Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 1996. SAYI 514 )yemyeşilyayla, wrupa'yıbaştanbaşageçtim J iuinatçıbekannardında • " Yanlışanımsamıyorsameğer ' Jir büyücii, ödünç verdi bana süpürgesini mcgeçebileyimdiye) ,'atı restoranda, yaşlı bir kadıni yemek ken rahatsız etmemek için soru sormaya ;iniyorum. Lussu vejcteryan değil, ama ıze yemeklerini daha çok seviyor, özellikle pirinci. Ismarladığımız yaprak sarması ak değil diye geri gidiyor. fabağındakileri bitirdiğinjantınızla ilgili..." Olur, amındabaşınısallıyor. oyce, Italya'da oldukça lü birinin eşiydi ve aralada oldukça yaş farkı vardı. birsorunyaratmışmıydı? l yaşındaydım evlendinde" diyor, "O benden 22 > büyüktü. Ben o adamı isordum. Benden yaşlıydı la, ben onu istiyordum. rsi de olabilirdi. Ben yaşlı ıbilirdim.ogençolabılırdi. ıy Ie örnekler de var ve çok anlaşabiliyorlar. Biz de k iyi anlaşıyorduk. Yapa<birşeyyoktu. ' Bu kadar genç bir yaşta, lukçagüçlübirkişilikkarında kcndini geliştirebilck ve gerçekleştirebilecek * f% t^ •"• * ^ • *f I r% • 1 n I ll •••••^ Savaş, halklan karşı karşıya getiriyor. Anlamsız savaşın.insanlığahiçbiryararı yok.hiçbirsorunsavaşlaçözülmez. Yirminci yüzyılda savaş bir sanayi haline gelmiş durumda. Silah için harcanan paralar, insanlığın gelişimi için harcananlann kat kat üstünde. Bu durumun dcğişmcsi yaşamsal önem taşıyor, çünkü silah sanayii aynı zamanda doğaya da karşı. Dünyayı yöneten güçler Dünya Bankası ve IMF. Burada safları belirlemek gerekiyor. Kim bundan yana, kim buna karşı. Bu düzende zcnginler artarken, yoksulluk da artı*1 * yor. Silah üretimine yönelik llgl birsistemi kim istiyor, kim isçizgiyinasılçizerbirka gÖrCİÜ, ÇÜnkÜ temiyor? Safların netleşmesi ı? "Ondan çok şey öğrengerekiyor. Sağ, sol, sosyan. Bağımsızolmayıbanao lizm, komünizm, kapitalizm retti." Peki ondan bağımsözcüklerini kullanmadan : olmayı da o mu öğrctti? biz bunları konuşmalıyız. .endin bulacaksın" diyor Kim kadınların özgürleşmeıssu,"Bağımsızolmayı issinden yana, kim buna karşı? nek önemlidir. tstenince Ölüm için paralar harcanıyor, yol mutlakabulunur. Ben, imha kültürü geliştiriliyor. dınlardan olduğu gibi crkcklerdcn dc çok Bugün dünyada açlık ve su sorunu var. tsimy öğrendim ve her iki cinsin de karşılıklı lerönemlidcğıl,partilcr,ideolojilervedinler "birinden öğreneceklcri çok şey vardır." önemli değil. tnsanlannsorunlarkarşısında Peki, sadakata inanıyor mu? Başıyla realistçözümlerönermesi önemli. Gerçek ve aylıyor. "Tabii çok önemli." Bunca yıl yalan olanı ayırt etmclı, yalnızca somut sonra aşk bitiyor ama... Lussu'ya göre dost runlarüzerinde konuşmalıyız. c aşktan daha önemli. "Kocam benim en dostumdu" diyor. "Ölünceye kadar daöyBu değişim bugünden yarına hemen ola:n iyi dostum olarak kaldı." cak bırşey değil. Basamak basamak zorlubir Azarlanma korkusuyla çekinerek, anlatsın yoldan geçerek bu çok basit gibi gözüken so^e soruyorum. "Nazım nasıl bir erkekti, runlara çözüm bulunabilecek. Insanlann ıço yanı varmıydı?" Uzun bir"hayır"laar arasındakibenzerlikler,ayrılıklanndançok sına yaslanıyor. "Çok nazik biriydi. Kaılara karşı özellikle çok nazikti. Onun kınslduğunuhiçgörmedim.Kadınlarakarşı yduğu sevgi açıktı. Onun hayatına girmiş dınlargelipgeçici,yüzeyselbirihşkiobjedeğildi. O anda hayatının bütününü, düncelerinin,duygularının bütününü kapsırdu. Onun hayatındaki kadın Münevr'di. Şiirlerinin adresı oydu. Müncvver'le bırimizebenzerdik. Onun bacakları bana re biraz kısaydı. Münevver'i çok scvdim, arkadaşolduk." * ^fc ^ B ı n rt Wr% n 1 1 * 1 *» ^BB 1 * *» aBn • "Haydi sor" diyor. "Özel NaZlITl H İ k m e t ' İ cins arasında, kesin bir ayrılık yok. Yalnızca kadınlarayadayalnızcaerkeklereaitbirsorun söz konusu değil. Kadın erkek görüşlerindesorun sözkonusu ve bu ilişkilerin, hep birlikteelcalınması gerckiyor. Bualandakatedilmesi gereken çok uzun bir yol var. Çünkü ekonomik, politik yaşamda hep önde olan erkekler. Lussu, "Kadınlar artık günümüz dünyasının sorunlan üzerine de düşünmek zorundalar"diyor."Yenidüşünebilenveçok akıllıcayazan kadın yazarlar var." Hernesil, kendi sorunlarını yaşıyor. Bugünkü neslin sorunu savaş. Bu da Lussu'ya göre çok aptalca. Düşüncele riniardıardınasıralıyor: 1958 Stockholm Banş i'nde Lussu: "Nazım'ın Lussu, 19S8yümda, Stockholm'de Navm Hikmet'le birlikte. daha fazla. Toplumlann tarihi, kültürü onlan tabii ki farklı kılıyor, ancak insanlartemel ortak bileşcnlcrini bulmak zorundalar." Lussu'nun Almancakelimeleriarayışındaki sıkıntısı bana dageçiyor. Çok mu haksızlıkediyorum. Yoruldu. "Hayır, yorulmadım" diyor. "Italyanca ya da Fransızca öğren, seninle bir daha konuşalım." Gülerken yanaklan çukurlaşıyor. Yaşlılığındeğişmezvedurağanbirdönem olduğu yalnızca bir gençlik önyargısı. Lussu bugün de şiir yazıyor. lllegalitede, zoru ve tehlikeyi yenerek, yaşamda varolabilmcyi başararak bugünkü bilgeliğıne ulaşmış. Gençliğinycrinebilgelik.Iyibirdeğiştokuş. Hâlâ merak ve hayret tepkilerini kaybetmemiş. Onun zamanla ilişkisi, ölümünden sonrası nı da içeriyor. Şiir yoluyla Doğuile Batı arasında köprü kurmaya çalışmış, yaşam için savaşmış ve izbırakmış biri.^ 'Kitabınızda biraz bencillik ve uçarılık rdı diyorsunuz..." "Evet biraz, hepsı o kar"derkenmuzipbirşekildegülüyor. ayır, feminist değilim... Lussu, savaş sonrası, kadın haklan için icadeleetmiş,birsürettalyansosyalistve münist parti kadın kollanm örgütlemiş. ıcak kocasıyla birl ikte partinin ücretli mimlanndan olmamış. Bu tip örgütlenmeleı erkek egemen ve baskıcı olduklarını söy/or. Lussu basında "feminist, yazar, politicı,çevirmen" olarak adIandınldı."Fcmi> misiniz?" "Hayır, feminist değilim" dit yanıtlıyor. Ama nasıl olur tüm basında, ttakitabın tanıtımyazısındaonun için "fenıst"tanımlamasıyapılıyor. "Olsun"dir, "yazsınlar, karşı değilim ki". Lussu'ya göre, feminizm, erkeklerle kailararasınaçizgiçeken,ayrılıkçıbirharet. Herinsanınkadınsı veerkeksi iki yönü r. Bunlardanbiri ağırbasabilir. Ancabu iki Yıl 1969. Lussu, Hartum anti sömürgecllik kongresinde. Bugün de inanıyor ki, insanların arasındaki benzerlikler, ayrılıklardan fazla.