22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 Sait Faik'in Burgaz Ada'da müze olarak korunan evi geçmişten sıcak anılar yüklü. 11 Kasım 1954'te yaşama veda eden Sait Faik şöyle demişti bir öyküsünde: "Edebi eserler insanı, yeni ve mesut, başka iyi ve güzel bir dünyaya götürmeye yardım etmiyorsa neye yarar?" CUMHURlYET DERGt Burgaz Ada 'duki Sait Faik evL. Oykülerin yaşandığı ev Sendeyokmu? Ne gezer? Peki şu Fransa'da tahsil, Grenoble filan? Basmıştı kahkahasını. Oralara okumak için gitmedim ki ben? Ya? Gezmek, cğlenmek bir de... Anlatmıştı, uzun uzun anlatmıştı da kahkahalarla gülmüştük. BiraraHaberGazctesi'ndcadliyemuhabirliğı yapan Sait Faik, ilk yazısını Milliyet Gazctesi'nde, ününüsağlayanılkhikâyesini ise Varlık Dergisi'ndeyayımlamıştı. Konu ve olaydan çok, şiir vc i/lenime yer verdiği öykülerinde, bir günün, bir anın, bir insanın ihi vardı. Olayın ıkıncı planda kaldığı, . . . YAZI VE FOTOĞRAFLAR: ÖZDEN ATİK B urgaz Adası Vapur I skelesi... Kahvehaneler sıra sıra... "Sait Faik ; Abasıyanık Müzesi nerede?" Bilmeycni yok ki, hemen gösteriyorBir müze ev... lar. Ayios toanis Rum Ortodoks Kilisesi'nin Şimdi müze olarak korunmasınakararvekarşısında ağaçların arasında kaybolmuş, rilen ve müze olarak kullanılan evini dolaşademirparmaklıklıbiıbahçekapısı,"Darüşlım. Ginşte, sol köşedeki balık ağlan ve oltaşafaka Sait Faik Abasıyanık Müzesi, Tesis ları duruyor. Bir yaz günü, köpeğiyle tekneTarihi: 11 Mayısl964". devektirdiğifotoğraftakiniandıranbirşapBeyaz boyalı, ahşap evi müzenin yaşlı baka, asılı portmantoda. Müze bakıcısı Şadiye kıcısı Şadiye Şengıder gezdiriyor. Sait Faik Şengider, Sait Faik'i anlatıyor: "Köpekleri burada, anncsi Makbule I lanım'la yaşamış. çok severmi^. Hatta kendi yediği yemekten 1906 yılının Kasım ayında Adapazan'nda başlayan, 11 Kasım 1954'te tstanbul'da sona eren, kısa yaşamı nın öncmli bir bölümünün geçtiği yer, bu müze cv. O, gündelik hayatta tanık olduğu sıradan ınsanlan, cn ilgi çekici yanlany la öykülerine konu ederek, çoktandır edebiyatıınızın baş köşesinde.Yazı yazmaya, Bursa Lisesi onuncu sınıfta, öğretmeninin verdiği bir ödevle başlamış. "tpckli Mendil"adlıhikâyesiniçokbeğenenöğretmeni, "cğcr böylc yazmaya devam edcrsen, iyi hikâye yazabilcceksin" deyince,odayazmayı sürdürmüş. Istanbul Edebiyat Fakültcsi'nde ise, Kenan Hulusi 'den destck bulmiüj. Babası Mehmct Faik, varlıklı bir tüccardı. Oğlu iyi yetişsin, iktisatçı olsun diye, lsviçre'ye Lozan'a gönderdi. Fakat Sait, haftası dolmadan Fransa'daGrenoble'daydı. Üç yıl kaldı Fransa'da. "Birgün meşhur bir edebiyatçı olacağınızı, çocukluğunuzda tahmin cdcr miydiniz" sorusuna,"Çocukluğumdadailkgençliğimdc de bir şey ol may a dcğil olmamaya karar vermiştim. Sözümü tuttum gibime geliyor, sizistediğinizkadarbanameşhursun deyin" şek li ndc yanıtlayacaktı. Orhan Kemal, DoğuBatı Dcrgisi'nde anlatmıştı, Sait Faik'le arasında geçcn bir k.onuşmayı: Ulan, demiştim, şu avareliği bırak, Jerlen, toparlan azıcık! Y üzüme hayretle bakmıştı: Ncolacak? Ne olacağı var mı? Bir baltaya da sen sapol! Mesela? Mesela. Nebileyim. Biryerleresefiri kebirfilanolabilirsin. Hadi ulan, dalgamı geçiyorsun? Niçin? Ara Güler V/ı objektifınden Sait Faik. Atatürk'ten sonra Mark Twain Derneği'nin ikinci üyesi... öyle şeylere yüksek diploma ister. hatta kimi zaman olmadığı öyküleri, içtenlik, insan sevgisi ve dramatik gerilime dayanıyordu. Sait Faik, bir Istanbul öykücüsüydü. Kentten sıkıldığı zaman kıy ılara vc balıkcılara, Burgaz Adası'na, bu eve koşmuş, doğaya ve yalnızlığa Mğınmıştı. köpeğine de vermesi, alay konusu olmuş. Fakat, alay edenler, sonra pişman olup, özür dilemişler. Sait, gelenden gidenden kaçar, misafirden saklanırmış." Loş bir antrc. İnsan bekleyen koltuklar, sandalyeler, orta yerde bir mangal. Küçük bir odada, fotoğraflar. Annesiyle flörtü Aleksandra'yla, şair tlhan Şevket ile, yazar Fikret Adil ile Adalet Cimcoz ile, Bursa Lisesi'nden arkadaşlanyla çektirdiği fotoğraflar. tkinci kata, ahşap merdivenlerle çıkılıyor. Eskiyianımsatanbirgıcırtı. Ve Sait Faik'in yatak odası... Yatağının başucunda bir komodin. Üzerinde eski bir abajur, yanında camsürahi. Naim Tirali'nin 1951 yılında, Paris'ten gönderdiği kartpostal. "AzizÜstad, O gece, otele dönüsjte gitmiş olduğunu duyunca hayret ettim demeyeceğim anıa, pek üzüldüm. Vebugün,yarınbirhaberçıkardiyebekledim. Buhususta Paris'ten kaçışıngibiacelcyelüzumgörmedimki,hâlâbirselamını alamadık. Ncyse ki, Salah, Hüsam Istanbul'a dönmüij olduğunu yazdılar da hiç değilse afiyet haberinı alarak metnnun oldum. Otelden ayrıldım. Arkadaşlarda aynlıyor. Hepsinin selamı var. Mustata'nın gözlerinden öperim. Eyfel Kulesi'ni bilhassa gönderiyorum. Paris'tc göremedin, bari kartta gör. Hürmet ve selam. N.T." Komodinin alt gözünde, kitaplar. Gide'den, Kafka'dan, Stendhal'den... Odanın duvarları Abidin Dino ve Bedri Rahmi Eyüboğlu'nuntablolanylasüslü. Aynalı dolabın yanında kravatları veatkıları... Masasının üstünde anne ve babasıyla çekilmiş fotoğrafı, altında ise çürümeye yüz tutmıiijtavlatakımlan. Başka bir odada, camekânlıbirdolapta,kitaplarınınilkbaskılarıyla, son baskılan birarada. Semaver. Lüzumsuz adam, Mahalle Kahvesi, Alemdağ'da VarBirYılan... Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun,SaitFaik'ehediyeettığıyeşil,toprak bir vazo dikkat cekiyor. Odanın duvanna "Kriz"öykiisünden bir alıntıasılmış: "Edebi eserler insanı, yeni ve mesut, başka iyi ve güzel bir dünyaya götürmeye yardım etmiyorsa neye yarar?" Köşededuran başka bir camekânın ieinde ise,pasaportu, nüfuscüzdanı,lisediploması, "Medarı Maişet Motoru"nun ilk baskıst ve günlük olarak kullandığı ajanda. Defterinj 27 Ocak Pazartesi günkü say fası. "A. düzeldi gibi. Ne mesudum"... 1953'te ikinci Türk olarak, uluslararas Mark Twaın Derneği'nin onurüyeliğipaye • sini alır. Derncğin verdiği belge de dııvarda asılı. Bu üyelik için Yaşar Kemal'e neler söylemiş? Yaşar Kemal anlatıyor: "Dünyacaünlü MarkTvvain Derncği'niıjı fahri üycliğini aldığını duyunca, Sait'in ne diyeceğini öğrenmek için aradım. O gün öğleden sonra Istiklal Caddesi 'ndeki kaldınmdan gittim geldim. Sonra Kadıköy Iskelesi' ne uğradım, orada da yoktu. Sait, anacığı ile birlikte Burgaz Adası'ndaoturur,bindim vapura ikinci gün oraya gittim. Anası Sait'in aynı gün lstanbul'a indiğini söyledi. lstanbul'da tarif ettiğim kaldırımda, ona rastladım.Genedalgın.sinirhydi. Yüzündendüşen bin parça derler ya, öyleydı. Bu ış için ne dersin? diyecektim, korktum. Merhabadedim. Merhaba, ey val 1 ah ded i. Ne var, ne yok? dedim. tyilikdedi. MarkTvvain... dedim. Aldırmadedi. Bak dedim Sait, biliyorsun ki ben röportaj yaparım. Sonra?dedi. Söyle dedim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle