Katalog

28MART 1999. SAY1 679 rlerini czbcresöyleyeceği aklınınucundan »eçmiyordu. Şiirlerimi beğenmişti.amancs"e yönelmemi tavsiye ediyordu." Bu tanışmadan sonra kcndini yaziya verdi rahitUçuk.Ilkdönemlerdeiyiolmazsadüiüncesiylc adinı kullanmaya cesaret edeme^en Cahide Üçok Uçuk adını kullanıyordu. ionraki yıllarda Cahit Uçuk bu isim degişikiği yüzündcn çok çekti. "Kitaplan yüklendik mahkemeye gittik. Hâkim niçin isminizi değiştiriyorsunuz' deii.' Efendim, başıma gelmedik iş kalmadı da mdan. Ben Cahit Uçuk'um, nüfus kâğıdım JahideÜçok.Parageliyor, mektup geliyor ılamıyorum' dcyince hâkim isteğimi geri revirmedi." Cahit Uçuk adıyla yazdığı ilk yazısı bir :öymasalıydı. Resimli Ay Mecmuası'nda ayımlanan masalı okuyucuya şöyle takdim dilmişti: "Bazı insanlar vardır. Girdikleri mecliste lemen sempati yaratir, kendilerini sevdirirer. Dostedinirler. Bazıyazarlardaböyledir. Jahit Uçuk, Babıâli âlemine böylc giriyor. Cendini çok kısa zamanda sevdirecek ve tantacak. Başı şark ve garp kültürüyle dolu bir azanmız. Bu sayfalarda onun inkişafını göcceksiniz." Bir taraftan da tiyatroya ilgi duyuyordu. yi birtaklit yeteneğine sahipti. "Muhsin Ertuğrul Bey'c artist olmak istiorum diye mektup yazdım. Ders almaya aşladım. Fakat tiyatroya gidipgelirkenbeı hafifmeşrepzannettiler. Laf atmaya, aramdan mektup göndermeye başladılar. Tiatrodan vazgeçtim." llkyazısınınyayımlanmasından sonra gaetelerden ve dergilerden yazı talepleri geleek fakat Cahit Uçuk ortayaçıkmayacaktı. 'anmay Mecmuası'nın sahibi Vecdi Eren ley annesine 'Hanımefendi kızı çıkarmaın, çünkü Babıâli kurtlarla dolu. O daha örpebirkız'demişti. Cahit Uçuk ortaya çıkmayınca isminden olayı crkek zannedildi ve kadın hayranlandan birçok aşk mektubu almaya başladı. Içuk'ungazetelerleolanilişkisihikâyeler, ifrikalar ve masallarla sınırlı değildi. Moda lyfası, yemek sayfası ve dönemin Güzin .blası olan Pamuk Nine bölümünü hazırlıordu. Babasının Korkuteli kaymakamlığı döneiinde okuduğu dünyaca üıılü "Ikizler" serinin "Türk lkizleri"adh kitabı kardcşi Yıltaziçinyazdı. Kitabı Çocuk Esirgemc Kurumu hemen dstı, Ingilizce, Japonca, Farsça, Almanca ıbi pek çok dile çevrildi. 1958'de UluslaratsıÇocuk Kitaplan Birliği'ninHansChrisan Andersen Yanşması'nda Şeref Armağaıkazandı. Sonra roman girdi yaşamına. omanları, gazctelerdc başdimzalarlatefrika Jiliyordu. Artık 'tayaçıkmazalanı gelmişti. ^35 yılınaYarım y Derısi'ne apak Idu a ın 90 yaşında, her gün 3 kilometre yol katediyor bisikletiyle. 65 yıldır yazı yazıyor. Hem çocuklara hem de büyüklere... tlk yıllannda kimliğini saklamış okurlanndan. Erkek sanmış herkes onu. Gerçeğin ortaya çıkmasıyla sayısız kadın hayranını kaybetmiş. Bir zamanlann Pamuk Nine'si Cahit Uçuk... hayranlan hayal kınklığına uğramışlardı. Uçuk, yazdığı hikâye, roman ve masallarla sevilen ve izlenen biryazardı artık. Seviliyor, yazdıklankolayanlaşılıyordu. "Babam güzel Tiirkçe konuşurdu. 'Kızım eline bir cımbız al, Farsça, Arapça, Fransızca, Ingilizce kelimelerinyerineTürkçe'sini koy. Yunus Emre asırlardan bcri okunuyor. Onun dilini anlıyoruz. Senin dilindeöylcolsun'derdi." Annesinin akrabalanndan biririn ısrany la Rumelili genç bir avukatla nişanlandı. Nişanlısı sayesinde Atatürk ile tanışmaolanaği dabuldu. Nişanlısımemleketingençavukatlarındandı. Rumelili olduğu için Atatürk'ü karşılama komitesine seçilmişti. Atatürk, Cahit'in nışanlısını beğenincc manevi kızı Afet ile evlendirmek istedi. Ama avukatm Rumelili birkızla nişanlı olduğunuöğrenince vazgeçip nişanlısını akşam ycmeğine davetetti. "Evdekiler 40 derece ateşle yatıyorlardı. Bengiderimdedim. Babam 'Sakınşampanya içme. Çünkü elma suyu gibidir. Sonra başın döner hoşa gitmeyecek şey ler konuşursun'dedi." O gün Atatürk ile tanıştı Cahit. Atatürk düğünlennı yapmak istedi. "Ben Atatürk' ün arzu ettiği şeye hayır diyemediğim için hayatımın en büyük hatasını yaptım. Onaben evlcnmek istemiyorum, beni Londra'ya gönderin okumak istiyorum, desem, ertesi gün lngiltere'deydim. Bunları söylemeye cesaret edemedim." Düğün, damadın vazgeçmesi nedeniyle iptal olmuştu. Fakat Vehbi Bey ailesi iptal nedeninı aslaöğrenemedi. Ertesi gün Hadiye Hanım ve dört çocuğu Antalya'dan aynldılar. Cahit'in hayatı çizilmişti, yazar olacaktı. DERGIDEN Merhaba, Uzun bir bayram tatilinin ilkgününde ulaşıyoruz sizlere bu hafta. Siyasetin gerginliğinden, günlük yaşamm monotonluğundan uzak keyifli günler diliyoruz hepinize. Kapak konumuzla sizi türkülerin dünyasına götüreceğiz Türkülerde eski tadı bulamayanlara kapak yazımızı okumalarmı öneriyoruz. Bu haftaki dergimizde tstanhul'da son yıllarda yaygmlaşan kültür merkezlerini tanıtan biryazımız var. Bu merkezlerin sorumlularıyla yapılmış röportajlan okuduğunuzda tuhafbir durumla yüzyüze geliyorsunuz. Çünkü çoğu merkezin "tehlikeli" günler öncesinde polis baskınma uğramak gibi ortak bir özelliği var. Kültür Türkiye 'de hâlâ tehlikeli bir kavram. Kültür merkezlerine Nevruz öncesi düzenlenen polis baskınlart da besbelli bu anlayıştan kaynaklamyor. Pen Yazarlar Derneği 22 Mart tarihli açıklamasında Nevruz öncesi kimi kültür kuruluşlarının polisçe basılıp sinemalanmn mühürlenmesini "Kültürde terör arama terörü " olarak tammlıyor. Türkiye Yazarlar Sendikası da kitapla bombayı aynı yerde arayan zihniyeti kör şiddet olarak niteliyor. Son on yıl içinde basta tstanbul, büyük kentlerimiz yepyeni kültür merkezlerine kavuştu. Bu mekânlardan kimisi özel sirket desteğiyle, kimisi de devlet desteğiyle ayakta duruyor. Ancak sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle ayakta duran merkezler polisin defterinde tehlikeli olarak sınıflandırılmışlar. Güvenliği sağlamakla yükümlü olan devlet görevlileri kültür merkezlerini potansiyel suç merkezleri olarak göriiyorlar. Karışıklık çıkması muhtemel günler öncesinde de buralara baskm yapıyoriar. Karışıklığın nedenini ortadan kaldırmakyerine, kimi hedefler seçip gözdağı vermek tuhafbir mantığın ürünü. Bir kültür merkezinden yararlanmak için insanların devlet ya da sirket güvencesi mi araması gerekiyor? Türkiye de fasizm mi geçerlidir yoksa demokrasi mi? Bunu bir kavrayabilsek... Kendimizegöre bir yaşam hiçimi oluşturacağız. Bayram sonrası yeni bir dergide bulusmaküzere... tpek Çalışlar Not: Geçen hafta arka sayfadakı sergi haberimizde Profesör Hüsamettin Koçan'ın fotoğrafına ilişkin hatamızı baskı sırasında düzelttik. Elıne hatalı baskı geçenlerden özür diliyoruz. CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ BERİN NADİ • BASAN VE YAYAN: YENİ GÜN HABER AJANSIBASIN VE YAYINCIUKA.Ş.1GENELYAYINYÖNETMENl: ORHAN ERİNÇ • GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ: HİKMETÇETİNKAYA1YAZIİŞLERl MÜDÜRÜ: İBRAHİM YILDIZ • SORUMLU MÜDÜR: FİKRETİLKİZ1 YAYIN YÖNETMENhlPEKÇALIŞLARBGÖRSELYÖNETMEN: AYNUR ÇOLAKIREKLAM: MEDYA C Kapak fotoğrafındakller: 1954 te ABD Konsolosluğu'nda verilen bir konser sonrasında... Soldan sağa (ayaktakıler): Muzaffer Sarısözen, konsolosluk yetkilileri, San Recep. Oturanlar: Nerıman Altındağ Tufekçı (solda) ve Muzaffer Akgün. Bir buçuk ayda 482 sayfa Otobiyografik kitabı "Bir Imparatorluk Çökerken" 1995 tarihini taşıyor. Kitap Üçok ailesinin hayatmı ve anılannı içeriyor. 482 sayfalık kitabı 1,5 ayda tamamladığını söylüyor Uçuk: "Her gün öğlen 3 'ten gece 3 'e kadar yazdım Bir împaratorluk Çökerken' i. Beni hiç yormadı. Çünkü bana ait bir şey yoktu. Annem, babam, amcam, dadım ve büyükannemin anlattıklanydı." Bir Imparatorluk Çökerken'den sonra 17 kitap daha yazmış. 1216 yaş grubuna yönelik bu kitaplardan ancak dördü yayımlanmış. "Eve Giren Güneş", "Esrarengiz Yalı", "Düğüm Düğüm Üstüne" ve "Mavi Derinliklerdeki Sır". Bukitapların özelliği tamamen hayal gücü vebirikimleredayanması. Kitaplarıdanbirininadı, "Gökten Bir Elma Düştü". Sülcyman Demirel'in hayatı... Hikâyeyi 18 gün gibi kısa bir zamanda tamamlamış. Ama son birtürlü cumhurbaşkanı ile görüşüpyayımlamafırsatınıbulamamış.