27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

IX AfilJSTOS 1W6. SAYI 543 Mahımuliye hoyıı ıııııı oA/ ııııılılan ArifErsoy rengarenk boyanmif tuhta eviniıı önünde. sine, çay içilebilsin diyc masalar konmuş. "Günes,teyanmı:},derinçizgiliyüzüyle muhtar, Adapazarı'nclan akrabalarını ziyarete gelmis Hyüp Balcı, muhtannoglu Fuat Şalıinoglu.buranınmüdavimlerinden Mürsit Ağa Bağ... Lal'ı biri bırakıyor, diğeri alıyor, köylcriııi hcyccanlaanlatıyorlar. Bakkalınönünden, eşegine, kestiği odunlan yükleyen bir köylü geçiyor. Arkasmdan bakan nıuhtar, "Orman çakalsızolmaz, buıası da çakalsı/ degil" diyor. Dcdcleri, başlangıçta ormanı koruııuışlar. "Samanlıdaglarınınyaylammtıkasınagelincc ormandan korkardık. Şimdi bi/ HaymanaOvası'nadöndüdiyoruz. Köylülcrdcn dckcsimyapanlarvar. Amaonlar, hiçbirgclir saglayamayıp, bir iki ağaçla geçinmeyc çahijiyorlar. Asıl sorun, bu ise dcvlct el attıktan sonra başladı. 1%5'tcn sonra kcsimlcr yapıldı. Ağaçlandırmaprojelerındemevcut ormanı yokedip.yerineyenısinidikıyorlar. Palamut, kayın, ıhlamur, kcstanc, gürgcn. Birazdahayukarılarda,yineyeşiliniçinde siteler uç vermis. Oralara dogru yollanırken, yeşili içmeyedevamediyoruz. Bcsbclli.gözlcr ye^ılc doymamıs. Ağaçların diplcrinde. kırmızunavımineçiçekleri... "Yagmui'gclıyoi", sıneklerısırmayabasladı" clıyor rehbcrımi/ l.rgen. "Yagmurdan Önce"rılmıniyaşıyorgibiyiz. Enazfilmdekı görünlüler kadar güzel bir yer. Ncrcden çıktıgı belli olmayan bıılutlar, damlalarıni birdcn bırakıvcriyorlar. Serin birtoprak kokıısu. kagi!>an ku^lar, kümcslerine koı>an tavuklar... Yagmur, gcldigi gibi, ansızın gidiyor. "Tcıııi/ lıavayı solunuık, gcçici sarhoşluklaı yaıatıyoı'"dıyeclii^ünürkcnbirköpek havlaması ırkiltıyor. Kar!>ıda,bcya7.,sevinıli birev, llalit Rcfıg'incvi. Rcfig, büyükbirsıcaklıkla.bizi evinetlavctediyor. Eiji Gülper Rcfiğ ve kızlarının da katıldıgı lallı bir sohbetten.burayıçoksevdikleriaıila^ılıyor. Gülper Ref'ig,buradadogupbüyümÜ!>. Bırgiinlüktatıllen bileolsasolugu, Mahmudiyecle Kiiyün sorunları arasındu erotyon ıta vur. burada. Deli Dere, köyün üst kısmında küçük bireaglayanhalinialmi!}. Dahaüstteise, küçük birgöletoluîjturmu.'j. Köyün çocukları, sıcaktan bunaldıklarında, burada yüzüyorlar, balıktutuyorlar. Sıeakbastırdıgındagömleklerini, ti^örtlerinı eıkartan çoeuklar, pantolonlabılekendilerinisuyaatıyorlar. "Buıası da, bızim özel hav ıızıımuz" diyorlaröv ünerek. Derede, meıean balıklatı, kurbağalar. hepsi içiçe yaşıyor. O kadar büyüleyici ki, sivrisinekler bıle rahatsı/ edemıyor insanı. Dereden ayrılma zamanı gelip, y ine patikadan çıkarken, kar^ımıza rengarenk tahta bir kapı çıkıyor ve kapıdan gülünıseyen bir ba% uzanıyor: Köyün eski muhtarı Ariflirsoy. Köydeki herkesgibi, sıeakkanlılıklabuyur ediyor bahçesine. Sadece kapı degil, içeride ikiagacınarasmayaptıgıasmadivanı.bahçe içineyaptıgıbaraka.sı.kenclideyimiyle "küçük evi"de tahtadan, rengarenk boyanmiij. Yeni diktiği fasulyelerine "cansuyu" verip gelıyor, Ersoy. Tabii ki burası da ye^il. Yamaelı bahçesine teraslamayönleminiuygulamış. Patlıcan, marul, fasulye, donıates ve dahabirçok sebze;kiraz,erikagaçları... Bu farkh,pekbilinmedikkokudaneyinnesi? "Yabançileginin kokusu" diyor Ersoy. "Özel yabançilegi tarhları da varda..." Kıpkırmızı rengi ve farklı lezzetiyle, çileklerharika. "Alın, toplayın. Bunları pudra şekeriyle karıştınp.ekmegesüreceksiniz." Arif Ersoy'un dedesi Hasan Fehmi Paşa, köyün kurucusuymuş ve geldiginde, köye, Batumclaki köyünün adını, "Soktoğlu"nu vermiş.Köy,yeniadını,Atatürkzamanında almış. Krsoy, köyün sorunlarına deginmeden edeıniyor. "Sorunlarımızdan biri deçöp. Terrtizlik için komite kurduk. Ama merkeze uzakkaldıgımızdan.çöplerimizigötüremiyoruz." Yineçay içırmedengöndermiyorlar. Ayrılırken, Bayram Ergcn, "Yumıırta yedirmedenbırakmam"diyor. Esiyle,cvininbahçesinde bir masa hazırlıyor. Tereyagında köy yumurtasının kokusu,defneagacınınkokusuna karışıyor ve akşam yavaş yavaş geldigini.evedönenkeçilerlehaberveriyor. "Burayı bırakıp Istanbul'a mı dönccegiz?"düşüncesikafamızdagczinirken.birköylükadın, oglaklarını evine sokmaya çalışıyor. Beyaz başörtüsü, kırmızı etekligi, kavruk yüzüyle bukadın, Münire Yormaz. Bahçesinde.çiçek açmışıhlamuragaçları...Oglaklaragıladogrıı yollanırken, Yormaz'ınoğlu, kıvançlaalabalık havuzunu gösteriyor. "Burada her çocuk, balık ve tavtıkların bakımını seve seve üstlenir." Münire Hanım'ın kızı, kendi yaptıkları.buzgibiayranı ıkram ediyor. Bugulu gözleri,mahçupgülümseyişiyle,yasmağını dü/eltiyor Münire Yormaz. "!>ehirden gclenlerleilı^kıleıımiz.çok lyı. Bazenonlaraçiçek fidelerı l'alan veririz. Kimi /aman, bına yapnuık ıçınağaçkesıyorlar. Amaagaçlaronların. Bahçelerınınye^ıllikolmasını ıstemiyor Köyün mııhturı Yuşar Şulıiıtoğlu Halil Refığ de Mahmudiye sukinlerinden. kendiniyenileyebiliyor. Amayerinediktiklcri çam yenileyemiyor." Muhtar bunları söylerken, tam karşıdaki ikibinagözeçapıyor. Köynıeydanmdakibir kö^ede, heybetlibircami,öbürkö.ıjedemütevazıbirokulbinasıbakışıpduruyor. Buyapılar,yüzsenelik. llasan Fehmi Paşatarafından yapılmış. Muhtar, "Onlarevkafaai ttir, dokunamıyoruz.Uzunzamanaralıklarıylatamir görüyorlar"diyor. Yan nıasada, meraklı gözlerlc bakan kadınlar, nc kadar ısrarctsek de konıi!>muyorlar. Çocuklar, ürkekçc yakla^ıp yalnı/ca dinliyorlar. Bir adamtüp alıyor. "ProfesörlerSitesi'ndcn Süleynıan Bey"diyorlar. Selamına kaiijilık verip, uğurluyorlar. Mahmudiye,tambirtabelacenneti.Etrafınısarma!>ıklarbiirümÜ!>."ProfesörlerSitesi", "Alabalık(,'iftlıği","Köy Baklavası","AlabahkyO.OOO.TL." Köyün ünlii simalarından Can Gürzap. alıyormuş Refigailesi. Mutlu bir evin kapısını kapatınca karşımızdayineye^il.UzaklardanSapancaGölü, mavisinigönderiyor. Doganınkimyagerleri y ine işbasjinda: Tabii parfünıleroluşturmaklamcşguller. Itır, fcsleğen,nane,kokularını ödünç vernıişlerya, karşıdaki erozyona uğramı^alanlarancdcmeli! "Buradan.sorumsuzcain.'jaatlarvebaşka iijler için toprak çekildi, erozyonun nedeni bu." RehberimizBayrarriF.rgen/'Burada, eski yeşi llik.dogalortamkalmadı" diyor. "Alnını çatıp,"Buagaçlarınömrii, lOyıldanfa/ladegil"diyesıkıntısımdilegetırıyor. Dereye doğru yolalındıgında.doğaısırgan otlarıyla, palamut, gürgenağa(,'larıyla,dıkenli galıitınyla yolumuza engel koyuyor. Olsun... Yol.çamkozalaklarıylakaplanmıy Yer yer Liski Ronıa ve Bi/aııs me/arları gıkıyor Kiiyün kudmlanndan Münire Yormaz. larsa,onlarınbileeeğiiş." Vc dönüş... art ık dönüş zamanı geldi. Yol. daKemal Karaoglusesleniyor: : • """ .• . "Eşimyemek hazırladı. Yemedengidersenizkariijmam." Meryem Karaoglu,"matevla"denen ceviz, feslegen vetaze fasulyeden oluşan bir Karadeniz yemegi yapmış. Ama köyün "en göz.de" yemegi, kara lahanaymış. Bayram Ergen, Kemal ve Meryem Karaoğlu, "Keşke otobüs gelmcse de burada kalsanız" diyorlar. Elinizmahkum,döneceksinizbüyükkente, Istanbul'a. l/mit üzerindendegiJ, Adapazarı üzerinden, SapancaGölü'nüneşligincle Istanbul'a dönüyoruz. Yolda, Ya^ar Komal'in VanGölüiçinsöylediği,"C'amkırığı mavisi"geliyoraklımıza.SapaneaGölüde1 en az Van Cîölü kadar "cam kırığı mavisinde" şimdi. Ve Mahmudiye Köyıf nden.kalma,b/ir eevizyapragı varburnumuzda...^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle