Katalog

CUMHURİYET DERGl Ğreta Ğarbo: Bir palyaçoyu oynamak isterdım. Yüzümde bir palyaço maskesi var 10ten. Onu çıkaramam. Gösteri ve sanat dünyasında 20. yüzyıl, güneşte uzun bir an oldu. Şimdi yıldızlarla sanatçılan onlann sahne gerisindeki yaşamlanna tanıklık eden dostlanndan dinleyelim: Greta Garbo, Audrey Hepburn, Elizabeth Taylor, Beatles, François Truffaut, Charlie Parker, ve diğerleri... \ yani sizi bir oyuncu olmaya hazırlayan her türlü ders vardı. Çekimde olduğunuz zamanlar dersleri iki taşın arasında yapmanız gerekirdi.O, lOdakikalıkküçükçekimaralarında. Sonra haber verirler, yeniden kameralann karşısına gcçerdiniz. Gece eve gittiğinizde de hem rolünüzü hem de derslcrinizi çalışmak zorundaydınız. Tam bir çılgınlık. Rock Hudson'ı 'Devlerin Aşkı' filminın çekimlerinden önce de biraz tanıyordum. Ama James Dcan'lc daha önceden tanışmamıştım. tkisini de çok sevdim. Rock, bu filmde diğer erkek oyuncular arasında parlıyordu. Ama bu parlak görünüm onu çok incitti. Tıpkı Holly wood'da güzel bir kadın olmak gibi. Eğer güzel olarak kabul edilmışseniz, size rol yapmaya çalışan birhizmetçi gibi bakarlar. Hiç saygı görmezsiniz. Eğer bir günah kadar çirkinseniz, insanlarca ciddiye alınırsınız. O günlcrde güzellik korkunçbirşeydi. James çok gözlemciydi. Tatlı, derinlikli, akıllı ve eğlcnceli bir genç adam. Ama ömrü boyunca, kötü geçmiş çocukluğunun izlcrinitaşıdı." Greta Oarbo Billy Wilder anlatıyor: "Bir gün, Rodeo Drive'da koşarken Garbo ile karşılaştım ve onakatıldım. 'Birmartiniyenedcrsin'diye sordum. 'Çokseverim,' yanıtını verdi. Sonra birlikte evime geldik, ona bir kadeh martini hazırladım, bir dikişte bitirdi. Hâlâ oynamak istediği bir rol olupolmadığını sordum. Son filminin üzerinden epeyce zaman geçmişti. 'Oh,evet,' dedi. 'Birpalyaçoyuoynamak istcrdim. Yüzümde bir palyaço maskesi var zaten. Onu çıkaramam.' Bu palyaço makyajı olmadan yaşlı görünmekten korkuyordu. Ve tabii, başka hiç film yapmadı." Ödül şamplyonu: François Truffaut Yapımcısı, senaryo yazan ve ömür boyu dostu Claude de Givary, François Truffaut ile Champs Elysees'deki sinema kulüplerinde ilk kez karşılaştığında 2. Dünya Savaşı henüz bitmişti. tşte büyük yönctmenle ilgili anlattıklan: "Truffaut ilk filmi '400 Darbe' ile Cannes'da cn iyi yönetmen ödülünü aldığında, bana,'Kariyerimeyaşamımıneniyifilmini yaparakbaşlamaktambirdelilik,'demişti. Ama 'Son Metro' tam lOCesarödülübirden kazandı. Onunla, 1983'te çektiği son filmi 'KüçükHırsız'dabirlikteçalışmaayncalığını elde ettim. Aylardan ağustostu ve baş ağnlarındanyakınıyordu. Biryıl sonra geçirdiği birameliyattabeynindenbiruralındığıaçıklandı. 1984 Eylül'ünde öldü. ölümünden birkaç gün önce bana, Sartre'ın bir tümcesiniaktardı:'Herkimkiyeridoldurulmazolduğunu düşünür, o bir sersemden başka bir şey değildir.' Sonra ccnaze töreninde birkaç laf edip etmeyeceğimi sordu bana. Onu 19 yaştmdan beri tanıdığımdan bu sözler çok dokunmuştu. Frank Capra'nın ikimizin de çok sevdiği filmi' lt s a Wonderful Life' ın bir sahnesindencsinlendim. Filmde James Stevvartintiharakalkışıncafilmın diğer karakterleri ona yaşamın onsuz neye benzeyeceğini soruyorlardı. Böylece cenaze töreninde, Truffaut'suz yaşamın neye benzeyeceğini anlattım." Haydi gösteri başlasın Kendine özgu Mr kadın: Audrey Hepburn Ünlü modacı Hubert de Givenchy modaevini Paris'te açtığında yıl 1952 idi. Biryıl sonra Audrey Hepburn oraya adımını attı ve kırk yıla yakın bir süre Givenchy onun hem beyazperdcdeki hem de özel yaşamındaki tarzını belirledi. Ünlü modacı o günlcri şöyleanlatıyor: "Audrey Hepburn'ün,yeni filmi'Sabrina' için giysi seçmek üzere geleceği söylendi. Ben aslında Katharine Hepburn'ün tarzını vegörünümünü sevdiğim için Audrey'in süs düşkünü bir kadın olduğunu düşünüyordum. Ama stüdyonun kapısı açıldığında, orada çok ince, çok uzun, kocaman gözlü, kısacık saçlı,tişörtününaltınadarbirpantolongiymiş, kafasına da üzerindeki kırmızı şeritte Veneza yazan bir gondolcu şapkası takmış gencecik bir kadın duruyordu. Ona, 'Matmazel,' dedim, 'sizeyardımcı olmayı çok isterdim, ama çok az terzim var ve tam da bir koleksiyon hazırlığının ortasındayım. Sizin giysilerinizi dikemem.' Bana döndü ve' Banakoleksiyonunuzdaki hazırparçalan gösterin," dedi. Sonra elbiseleri denedi. Tam üstünegöreydi. Birçocuk için çıldınyordu. Luca'dan sonra fazla çalışmak istemedi.'Yaşam çokkısa,' diyordu. UNICEFlyiNiyetElçisiolmasmdaki amaç da buydu: Çocuklara yardımcı olmak. Bangladeş y a da Etiyopy a' ya y aptığı kimi gezilersonrasında,'cehennemdendönmüş gibiyim,' diyordu. 'Gördüklerim dehşet verici: Ölen çocuklar, yiyecek bulamayan kadınlar. Böylebirşeyolamaz.' Son derece hasta olduğu sıralarda, telefonlabeniçağırdı. Ertesigün Isviçre'dekievine gittim. Hiçbir şey yiyemiyordu ve çok sancısı vardı. Arkadaşı Hollandalı aktör ve yapımcı Robert NVolders 'ten birkaç ceket getirmesini istedi. Robby bej, siyah ve mavi üç erkek ceketiyle geri döndü. Mavi olanı aldı, öptü ve 'Umanm bu ceketi ömrün boyunca saklarsın,' dedi. Ceket sırtımda, Paris'edönüş yolculuğum boyunca ağladım." Bir efsane: Elizabeth Taylor On iki yaşında şöhreti yakalayan Elizabeth Taylor bakın o günleri nası 1 anlatıyor: "MGM 'de okula gitmek bir karabasandı. Aynı yaşta iki çocuk bile yoktu. Kimseyle gevezelik edemez, birinin omzu üzerinden bakamazdınız. Tam bir ayakta düş görendim. Gündüz düşlerimin mekânı banyoydu. Öğretmenim,' Elizabeth banyoda 15 dakika kaldın,' dediğinde, yanıtım, 'Oh, Bayan McDonald, girin ve koklayın,' olurdu. 14yada 15yaşlanndaydım. Filmçekmediğiniz zamanlarda okula gidiyordunuz. Orada, nasıl dansedilir, nasıl şarkı söylenir, Çığlıklardan bafka Mr şey duyulmuyordu: The Beatles 9 Şubat 1964'te Beatles 'The Ed Sullivan Shovv'da Amerika'ya tanıtılıyordu. Komedyen Frank Gorshin de onları izleyenler arasındaydı. "Avustralya'daydım. Oradaki bazı kulüplerde gösteri yapmak üzcre anlaşmalanm Audrey Hepburn yaşam çok kısa diyordu.