23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2OCAK2000. SAYI719 ki müzik elçilerinden birisiydim diyebilirim. Çünkü benim konserlerimde salonun çoğu zaman yarısından fazlası Avrupalılardan oluşurdu. Son zamanlarda bizim halkımızın dailgisiarttı. Avrupalılar heyecanlarını, coşkularını duygularını Türkiye'dekiinsanlargıbirahatlıklagöstercmiyorlar. Maalesef öyle. Bunun tabiibirçok nedeni var. Burada insanlar, daha heyecanlılar, daha çok sahip çıkıyorlar sevdikleri şeyc ve hemen tepkilerini gösteriyorlar. Mesela ben Avrupa'da 700'e yakm konser verdim, 19 yıl çalışma yaptım, bilinen bir topluluk haline geldik. Ancak sokakta hcmen kimse tanımaz, tanısa da aldırmaz. Burada öyle değil, Trabzon 'da ben ilgi nedeniyle ncredeyse yolda yürümckte güçlük çekiyordum. Beyoğlu' nda yürürken gençlcr ilgi göstenyorlar. Bunlarbirsanatçı olarak bana heyecan veriyor. Yaptığm işin kalitesini gören radyoTV yapımcıları programlara konuk ediyorlar. Avrupa'da bu zor. Hele bir yabancı için çok daha zor. Orada bir duvar kurulmuş, o duvara kafamızı vurup geri dönüyorduk. Burada müziğimizi kitleselleştirmek için daha fazla şans var. Avrupa'da ise neredeysc imkânsız. Büyükmüzikfirmalan bizim tarzımızdaki müziğe pek ilgi göstermiyorlar. Bir tekTarkan'a ilgi gösterdiler. Çünkübüyük müzik firmaları, duvan onun için özel olarak yıktılar. O ise gelip geçici. Bizim yaptığımız öyle değil. Ben 20 senedir aynı müziği yapıyorum. 20 sene sabrettik, yavaş yavaş yerineoturuyorherşey. Memleketinmüziğine bir şey ler katmaya bir değişik hava yaratmaya geldik." Ortadoğu'yla ilgili bilgiler, belgeler, ayrıca Çin, ABD, Rusya ve Almanya'yı ilgilendiren örnekleri içeriyor. Dış politikanın uzun ince bir yolu, kalın bir dosyası olduğunu sergiliyor sayfalarında Herkesin ilgiyle okuyacağı bir çalışma. Ancak Reşat Anm'ın üretkenliği hızlanıyor giderek. ODTÜ'den Meliha Benli Artınışık'ın derlediği Türkiye ve Ortadoğu, TarihKimlikGüvenlik adlı kitaptaki Türkiye ve Kudüs Sorunu bölümünü de o yazıyor. Ayrıca yeni bir kitabı yayınlanıyor yakında. Başucumdaki kitaplardan birinde de Pulat Tacer'in imzası var. Terör ve Demokrasi. Yazannı ödüllendiren bir kitap. Pulat Tacer de emekliliği en güzel biçimde değerlendiren, zamanla yarışan bir diplomat. Yeni bir kitap yazıyor şimdi: Azınlıklar. Kitaplığıma yeni eklenen bir kitabı TürkYunan dostluğunda şiirsel bir köprü diye düşünüyor, Dinçer Sümer'i de köprüye taş koyan bir mimar olarak selamlıyorum. Sandalım Kıyıya Bağlı adlı kitabında yer alan şiirieri Yunanca'ya çevrildi, yayınlandı son günlerde. Üzgünüm, bu kitap nedeniyle düzenlenen toplantıya katılamadım. Ayvuklalı Alekos ile Namazgâhlı Şükrü Bey destanı bu. Okurken "Benden Selam Olsun Anadolu'ya" kitabının sayfalarında dolaştım gözlerimde yaşlarla. Sonra gülümsedim, dostluk ve barışa yol açan sanatçılarımızı da umutla selamladım.^ BAŞKENT GUNLERI Kolay gelsin MÜŞERREF HEKİMOĞLU oşullar güç de olsa yeni yılları umutla selamlarım. Doğamda t Polyannalık var! Sorunlara dilimi çıkanr, darboğazları aşmaya çabalanm. Kolay değil insan olmak. Direnme gücünü yitirmeyecek, umudu soldurmayacaksın. Kolları sıvayarak yeniden tırmanacaksın yokuşlan. Hepimize kolay gelsin! llginç olaylar yaşadık yeni yıl öncesinde. Güzellikler, çirkinlikler, yürüyüşler, mitingler, AB adaylığına dönük beklentiler, dayatmalar, zamlar. 1963'te başlayan bir öykü 2000'lerin hangi diliminde noktalanacak sorusuna takılan tartışmalar, bankalar kapanıyor, soygun dosyaları açılıyor, yurtdışına kaçanlar yakalanıyor, sözün kısası hayalgücünü aşan olaylar yaşanıyor ülkemizde. Yalnız çevre değil soluğumuz da kirleniyor giderek! Inönu Belgeseli 1900'lerden güzel bir köprü 2000'lere. Emek ve yürek verenleri içten kutluyorum. Doğan Vakfı'nın desteğiyle CNN Türk'ten güzel bir selam, sevgiyle, saygıyla oluşan bir ürüh bu. Yoz ortamda solan umudu yeşertiyor, sona eren yüzyılda böyle kişiler de var diye onur duyuyor insan. Mutluyum, Ismet Paşa'yı yakından tanıdım. Başkent yıllarında, hayli uzun bir zaman diliminde tarihsel kişiliğini, devlet adamı, politikacı, koca, baba, dede portresini oluşturan değişik çizgileri de yakından gördüm. Ancak bu belgesel bir başlangıç bence. Başka belgesellere yol açıyor, ışık tutuyor. O ışıkta başka ürünler de oluşacak, geçmişten geleceğe uzanan köprüde dünü, bugünü ve yarını daha iyi görecek genç kuşaklar, somut belgelerle. CNN Türk'de Hakkı Devrim'in konuklarına Özden Toker ile Gülsün Bilgehan da katıldı geçen hafta, Ismet Paşa'nın kızı ve torunu. Inönü Vakfı'nın lokomotifi ve yardımcısı. Hakkı Devrim'in söyleşilerini ilgiyle, sevgiyle izliyorum her zaman. Yeni açılar oluşuyor dinlerken, Inönü ailesinin orta ve genç kuşağından iki kadına yönelttiği sorular ve yanıtiaıia yine çok ilginç tablolar oluştu ekranda. 2000 yılına CHP'li olarak giriyor Gülsün Bilgehan. Politikayla uğraşmanın kadınlar için bir görev olduğunu vurguluyor. Bilkent Üniversitesi'nde ders veriyor, üç çocuğu var, başka bir deyişle vakti yok ama görev ve sorumluluk bilinci var. Siyasal sahnedeki boşluğu doldurmayı amaçlıyor. Gülsün Bilgehan'ın büyükannesiyle ilgili sözleri de çok duygulandırdı beni. Mevhibe Inönü ile Ismet Paşa'nın el ele dolaşmaları canlandı gözümde. Seviyle bakışır, gülümser birbirine. Yan yana ve can cana, sevdalı mektupların uzantısı gibi. Inönü çiftinin mutluluğu o mektuplardan, sevdadan kaynaklanıyor bence. Cumhuriyet kadınını da eşiyle simgeliyor Inönü. İlk şapkayı Mevhibe Inönü giyiyor Ankara'da. Dans ediyor, ata biniyor, hemşirelik yapıyor. Her yerde Paşa'nın yanında. llginç bir rastlantı, ölümünün 26. yılında da ters olaylar yaşanıyor pariamentoda. Kadın milletvekillerinin genel kurul salonuna başörtüsüyle girebilmesini sağlayan bir karar alınıyor komisyonda! Üstelik kimlerin oylarıyla! 2000 yılına bu kararın sevinciyle giriyor kimi politikacılar! Parlamentoda 22 kadın var. Onlar bu gelişmelere ne diyor acaba? Yeni bir yıl başlarken yeni kitaplar çoğaldı başucumda. Emekli büyükelçiler yayınlıyor. Meslekte uzun yılların birikimini değerlendiriyor, belli konulara ışık tutmak, yeni yorumlara, yeni ürünlere yol açmak istıyor. Elbet saygın bir davranış. Görev sonrasını güzel degerlendiriyor, belli konulara ışık tutmak, yeni yorumlara, yeni ürünlere yol açmak istiyor. Elbet saygın bir davranış. Görev sonrasını degerlendiriyor emekli elçiler. Kimi anı yazıyor, kimi köşe yazarı, kimi dış politika tartışmasını yapıyor ekranlarda. Hepsi ve her zaman değil ama belli konulara olumlu katkılan var. Kimi de ders veriyor üniversitelerde. Belli dallardaki birikimini gençlere aktarıyor. Reşat Anm da onlardan biri. Pekin Elçiliğinden dönüşte ODTÜ'de Uluslararası llışkiler Bölümü'nde ders veriyor. İlk kitabını da yayınlamış bulunuyor. Diplomatik yazışma derslerini bir araya getiren bir kitap, güncelliğini yitirmeyen konuları kapsıyor. Lozan'dan başlayarak Kıbns, Yunanistan, Her biri ayrı ulustan "Birlikte müzik yaptığımız arkadaşlarımınherbıri kendi alanlannda virtüöz. Claus Mathisen klarnet çalar, flüt çalar, nefesli sazlara hâkimdir. Örneğin saksofon da çalar. Otantik enstrümanlardan mey, ney çalar. Be, nim grupta genelliklc klarnet çalar. tlk onunlatanışmıştık.OnuKopehang'dagidipdinledim,konuştuk, bir haftasonrada birlikte çalışmayabaşladık. Claus aracıhğıyla Hint tablası çalan Frank Juul'u(Danimarkalı)buldum. Hamburg'daki müzik çevresi aracılığıyla tanıştığım Stephan Happel isimli basçı bir arkadaşla 12 yıl çalıştık. Onun vasıtasıyla Alman Herbert Koschmieder'le tanıştık. Herbert, Yan flüt, ve saksofon çalıyor O da çeşitli otantik enstrümanlara hâkimdir. Herbert benimle daha çok flüt çalar. 19 yıl içinde çok sayıda Avrupalı müzikçiyle birlikte çalıştık. Claus, Frank, Stephan neredeyse ilk işe başladığımız arkadaşlar sayılabilirlcr. Şimdiki ekibimizde yeni olarak iki Gürcü arkadaşımız var. Zaza Miminoşvili gitar, Zurap Gagnizade ise bas çahyorlar. tkisi de Almanya'da yaşıyorlar. Cazrock geleneğinden geliyorlar. Şimdi onlar da halk müziklerine yöneldiler ve bu yöne ağırlık vermeye başladılar. Zaza, Gürcü otantik enstrümanı olan tamburi de çalıyor. Onlarla da 5 6 yıldır berabcr çahşıyoruz. Metin Meto arkadaşım, perkisyon çalıyor. Metin Viyana'da yaşıyor. Orhan Şimşck saz çalıyor, 56 yıldır o da bizimle beraber. Önceleri ben saz çalıyordum, şimdi ona devrettim, gitar çalıyorum. Muhammet Yakupoğlu kemcnçe çalıyor, onunla 78 konsere birlikte çıktık. Benimle birlikte çalışan müzisyenler, kendi işlerini de yapıyorlar. Başka gruplara da zaman zaman stüdyolarda eşlik ediyorlar. Fakat benimle birlikte olan konser randevuları esas işleri, ona mutlaka uyuyorlar. Benim elimde onlann yaşamlarını sürdürecek geniş olanaklar yok."^ înönü Belgeseli 1900 'lerden güzel bir köprü 2000'lere... Dinçer Sümer TürkYunan dostluğunu siirleriyle destekliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle