24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

28MART 1999. SAYI679 miolarak ulaştı. Eliçin açığaalındı.artıköğretmenlikmesleğisonaermişti. Köyiincdöndii,askeroluncayakadar, altı ay çadır hayatı yaşadı. Bir yandan folklorla uğraştı, bir yandan da okumaya devam etti. Annesinden ve yörc halkından birçok deyim ve 800 kadar yerel sözcük derledi. Bunları, Ankara'ya Tiirk Dili Tctkik Cemiyeti'ne (sonradan Türk Dil Kurumu) yolladı. Kısa sürede Cemiyet üyeleri Besim Atalay, Ahnıet Cevat Emre, Kâzım Nanıi Duru, Hasan Ali Yücel iledostluklarkurdu. Askerliğini Istanbul 'da yedek subay olarak yaparken, elinegcçcn boşzamanı Almancasınıilerletmeyeayırdı.Odöneminişöyleanlattı: "Kadrocular tarafından ileri sürülen 'Kemalizm' ideolojisi ılcdcaskerlıkteesaslı olarak ilgilenrncyc başladım. 1933 ilkbahannda kcndisı bir 'kadro' sempatizanı olan Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından bir bakanlıkmümeyyizliğinetayinedildiğimvakit yurdumungizliaçık bütiin 'fikirhareketleri1 iletanışmışbulunuyordum.Hatta Reşit Galip'inefkârıumumiyeyeçıkmamış'KöycülükDavası'nıdaözel olarak öğrendim." Eliçin, eline ilkparageçtiğiyıllardanberi önce kardeşleri ile başlayarak, köyünün yetenekli çocuklarını Ankara'da okutma uğraşı içindeydi. Suat Taşer, daha sonra eşi olan Asiye Özdemir( Eliçin), IbrahimErdenbunlar arasındaydı. 1935 başlarında kendi olanaklarıyla Almanya'ya tahsi le gitti. Dünyaya açılmak arzusundaydı. Goethe Enstitüsü'nde dil eğitimi gördü, bu arada Siyasal Bilgilcr'e devam etti ve Nazi hocalarlacüretli tartışmalara girdi. 1927'de hem ortamın iyice kötüleşmesi, hem de parasızhk nedeniyle Türkiye'ye döndii. Aynı yıl Nazi Alınanyası 'ndan kaçan ve Ankara Devlet Konservatuvarı 'nda hocalık yapan Karl Ebert'e SabahattinAli'ylebirlikteasistantayinedildi.Syılbugörevdebulundu. 1944'te Asiyc Eliçin ileevlendi. Kısabirsüre sonra da siyasi baskılar sonucu Hasan Ali Yücel tarafından görevine son verildi. Uzunişsizlikyıllarıbaşlamıştı.MilIi Eğitim Bakanlığı DünyaKlasikleriDizisi'ne4ciItlik "Yeşil Heinrich" çevirisinden sonra başladığı çeviri "ölümsüz Ülkcye Doğru" ise devrin Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sircr tarafından engellendi. Emin Türk Eliçin, takmaadlarla gazetelereçevirilergöndcriyor, karısı Asiyehanımdatcrzilikyapıyordu. 1951 'de birbuçuk yıl Yozgat'ta tarımla uğraştılar. Bir mevsim üriin aldıktan sonra ağanm veortaklarınınçıkaroyunlarıyüzünden çiftliği bıraktılar. önce Ankara'ya, biryıl sonra tstanbul'a,oradandaSamsun'ataşındılar. BirTürkAlan firmsında mütercimlik yaparken Almanya'dan getirttiği kitaplarla "Tarih Taraması"nı hazırladı. 1960 ihtilali sonrası Istanbul'adöndüler. Bir özgürlük havası esmeye başlamıştı. Ama Emin Türk yazılarını yayınlatmada yinegüçlüklerlekarşılaşıyordu. YeniTaninGazetesi'nde yayınlanmaya başlayan yazıları, gazetepatronununsakıncalıgörmesincdeniyle kısa1 bir süre sonra durduruldu. Bu kcz Eylem Dergisi'ndeyazmayabaşladı Eliçin. Bu yazı dizisi nedeniyle 1965 'de mahkemelikoldu. BilirkişiraporunuhazırlayanSulhi Dönmczer'in"YazarındiIininaltındabirşey var ama açıklamak istemiyor" kehaneti ile yazının yayını durduruldu. Yargılamasürerken, Emin Türk Eliçin, ardında çileli ve zorlu bir yaşam öyküsü bırakarak, kafasındaki tüm birikimiyle 16 Mart 1966'da "sanık" olarak yaşama vedactti. Yazıları, ölümünden 4 yıl sonra beraat etti ve kitap olarak yayımlandı.Bueserinortayaçıkmasınaüçdeğerli aydınvesileolmuştu; Eylem dergisininsahibi Şükran Kurdakul, derginin yazı işleri müdürü ömür Candaş ve davanm avukatı Müşjr KayaCanpolat.^ 17 ASİYE ELİÇİN İLE EMİN TURK ELICIN VAKFI UZERİNE... J994'te, eşinizin 28. ölüm yılında "Emin Türk Eliçin Kültür ve Sanat Vakfı'nı kurdunuz. Ağır yaşam mücadelesi vermiş bir aile olarak maddi olanağı fmece yoluyla mı sağladınız? Hayır. Ankara'da bir arsamız vardı. Burası imar izni çıkıp, değerlenince, kat karşılığı müteahhide vermıştim. Payıma düşen dalreleri satıp, Istanbul'da vakfın kurulmasının maddi olanağını sağladım.. Vakfın kuruluş işlemlerini, hiçbir maddi karşılık kabul etmeden, Av. Nejat Hamlacıbaşı tamamladı. Bu arada Emin Türk'ü şahsen ya da gıyaben, çalışmalarıyla tanıyan aydınları arayarak desteklerini Istedim. Olumlu ve onurlandırıcı yanıtlar aldım. Şu anda yönetim kurulumuz ömür Candaş, Aydın Hatipoğlu, llhami Gülcan, Yüksel Doğan ve benden oluşuyor. Vakfın kuruluş amacı neydi? Eşimin fikir ve çalışmaları dönemin siyasi engellemeleri nedeniyle yeterince hayata geçirilemedi, bu durum beni üzüyordu. Gerıde kalan basılamamış eserlerini, yazılarını meydana çıkarma, onun aydın kişı yetiştirme yolunda verdiği uğraşılara paralel olarak burslar verme, özellikle sosyal bilimler alanında, dil alanında araştırma yapanları ödüllerle destekleme amacıyla bu vakfı kurmaya karar verdim.. Vakıf, Emin Türk'ün prensipleri doğrultusunda, başkalarının bağışlarına dayanmadan, kendi sınırlı olanaklarıyla varlığını sürdürüyor. llk yıl dört öğrenciye verilen burs, mezun olanlar yerine yeni gençler katılarak bugün on gence ulaştı. Vakıf olarak eşinizin çalışmalarının ne kadarını yayınlatabildiniz? Daha vakıf kurulmadan tellf eseri olan "Kemalıst Devrim Ideolojisi", "Tarih Taraması", "Türk Inkılabı yahut Şark ve Garp" ile Jack London'dan "Demir ökçe", Franz Altheim'dan "Asya'nın Avrupa'ya öğrettiği", Upton Sinclair'den "Altın Zincir", Alfred Döblin'den "ölümsüz Ülkeye Doğru" ve 5 ciltlik "Mizah Ansiklopedisi" çevirileri basılmış ve tükenmişti.. Vakfı kurduktan sonra dergilerde yayınlanan ya da yarıda kesilen makaleleri ve çok zengin notları, ki bu notlar dört cilde tamamlanması planlanan "Kemalist Devrim Ideolojisi" için tutulmuştur, eski yazıdan yeni yazıya aktarılarak, bilgisayara alındı, basılmaya hazır hale getirildi. Kardeşleri, dostları ile mektuplaşmalarından seçmeler de bilgisayara yüklendi, kl bu mektuplar hem yaşadığı döneme ışık tutmakta, hem de özgün kişiliğini yansıtmaktadır. Emin Türk'ün Almanca ve Türkçe eserlerden oluşan zengin bir kitaplığı vardır. Bu kitaplığı 1922 yılında o zaman vakıf olan, daha sonra ise derneğe çevrilen "Murat Sarıca Kıtaplığı'na verdim. Çünkü o günlerde henüz vakfın yerini alamamıştım, hatta vakıf kuracak maddi olanağım yoktu, kiracı olduğum evden çıkarılma durumum vardı ve sağlığım da çok bozuktu. Geçirdiğim kalp krizlerinin de yarattığı May Yayınları tarafından basılan "Asya'nın Avrupa'ya öğrettiği" adlı eser. Altheim bu kitabında, Hitler sonrası Almanya'nın yerini, ödevini belirlemek istemekte, "Bugün ancak dünden bakılarak anlaşılır ve aydınlanır" teziyle yola çıkmakta ve bu nedenle de "Batı için bir tehdit kaynağı" dediği Asya'yı tarihsel süreç içinde incelemektedir. Bugüne kadar ne tür çalışmalar ödüllendirildi? llk ödülümüzü 1996'da sosyal bilimler alanında Mevlüt Çetinkaya ve Dr. Ahmet Okur'un ortak çalışması aldı. Aynı yıl ikinci olan Engin önen'e de özendirme ödülü verildi. 1997'de ödüle değer eser bulunamadı. 1998 yılı ödülü, Emin Türk'ün köy kalkınmasına verdiği önem paralelinde, Köy Enstitüleri ruhuna uygun çalışmalar yapan Erdoğan Kantürer'e verildi. Kantürer "köy kalkınması" amacıyla, 60 köyün süt ürünlerini kurduğu kooperatifle örgütlemiş, köyüne 1500 kişilik anfitiyatro yaptırarak, burada şenlikler düzenlemiş emekli bir öğretmendir. Bu yılki ödül ise Istanbul Üniversitesi lletişim Fakültesi Halkla llişkiler ve Tanıtma Bölümü öğretim üyesi Doç. ömer Demircan'a "dil üzerine yaptığı özgün çalışmalar nedeniyle" verllecek. Vakfımızın seçici kurulu değerli bilim adamları Prof. Dr. Nejat Bozkurt, Prof. Dr. Afşar Timuçin, Prof. Dr. Toktamış Ateş, Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu ve Prof. Dr. Murat özyüksel'den oluşuyor. Benzer amaçlarla kurulan birçok vakıf var, bu vakıfların geleceği konusu sanırım kurulmasından daha büyük çaba gerektiriyor. Genlş aydın çevrenin kültürel katılımıyla sağlam bir kurucu temelıne sahip olması vakfın geleceği için önemli güvencedir. Zaman içinde genç kuşakların vakfın kutsal amacını zedelemeden hizmeti sürdüreceğine inanıyorum. Ben şu anda 76 yaşındayım ve vakfın geleceğini tümüyle güvenceye almak için bütün gayretımle çalışıyorum.. Tabi bizim gibi toplum kalkınmasına, demokrasıye, aydınlanmaya katkıda bulunmak isteyen birçok vakıf daha var. Bunlar bir çatı altında toplanabilirse, vakıfların uzun ömürlü olması daha kolaylaşır. Elbette, böyle bir organizasyonda her vakfın maddi olanaklarını kendi amacı doğrultusunda kullanabilmesl koşulu esas alınmalıdır..^ Asiye Eliçin tedirginlikle zor günler geçiriyordum. Ancak, kitapları vakfı kurup, kitaplığı da hazırladığım halde, bazı nedenlerden ötürü, henüz yerine koyamadım. Yakın zamanda bu sorunu da halledeceğim. Vakıf kurulduktan sonra iki kitabın yeniden basımları sağlandı. Bu kitapların ilki Sarmal Yayınevi tarafından 1996'da basılan "Türk Devrimi"ni tarihi, sosyolojik, ekonomik açılardan, "özel koşulları" içinde ele alan "Kemalist Devrim ldeolojisi"dir, ki bu eserin birici basımı Ant Yayınları tarafından 1970'de yapılmıştı. Diğeri ise bir ay önce özne Yayınlan'ndan çıkan, 1965 yılında Franz Altheim'den çevrilen, ilk defa 1967'de Asiye Eliçin ve vakıf üyeleri ETEV'in kuruluş kokteylinde...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle