Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
!8 MART 1999. SAYI 679 :esbirkenarındançekiştiriyor. . .""<• Neden? N. Altındağ Paranm girdiği yerde, folklör ılüyor. Ülkcmİ7de ıhtisasa saygı olmadığı çin dc, işi bı lene kimse bir şey sormuyor, bir :ördöğüşüdürgidiyor. Tartışmaya katmıyorar...Katılırsakdasöylediklerimizekırılıyorar. Kimse zor yola girmek istemıyor, işin koayına kaçıyor. Beste yapıp para kazanıyorlar. Jslup,tavırdüşünülmeden,basitbasittürküer yapıyorlar.. Halay havaları okuyorlar, onaroyun havasıdır. Sen onuokuyacağına,gerek bir türkü, bir uzun hava okusana! Adam semah bestelemiş... Semahin oluşununudüşünün... Hangi süreçlerdengeçiyor. )ayandığı gelenek ne?.. Bilmiyor mu ki, o senah nasıl oluşmuş... Geleneğiyle.oyunuyla, ılayıyla neyi temsil ediyor?.. Her şey kolay arafından alınıyor... Çalışmadan para kazannak hayatın tüm alanlanna sinmiş. Bu da tüm •aşami olduğu gibi, türkülerimizi de etkilior. Zevkimiz, geçmişimiz, geleneğimiz, oğrafyamız türkülerimizde yaşıyor. Halk nüziğincsahipçıkmayanbirmillet,çokgafetiçindedemektir. Halk müziğine devletin yaklaşımı nedir? N. Altındağ Bir Devlet Sanatçılığı olayı artışılıyor. Yani Devlet Sanatçısı olunurmu? ianat devlet için değil, halk için yapılır. Saatçı payesi verilenlere bakın; bunlann birço,u ne nota bilir, ne kitap okurlar. Musikiden asibini almamışlardır, ne sesolarak, ne kabilyetolarak. Birdediyorlarki.'efendimmuiki yetenekle olur, kültüre ihtiyaç yok!" Belimüzikbiryetenekişi;amakültürolmazsa en nasıl müzik yaparsın? Buna bir 'dur' dien de yok. örneğin devlet sanatçısı olaymda, irazı olanlara devlet biryanıtveremiyor. Nee göre seçi yorsun?.. Dev let gerekçe gösterıeli. Yapamıyor. Çünkü, hakkıolanlarınyaında, öylelerine venniş ki bu unvanı savunaııyor. Şimdi bana soruyorlar iade edecek miinizdiye. Hayıretmeyeccğim. Niçinetmeyeeğim... Çünkü, halk müziğiokadarmağdur Idu kı, bir sanatçı da bileğinin hakkıyla, bu landa ödül almış olsun. Bunu halk müziği jinbirkazançsayıyorum.Gidipödülüalmaım ama reddetmedim de... Diğer alanlarla da cndimi kıyaslamıyorum. Ne varki, Kültür iakanlığı Korosu'ndaki bırçok ınsana, hatta uarada bir kıtapyazdığı için bir hanıma halk ıüziği konusunda Devlet Sanatçılığı unvanı erilirken, Muzaffer (Akgün) gibi, ömrünü uişeadamışbirinsanınunutulmuşolmasını ayadırgıyorum.Muzaffer Akgün, 1941 yında, sınavla radyoya giren i Ik beş sanatçıdan ıridir. Bu ışın tüm teorik bilgisini hocalardan lmıştır. Uzun müddet kitleye kendini bağlaıış,beğenisinialmıştır. Hiçbirskandalaadı arışmamıştır. Hanımefendidir. Birailekadııdır. Fevkaladebırinsandır. Bualandaseçi;nlere bir bakın. Hangısının Muzaffer'in üzdc birı kadarkatkısı varhalk müziğine? Yani bırnormuolmalıbu işin... llkeleriolıalı... Kime ne için sanatçı payesi verildiği anıtlanabilmeli. Kötümser bir tablo çiziyorsunuz. Geleeğini nasıl göriiyorsunuz halk müziğinin? N.AltındağBenhepgeçmışle,geçmışteılerle kıyasladım. Bugün bu alanda şöhret lanları gördükçe, eskileri daha iyi anlıyor, ıkdirediyorum. Kendi değerimi dedaha iyi nlıyorum. Ben 16 yaşında başladım halk lüziğine. O yaşta konservatuvara gıder, Saısözen'in plağa aldığı türküleri notaya alırım.Derlemedengetirdikleribantları,plakırı dinler, kaydederdim. Bu emeklerin, çabaırın sonucu olarak, en iyi şekildc yorumlarım türküleri. ..Içindebulunduğumuzduruıun ancak böy le bir süzgeçten geçerek rayıa oturacağına inanıyorum. Umutsuz deği 1, jrsine bu anlamda umutluyum.' ^ *Yaşar Özürküt: TRT Ankara Radyosu eski proüktörü,"ÖyküleriyleTürküler"kitabınınyazarı. : Neriman Altındağ Tüfekçi: Müziğine sahip çıkmayan milletgaflet içinde demektir... NERIMAN ALTINDAĞ, MUZAFFER SARISOZEN VE NIDA TUFEKCIYI ANLATIYOR: Benim en şanslı tarafım, Muzaffer Sarısözen ve Nida Tüfekçi'yle evlenmiş olmamdır. özellikle ilk evliliğime neden, Türk Halk Müziği'ne olan tutkumdur. Sarısözen'le aramızda 27 yaş fark vardı. Fakat onun halk müziği konusundaki muhteşem çalışması, muhteşem bilgisi, insanlığı beni ona bağladı, Muzaffer Bey'le onun için evlendim. Onun büyük hocalığından, büyük folklorculuğundan, halk müziğini ortaya çıkarmada gösterdiği titizlikten etkilendim. Ben aynı zamanda onun öğrencisiydim, hocamdı benim... Radyoda halk müziğini yayımlatmak için verdiği mücadele, zorluklannı aşmak için yaptığı politikaları yakından biliyorum. Bu nedenlerle ona âşık oldum ve evlendik. Sarısözen, benim hamileliğimin son günlerinde Şırnak'a türkü derlemeye gitmişti. Beni tembihlemiştl, oğlan olursa Yurttan Sesler'de "Oğlan boynuma dolan", kız olursa "Yenge kızı bir tane" türküsü söylenecekti... Memil dogunca, Yurttan Sesler'de Muzaffer Akgün "Oğlan boynuma dolan" ı söyledi... O da Şırnak'ta radyoyu dinleyip oğlu olduğunu öğrendi. Nida Tüfekçi ise, saz çalması, kısa zamanda nota öğrenerek kendini halk müziğine adaması, araştırma yapması ve dürüstlüğü ile beğenimi kazandı. Dünyada tanıdığım en dürüst insanlardan biriydi. Söyleyeceklerıni açıkça insanların yüzüne söylerdi. Bunun için de epey muhalifi olurdu. Namuslu adamdı. Ben bu iki halk müziği ınsanıyla yaşamımı paylaştım, ikisinden de birer evlat edindim. Bir oğlum, bir kızım var. (Nida Tüfekçi, 1929 yılında Yozgat'ın Akdağmadeni'nde doğdu. 1993 yılında Istanbul'da öldü. Muzaffer Sansözen ise 1899 yılında Sıvas'ta doğdu. 1937 yılından başlayarak, 1953 yılına kadar, at sırtında, eşek sırtında ülkeyi adım adım dolaşarak, türküleri, ezgileri derledi. Onbin civarında halk ezgisini mum plaklara, taşplaklara kaydettı. Sistemli bir şekilde notaladı. Ayrıca deıieme gezilerinde topladığı mey, cura, bağlama, çifte kaval, tulum, davul, zurna, tef, darbuka gibı halk sazlarından oluşan bir koleksiyon oluşturdu. 1946'da "Yurttan Sesler Korosu"nu kurarak, türküleri önce koro üyelerine, sonra da "Bir Türkü öğreniyoruz" adlı programla tüm Türkiye'ye öğretti. ^ Neriman Altındağ Tüfekçi ve Nida TüfekçL. Muzaffer Sarısözen, Neriman Altındağ'ın hocasıydu..