Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AĞUSTOS 1999. SAY1697 Smith kitaptan eldeettiği gelirle şimdi y ıkıntı halinde olan ve kitaseyircislne bın ilk say falarında fotoğrafına yer verilen Hocdovvn Hall adlı dans debir salonunusatınaldı. Patti çocukluğunda erkek kardeşiyle birlikte tanrıçalık orada dans ettiğini, kardeşinin en gösterisinde sevdiği yer olduğunu ve burasını onun anısına bir parka dönüştürbulunan Pattl meyi tasarladığını belirtiyor. 53 yaşındaki bu ince düşünceli, Smith, özgüvenli kadına kulak verdiğinizde, onun okul döneminde her hayranları pazar kapı kapı dolaşarak dinsel Içln 25. yıl bildiriler dağıtan garip bir çocuk olduğunu düşünmck bile son derearmağanı ce güç. Patti Smith'in annesi garsonluk yapan ve ona dualar öğrehazırladı. ten bir Yehova Şahidi, babası ise, Tüm şarkı dinsel inançlan olmayan, bir zamanlar step dansçısı ve koşucu sözlerlnl, olan bir fabrika işçisi idi. Onu, kahramanlarından biri olan Jeananılarını, ne Moreau ile bağdaştırmak çok fotoğraflarını daha kolay. 1977 'de Patti Smith bir dergide onun için, "Moreau kendibfr kitapta sine öylesine yeten biri ki, bir ormanı tek başına yangına verebilir. topladı. Onun her deviniminde bir zekâ kıŞlmdi de en vılcımıvar"diyordu. O anda sürekli çevrede gezinen kusursuz bakışlannın kökenini kavnyorüm. Patti Smith yedi yaşındaykenkızıl albümünü hastalığına yakalandığım, o dönem sanrılar gördüğünü ve bu hazırlıyor. y iizden kimi zaman gözünü bantla Söylediklerinden Patti Smith'in kapatmak zorunda kaldığını anlatıyor. Bu kendisine güvendiği, yaşamının doruk noksannlı dönemdeyaşadıklarını küçükbirdeftasına ulaştığı ve bu noktada biraz duraklatere kaydediyor ve bunlar daha sonra şiire yarak müziksel, sanatsal, duygusal ve ruhsal dönüşüyor. Tabu yıkma alışkanlığı ise hem açıdan geldiği yeri tartarak kendisini gclccesahne yaşamının hem de gerçek yaşamının ğe hazırladığı sezinleniyor. Smith yeni bin bölünmez bir parçası durumuna geliyor. yılın insanlann uydurduğubirdönümnoktası olduğunu, ama aynı zamanda yepyeni giri"Korkunç acılar çekmeme karşın, y ine de şimler için bir olanak da sayılabileceğini beoldukça mutlu bir yaşamım oldu" diyen Patlirtiyor. "Tüm dünya insanları daha iyi bir ti Smith şimdi yeni bıryüzyılıkarşılamaya şey ler yapmak üzere elele verseler inanılmaz hazırlanıyor ve geleceğe umutlabakıyor. Sabir güç oluştururduk. Yani, bu simgesel tarinatçı kitabını hastalıklı, serseri ruhlu esin higcrçektenanlamlıkılacakbirşeyyapılsa kaynağı, Fransızların romantik şairi Arthur harikaolur." Rimbaud'nundizeleriylenoktalıyor: "Haydigelsin.GelsinodüşlcdiğimizzaPatti Smith konu ister Kosova, ister Vietmanlar."^ nam ya da çevre kirliliği olsun, her fırsatta Çeviren:RİTA IIRC.AN dönüp dolaşıp bu noktaya geliyor. Çocuk sahibi olmasından ötürü geleceğe daha iyimscr bakmak zorunda olduğunu belirtiyor ve "Politikacı değilim ve siyasal tartışmalara da pek girmem; ben sanatçıyım, anneyim vebir yığın sorumluluğum var. Gelgelclimbir eylemin başlatılması için herkesimden insanın bunakatılması gerekiyor. Önemsiz iş diye bir şey yoktur, herkesin yaptığı şey, kendine göre önemli" diyor. Konu kitabından açılınca, kendisinden yıllardır böyle bir kitap hazırlaması istcndiğini, ancak bugüne dek bu öneriyc pek sıcak bakmadığını, ama şimdi böylesi bir şeye yoğun bir istem olduğunu belirtiyor. Smith kitaptaki liriklerin çevri yazısını (transkripsiyonunu) kendi yapmış ve kitabın tasanmı için bir yılını vermiş. Kitapta kendi fotoğraflarının yanı sıra, Maria Callas, Lotte Lenya, John Coltrane vctabiiki Rimbaudgibi gönlündetahtkurankahramanların tbtoğraflanna da yer vermiş. Patti Smith bu kitapla insanlara "kendisi veailesiyle ilgili'azıcık' bir şeyler anlatmak istediğini dile getiriyor ve "insanlann her şeyi bilmesi gerekmiyor, öyle bir hakları da yok zaten" diyor. Patti Smith insanlara hep özel şeyler sundu... Daha önceki "Gone Again" ve "Peace and Noise" albümlerine kıyasla, ortak bir çalışmanın ürünü olan, Jackson' ın da babasının parçasını yorumladığı bu son albümün birbaşkaözelliği de Smith'in meslekteki 25. y ılını temsil etmesi. Çeyrek yüzyıl için pek de verimli bir çalışma sayılmaz, ama Patti Smith bu sürenin büyük bir bölümünü kent dışinda kendi kabuğuna çekilip, evlilik ve anneliğin inceliklerini keşfederek geçirdi. Şimdi oğlu Jackson 17, kızı Jesse ise 12 yaşında. Patti Smith'in 1996 yılında yeniden sahneye çıkmasıy la birlikte, 90'ların başından bu yana geçen süre ve o arada kocası Fred, en yakın dostu Robcrt Mapplethorpe, erkekkardeşi Todd ve daha bir yığın yakınını yitiren sanatçının yaşadığı karanlıkgünlerle ilgili çok şey yazıldı ve söylendi. Ne var ki, Patti Smith "yüzyılın son albümü" olarak nitelendirdiği bu çalışmasında kendisini çok istekli hisscttiğini ve tüm gücüyle bu işe sanldığını dile getiriyor. Yaşadığı onca acıya karşın.kendisiylebarışıkgörünüyor. "Yaşadığım o acılar benliğimin bölünmez bir parçası. Yaşama yepyeni umutlarla yeniden başlayabilirsiniz, ama o acılar içinizde yinedeyeretmiştir." İstanbul BAŞKENT GUNLERİ Mavi tatil MÜŞERREF HEKİMOĞLU K imi tatile geliyor, kimi yuvaya dönüyor, kimi yabancı ülkelere uçuyor, kimi göreve, ilk büyükelçlliğe. Yabancı konuklar da geliyor, diplomatik trafik hayli yoğunlaşıyor başkentimizde. Bu mesleğin bir dış yüzü, bir iç yüzü var. Büyükelçi Semlh Günver mizah türü tanımladı vaktiyle. Viski mi, burbon mu sorusuyla başlar diyaloglar, kokteyl havasında gündeme gelir konuklar, giderek ısınır ya da soğur konuşmalar. Arada bir gidiyor dostlarımı selamlıyorum kokteyllerde. Geçen hafta da yeni bakanlarla eski başbakanı selamladım. Içişleri Bakanı Sadettin Tantan ile ilk kez karşılaşıyorum. Eski başbakan, ANAP Başkanı Mesut Yılmaz'ı da yalnız ekranda görüyorum uzun süredir. Evsahibi Mehmet Ali Irtemçellk ile yakın dostlugu var. Kapıda görününce konuşanlar sustu. Kameralar ona döndü birden. Hükümetin dışında ama içinde gibi konuşuyor. Coşkuaunu yitırmiş bir politikacı Izlemi verdi bana. Bu genel bir duygu galiba. Yeni milletvekilleri de neşeli değil, dahası şaşkın görünüyor bence. Içişleri Bakanı konuşmayı sevmiyor, haberciler hoşlanmasa da iyi bir özellik bu. Herkes çok konuşuyor, laf üretiyor, susmayı da bilmek gerekir. Devlet Bakanı Mehmet Ali irtemçelik susmuyor, mesleği, bilgisi, bırikimi doğrultusunda konuşarak görevine yaraşır bir yöntem uyguluyor. Ancak görevi kolay değil. Yurtdışından merkeze dönen büyükelçilerden biri Sencer özsoy, önce Arjantin, sonra Iran, çok değişik konularda çalıştı son yıllarda. Ülkemızın değişmeyen koşullarında çalışmaya başlıyor şimdi. Farhat Ataman da öyle. Pembe Köşk evlerındekı komşular da, Oran'dakiler de mutlu bu dönüşten. Meral Özsoy da, Vazgeçilemeyen mavi tatil köşelerinden biri... Ayşe Ataman da çok sevilir dost çevresınde. Arjantin, Iran, Malezya Izleyenlerden demek gerekiyor, çünkü izlenimlerini de merakla bekliyor tüm Benkü ve Oktay Aksoy Pazar söyleşilerini dostlar. Ataman çifti kedileri çok sever. Stockholm'de de ızlıyor. Safi'yı yitırince çok üzüldüler. O bir Diplomat dostlarım arasında Haluk Siyam'dı. Atamanlar ile dünyayı dolaştı. Kura'nın seçkin yeri. Genç ve güzel bir Kuki'nin (O da bir Siyam) ilk durağı Ankara, diplomat tanıdığım zaman Başkentin en sonra nerelere gidecek kım bılır! güzel kızlarından Lale Mizanoğlu ile Singapur Büyükelçimiz Füsun Çetintaş da evlendi, Dışışlerı ailesinın güzel bir çifti başarılı bir elçi, ama Singapur'da bir TV oluştu, New York'ta, Amman'da, Prag'da, kanalı ülkelerinde üç kadın elçi arasında Brüksel'de, arada Ankara'da geçtı uzun onu seçiyor, evıni, mutfağını, sofrasını da yıllar. Çok yol aldık dostluğumuzda, çok ekrana taşıyarak özel bir programda şey paylaştık, son günlerde de Nermin sunuyor izleyenlere. Bence doğru bir Kura'nın başarısını da paylaşıyoruz. Önce seçim. Füsun Çetintaş'ın şık bir evi var. Rhode Island Tasarım Okulu'nda, seramik Paris'te, Brüksel'de, Prag'da ya da bölümünde çalıştı, şimdi Bristol'de güzel Ankara'da, güzel tablolar, gümüşler, uğraşlar içinde. O aldırmıyor, çünkü porselenlerle her şey sahibinin şıkhğını yetinmiyor. önce de yazdım, sonra da yansıtır. Dış göreve giderken onları da yazacağım. Çünkü bunları da yazmak götürür. Sıngapur'daki elçievinin gerekiyor. Amsterdam'da kutlanan duvarlarında Avniler, Abidinler, Utku Millenium'da Nermin Kura da yer alıyor Variıklar'la Türk resmıni yansıtan güzel bir seramik dalında. ABD'den katılıyor. Elbet sergi var sanırım. Sofrada da geleneksel nedenleri var. Güzel konuşuyor toprakla, mutfağımızın özellikleri. Diplomatlık güzel güzel anlaşıyor. bir meslek ama yemek pişirmek de bir Büyükelçi Turgut Serdaroğlu Paris'te 14 sanat. Sencer özsoy da iyi bir usta. Belli yemeklere güzel ımza atar. Temmuz'u kutladı, 16Temmuz'da Singapur küçük bir ülke. Nerdeyse bir kent Ankara'ya uçtu. Bir aileden üç kuşak devlet. Ama Uzakdoğu'nun çok zengin bir diplomat bir arada dost sofrasında. Haluk ülkesi. Ulusal gelir kişi başına 26 bın dolar. Kura emekli, Turgut Serdaroğlu ve Cem Asya krizinden yüzde 24 etkileniyor. Utkan görevli, yeni tırmanıyor meslek Üçbuçuk milyon nüfusu var, bir milyonu dalına. Yakında Füsun ve Necati Utkan havalarda ve denizlerde her zaman. da katılır onlara. Roma tatil kenti ama Dünyayı geziyor, ülkemize de geliyorlar. Utkanlar her zaman Türkiye'de geçirir tatillerini. Mavi tatilin keyfi başka değil mi?^ Otuzsekiz acenta tur düzenliyor Singapur'da. Türkiye Büyükelçiliği de büyük çaba gösterıyor, turizm dalındaki krize karşın Singapurlulara Türkiye yolunu açıyor. Turizm Ataşemiz Gürkan Ertaş da sevgiyle çalışan bir temsilcimiz. Tanıtımın gizemini anlayan bir görevli. Ülkemizi tanıtan bol resimli özel bir dergi yayınlıyor, giderini ilanlaıia karşıladığı için parasız dağıtıyor. Bu kez GAP'ı tanıtacaklar. Mesleğini seven bir kişi dünyanın neresine giderse gitsin bir şeyler yapıyor, üretiyor bence. Elbet soğuyan, donan ilışkiler de var, büyükelçilerden değil koşullardan kaynaklanıyor. Insan ilişkilerinde çok başarılı kişiler de aşamıyor o soğukluğu. ömeğin Isveç ve Baltık kıyısındakı öteki ülkeler. Sıcak çabalarına karşın Türk diplomatları da hayli üşüyor. Stockholm Büyükelçimiz Oktay Aksoy ve eşi de tatile geldi geçen hafta. En uzun günlerden sonra en sıcak günleri yaşadılar Ankara'da. Dost sofralannda ısındılar, özlem dindirdiler. Ikisi de çok renkli, çoksesli kişiler, güzel söyleşilerle uzadı yemekler. Kimi dostluklar giderek güzelleşir, derinleşir değil ml, açık denizlere uzanır gibi... Yazarımız Mustafa Balbay da soframızdaydı bir akşam. Uzun söyleşiler yaptı, gözleri de, kulakları da güzel paıiadı. Ben de çok mutlandım, bir yazann itici gücü okurlardan kaynaklanır her zaman.