Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EYLÜL 2000. SAYI 754 92MINUTES oğlu olarak kabul ettiler." 1990'larda Îsrail 'de yaşadığı varsayılan Baruch Spinoza' nın öyküsünü anlatıyor "Sonsuz Mutluluk". Bu filmle Yahudi mizahının etkili örneklerinden birine imza atıyor yönetmen Bursztyn. Assi Dayan'ın 1997 yapımı filmi "Bay Baum' un Son 92 Dakikası", bir üçlemenin son halkası. "Agfa'ya Göre Yaşam" ve "Elektrikli Battaniye" adlı fılmlerin ardından gelen yapım, 92 dakikalık ömrü kaldığını öğrenen bir gözlükçünün trajikomik öyküsünü yansıtıyor beyazperdeye.Gözlükçü için alabildiğınetrajik olan durum, çevresindeki insanlar tarafındansa son derece sıradan görünmektedir. Yönetmen Dayan, tam da bu "ikilem" üzerine yönlendiriyor kamerasını ve ölümyaşam çizgisini çözümlemeye adıyor filmini. Bu film için son bir not: Yönetmen, Bay Baum 'un Son 92 Dakikast, Assi Dayan... "efsanevi" tsrailli general Moshe Dayan'ın oğlu. Şenlikte gösterilecek uzun metraj lı filmlerin sonuncusu Shmuel Hasfari' nin imzasını taşıyor; 1995 yapımı "Beyaz Büyü". Fas kökenli tsraillilerin renkli ve tutkulu kültürlerini yansıtan film, kalabalıkbir ailenin bireyleri arasındaki çekişmeleri yansıtırken, alabildiğine renkli bir karakterlermozaiğinidetanıtıyorbizlere. Tiyatro kökenli genç yönetmen Hasfari'nin ilk uzun metrajlı çalışması olan "Beyaz Büyü", son dönem tsrail filmlerinin temel özelliği olan mizahi fazlasıyla kullanan keyifli biryapım. Bu beş uzun metrajlı filmin yanı sıra beş de kısa metrajlı çalışmanın izlenebileceği şenliğin bu bölümü "Sam Spiegel Film ve Televizyon Okulu" öğrencilerinin filmlerine aynlmış. Daphna Levin'den "Doğru Fiyat", Oded Davidoff'tan "Emin Ellerde", Ran Carmeli'den "Kişisel Amaçlar", Omri Levy'den "Bedevi Kumu" ve Yuval Zafrir'den "Diğer Yanak" adlı ödüllü kısa fiknlerin izlenebileccği bölüm, geleceğin ustaları olacaklannı umduğumuz gcnç sinemacılann birbirinden ilginç ürünleriyle değerleniyor. Tuncel Kurtiz Gümüş Ayı ödülü 'nü alacak... Çağdaş Îsrail sinemasının bir avuç filmiyle yapılan bu şenlik, uzağında kaldıgımız bir ülke sinemasını tanımak için iyi bir Buhoşgörülü kente Yahudiler,'Yeni Kudüs' adını verdiler. Spinoza, bu kentte 1632 yılın fırsat.AnkaraKızılırmakSineması'ndayada doğdu ve yaşamını insanın sonsuz mutlu pılacakgösterimler, 19.00ve21 JOseanslaluğunu aramaya adadı. Bu arayışi birçok ki rında izleyiciyle buluşacak. Şenliğin sponşinin öfkesine neden oldu. Hahamlar onu si sorluğunu ise Sheraton Ankara Hotel and nagogdan attılar, papazlar ise onu şcytanın Towers ile Esen Nakliyat üstlenmiştir.^ 'ürkiye'de pek tanınmayan îsrail sinemasının son dönem >rneklerini bir araya getiren "Îsrail Film Şenliği", 710 îylül tarihleri arasında Ankara'da düzenleniyor. Şenlikte uncel Kurtiz de 1986'da rol aldığı "Kuzunun Gülümseyişi ilmiyle kazandığı "Gümüş Ayı" ödülüne kavuşacak... Aşk Hastası ve İsrail sineması «JRAT ÖZER nkara Sinema Derneği ve tsrail Büyükelçiliği'nin ortak çabalanyla düzenlenen "Îsrail Film Şenliği", 710 Eylül tarihleri arasında Ankara'da izleyici karşısınaçıkıyor. Şenlik apsamında 19861999 arasında çekilmiş ıeş uzun ve beş kısa metraj lı film gösterileek. Dünya sinemasının ülkemizde pek tannmayan ülkelerinden biri de Îsrail. tstanıul Film Festivali aracıhğıyla izleyebildiğiaiz bir avuç film dışında, örneklerine rastlaamadığımız bu ülke sineması, başlangıcınlan bu yana daha çok 'içe kapanık', kendi lünyalannı anlatmaya çalışan ürünleriyle ;ündeme geldi. Temalannı savaş koşullannla askerlik yapmanın zorlukları, devletin »askıcı tutumlan ve YahudiArap çekişme•inin yarattığı sorunlar içinden seçti genelikle. Buçerçevedahilindcyapılanfilmler, :imi zaman "sert" imgelerle karşımıza çı:arken, kimi zaman da Ortadoğu insanının naif özelliklerini öne çıkaran görüntülerle ieyirciyeulaştı. 50 yılhk bir geçmişe sahip olan Îsrail sinenası, önceleri "kahraman" tsrailli imajını /ansıtan bir görüntü çizdi. Koşulların belirediği bir seçimdi bu; ellerindeki küçücük oprağı savunma kaygısıyla her türlü aracı cullanan tsrailliler, sinemayı da amaçlarına ıraç yapmayı "uygun" gördüler. 1960'h ve /0'li yıllarda sanatsal yanı ağır basan ve gcnç >inemacılann geliştirdikleri yeni bir sinema mlayışı ortayaçıktı. Popüler tsrail sinemasııa alternatif olarak öne sürülen bu tür bir silema anlayışı, içcrdiği mizahi ton ve hızlı <urguyla adeta bir "devrim" havası estirdi. 1973 'teki Yom Kippur Savaşı ile iyice netle$en "düzen eleştirisi" görüntüleri, îsrail sinemasının gelcceğini bel irleyen unsurlar olarak belirginleşti. Kolektifbakışaçısı,yerini kişisel bir bakış açısına bıraktı. Sonuçta anlayışla, birlikte temalar da değişmeye başladı. Özellikle YahudiArap ilişkilerindeki "bıçak sırtı" durumlar, bu tür bir yaklaşımın uzandığı noktalarbiçiminde öne çıktı. önceleri Arap toplumunu adeta görmezden gelen îsrail sineması, bu toplumun varhğını keşfetmeye ve özellikle 1980'lerle birlikte Îsrail 'de yaşayan Filistin imajını yerli yerine oturtan yapımlar çekmeye başladı. Tematik açıdan klışeler arasında sıkışmış bir görünüm sunan tsrailli sinemacılar, 1990'larda ortayaçıkan "Yeni Dalga" ile aşk, kaybetme ve benzeri insani ilişkiler gibi "değişik" konulara da el attı. Son dönemlerde tırmanan aşın dinci akımlann da etkisiyle politikadan ve top A lumsal sorunlardan iyice uzaklaşan ülke sineması, aile ve evlilik sorunlannı deşen filmler çekerek bir miktar da olsa "hafiflemiş" bir görünüm sundu. Sonuç olarak, gelişmekte ve olgunlaşmakta olan tsrail toplumu, politik varoluş sorunlanndan giderek sıynldı ve bireyin açmazlan üzerine eğilmeyi keşfetti. Basmakalıp kahraman tiplemeleriyse şimdilik tarihe karışmış görünüyor. TuncelKurtlz'lnödülü Ankaralılara dört günlük bir alternatif sinema şenliği sunacak olan tsrail Film Şenliği'ndegösterilecekfilmleregelince...Tuncel Kurtiz' in hak ettiği ama bir türlü alamadığı "Gümüş Ayı" ödülünü alması beklenen şenlikte, aktörün bu ödüle değer görüldüğü Shimon Dotan filmi "Kuzunun Gülümseyişi" de izlenebilecek. Farkh kültürlerden ve toplumsal sınıflardan gelen üç adamın; alabildiğine sert bir asker, yaşlı, bilge bir Arap ve bir doktorun öyküsünü anlatıyor film. Karakterlerinbirbirleriyle ilişkilerini merkeze yerleştiren yönetmen Dotan, özellikle usta oyuncu Kurtiz' in Arap kompozisyonundan güçahyor. 1986 yapımı "Kuzunun Gülümseyişi", îsraiPinyakıngeçmişindenkeskin gözlemlerle izleyjcinin karşısına çıkan bir film. Savi Gabizon'un yönettiği, 1995 yapımı "Aşk Hastası", yaşlı annesiyle birlikte küçük bir kasabada yaşayan ve kurduğu korsan televizyon kanalıy la mahalleliye, aralannda Türk filmlerinin de bulunduğu videolar gösteren Victor'unöyküsünüanlatıyor.Builginç kişiliğin, mahalleye yeni gelen Michaella'ya âşık olmasıysa öykünün gelişimini farkh kulvarlara çekiyor... "Aşk Hastası", gösterime girdiği yıl lsrail'de almadığı ödül kalmamış, hüzünlü, bir o kadar da komik bir film. 1960 doğumlu yönetmen Gabizon'un karakterlerüzerinde yoğunlaşan kamerasının izlerini takip etmek gerçekten de keyifverici. 1996 yapımı Igal Bursztyn filmi "Sonsuz Mutluluk", şu sözlerle başlıyor: "17. yüzyıl oldukça iyi bir dönemdi. Bu dönemde büyük sanatçılar, bilim adamlan ve düşünürler yetişti. Ancak bu yüzyıl Yahudiler için oldukça sorunluydu. Bütün Avrupa'da saldınlara ve soykınma uğradılar. Baruch Spinoza, Portekizkökenli bir Yahudiydı. Ailesi engizisyondan kaçıp Amsterdam'a sığındı. Beyaz Büyü, Shmuel Hasfari, 1995...