Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ıkiüçbasitbasmakalıpsloganlahakimiyetini kurmuş, kendilerine uymayanları da dışlamıştı.Çeşitlibaskılardanşikâyetetselcr de, başkalannabaskı uygulamaktan hiç geri durmadılar. Böy lece gerçek edebiyatçılar csas dışlananlar oldu. Bu da tabii benim keşfim değil, bu durum Türkiye'de edebiyatdergilerindeonyıllardırtartışılan, eleştirilen bir konu, herkes de bunu kendi gözleriylegörebiliyor. ltirafedcyimki,biryabancıolarakbutür gclişmelerin karştsında ne diyeceğimi bilemiyorum. Ama bu da Türk edebiyatının bir parçasıdır, onun gerçeğidir. Durum aslında açıkça ortada. Yine de bir değerlendirme yapmak çok zor. Türkiye'de çok iyi eleştirmenler de olmasına rağmen, si stemati k çal ı şmalar eksik ve özellikle de akademik çalışmalar hem sayısal, hem kalite açısından yetersiz. Aslında okurlara en sağlam ve en tarafsız bilgileri akademilerin.yaniTürkolojibölümlerinin, Sanırıın Ferid Edgü, Bilge Karasu sunması gerekir ama, ne yazık ki, bu Türk örnekleri, benim ne yapmak istediğiedebiyatı için sözkonusu değil. Belkideo mi gösteriyor. Santrım benim bakışım, dışardan bir bakış olduğu için, A. Hamdi Tanptnar'ı Alman okurıı hiç tanımıyor. nedenle ideolojik ağırhklı ve kişisel eleştiri bu derece yaygınlaşmış. Türk eleştirmenlerinin bakışından Sevindirici ve umut verici şey ise, son yılfarklı. Okurken aynntılara, motiflere, simfından sistematik şekilde dışlandığını çok larda sistematik ve objektif bir eleştirinin gelere, bunlann kul lanı mına dikkat ederi m. açıkbirşekildedilegetirmişti.BendeTanoluşmaya başlaması. Özellikle lngiliz edeYapı, kurgu, dil, düşünce, temalar, kaynak pınar hakkında yazılmış bazı eleştirileri biyatı ve felsefe alanlanndan gelen eleştirlar,göndermeler,yazarınzanaatı,kısacası okurken ay nı eserlerden bahsedildiğindcn menler sağlam yorumlargetiriyorlarTürk yazı tekniği en öncmli unsur değerlendirbilckuşkuduydum.Diyebilirimki,Türkimede. Doğrusu düzeyi oldukça yüksekte ye'de dışlay ıcı bir eleştirinin sonucunda an edebiyatına. Bir de bazı yazarlar da mükemmeleleştirileryazıyor. Yeninesilyazar tutmak istiyorum. Ve en sevindiğim şey, cak çok az kişi gerçek yanlarıyla tanıyor ve eleştirmen de yetişiyor ve son yıllarda Türk edebiyatında düzeyi çok yüksekte Tanpınar'ı,üstelikedebiyatlaugraşanbirgerçektendeğerliyazılarveyapıtlardaeliolaneserlerinbulunmasıdır. Benim Almançok kişi ve birçok eleştirmcn eserlerini bile me gcçiyor. Umarım bu böyle devam eder ya'datanıtmak istediğim debunlar. okumamış, hiç tanımıyor. ve nihayet ciddi, güzel ve açık bir tartışma Tabiikiherülkenin edebiyat sahnesinde İyi edebiyatın iyi eleştiriye ihtiyacı var. ortamı gelişirTürkiye'de. gruplaşmalar, uç görüşler, düşmanlıklar, Türkiye'de edebiyat eleştirisinin duruIsterseniz Tanpınar'a dönelim. Siz onu dışlamalar sö/konusu olabilir. Böyle dumunu nasıl görüyorsunuz? modern Türk edebiyatının zirvesi olarak rumlarhersistemdevardır, kapitalistülkcEleştiri hem yazarları hem okurlan eğigörüyorsunuz.Bildiğim kadar ilebugöten bir yazı türü. Bu ncdenle sanatsal işlevi lerde de, sosyalist ülkelerde de. Ama Barüş çok yaygın değil. Siz bu sonucu nasıl tı'daki gelişmiş kapitalist ülkelerde değişik nin yanında toplumsal bir işlevi de var. vardımz? fikirlerdeolanyazarlaryayınlanmaolanaEleştiri insanlarındeğeryargılarınınoluşuOkurîıakla... Yani demek istediğim, ğı bulmuşlardı. Onları yayınlayan alternamundabüyük rol oynar. Eleştiri yokluğu ya olumsuz eleştiri yazılannaaldırmadan.ontif yayınevleri vardı. Ama ne yazık ki aynı dayanlış bir eleştiri zihniyeti,yalnızsanatı lara rağmen okumakla. Bu konuda tabii şey sosyalist ülkeler için sözkonusu degildeğil, toplumsal geleceğideolumsuzetkidi. Orada dışlanan bir yazartamamen itili yardımcılanm vardı. Herşeyden önceTomler. ris Uyar. Sonra Izmir'de araştırma yaptığım yor, zor durumda kalıyordu. Bütün yayıTürkiye'de eleştirinin çok doğru bir yol nevleri devletin monopolünde olduğu için, sırada tanıştığım Özden Çelebi. Kendisi izlemiş olduğu iddia edilemez. özellikle Tanpınar'ın talebesi idi ve onu ilk elden ankendinc karşı çıkanları sahnenin dışına itobjektifvebilimsel eleştiri alanındaeksiklatıyordu. Özden Hanim'ın Tanpınar haymek, istenmcyen yazarı yok ctmek çok kolikler var. Bunun tipik bir örneği Ahmet ranlığı beni çok etkiledi. Sonra tabii tutarlı laydı. Türkiye'de ise bu iki sistemin ilginç Hamdi Tanpınar'a yapılanlardır. Oğuz Decleştirilerde vardı. Enis Batur, Scvim Kanbirkarışımınıgörüyoruz.Onyıllarboyunmiralp bu çok yönlü ve üstün yetenekli yatarcıoğlu, Oğuz Demiralp, Mehmet Kapcahakimolanbirsloganci edebiyat grubu, zarın Türk eleştirmenlerinin bir kismı taralan, Bcrna Moran ve daha birçok yazarın kalcmındenyerinde değerlendirme yazılarıokudum. Buyazılar benim Tanpınar hakkındakigörüşümüetkiledi. Tanpınar' ı modern Türk edebiyatının zirvesi olarak değerlendirmek yaygın değilse dc, onun değerini bilcn bir kitle var. Benim yaptığım çözümlcme onlara bir yenilik getirecek, amaç Tanpınar'ı doruk nokta ilan etmek değil. Kitabımda yaptığım çözümleme, "Huzur" romanını yeni bir açıdan ele alıyor. Tanpınar, müzikten çok etkilendiğini yazmıştı, bu romanın başında da bir mü/ik parçasının olduğunu ilan etmişti. Bu açıdan iki değerlendirme de mevcuttu, aneak bence müzik parçası scçimi tam yerinde değildi. Benim görüşüme göre "Huzur" Beethoven'in 5. Senfonisi paralclinde ya/.ılmıştır. Bunu kitabımda göstermeye çalıştım, romana da bu senfoninin temalan doğrultusunda yeni bir değerlendirme getirdim. Tanpınar'a kitabımda nerde ise dörtte bi • ri kadar yer ayırdım, bu bölümün yarısındanfa/.lasıda "Huzur" unçözümlemesidir. Umarım bu yazıda Türkiye için de birçok yenilik, birçok ilginç nokta sözkonusudur ve Tanpınar bundan sonra belki tekrar ele alınır.tekrarokurlannkarşısınaçıkar.Ohâlâ günışığına çıkartılmasını bekleyen bir ha7İncdir bence. ^ ' Beatrvc Caner, Türk edehiyatından Almanca yayapılan çevirileri de eleştiriyor. 0» rctileri"adlıkitabından. "Hakkâri'de Bir Mevsim" romanında iki dünyaanlayışıkarşılaşıyorve yeni bir sonuca, bir senteze götürülüyor. Varoluşçubirbakışınsimgesi "yaşamın haritası" Ferit Edgü'de "çözülmez"' sıfatıy la değişık bir boyut kazanıyor. Castaneda'nın "rüya" dünyası ise bireye sağlam, yine de fantastik birtemcl yaratıyor. Karşıınıza çıkan Türk cntelcktüelibuaçıdanburadayenibir "tip"tir. Buromankışisindebirlcşen iki dünya görüşünden meydana gelen yeni "insan", dünyanın düşünsel zıtlıklarını kendi zihnindc dengeler, kendi değersistemidışınaçıkıp yeni değerleröğrenirveolgunlaşır. Bunlarındışında, romanındiliveyapısıda oldukça ilginç yenilikler getirmiş, Türk edebiyatında da birçok eserle birbağlantı kurmuştu. CUMHURİYET DERGİ Çoğu kişinin nazardan korunmak amacıyla kullandıği el yapımı nazar boncukları ustalannı korumuyor. tnsanlar "göze gelmesin" inancıyla üretilen boncuklar bir gün geliyor yaratıcısını gözlerinden ediyor. Gaziemir yakınlanndaki Görece köyünün nazar boncuğu ustaları... Ustasını kör eden boncuk YAZI VE FOTOĞRAFLAR: AYŞEGÜL UTKU GÜNAYD1N G irişe, rüzgâr estikçe gıcırdayan, metaldenbirkapı takıli. Kulübcnin önünde, yerde çeşitli renklerde deniz kabuklarını andıran irili ufaklı camparçalan yığılı. Sanki oana kadar başka bir boyutta olan üç adam, gıcırdayan metalkapınınaçılmasıylairkilip kendilerine geliyorlar. Konuklar, nazikçeiçeriyedavetediliyorlar. Odaya girdiğiniz ilk andan itibaren ortamın büyüsüne kaptırıyorsunuz kendinizi. Odun parçacıklannın yanarken çıkardığı çıtırtıilealevlerinşekildenşckilegirereksergilcdiği olağanüstü gösteri... Girişte, sol tarafta ustaların çaylarını içtikleri, yemeklerini yedikleri, giysilerini koyduklanbirköşcdikkatiçekiyor. Yereatılmış odunlannüstündenatlayıpocağayaklaştık Renklerin cama kanştığı an.