Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYF.TDRRGİ Bugün, Necdet Bulut'un öldürülüşünün on sekizinci yıldönümü. Bulut, KTÜ'nde öğretim üyesiyken öldürüldüğünde kırk yaşmdaydı ve dört aylık evliydi. TİP'ten senatör adayı olmuştu. Karısı Neşe Erdüek'le bilgide ve duyguda beraberliği yakaladı. Belki de bu , yüzden yenilen ölüm oldu. Erdilek, sevgisini özenle sakladı...Necdet hep kocası olarak kaldı... Evlilikleri dördüncü uyındayJı, öldüriildü Necdet Bulut. Pembe bulutların üzerindeki Neşe, bu zamanstz düşüfün acısını taşıdı hep.. Daha kavga bile etnıenıiştik ki JL şte, bu o diyebilmek, ayrı yollardan yüI rüyüp bilgide ve duyguda denk düşebilHj mek... Istemek, beklemck ve yakala" mak... O uzun soluklu yürüyüştc.dayanmakdeğil.onuyanmdagörebilmek... Bulutlarınüzerinecıkabilmek,ne zamana,nereye kadarsa uçabilmek... Tam da bunları yaşarken, ağız dolusu gülüşleri sonsuzluğa uzatırkcn, bir namludan çıkan alevleri. onıın acıyla kıvrandığını görnıek... Olüme direnişini izlemek, sonra da dü.şüvermekbulutlardan... Daha bir kezbile kavga etme zanıanı bulamamışken "öldü" demclcri kabullenmek... Yaşamak anıa hep severek,osevgiyikoruyarak yaşamak... Bu ayrı yol larclan birinde Necdet Bulut var. Jcoloji mühendisliği okumuşadam. Askerde bilgisayarlailgilenecck, bir sürelBM'de çalışaeak, bir burs bulup Amerika'da doktora yapacak.Bilgisayarkonusundadoktorayapmışilk insanolacak Türkiye'de. Ama yabancı bir ülkede yaşayabilecek, mutlu olabilecek biri değil o. Bu yüzden geri dönecek, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bilgisayar merkezinikuracak. Döncrkenyanındaoğlu olacak,çünküoYiğit'inilkokulaTürkiye'de başlamasını istcyeeek. Karısı o ülkede, Amerika'da kalmayı seçecek... Kadının, Neşe Erdilek'in yürüyüşü Necdet Bulut'tan tam on iki yıl sonra başlayacak. Doktorbabası politikayla ilgilense, uçak kaçırnıa olayından sonra Bıılgar hükünıetine verilen söze rağnıen Türkiye Hükümeti Yusuf'Aslan ve llüseyin lnan'ıasıncakalbidayanamasa da serde "Burjuva kültürünü" taşımak var. Neşe yazları kamplara gidecek, dansedecek.ODTÜ'nünSosyolojibölümüne giripde Sosyalist FikirKulübü'ne yazıl ıncaönceyakasındakikürküçıkaracak.annesinin diktiği ama gıyilmeyen elbiseler için eıldıracak, asık suratladolaşacak, üzerindc birparka, birpostal.Sertduracak.sankiküçükbirDaşa. Necdet Bulut, akademik çalışmalarla yeliıımeyccek,bilgisayarınTürkiye'deyaygmlaşmasıiçinbilişimdcrneğinikuracak. Politikadan da kopmayacak, Tüm Öğretim Üyeleri Dcrneği 'nin kuruluşuna katılacak, daha pekçokünivcrsitekökenlidemekteetkiliolacak, yönetim kurullarında yer alacak. TİP'i destekleyecek.üyeolamayacakamamilitan bir partili gibi çalışaeak. Öğreneilerıyle de dostluklarkuracak;onlarahembilimadanıı lıem dearkadaşgibi davranacak. Neije Lrdilek, (akültenın üçüncü sınıfında katılacak TlP'c. Ama 12 Mart gelecek ve parti kapatılacak. Yeniden açıldığında, 1975'te Ankara il yönctiminin kurucuları arasındageçecekadı. Dahayırnıibcşyaşmda, karar vermeyi, uygulamayı ü.stlenecek. Halaoscrtgörünüşünükoruyacak. I liçdansetmediği,burjuvakültürüdiyebırlıkte tiyatroya, opcraya gitmcdiği eşinden ayrılacak. Yollan, 1977 yılındaTlP'in Ankara il binasındaçakışacak.llkkezoradagöreceklerbirbirlerini. Bir yıl sonra, Necdet Bulut, oscrt görüniİ!,ealdanıp "Duygularımı söylcsem, beni tersler mi aeaba" korkusunu yenecek. Birak^amarkadaşlarıylabirliktesinemaya gidecekler. (,'ıkı^ta, Bulut evine davct cdccek. Yığit'in Amerika'dan getirdiği Boney M.'in plağını koyacak pikaba. Neşe Erdilek şaşıracak, "Bu adam dans ediyor" diyecek "Bu adam son derecc inanmış bir sosyalist, son derece militan ama keyifli ve mutlu, yaşamı scviyor vegözlerinin içi gülüyor." Insanınheın sosyalist oluphemde dans edebildiğini görecek. Ogece saatlerce dansedecek... Evlenmeyc karar verdiklerindelstanbul'; gelipbukcntteyas.ayanannelerinebildirdile öncc.Sıra, YürüyÜ!)Dergisi'ninbürosunagi dip partideki arkada^lara söylemekteydi Ulus'agidip, birkuyumcudanyüzüklerinial dılar. Yüzüklerin içinin yazılmasını beklcr kcndola^maya^'iktılar. Birdükkânagirip.bı ri mavi, biri pembe iki borno/aldılar. Hatta da bir gün Trab/on ıla, Karadeniz Ieknil Üniversitesi'ndeders veriyordu Bulut. Ünı versitelcrinözerkliği mücadelesinde ilk ke. seçimlegelen Reklörolan Erdal Aksoy, ken di üniversitesinde de bilgi i^lem merkezinit kıırulmasinı istedi. Bulut,rektörünteklifin kabuledip.ODTÜ'denbiryılizinaldı. Birlikte, Karadeniz'e... BirliktegittilerTrabzon'a.Oikibornozdî eşyalarmıııarasındaydı. Lojmaniçinbekle melcrigerekıyordu, üniversite, Rizeyolun daki sahil tesislerinde iki oda vcrdi. Biroda da Yiğit kaldı,diğerindeonlar. Es,yaları, kü tüphanenindeposundaydı. Bulut, bilgi işlen merkezi olarak kullanılacak ıııekânı diizen ledi.ProgramcılarlagörÜ!>mcleryaptı,dige elemanlarlaanlaştı. Bilgisayarları ısmarladı Neşe Erdilek de çalışmak istedi. Özel Trab zon Köşk Lisesi'nde sosyoloji, psikoloji mantık, ielsefedersleri vermeyebaşladı. Yi ğitdeöğrencisiydi.Onunhem"üvey"anne si, hem öğrctmcni, hem de dostuydu. ÇalışmaktanartakalanzamanlardaTiirki ye Işçi Partisi'ninTrabzon'daki il örgütüni kurdular. llçeilçcdolaşıpörgütüoluşturacal insanlaraulaştılar. Kitlcörgütlerıylegörüştü ler. Hoşgörülübııinsanclı Necdet Bulut, het keslcdostolmayı başarıyordu. Sadece parti nınyapılanmasındaçalışmaklakalnıadı. Ku rulmuş ama faaliyet göstermekten uzak olıı şumları canlandırdı. Trabzon'un içinde 0' plakalınarçiçeğibirRenault.birorayagidı yordu,birburaya...(iözebatacak,bazılarır ürkütecek kadar hareketliydi. Onarçiçeğiotomobiline"anar>>ikolaylar karşı" sigorta yaptırdı Bulut. Bombalanu kurşunlamaolaylarınınarkaşıkesilmıyordı Necdet Bulut'a daha ODTÜ'deyken başla VEDALAŞIRKEN... Birden kendi sesimi duydum. Yüksek sesle konuşuyordum. 'Dayan, beni bekle, biraz daha dayan, geliyorum. Sen güçlüsündür dayan'. Beni duyacağından, bu seslenişimin ona ulaşacağından, güç vereceğinden ve yanına varınca düzeleceğinden o kadar emindim ki durmadan içimden tekrariıyordum. Bulunduğumuz araba Ahmetler'de sabah trafiğine saplanmıştı, çok yavaş yol alıyordu. Ona yetişirsem, yetişebilirsem direnme gücü bulup mücadele edecekti emindim. Yol ne kadar uzun geliyordu. Arabadakilere arkamı dönmüş boş gözlerle camdan dışarı bakıp ona ulaşmaya, seslenmeye çalışıyordum. Yoğun bakımdan içeri girdiğimde mideme bir kramp girdi. Onu böyle göreceğimi tahmin etmemiştim. Sabaha karşı solunum durmuş, trakostomi yapmışlar ve suni ciğere bağlamışlar. Eve haber geldiğinde hemen fırlamıştık. Ama şimdi gördüğüm onu makinelerin yaşattığıydı. Ve o da bunun bilincindeydi. Her zaman gülen, ışıl ışıl gözleri bana acıyla, hüzünle bakıyordu. Elini tuttum, soğuktu ama parmaklarında hafif bir kımıldama hissettim. Ellerinin üstünde, kolunda, karnında, burnunda serum ve bilmediğim başka tüpler ve sondalar vardı. Boğazındaki delikten geniş bir hortum soluk almasını sağfıyordu. Suni böbrek ve suni ciğer makineleri etrafındaydı. Yüzü ve vücudunun yeşil, sarı, mor, beyaz renkler aldığını fark ettim ve acı bütün bedenimi sardı. Gidiyor muydu? 11 gün mücadele eden organizma bütün direnişimize karşı artık dayanamıyor muydu? Ağzını açıp dudaklarını kımıldattı, ses çıkmıyordu. Daha sık nefes almaya başlamıştı. Beni görünce heyecanlanmasının kötü olabileceğini düşünüp korktum. 'Yorma kendini bak ben yanındayım, hepsi geçecek iyi olacaksın, biraz dinlen' gibi sözler söylediğimi hatırlıyorum. Gülen gözleri bana çaresizlikle baktı, göz pınarlarında iki damla yaş belirdi, bana veda mı ediyordu? Etraf kalabalıktı, hastanenin bodrum katında imamlık ve morgun bulunduğu aralık ve koridor, tanıdığım birçok yüz ile doluydu. Bir şeyler konuşuluyordu ama ben onları duymuyordum. Yanımdaki sedyede beyaz patiskaya sarılı yatıyordu. Kalabalıktan ayak ucunda durabiliyordum. Soğuktu ama onun tombul ayaklarıydı. Patiskanın üstünden onları ellerimle tutmuştum. Sadece, bu ona son dokunuşum olacak diye düşünüyor, onunla vedalaşıyordum.^ NEŞE ERDİLEK