05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2OCAK2000. SAYI719 şimi yakalamak zorunda kalıyorsunuz. At yanşı rekorlan geçen yüzy ılda sadece birkaç saniye geliştirilebildi çünkü tüm safkan atlar zaten cn son noktaya kadar geliştirilmiş at cinslerinden elde edildi. Ama kimse daha iyi jokey teknikleri üzerinde durmadı. O nedenle artık küçük değişikJiklerden başka bir gelişme görmeyeceğiz. Rekorlar daha uzun aralıklarla ve küçük farklarla kırılıyor artık. Amamaratondadurum farklı. Daha fazla insan katıl ıyor ve hâlâ antrcnman tekniklerini öğreniyoruz. Bunun sonucunda da rekorlar gelişiyor. Pek çok spor dalında kadınlann rekorlan erkeklerinkinden daha sık oranda kınhyor ve artıştaki yüzde de daha yüksek. Bazılan bunun, kadınlann aynı spor dallannda erkeklere yetişeceği ve hatta erkekleri geçeceği anlamına geldiğıni düşünüyorancak yanılıyorlar. Bu yalnızca kadınlann vücut formunu ve kaslılığını destekleyen, uzun mesafe yüzme gibi, birkaç spor dalında gerçekleşebilir. Bunun tek ayncalığı, sınkla yüksek atlamada olduğu gibi, tekniğin geliştirilmesidir. Fiberglas sınk icat edildi ve gerçekten önemli gelişmelerle karşılaşıldı. Kültürcl olarak neye doğru gidiyoruz? Hıçbir fikrim yok. Trendler var, ama bir savaşla değişebilirler. Şu anda yavaşlamaya başlay an bir popülasy on trendi vardı ama biri küresel bir kıtlık olmadan bir şey olacağınıdaönesürebilir. DUnyadaki en yoğun şiddetin yaşandığı bir yüzyıldan çıkıyoruz. Bu, bizimle ve gittiğimiz yön ile ilgili neye işaret ediyor? Burada bir ironi var. Global olarak hepimiz, daha önce olduğumuzdan çok daha iyi insanlanz. Kültürel farkhlıklara karşı anlayışlı ve merhametli çok daha fazla insan var. Artık kasabameydanlannda kafalaruçurulmuyor, kadınlann sahibi olmak söz konusu değil ve her ne kadar üzerinde tartışılsa da, bizden yaşlılann sosyal (toplumsal) desteğine sahibiz. Ancak imha silahları kullanım kapasitesi ve büyüklük açısından o kadar çok gelişti ki, eğer delinin biri çıkarsa, dünya çapında pek çok şey yapabilir. Bahse girerim, ilk Haçlı Seferi'nde İsa adına savaşan yirmi tane Hitler vardı ama sadece taşlan ve kılıçlan vardı. Şu anki sorun, bir Hitler ortaya çıktığında, ahlaki gelişmelere karşı onun bombalannın ve silahlarının olacak olması. Canilerin sayısındaki büyük düşüş, cürüm kapasitesindeki artışla dengeleniyor ve zarar oranı yükselirken iyilik de yükseliyor. Ironik olan bu. Düşüncemiz, tür olarak olabilmemiz karşısındaki en büyük tehdit unsuru olarak öneçıbyor. O zaman önümüzdeki bir yüzyüda herhangi bir asteroidin bizi yeryüzünden silmeyeceğini söylüyorsunuz. Her50yada 100 milyon yıldabir gerçekleşen bir olay konusunda herhangi bir yüzyılhk dönem için kimse böyle bir öngörüdc bulunamaz. Önümüzdeki yüzyılın sonuna kadar, evrende yalnız olup olmadığımızın kesinliğe kavuşacağını düşünüyor musunuz? Kesinlikleöyleumuyorum. Buradaki sorun olumsuz kanıtlar. Eğer kanıt bulursanız o zamanyalnız olmadığımızı biliriz ama eğer kanıt bulunmazsa doğru yerlere bakıp bakmadığımızdan bile emin olamayız. Önümüzdeki yüzyılda kullanılacak yeni teknolojilcrle insanın maymıından mı geldiği sorusunu kesin olarak yamtlayabilecekmiyiz? Aslında şu anda bu kesinleşti sayılır. tnsan ve şempanze bundan yaklaşık altı milyon yıl öncc bir yerde aynldı. Bclki bir iki milyon yıl fark ediyordur. Amabiyokimyasal kanıtlarla değişebilir. Bilim adamlan her zaman sürprizlere hazırdır. Fosil kayıtları yapbozunda gelecek yüzyılda yerine konnıasını istediğiniz bir parçavarmı? Kay ıp olan tek bir parça var ve ben bunun, az önce dc bahsettiğim kimyasal kanıt olduğunu düşünüyorum. En eski insan fosili yaklaşık 4.4 milyon yaşında ve zaten dik duran bir yaratık. Öyleyse dik duran fosillere geçişi de kapsayan ilk 1.5 milyon yıl hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Bunu öğrenmeyi çok isterim. Biz, o zamandan bugüne kalan oldukça küçük bir popülasyonuz, öyleyse şansabağhbirşeybu. Dinozorlar şu anda olduğu gibi, ilgimizi çekmeye devam edecekler mi? Dinozor kelimesinin 1840 yıhnda ortaya çıktığını ve 1850 yılma gelindiğinde onlann bire bir modellerinin yapıldığuıı düşünecek olursanız, inanılmazbirkahcılıklan olduğunu görürsünüz. Bence geçmişimizin en büyük, en vahşi, en çirkin ve en garip yaratıklan olarak kalacaklar. Bu beni Jurassic Park sorusuna getiriyor. Hayır,yinemi? Gerçekleşebilirmi? Sanmıyorum. Dinozor DNA'sı bulmak için teknikler olacak ama, yeterli DNA olduğunu zannetmiyorum; çünkü DNA durağan bir şey değil ve yıpranıyor. Ama küçük parça ve miktarlarda dinozor DNA'sına sahip olsanız bile bir organizma oluşturamazsımz; çünkü programın tümüne sahip değilsiniz. Programın tümüne sahip olsanız bile, elinizde annenin genetik hücre yapısını taşıyan bir embriyo olmak zorunda. Öyleyse, herhangi bir yerde korunmuş bir dinozor DNA'sı yoksayapamazsınız. Öyleyse dinozoriar sadece filmlerde kalmaya devam edecek. Bu, mantıklı birkesinlikle söylemeyi umduğumbirşey. Sizi korkutan nedir? Kendimizi koruyacak yeteneğe sahip olduğumuzu düşünüyorum ve sorun şu: Yapacağımız her şeyi problemler bizi yutmadan görüp olgun bir biçimde gerçekleştirebilir miyiz? Ya da her zaman yaptığımız gibi trajikbir savaş çıktığı ya da kıtlık yaşandığı zaman mı harekete geçeceğiz? Korktuğum şeyler imha silahlarının artması ve her şeyi yutan tek tipleşme. Birkaç gün önce Londra 'da günlük metro biletimi aldım; arkasında The Gap' in reklamı vardı. Her şey reklama dönüştürülüyor artık ve bunun sonucunda da her şey basitleştiriliyor. Böyle olunca da ayn bir medeniyet anlayışı kalmıyor. Çeşitlilik varlıkların özüdür. Her yerde McDonald's var ama Armani de var. Burada aynı zamanda bir ruh sorunu da var; çünkü tek yönlü vc kişisel yaratıcılık bastınlıyor. Tarihte herhangi bir zamanda, sizin sözlerinizle ifade edersek, hiçbir dönem "kendimizi korumak zorunda" kalmadık ya da bununla ilgili olarak endişelenmedik. Bu, nelere yol açar? Kişisel olarak her zaman her şeyi karmakanşık hale getirmeyi başardık ama küresel etkileri çözmeyi başaramadık. Ozondaki delik ilginç bir örnektir; çünkü bu apaçık bir küresel etkidir. Şu anda buna benzer şeyleri üretme noktasındayız. Buna dıkkat etmemiz gerekir. Tablonun tamamına baktığımızda insanlar çok da fazla anlam taşımıyor değil mi? O tabloda biz sadece bir türüz ve yeryüzünün tarihindeki küçücük bir bölümde yaptıklanmızla ilgili olarak büyük gürültüler koparmayacağız. Ancak öbür taraftan da biz bu gezegendeki ilk akıllı yaratıklanz ve bu bize inanılmaz boyutta bir potansiyel güç veriyor. Sizce daha başka hayvanların da nesli tükenecekmi? Evet, ama aslında tahmin etmek güç; çünkü bu,saltbiyolojik değil, kültürel bir sorun. Yoksullaştınlmış uluslann, kendi insanlannuı yaranna, onlann acil ihtiyaçlannı karşılamak için kaynaklan kullanmamalarını beklemek çok zor. Çünkü sonuç olarak buna biz neden olduk ve şu anda "kullanamazsınız" deme hakkına sahip değiliz. Yine de bıraktığımız tek açık nokta bu. Genetik teknolojinin anlaşılması zor olan noktalan nelerdir? Şu anda en azından teorik olarak, kendi genetiğimizleuğraşmakiçin yeterli düzeyde küresel birikime sahibiz. Umanm bazı gerekli tıbbi alanlarla sınırlı kalırbu çalışmalar. Teknoloji ise, potansiyel yanhş anlamalara yol açabileceği için artık ondan vazgeçilemeyecek kadar güçlü. Amahastalıklann tedavisinde, zihinsel ve fıziksel zorluklann hafıfletılmesinde yararlanmak için sınırlı bir şekilde kullanırsak o zaman da elimize daha fazla güç geçmiş olur. Tıp etiği önümüzdeki yüzyılda iyi bir iş olacak. Aslında şimdi de iyi bir iş. Bir de şunu düşünün: Sigortacı olduğunuzu ve yaşam süregelen bir şey olduğu için, yıllannızı olası istatistiklen hesaplayarakgeçirdiğinizi varsayın. Ama 50 yaşında bir adam için ne kadar ödeyeceğinizi biliyorsunuz. Şimdi "Başvuruda bulunan bu adamın sadece X kadar yılı kaldı" diyebilmenize yetecek kadar genetik bilgiye sahipseniz ne olacak? Ne yapacaksınız? Yalnızca 80 yaşına kadar yaşayacağını bildiklerinizi mi sigortalayacaksınız? Bu hiç dc adil değil. Bir firma, çalışanlanna hangi noktaya kadar genetik testler uy gulay abılir? Bir kişinin genetik bilgileri hangi noktaya kadar gizli bilgi olarak kalacak? Tanıdığınız bir ebeveynin korkunç bir hastahğa yol açan bir gen taşıdığını bilerek çocuk sahibi olmalanna izin verecek misiniz ya da müdahalede bulunma hakkına sahip misiniz? Bu gibi konularla karşı karşıya gelinecek. Ben tıbbi ve genetik etik alanı düşüncesinden bile hoşlanıp hoşlanmadığımdan emin değilım. Yirmi birinci yüzyılda biraz zaman geçirmek ister misiniz? Bunu yapmaya niyetim var. Ama şunu da göz önünde bulundurun: Bir bın yıldan diğerine geçme ayncalığıııa sahip olan çok az insan var ve biz de onlann arasında olacağız.^ DERGIDEN Merhaba, tki bin yılı artık uzağımızdaki bir hedefolmaktan çıktı. Bugün iki bin yılının ikinci günündeyiz. Sabah uyandığımızdan beri elimizi attığımız her şey geçen yüzyılın buluşu. Düğmesine basıp çalıştırdığımız müzik aletinden kahve makinesine, ocaktan kalorifere, televizyondan bilgisayara, her şey büyük anneannemizin, büyük dedemizin hiç gereksinmediği bir dizi ıvır zıvır. Günlük yaşamımızın olmazsa olmaz sandığımız tüm parçaları geçen yüzyılın bilinmezleriydi. Ama bunları bulmamızı ve kullanmamızı sağlayan beyin insanlığın ortaya çıkışından beri vardı. Bu haftaki dergimizde, Umberto Eco 'nun tükettiğimiz binyılı değerlendiren yazısını ilgiyle okuyacaksınız. Eco şöyle diyor: "Herkes binyılın en büyük buluşunun televizyonya da mikroçip olduğunu söyleyecektir. Oysa, bizler bugün burda isekfasulye sayesinde burdayız. Karanlık çağlardan bir ders alsakfena olmaz " diyor. Avrupa 'nın birparçası olmaya karar veren Türkiye, Eco 'nun binyıl değerlendirmesinin dışında kalan bir coğrafyada. Ama Eco 'nun yazısı, hangi ülkede okunursa okunsun, insanın ve insan yaşamımn her şeyin önünde gitmesi gerektiğini hatırlatıyor. Dergimizdeki ikinci ilginç yazı ise Amerikalı paleontolog Stephen Jay Gould 'un önümüzdeki yüzyıla ilişkin değerlendirmeleri. Gould önümüzdeki yüzyılla ilgili en büyük korkusunu şöyle ifade ediyor: "Korktuğum şeyler imha silahlarının artması ve her şeyi yutan tek tipleşme." Ne var ki Gould, kendimizi koruyacak yeteneğe sahip olduğumuza inamyor ve hepimize şunu hatırlatıyor. "Bir binyıldan diğerine geçme ayrıcahğına sahip çok az insan var ve biz onlann arasında olacağız." Önümüzdeki binyıl için dileğimiz, insanın, insan olduğu yolundaki bilincini yükseltmesi ve beynini insan olmak için kullanabilmesi... önümüzdeki hafta yeni bir dergide buluşmak üzere... Ipek Çalışlar CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ. YEDİMAYISHABERAJANSl BASIN VE YAYINCIUK AŞ ADINA BERİN NADİ • YAYIN DANIŞMANI: İPEK ÇALIŞLAR • SORUMLU MÜDÜR: FİKRET İLKİZ • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: ÇAĞDAŞ MATBAACILIK LTD. ŞTİ • İDARE MERKEZİ: TÜRKOCAĞICAD. NO: 3941 CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBUL TEL: (0212)5120505lREKIAM:MEDYAC KAPAK ÇİZİMİ: TAN ORAL Çizim: FRANCESCO CLEMENTE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle