Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I6HAZİRAN 19%. SAYI 534 "Tarihten Günümüze Anadolu'da Konut ve Yerleşim Sergisi" tarihimizle, geçmişimizle f'arklı boyutta bir ilişkinin kapılarını aralıyor. însanoğlunun 12 bin yıl önce başlattığı serüvenin öyküsünü buluyoruz orada. ııntılannakadarcanlandırılmiijbirPcrgekoııutu da bu duygularımızı pekiştiriyor. Video filmlcr vc maketlcr, konutları ve yerleşim orlamını cok yakından tanımamızı sağlıyor. Efes'teYamaçF.vleri'ninönündeyiz. Daha önce bu kazıyı yöncten Gilbert VViplingcr'in, sergi kapsamında verdigi konferansı dinlemiştik. Wiplinger,buevlerinvarlıkli ve [jzelstatii sahibi kişilereait olduğunu anlatmıştı. Sıradan halkın oturduğu evlerin ise henüzaranmadığını.birörnekbulunmadığını jçıklamıştı. Yamaç Evlcri'ningerçektenetKilcyici görüntülerinden sonra basit yerlejimlerin üzerinde durulması öncmsiz gibi jdebilir. Ancak serginin verdiği bilinç bu loktadakendisinihissettiriyor. Hfeskenttaihinin henüz çok cksik olduğunu düşünii/orsunuz. Orada ortayaçıkarılacak bir basit /erle!jimdcbelkideyenibir"SınırlıSorumu Efes Evleri" ile karş, ılas.abileceğinizi düşüyorsunuz. Hiç kus,kusuz bu Efes bizim Efesimiz. yapımı kooperatifleri de teşvik ediliyor ve çağdaşmimari örneği sitelerkuruluyor. GösterilentitizliğiLaleli'de'TayyarcApartmanları" olarak bilinen,bugün bir otelolanHarikzadegan apartmanlarının öyküsü çok güzelaçiklıyor. Fclaketkonutu olarak yapılan bubinalarokadargüzelolmuşkisonuçtafclaketzedelcr değil kentin seçkinleri oturnıuş... Bugün de bir döncm mimarisinin en tipikörnekleriarasındayeralıyor. Sergidemodernle^medönemi ile aynı yıllarda Avrupa kentlerindeki uygulamalar yan yana sunulmuş. Prof. Yıldız Sey. "1946'lara kadarTürkiye çağdas konut ve kentanlayışjarındadünyaileeşzamanlı bir gelişimiçindeydi"diyerekdönemiözetliyor. Bunları gordükten sonra 1946'dan sonra başlayan, 1950'lerden sonra önlcncmcz bir şekildekentlerisaran"apartman"larvegecckondularınyarattığıhızlı vegeridöniilemez gelişmeninçarpıcılıgıdahaiyianlaşılabiliyor. Prof. Dogan Kuban sergi kitabındayayımlanan"Ev Uzerine Felsefe Kırıntıları"başlıklıyazısınısusözlerletamamlamış;"Hepimizin gönlünde yatan, bir ev sahibi olmaksa dabucvinbirkisiliğininolmasınıbeklediğimizi unutmu^ gibiyiz. Çağdai» dünyada bir evtüketimnesncsidir. Nötr bir üründür; tıpkı birkutu, bir araba, bir televizyon gibi. Insanınkendievininbireyselliği,bulunmazhint kuma^ıgibidir. Aslındakimseev sahibi değildir. Çünküdizelerhalinde yapılan evler, united'habitationlar.apartmanblokları.kulebinalar,ev ile sahibi arasında varolanşeyleriyoketti. Artık cvlcrimizidüşlcıniyoruz. Yapıldıktan sonra satın alıyoruz. (,'ağda.1} kcşmekcşlik içindeihtiyacımızolantek.şey başımızı sokaeak birdam. (,'ağda^ insanın özel çcrçevesinde hâlâ bir bircyscllik varsa bunıı birodanın kuytu bir köşesinde bulmak mümkünolabilir;amakesinlikletele\izyonlubirodada değil." "laıih ba/enöğretici deolabilir"... Sergi izleyenlcrinc bu sözeüklerlc veda ediyor. Kcntleringelİ!>melerinictkileyenekonomik ve toplumsal nedenler ku^kıısu/ \ar. Kakat bircle bilinç var, özlenılervar. Ö/lemleriyeijcrtmek, biliııçleri kıvıleımlandmnak için "tarih bazen öğretici de olabilir."^ BAŞKENT GUNLERİ Küheylan Bilkent tepesinde MÜŞERREF HEKİIMOĞLU •j; ><*"• eryal Gürpınar genç ve güzel bir ?»'«• başkentlı, yaşama sevincını yeşerten uğraşları var. Cınnah yokuşunun başındaki Atlantis Müzık Merkezi, tüm müzikseverlerin buluştuğu bir köşe son yıllarda. Dahası müzik kulübune bir de sinema kulübü eklendı. Kımı kuruluşların kısırlığa gömülmesine karşın müzik kulübünün doğurganlığını güzel bir tepkı dıye yorumluyor başkentliler. Kayseri'de bir başkan bir filmin gösterilmesıni yasaklıyor, Kültür Bakanı da kutluyor bu davranışı. Ben de Feryal Gürpınar'ı kutluyorum. Sinemayı daha yoğun ve bilinçli bıçimde yaşatmayı, genç sinemacıları desteklemeyi amaçlıyor. Yaşlı sinemaseverleri de eğitebılse keşke. Sinema kulübünde Zaman Içinde Oünya Sineması adı altında her ay fılm gösterimleri ve söyleşileri gerçekleşiyor. örneğin Passolini'nin Teorema'sından sonra Profesör Oğuz Onaran ve Yardımcı Doçent Nezih Erdoğan'ın katıldığı söyleşıler ilgiyle ızlendı. Dahası var, sinema kulübü amatörler ıçın temel sinema kursu açıyor sonbaharda. Kuramsal düzeyde seminerler düzenlenecek. Yayına yeni giren haber bülteni de tüm etkinlikleri duyuracak üyelerine. Sinemaseverlere müjdelıyorum. Şanat Yapım Galerisi'nde Mahmut Tali Öngören ve eşıyle karşılaştık geçen gün. Darende'nin kırmızı tramvaylarına binip Istiklâl Caddesi'nin ışıklanna yönelirken Beyoğlu sinemalarına daldık hayalimizde, Ankara Film Festivali'ne döndük sonra. Festivalin öncusü, kurucusu, yazarımız Mahmut Tali Öngören kuşkusuz. Başkentliler de ilgiyle izliyor ama parasal sorunları çözmek kolay değil. Belli kuruluşların desteği olmazsa darboğazlar aşılamıyor. Haylı düşündürücü bir durum doğrusu. Ankara bir film festivalini, bir müzik, caz, tiyatro ya da resim, heykel festivalini gerçekleştırecek olanaklardan yoksun bir başkent değil. Çağdışı politikalara üzülenler, çağdaş yaşama özlem duyanlar da az değil. Böyle kişiler bu festivalleri destekleyerek en güzel tepkiyi gösterebilir. Kimı kuruluşlar güzel örnek veriyor bu yolda. Bireysel ya da kurumsal, olanakları ölçüsünde katılımlarla bu festıvallerin hepsi gerçekleşebılir. Desteğını esirgeyen kamu kuruluşlarına, yerel yönetimlere de bir uyarı olur belki. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nün düzenlediği uluslararası festivali ilgiyle bekliyor tiyatroseverler. Yabancı ülkelerin üniversitelerinden tiyatro öğrencileri değişik oyunlar sergileyecek. Hepsi Küheylan kadar güzel ve başarılı mı acaba? Yeni Küheylan'ı görmenızi dilerim. Güzel şahlanıyor! Onu ızlerken yıllarca önce Büyük Tiyatro'da gördüğüm Mehmet Ali Erbil'i anımsadım. Türk tiyatrosunda ilk küheylan, sonra sahneyi bıraktı. Ekranda da oynuyor ama hayli değişik çizgilerde. Tiyatroyu özlemiyor mu acaba? Aradan yıllar geçti, ama unutamadığım bir oyun Küheylan. Bilkent sahnesindeki genç oyuncuları da büyük umut ve coşkuyla izledim. Çarpıcı bir oyun. llginç çağrışımlar yapıyor. Profesör Doktor Orhan Oztürk'ün yorumu doğrultusunda sahneyle salon birieşiyor kimi zaman. Ailenin, çevrenin, koşulların yönlendirdiğı bireylerden biri olduğunu hissediyor insan. özgürlüğünü, giderek kişiliğini yitirmenin acısını duyuyor. Genç Alan, ruh doktoru, anababa. yargıç, hemşire, tüm oyuncular eşdüzeyde. Güzel bir oyunun ortak ürün olduğunu kanıtlıyor. Mozayiğin tüm taşları güzel parlıyor. Bizim de gözlerimiz parladı doğrusu. Bilkent tepelerinde sürekli bir sahne kurulamaz mı acaba? Üniversite tiyatroları birçok ülkede var. Binlerce öğrencinin yaşadığı bir ünıversitede kültür ve sanat olaylarının önemi yadsınamaz, ama Küheylan düzeyinde bir oyun başkentin yaşamına da güzel yansır bence. Sahneler arası bir denge de oluşabilir, itici gücüyle güzel bir yarışmaya yol açabilir. Acı ama gerçek, kimi oyunları seyredince tiyatro sevgisini yitiriyor, seyretmemeyi yeğliyor insan! Elbet tersi de var, örneğin Genco Erkal'ı izledikten sonra soluğu Saklıkent'te, Son Tanrıça'da, ardından Bilkent'te aldım. Habitat akşamlarında doğrusu yaşandı ama gazetedeki köşemde bir yanhşlık için özür diliyorum okurlarımdan. Genco Erkal ile konuşurken havalandım, Paris'e yollayıverdim onu. Bir yıl erken davrandım! Paris'te gelecek yıl oynuyor sanatçımız. Önce Anadolu, Aziz Nesin ile uzun bir yolculuk. Körfeze de gelecekler. Ida'nın eteklerinde, Ören'de bılgelerle de dansedecekler, barış dansları... Sevgilı arkadaşım Sevgi Sanlı'ya da bir selam çakıyorum yazımı sona erdirirken. Küheylan'ı o kazandırdı dilimize. O güzel çevirıyle dilimizin güzelliğini de kanıtladı genç öğrenciler. Kulaklarımız da parladı. Kimi zaman dilimizin güzelliğini unutuyoruz doğrusu. Bozuk konuşmalar Türkçe'mizi de, kulağımızı da tırmalıyor! Oysa tiyatro en iyi dil okulu değil mı?^ rarihle ve bugünle yeni ilişki Serginin hcrbölünıüinsanı konut vekent <onularmda farklı düşüncclere yöneltiyor. iirbakıma güncel gelişmclerin kopardığı lişkilcrycniden kuruluyor. Serginin "Erken Türk Evleri" ve "Molemles,mcye DekTiirk üönemi"bölümleri ierginin gerek içerik gerekse sıınus, olarak cn ;tkileyici bölümlcri arusındu. Çürıkii artık •)İ7eçokyakıngclen.biranlamdabugiinleri loğrudanetkilemis.birtarihiniçindeyiz. An:ak sergi kapsamıııdaki özlü sunııs bile bu taihin ne denli tartışılmaya ve açıklanmaya nuhtaçolundugunııaçıkbirs,ekildegösteri/or. Birtophımuntarihiningenelgcçeryapıarolıışturularak açiklanamayacağını çarpıı bir şekildc ortaya koyuyor. Söylcncbilecek ek s,ey keııdi tarihini merak ecfen herkesin vclliklebubölümleri İ7İemelcrigerektiği. "Modcrnle.şnıe Dönemi"ni ge7İyorıi7. lermann Janscn'iıı Ankara planı Anadoıı'nuncumhuriyet kentlcri ıcıııbiıörnekolnu!>. Devlet aynı zamanda yaptırdığı lojnankonutlarla tas.raya modeın yerleş.im örlekleri desunmııs,. Ankara 'da, Ereğli'dc, Heeke'dc, Karabiik'te, l/ınit'te yapılan lojnanlardönemin en üıılü miıııarlannm çok »zcnliçalışmalarınınescri. Aynı zamandaev Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümii öğrenvilerinin oyunuıtdu Ufıık Aşar ve l'ğıır Kaya Doktor vc kii/ıcylaıı. (FotoğruJ: OZANS.UİDIÇ)