Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28MART 1999. SAY1679 yanlıs, savlarla türkü severlen sömürüyor. Bunlardan birkısmı "Söz Karacaoğlan'dan; müöyküleşen, günlük yaşamdır. ozgun,en zik benım"diyerek,çıkıyor piTürüneolursaolsun, birdesiyasaya. Bir Allahın kuludaçıkalıcı kıp 'Karacaoğlan'ın okuma nıtsalözüvardırtürkülerin.tümü ezilenlerin, sömürülenlcyazması yoktu. Türkülerini bir rin,haksızlıgauğrayıpbaşkal urunu, olayüstüne,müziğiyleberaber dıranlannsesidir. Haksızlıklayakmıştır' demiyor. 'Müziğirı, ezenlerı, sömürenleri öven Kimi zaman mizçağdaşla^malıdır'diyerek, bir türkü yoktur. Halk ya^atBatı sazlarıyla türkü çalmayı nıaz. kendine yabancı yeğleycn çevreler de, gerçek Türküler, zaman zaman, oli i t çağdaş halk müziğini yasaklamasıgerekenplatformlarındı Ç a l g l l a n a , SOZ dıklarınısavlıyorlar. şında ve farklı biçimlerde su, Sayın Zülfü Livaneli de 3 nuldukamuoyuna. Hlbettebır yaDailCl Mart 1997günlü Milliyet'tekı ülkenın toplumsal, sîyasal, köşesinde Karacaoğlan'ı nasıl ekonomik koşulları, kültürel keşfettığinı aktarıyor: ürünlcrin ürctim vekullanımı"... Son albüm çalışmamda nı da belirler. Bu anlamda tiir sürüldüler, ama Anadolu şiirinden seçtiğim pırküler, kendineyabancıla^tırıllanta dizeleri yan yana getirip, dı.Özünden işlevindensoyut buuzun yeni şarkı sözü elde etmey i delanarak sunuldu topluma. Kennedim. Sonuç olağanüstü derdine yabancı çalgılarla, yaban sürmedi. sem abartmış olmam...Hele cı sözlerle, yabancı ezgilerle Karacaoğlan, hele Karacaoğpiyasaya sürüldü. Dahaçoke.elan! Banagöredünyanınenbüşit,dahaçokranthedeflerihal . . yük aşk ve doğa şairi KaracaoğkınmÜ7İğinı kendine yabancı K a y n a g l Oİatl lan'ı bu halk başüstünde taşımış..." laştırdı. Zaman zaman Batıtak , ,, litçıliği,Doğu'nunmistikmü naİK, Türküyü yaratan olaydan, taziğiyleelelevenppiyasayısarrihsel vc toplumsal sürecinden dı ama uzun sürmedi bu. Türotantikorijınal müziğinden sokülerin gerçek kaynağı olan yutlayıp, salt şiir olarak değerlendirmek gerçeklere ters düşüyor. halk, kendine yabancı müzığı reddetti. Yapay, beste nitelikli, arabesk, pop, vb. müzikYavuz Bingöl, 25 Aralık 1998 günlü Siyaset Meydanı programında türküleri kente Iertürküleri erteletemedi. Şimdi toplumun sevdirebilmek için, sözleri değiştirerek Ismüzıkgündemi yeniden türkü!... tanbul Türkçesı'yle okuduğunu söylüyur, Söz Karacaoğlan, müzik... yani 'anam anam' yerinc 'annem annem' ı kullandıgını.Yavuz Top ise, C'umhunyet TürkülerınfeodalkalıntıolduğunusavlaDergi'nin28 Hazıran 1998günlüsayısınyan çevreler, feodalizmin ycrini kapitadaçeşıtlıncdcnlerle halkın artık türlist ih^kılerebırakmasıyla, türkülekü üretemediğinı.türkülerinbestc nn de artık üretilemeyeceğini savyapılması gerektiğini savlıyor. ladılar. Oysa türküler, belli bir Tüm bu yaklaşımlara bır üretım ılişkısi sürecını değil; açıklık getırmek amacıy la türiçınde bulunulan sürece uykülere emek verenlerle kogun toplumsal ya^am kesitlenuştuk. Iğncylc kuyu kazar rini yansıtır. hlbette içeriğine, gibi, 1940'lıyıllardanbuyana öyküsüne uygun olarak müzitürküleri derleyip notalayan, ğidegeli:>irvedeği:}irtürkülearşivleyen,icraeden,öğrencirin. lerine ve dinleyenlere gerçekçi Ne var kı, son zamanlarda, türyorumlanylaaktaran Neriman Alküleri 'maişet kaynağı' edinmiş kitındağ Tüfekçi ve MuzafTer mi çevreler, topulmsal,tarihsel gerçeklcrialtüstederek,yalan Neriman Altındağ Tüfekçi Akgün'legörüştük: 1. Sayfanın devamı Folklörün en Muzaffer Akgün "Halkın sanatçısıyım ve bu banayetiyor"diyvr... Yeniden türkü MUZAFFER AKGUN'LE. Muzaffer Hanım halk müziğine başlamanız nasıl oldu?.. M. Akgün: Babamın sesı güzeldi. Onun teşvıki oldu. Ankara'da Ismet Paşa Kız Enstitüsü'nde okurken Ankara Radyosu sınav açtı. Yıl 1941'di. Sınava girdim, kazandım. O zaman şarkı ve türkü birlikte okunurdu. Beş kişi girmıştik sınava. Neriman, ben, Turhan Karabulut, Ali Can bır de Sabahat Karabulak vardı, sanıyorum. Sonradan da Nurettin Çamlıdağ gırdi. Bazı günler, hem türkü hem de şarkı okuduğum oluyordu. Sonradan eşımin de etkısiyle halk müziğini seçtım. Aslında şarkıcılık daha popülerdi, sahne yapma şansı vardı. Ama ben öncelerı sahne düşünmüyordum. Sonradan sahneye de çıktım. Çok da iyi gitti... Sahne, halkla bütünleşmenin önemli bir aracı oldu benim içın... Şimdı yeniden yılları geri çevirip, yeniden başlasam aynı yollardan geçmeyi, aynı kimlik ve kişilikte olmayı dilerdim. Halk müziği beni bir yere getirdi. Halkın begenisıni kazandım. Ben onların gönlündeyim. Ben devlet sanatçısı Muzaffer Akgün, Muzajfer Sarısözen ve arkaduşlanylu birlikte... degilim, ama halkın sanatçısı olduğuma inanıyorum. Bu da benı mutlu ediyor. En çok severek okuduğunuz türkünüz hangisi? M .Akgün Haal Bu konuda söyleyeceğlm var. Tum aılem bilıyor. Kamuoyu da sizın aracılığınızla öğrensin. En sevdiğim, severek okuduğum, her okuyuşta yeniden heyecan duyduğum türküler "Yine gam yukünun kervanı geçti... Çekemem bu yükü yarim bolek seninle..." ve "Geceler yarim oldu... Ağlamak kânm oldu..". Bu türküler benim en çok sevdiğim türküler... Ben öldüğüm zaman, tabutum arabaya konduğunda, bu ikı türkü çalınsın istiyorum. Biri bitince öteki çalınsın, ta kı mezara gömülene kadar. Bu benim yazılı vasiyetim. Aslında tüm türkülerim evlatlarım gibidir ama bu iki türkünün apayrı yerı vardır bende. Beni Muzaffer Akgün yapan halk oldu. Ben türkülerle halka yaklaştım, türküleri de halka yaklaştırmakta büyük katkım oldu. Ne mutlu bana!.. Şimdı Devlet Sanatçılığı tartışılıyor. Asıl olan halkın gönlüne girmektir. Bunu başardığımı sanıyorum.^