Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AĞUSTOS 1999. SAY1697 bu. Kornşu evlcrdc ayrı yaşıyorlar, sık sık birlikte uyumak ve ycmck ycmck üzerc birbirlcrincgidiyorlardı. Tıpkı Jean Paul Sartre veSimonedeBeauvoirgibi." Sartre Camus'ye karşı Hem Albert Camu.s ilc hcm dc Jcan Paul Sartre ileçalışan Fransı/edıtör RobcrtGallimard ikisıyle ilgili ortak anılarından söz ediyor: "Fransa'nmbağımsızlığınakavuşmasından sonra Combatdergisindebirlikteçalışan Sartre vc Camus o sıralarda çok iyi iki arkadaştılar. Birlikte yer, birlikte içer, birlikte eğlenirlerdi.Birbirlerinehayranlıkduyarlardı, amabaşındanbcrihemdüşüncclerifarklıydıhemdeözgeçmişleri. Camus'Bulantı'yı bira7 fazla felsefi ve Sartre da ' Yabancı'yı çokhafifbulmuştıı. Camus bir sanatçıydı, Sartre ise bir düşü miyordu. Camus sistemlerintehlikeliveözgürlüğe karşı olduklannı düşünürdü. O bir halk adamıydı. Cezayir'de geçen çocukluğunda yoksulluğu tanımıştı; annesinin cehaleti o denli ileriydi ki Camus'nün tek birkîtabını bile okumamıştı. Sartre ise tam tersi burjuvabirailedengeliyorduveiyieğitilmişti. Buyüzden Sartre, insanların kendi yazgılarına egemen olabileceklerine, Camus ise şansaverastlantıyainanıyordu. Nitekim.bir kazada öldü. Bağımsızlıktan sonra Camus tümFransa'yıdolaşanmakaleleryazdı. Yaşamını direniş hareketi için tehl ikeye atmıştı ve sonra Cezayir savaşı patlay ınca bu ona zor gelmişti. Sondamla'Başkaldıran Insan'ın 1951 'de yayımlanmasıylageldi. Sartre zehirzemberek bir clcştıri yazınca Camus onun tarafından ıhanete uğradığı duygusunu yaşadı. Camus öldüğünde, Sartre düzenli olarak onun çocuklarını aradı sordu." Bir büyülü gerçekçlllk prensesl: IsabelAllende Isabel Allendc'yi en iyi kim anlatabilir. Tabii kendisi. Işteanlattıkları: "Büyülü gerçekçilik dili fatihlerlc başladı. Avrupalılarbu topraklann tuhaflığını ve verimliliğini anlatacak yeni sözcüklergereksindiler. Modcrn büyülü gerçekçilerin ilki Kübalı yazar Alejo Carpentier'di. Fransızların saçma sapan iki şeyi yan yanakoymakla gerçeküstücülük yaptıkları sırada o da Paris'teydi.Tutupbunu Latin Amerika'yataşıdı. Ama burada özellikle bir şey yapmak gerekmiyordu. Zaten yaşamın içinde vardı. Yani bir piyanonun üzerinde beyaz bir katır bulabilirsiniz. Latın Amenkalı yazarları okuyarak büyüyen ilk Latin Amenkalı yazar kuşağındanım. Bunlar: Borges, Garcia Mârquez, Charles Fuentes. Çok çeşitli biçemler içinde dünyada bu denli okunur hale gelmemizin nedeni hayaletler ve ruhlar değil, duygular ve tutkular. Ruhlarla ilgili yazdığım zaman, onlar başka şeyleri temsil ediyorlar. Kızımı 1991 'de yitirdim; ama o her gün benimle birlikte, evimın loş köşelerinde değil, yüreğimin ta içinde. Büyülü gerçekçilik Latin Amerika dışında da var oldu mu? Elbette. SalmanRüşdi veToni Morrisongibiyazarlarsihirliöğelerlcsarmaşdolaşlar. Gariptir, buterım Latin Amerika'dadeğeriniyitirdi. Artık'in'değil; insanlar ona reddiyelerdüzüyorlar. Aşırılaştırılmış büyülü gerçeklik bitmi^ olabilir, tanım anlamından sapmiij olabilir, ama özünde bu ışıklardan ve gölgelcrdenbirdünyayıtarifetmekıçinbulunmuş birtanımdır. Latın Amerikacdebıyatından sökülüp atılması olası değil. Bu topraklar kaybolmuyor. Geçenlerde Guatemala'daydım, orada çoğunluk Ispanyolca konuşmuyor. Birsiberkafeyegiripepostalarınızıdenetleycbiliyorsunuz, sonra dışarıçıktığınızda birdc bakıyorsunuz 17. yüzyıldan kalmiij yerlıler. Gerçeklik, gerçekolandan dahasihırlı bir şcydir Tanrı aşkına, ben California'dayaşıyürum." Isabel Allende: Gerçeklik daha sihirlL, liydi onun için. Kendi çocukluk anılarını tazeliyorduk. Çocukken de onun Allah vergisi biryeteneğivarmış, ama önceMalaga, sonra da Corufia ve Barcelona Güzel Sanatlar akadcmilerindeprofesör olarak öğretimgörevi yapan babasının sıkı gözctimi altındaydı. Böylece geleneksel akademi eğitiminden geçti. Sonra dayaşamı boyunca orada öğrendiği kuralları yıkmayaçalıştı. Hepimizden dahacanlı, daha çocuk ruhluydu o. Özgürce gözlem yapmamız ıçın yiireklendirirdi bizi. Örneğin, bir keresinde boğa güreşine gittik, boğa güreşçisi ünlü El Cordobes'di. Son dcrecebitkingörünüyordu, büyük bir sorunu vardı: Zaten ölü olan boğayı çok zorlu bir mücadelcden sonra öldürmüştü.Birgünbabama, '(îerçekten çok rahatsızdı; hep bu hileleri yapıyor, o usulünce boğa moğa öldüremez,' dedim. Yanıtı şuydu: 'Onu sevmelisin. O, yeni kuşak. Onun yaptığı şeyleri yapıyor herkesbugün.' Yeniliğehayrandı. Ufacıkbir cesaret ışığıyla nsklere gırebılirdi. Bunu hep yaptı da. O kusursuz bir ressamdı, ticari başarı kazandı, hep çok gençti, çünkü kapasitesigcnişti. Amaenönemlisi.hepondanbeklenmeyeni, özellikle de babasının yapmasını istemediği şeyleri yaptı ve Picasso oldu. Kağıtları keserek kolaj yapmayı, oyuncak ve küçük süs eşyaları yapmayı severdi. Bu oyuncaklar kimi zaman bcn vc Paloma model alınarak yapılırdı. Onlar bizımdi vc çok özeldiler. Büyük sanat eserleri değildiler, yalnızca hoşa gıden, key if veren şey lerdiler. Biz bu çevrede, bu yerde, bu noktada dünyaya ulaştığımız için olağanüstü şanslıyız. Babamız Picasso vc onun ncrcdcy se tüm arkadaşları olağanüstü insanlar. Bu yü/den çcvremizdehepbirheyecanolurdu.Herşey pırı Itı lar saçardı . " ^ Newsweek 'ten çeviren: NESRİN ARMA1S Edith Piaf, tam bir küçük diktatördü... Camus ve Sartre. Yollurı ayrılmıstu.. nür. Camus'nün edebiyat dalında Nobel ödülünü kabul konuşmasını okumuşsanı/ kafasınmsanat vegti/ellıkledoluolduğunu görürsünüz. Sanatsal çalışmaları onun içın enönemliolandı. Üstelikyeterlılikleriyle ilgili derin kuşkuları da vardı. Bir gün, bana, 'Her şey bitti, bcn tiıkcndim artık, bornboşum,'dedi. Veardından'Düşüş'yayımlandı; onun başyapıtı. Tersine, Sartre kendinden hiçkuşkuduymadı. Yeteneğindenveözgünlüğündenemindi.Bırkıtabıtamamlandığındanezamanyayımlanacağınıhıçsormazdı. Güçlii kuvvetlı bırdüşünürdü. Inanılmazbir direnci vardı; gençliğinde boks yapmıştı. Aınaen büyük güeü zekâsıydı. Ikisi arasındaki düşünsel ayrılık diktatörlükkonusundaodaklanmıştı. Camus Sovyet blokıındakıcliktatörliiğiicınayet olarak görürken Sartre. kuf usındaki sistcmatik düşünceyeuyıııadığıiçınbunukabullenmekiste Tüm kuralları yıkmak: Pablo Picasso Oğul Claude Picasso babasının savaş ve barışı aynı andayansıtan yiizünü anlatıyor: "56 yaşlarında küçük bir çocukken stüdyosunagirdığımdebabamçalışmasınıkesmezdı. Benimle ılgılenmesini istemezdim böyle anlarda. Bıraz daha büyüdüğümde, bazen onunla yan yana çalışırdım, kız kardeşimdcyanımızdaolurdu. Aynımasayıkullanır,oneyaparsaaynısınıyapardık.Kimi zaman bir şeyi tutmak ya da kaldırmak ıçin yardım isterdı. Yaptığı şeylere farklı bırbiçim vermeye uğraştığını görürdüm hep. Çocukken onun etrafında olmamız önem Pablo Picasso, kolaj yapmayı, oyuncak ve küçük süs eşyaları yapmayı severdL.