe büyüyordu, yürüyüşe geçtiler. önlerindeki polis barikatını tuğla atarak aşmaya çalıştılar. Hem atılan tuğlalardan hem de polisin göz yaşartıcı bombalanndan olay yerindeki gazeteciler de nasiplendi. Akşama doğru şehirde dolaşmaya başlayan askeri konvoy, hâlâ tüten ateşleri söndürdü, yollardaki tuğla parçalannıunufaketti. Ouetta'dabüyükolaylaryaşandığı haberi gelince Peşaver'de de gergin bir bekleyiş başladı. Cemiyeti Ulema lslam Partisi yöneticilerindenMollaMevlanaevindegöz hapsinealındı.Bütünokullarvemedreseler ikinci bir emre kadar kapatıldı. Gösterilere katıldığı tespit edilen Afgan göçmenlerin derhal memleketine geri yollanacağı bildirildi. Ilk günün kargaşası yerini kontrollu bır tepkiye bıraktı. iki taraf da, hem Bin Ladin y anlısı göstericiler hem de devlet, birbirlerinin gücünü tartarak önlemlerini aldılar. Ertesi gün bütün gösterilerin başında mollalar ve Cemaatı Ulema lslam Partisi' nin yöneticileri vardı. Kalabalığın öfkesinı denetliyorlardı. Polis de askerlerin desteğiyle önlemleri arttırmıştı. Peşaver'deki bu zoraki denge, sonraki günlerde Pakistan'ın tamamına egemen oldu. Taleban yanlısıteşkilatlartehditlerini yüksek sesle sürdürürken, gazetelerde her gün Amerikan yardımlarından, yeni gelen milyonlarca dolarlık kredilerden, açılan fonlardan söz ediliyordu. Peşaver'de kaldığım günlerde gösteriler devam etti. Sabah Medine Camisi'nin önünde, öğleden sonra Yadigar Meydanı'nda mitingler düzenlendi. Amerikan Bayrakları, Bush kuklaları yakıldı, General Müşerref'e ve hükümete lanetler okundu, Taleban'a veBin Ladin'e bağhlıkyeminleri edildi. Mollalar konuştu, cihat çağrıİarı yapıldı. Camilerin önünde açılan defterlereAfganistan'agidecekgönüllülerkaydedilmeyebaşlandı.Gecelersakin geçiyordu ancak dağlardan bin güçlükle aşınlarak hastanelere getirilen yaralı kadınların, çocukların, yaşlılann hikâyeleri dilden dile dolaşıyordu. Yirmi yıl önce Afganistan 'dan kaçan göçmenlerin hâlâ yaşadığı kamplarda yaşam koşulları zaten çok ağırdı. Yeni gelenlerin yerleştirildiği çadır kamplar ise insan almıyordu. Gündüz hava çok sıcaktı, geceler ise ayazdı. Bir süre sonra, mitinglerin yapıldığı meydanlarda esnaf dükkânları kapatmaktan vazgeçti. Bin Ladin'li tişörtlerin yeni modelleri piyasaya çıkmaya başladı. Döviz bürolarına çuvallarla Afgan rupisi taşıyan hamalların yükü arttı. Afgan halılarının fiyatlan düştü. Peşaver, geceyarılanna kadar dinmeyen gürültüsüne geri döndü. /. Savfanm devamı geçmeye başladı televizyon. "Başladı" diye geçti içimden. New York'ta olanların Kâbil 'deki tekrarı. Ne var ki ekranda gördüklerimiz, eli yüzü düzgün kadın spikerin gergin ifadesi ile ekranın alt köşesindeki yeşil zemin üstünde uçuşan beyaz ışık toplanndan ibaretti. Kâbil, Kandahar, Celalabad bombalanırken biz sadece yeşil üstündeki nurtoplannı görebiliyorduk. Şehrin birden bire ölüm sessizliğine gömüldüğünü fark ettim; gece yanlannakadar ayyuka çıkan gürültüsü kesilivermişti. Haber izleyenleri görüntüleyen Koreli TV ekibinin paldır küldür lokantaya girmesiyle gözlerimizi televizyondan aldık, herkes f kendine geldi, lokanta boşaldı. Çıkarken hesaplan, kulelerin fotoğrafı üstünde ödedik. Üç tekerlekli rikşalardanbırini çevirip gazetecilerin üslendiğı beş yıldızlı PC Otel'e gittim. Dünyanın gazetecisi lobideydi. Ne olup bittiği az çok belliydi ama ne olacağını kimse bilmiyordu. Bir grup Islamabad'a doğru yolaçıkmaya hazırlanıyor.birkaç kişi Hayber Geçidi'ne gitmeyi öneriyordu. Günlerdir beklenen ABD saldırısının hemen ardından sınınn açılacağı söylentisi dolaşıyordu gazeteciler arasında. Hayber Geçidi Peşaver'den üç çeyrek uzakta, Kâbil ise iki buçuk, bilemedin üç saat. Tam çıkmaya hazırlanırken yolun kapatıldığı haberi geldi. Şehir içinde hızlıca turladık iki ltalyan gazeteciyle birlikte. Sokaklarbomboştu, meydanlar tenhaydı. Şehir erkenden içine kapanmıştı. Eski Peşaver'de kalıyordum. Rose Otel'deki odamınpenceresi Hayber Meydanı' na bakıyordu. Gece yarısı polis panzerleri geldi, barikatlar kuruldu. Sabah sloganlarla uyandım. Küçük bir öğrenci gurubu, küçük dediysem hem sayılan az hem yaşları küçük bır grup, sloganlar atarak meydana giriyordu. Kahverengi okul önlükleri ve siyah bereleri vardı. Toparlanıp aşağı indiğimde geçip gitmişlerdi. Çevre kasabalardan öğrencilerin şehre geldiğini duyunca o tarafa yöneldik. On, on beş yaşlannda, okul önlüklü kalabalık bir grup ellerinde sopalarla bizim tarafa Bush aleyhtan mitingler çok kalabalık oluyor, Afganistan 'a gönüllü gidecekler listesi hergün daha da uzuyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle