Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 CUMHURİYhl DER( Joyce Lussu. (iüzel ya$lanmı$ bir kadın. Yaşldığm deği^mez ve durağan bir dönem olduğunun yalnızca bir gençlik önyargısı olduğunu kamtlamıyor mu bufotoğraf? bilgeliğiıı değiştokuşu FEZA ŞİŞMAJN G ençieriçinyaşlı, yalnızca,biryaş1ı işte. Kırkından sonrayaşlılık konusundaözelbirduyarlılıkoluşuyor. Yaşlı birinin albümünü karıştırarak 0U17 yıl önccki yüzünün nasıl olduğunu bilmek istemck, hafızasının nasıl kaldığınımeraketmek,yaş.lılarkervanınakatılmayaadayolunduğununbclirtisi. Kendinin30 yıl sonrasını düşünmek, en iyi ve genç nasıl kalınabileceğinikeşfetmekiçinbirkarşılaştırmaistcği...Bclkide"lştcböyleçözülüyorumvekayboluyorum"korkusu... Hayal Kahvesi'ndebekliyoruz. Basıntoplanlısı var. Nazım Hikmet Vakfı'nın basına dağıttığı, Joyce Lussu'nun Münevver'le,oğluMehmet'iyurtdışınakaçırmaserüvenini anlatan AçılımYayınlan'nın"Buluşma"adlı kitabı elimizde. Son sayfalarda, özellikle arka kapakta, Lussu'nun, bakana "çok güzclmiş"dcdirtcnrcsimlcriyayımlanmış. Resimdeki kadın, kısa birgecikmeyle, yanındakileretutunarakloşkahveninkapısından giriyor. Ayağında işlemeli panduflar, tahtazeminde,ayaklannıağırağırsürüyerek yürüyor. Gazetecilcrin onu görmck için en iyi yeri kapma telaşı, çckilen sandalyelerin çıkardığı gürültülerarasında, çöktüğü sandalyesinde patlayan flaşlardan sakınmak için siyah gözlüklerini takıyor. Lussu'nun, soluk mavi gözleri görmüyor. Bebek saçları gibi yumuşak, bcmbcyaz bir tutam, cnsesinde toplamış, bir sfenks gibi dik oturuyor. Resimdeki kadın yaşlanmış, ama güzcl yaşlanmış. Lussu nct ve tok bir sesle anlatıyor. Italyancanın şiirsel ritmi dışında, bu yaşlı gövdedenyayılancnerji,dinleycnlerietkiliyor. Konuşurkcnyaptığı heyccanlı vurgular,çeviriyapılmasıiçinbeklemesabrınıgöstercmeden devam etmesi, onun konuşmaktan hoşlandığım göstcriyor. "Konuşmak kimseyiyormaz"diyor "konuşmaktan yorulduğunupolitikacılarsöyler." Üçüncü dünyanın ozanlan... Lussu, Nazım'ı 1958 Stockholm Barış Kongresi'ndetanıdığında, yaşamındayeni bir pencere açıhyor. Onunla birlikte, dilini bılmediği üçüncü dünyanın devrimciozanlarının şiirlerini özgün mctinlcrdcn Italyanca'ya çeviriyor. Bunun için kullandığı yöntem ise şairle işbirliği yaparak, şiirin kaynağıülkeyitanımak: "Nazım Hikmet gibi ozanların lirik destansı şiirlcrinden çok !>eyler öğrendim. Agostino Neto, Jose Cravoirinha, Dambara'nınşiirleriyleAfrika'nınsorunlannıkavramayabaşladım. HoChiMinh'inşiırlcriilc Vietnam'ı.propagandasloganlarındandaha iyitanıdım." Lussu, "Nazım'ınşiirleriözclliklegcnçler tarafından ilgi gördü, çünkü onlar bu şairde yaşamsal bir kültür buldular" diyor. O dönem Batı'da üretilcn şiirlcrin genel özelliği olan, umutsuzluğu ve olanaksızlığı dile getiren karamsarlıktan uzaktı Nazım'ın şıirleri. Lussu, böylelikle şiirle birlikte kendini, dünyanın sıcak noktalarındaki serüvcnlerin içindebuluyor. MünevverveoğluMehmet'i Türkiye'dcnkaçırmak için, şiirsever bir işa Lussu, gençlik günlerinde... dammmtcknesiylegirdiğitchlikeli vezorlu serü ven de bunlardan bi ri. Lussu, Heidelberg'de felsefe öğrenimi yaptığı için Almancabiliyor. Kameramanlar, foto muhabirleri etrafından uzaklaştığında yanına yaklasıp Almanca sohbet etmek ıstiyorum. Elimi sıkjyor,yanımaotururoturmaz bir sigara istiyor. "Buyurun bir Alman sigarası" diyc HB uzatıyorum. Sigarayı yakıp parmaklarının arasına yerleştirirken "Ben Almanya'daokudum, Almanlarakarşı da savastım" diyor. Almanca okuduğunu anIıyoraneak30yıldırbudilikonuşmadığııçin kclimcleri bulmaktazorlanıyor. "Burası Peramı?"Görüyormuşgibi bakış larını etrafta gezindiriyor. "Avrupa yakasın dayızdeğilmi?" "Evetöyle"diycyanıtlıyörum. • '" Lussu, karma kültürü olan, özgür düşün celi biraileden geliyor. Annesi fngilizres sam, babası ltalyan felsefe profcsörü. 192.' yılında, ailesiylc birlikte faşist baskılardaı kaçıp Isviçre'ye yerleştiğinde, Joyce'un po litik göçmenlik yaşamı basjlıyor. Isviçre'yi 1931 yılında Almanya'da Heidelberg Üniversitcsi'nde felsefe öğrenciliğiizliyor... Lussu, ltalya'ya geri döndüğünde, Adale veÖzgürlük adlı yeraltı örgütündeanti faşisı çalışmalarakatıhyor. Burada,onunölümüne dek "umutları ve öfkeleriyle birlikte insanların arasında yürüdüğü" Emilio Lusst ile tanışıyor. Emilio Lussu I. Dünya Savaşı'ndanbirkahraman, ünlübiryazar,anti faşist di ren i şin simgesi ve inatçı bir bckar. Aralanndaki büyük yaş farkına karşın, onu evlenmeyeiknaedenJoyceoluyor. İşte onunla evlendikten otuz yıl sonra, 1965 yılında Emilio için yazdığidizeler: Ama bana az geliyor, otuz yıl önümüzde duran pek çok şey için yapacakJanmız için Bilmek için.kcşfctmck için Çin'egitmekiçinmcsela Ayagitmekiçin Umutları ve öfkeleriyle birlikte Insanların arasında yürümek için Ah Mont de Lans'ın üzcrindcki Zakkumlariçindeki