Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 Wangari Maathai Kenyalı bir bilim kadını. Çevreciliği militanlık düzeyine yükselince üniversiteden aynlmak zorunda kalmış. Karuno ormanmı koruma uğraşısına işkence ve hapisle karşılık almış. Yılmamış. Çöllere karşı Afrika'ya dikilen 20 milyon ağaçta onun çabası var. hep benim laboratuvarda çahşmamı, deneyler yapmamı istedi. Onu çok seviyordum. Benim iyi bir bilim insanı olacağıma yürekten inanıyordu, bu yüzden üniversiteye girince onun dediği gibi yaptım ve Doğu Afrika'da biyoloji dahndauzmanlıkeğitimigören, ardından da doktora yapan ilk kadın oldum. Görüniişe bakılırsa önünüzde parlak bir meslek yaşamı varken nasıl olup da çevreci ey lemlere katılmaya karar verdiniz? 70'li yıllarda Nairobi Üniversitesi Veteriner Fakültesi 'nde doğu sahillerini kınp geçiren salgın hastalığayol açankenelerüzerinde biraraştırma yapıyordum. Çiftçilerle yapnğımsohbetlersonucundaasılsorununkene değil, su, veriml i toprak ve yakacak odunun kıtlığı olduğunuanladım. Birçevre örgutüne katıldım ve bir daha kopamadım. Bu arada Kenya Ulusal Kadınlarörgütü'ne de katıldım ve kırsal kesimde yaşayan kadınlann bu tür sorunlardan yakındıklanna tanık oldum. lçimdeki bilim insanı bu sorunlann kaynağını ve çözümlerini merak etmeye başladı. Ormanlaryokedildiğindehumuslutopraklann sürüklenip gittiğini, ırmaklann kurudugunu gözlerimle görebiliyordum. Kırsal kesim kadınlanna bu topraklan kendi tarlalanna dikecekleri ağaçlarla koruyabileceklerini anlatmayaçahştım.Ağaçlarçitoluşhırma,kereste ve meyve elde etme açısından işe yaradıklan gibi, çevre açısından da son derece yararlı idiler. Yeşil Kuşak Hareketi işte böyle ortayaçıktı. 1yi de, tiim zamanınızı buna bağlamak neden? Başka seçeneğim yoktu. Böyle davranmak zorundaydım. Üniversite, akademisyen olmakla, eylemci olmak arasında bir seçim yapmamı istedi. O sırada sıkı bir militan kesilmiştim. Militanlığım yalnızca çevreyle sınırlı değildi. Üniversitede akademik özgürlüğünpolitikacılartarafındankısıtlandığını düşünüyordum. Bölüm başkanı olduğumdan Senato toplantılannakatıhyordum. Bana hem üniversitede kararlar alıp hem de sendika üyesi olamayacağımı söylediler. Hakkımda dava açıldı ve davayı kaybettim. Mesleğimden aynlmam bu süreç içinde oldu. Bir seçim yapmam istenince istifa ettim. Yirmi yılı aşkın bir süre boyunca, ağaç dikerek Kenya'da çölleşmeyi önlemeye çalıştık. Bu dönem içinde özellikle kırsal kesim kadınlanna tarlalanna ağaç dikmeleri konusunda yardımcı olmaya çalıştık ve ektikleri ağaçlarkarşılığında kcndilerine düşük, ama özendirici bir ücret ödedik. Aynca onlan çevreyle ilgili konularda aydınlatmaya çalıştık. Gerekli fonları nasıl sağladınız? Bu tür örgütler genellikle hükümeti eleştirdiklerinden, fon bulmak çok güç oldu. Epey sıkıntı çektik. Birara hükümet, ofislerimizi kapattı. Hükümetten beklentileri olanlar bize destek vermeye yanaşmadılar. Bu yüzden daha çok dı ş kaynakl ı örgütlerin desteğinebaşvurduk.örgütümüzhiçbirücretalmaksızınbiryığın işyapıyor. Çokkişi örgütü daha profesyonelleştirmek istiyor, ama bu beni biraz ürkütüyor. Zira, o zaman örgütün özünü oluşturan o ruh yok olabilir. Insanlar gelip örgüte nasıl üye olabileceklecınız tutarsa üye olursunuz, yok ağaç ölürse, o zaman üyelikten atılırsınız" diyorum. Yeşil Kuşak Hareketi 'ni başka Afrika ülkelerinde de uygulamaya çalıştınız... Biz Afrikalılar sürekli olarak kaynaklanmızı kötüye kullanmak, insanlarımızı hiçe saymakla suçlandık. Başka ülkelerden insanlan buraya çağınp onlara yaptıkJanmızı gösteriyoruz. Onlar da ülkelerine dönüp kendilerini çevrelerini korumaya adıyorlar. CUMHURİYET DERGİ Afiika'nın yeşil kuşakçısı W angari Maathai isteseydi Kenya'nın önde gelen bilim insanlanndan biri olabilirdi. Ama Doğu Afrika'da ilkkez biyoloji doktorası yapan bu kadın 25 yıl önce beyaz önlüğünü rafa kaldınp yaşamını çevreci eylemlereadamayakararverdi. Görevi.ağaçdikmek suretiyle çöl topraklannın taruna elverişli bir duruma getirilmesi konusunda yoksul kadın çiftçilere yardımcı olmaktı. Dönemin Cumhurbaşkanı Daniel Arap Moi'ye karşı koymanınbedelini çokağırödedi: işkence gördü, sayısız kez ölümle tehdit edildi ve bir süre gizlenmek zorunda kaldı. Ancak tüm bunlar onu yıldırmadı ve iki yıl önce başkanhk seçimlerinde Moi 'ye karşı adayhğını koydu. Ne var ki, bu girişiminden başanlı bir sonuç eldeedemedi.Peki, Maathai nedenkendisini böyle bir şeye adadı? Fred Pearce bu sorunun yanıtını bulmak için Nairobi'ye gidcrek Wangari Maathai ile görüştü. Bilime atılmanız nasıl oldu? BukonudalrlandalıKatolikbirrahibcye teşekkürborçluyum. Bana çok şey öğretti ve rini soruyorlar. "Gidipagaç dikin, eğerağa kelerin borçlann bu noktaya gelmesinde nasıl birrol oynadıklannı biliyonaz. Diktatör yöneticilerimizin bu ülkelerden nasıl destek aldıklan da biliniyor. Sesini duyurmaya çahşan gibi benim gibi insanlann üniversiteden atıldıklan, kimilerinin ülkeyi terk ettiği, kimilerinin ise hapse atıldığı, ya da öldürüldüğü bir dönemde Avrupa'da hiç kimse insan haklanyla ilgilenmıyordu, çünkü o sırada gündemde soguk savaş vardı. Şimdi Batıh liderler, "Siz Afrikalılar hiç Sizce en iyi başardığınız şeyler neler? Çok sayıda ağaç diktik. Dikilen ağaçlann sayısı şimdi 20 milyonu aştı. Bence en önemli şey, çevrenin ciddiye al ınması gerektiği ve çoğu yasamsal sorunlann çevre bağlantıh olduğu yönünde bir kamu bilincinin oluşturulması. Dahası, çevre konusunu gücü elinde tutanlara ulaştırarak, karar alan yetkililere bunun kadınlann ağaç dikmelerinin ötesinde bir şey olduğunu anlatmaya çalıştık. Ya hüsrana uğradığınız konular? Bu ülkede ormanların büyük ölçüde zarar görmesinin bir nedeni, halkın ormanlann hükümete ait olduğu inancından kaynaklanmaktadır. Bakanlar bu inancı kötüye kullanarak ormanlan, kimi zaman kendi çıkarlan için talan ettiler. Halka hükümetin yalnızca koruyucu olduğunu, ülkenin gerçek sahiplerininkendileri olduğunu öğretmekzorundayız. Geçen yıl, Nairobi'nin dışında devlete ait ormanın içinde bir alanı işgal ettiğiniz için tutuklanıp işkence görmeniz tüm dünya gazetelerine nıanşet oldu... Evet, Karuna Ormanı. Bu bir devlet ormanı olmasına karşın, bınleri bina y apmak için oraya el koymuştu. Onlan durdurduk, ama bugün bile bu düşlerini bir gün gerçekleştirebileceklerini düşünüyorlar. On yıl önce, Başkan Moi'nin Nairobi'deki Uhuru Parkı'nın ortasında Afrika'nın en yüksek binasını dikme tasarısına karşı çıkmıştmız. Prenses Diana size "dünya kadını" adını vermişri. Peki, bu girişitniniz başanlı oldu mu? O dönemde hükümet çok, ama çok güçlüydü ve insanlar yaptığımızın büyük bir çılgınhk olduğunu, yangına körükle gittiğimizidüşünüyorlardı.Mahkemeyeçıktıkve davayı kaybettik. Ama onlar binayı yapmadılar. Binanın yapılması tasarlanan alana "özgürluk Köşesi" adını verdik. Şimdi herkes bu adı benimsedi. Bu adı taşıyan bir tabela astık ve hiç kimse onu yerinden kaldırmaya cesaretedemedi.Orası halkın malı. Afrikalılar neden çevrelerinden böylesine soyutlandılar? Bu bir ölçüde Avrupahlann çağcıllığa yaklaşımından ve nelere değer verdiğinden kaynaklanıyor.Avrupalılarburayageldiklerinde kaynaklanmızın nasıl yönetileceğini bildiklerini sanıyorlardı. Birbakımabunun bir sonucu olarak, dünya bugün de Afrikalılan çevre yabanıl yaşamın en büyük düşmanları olarak görüyor. Oysa milyonlarca filin yıllarca bu anakarada yaşamasına izin veren yine aynı Afrika idi. Avrupahlann Afrikalılarakaynaklarını gerektiği gibi kullanmadıklannı söy lemeleri üzerine çevreye zarar verme süreci de başlamış oldu. Sözgelimi.buyılEtiyopya'dabaşgösteren açlıkla birlikte yaşananlardan sonra, elimde olmadan, Bob Geldof'un bu konuda neler düşündüğünü merak ettim. Onun sayesinde tüm dünyabuülke için kollan sıvamıştı. Bu yüzden böylesi bir şeyin orada bir daha yaşayacağı düşünülemezdi. Gelgelelim, Etiyopyalı yöneticiler kendi insanlannı beslemekten çok, Eritre ile savaşmakla uğraşıyorlar. Ne var ki, zaman zaman yapmadığımız şeylerden ötürü de suçlandığımız oluyor. Buna bir örnek dış borçlar. Bu konuda Afrikalılan suçlamak çok kolay. Ama varlıklı ül Prenses Diana eylemlerinedeniyle Wangari'ye "dünya kadmı"unvanım vermiştL