29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 ACUSTOS 1994. SAYI438 İNSANLAR 3 Neredeyse yirmibeşyıl sonra yeniden eski şarkılanyla dinletiyor kendini Hümeyra. Şarkıları, tiyatro, sinemavesonu hesaplanmayan aşklarıyla "yaşamışlığın " keyfini çıkarıyor. de diger bütün gereksinmclerini o karşılıyor. Kaçırılan burs olanağının acısıni örtmese de küçümsenmeyecek bir fırsat bu. Şarkıcı doğulmaz, olunur... lngiltcrc dönüşü Hümeyra'nın elinde teknik rcsim bilgisi var. lkinci işi Melodi Plak'ta plak kapaklannı yapmak. ltalyanca, Fransızca şarkılar dinlenecek, onlara uygun plak kapaklan hazırlanacak. Sanat grubunun başı da Ergin Bener. Geç saatlere sarkan bir işgününün sonunda boyanın kurumasını bekliyor Hümeyra. Vakit geçsin diye olacak gitannı alıp hem çalmaya hem de söylemeye başlıyor, "Güzelliğin on para etmez, bu bendeki aşk olmasa..." Kapının önünden geçen Bener, müziğe kapılıp odaya giriyor, "Hangi plağı çalıyorsun" "Bu plak değil" diye yanıtlıyor Hümeyra, "Ben çalıyorum. Benim bestem" Bener'in, "Git yukan.plak yap emri", Etnin Fındıkoğlu'yla yapılan dört kişilik düzenleme iki gün sürüyor. Melodi Plak'ın üst katındaki Hayri'nin stüdyosunda ilk kırkbeşliğini, "Güzelliğin on para etmez"i dolduruyor Hümeyra. Kapak fotoğrafını Ergin Bener çekiyor ama bu profılden bir fotoğraf. Çünkü yüzü onca estetiğe rağmcn Harbiye'de geçirilen trafık kazasının izlerini taşıyor. O kaza ki bir olümdcn dönüş, hayata karşı ne olmadık şeylcrin dert edildiğinin gizli hesapçısı. Eğer yaşanılırsa daha sakin, güleryüzlü ve anlayışlı olma sözü verdiriyor. Pek yerine getirilmese de bu sözler böyle düşündürtüyor işte... Gönül, gurbet, ayrılık, aşk acılanna ilk kez fark atıyorcanacısı. İşte bu can acısının üzcrine pek ciddiye alınmayan bir iş bu ilk plak. Ne doğru dürüst nı. Ama yine de tutuluyor bu ilk plak. O zamanlar röportajlar öyle on dakikaya, bir saate sığdınlmıyor.biröğleden sonrasını gazetecilere ayırmaya başlıyor. Hoş, bu ilk çalışmaya kuşkuyla bakanlar, soluksuz bir esinti gözüyle bakmayanlar da yok değil. Ama bir yıl sonra Ergin Bener' le birlikte kurduklan Yonca Plak'tan çıkardıkları "Kördüğüm" dağıtıyor bu kuşkuları. O Yonca Plak ki, Bora Ayanoğlu, Cahit Oben, Alpay, Nesrin Sipahi, Fikret Kızılok ve MazharFuatözkan'la Türk hafıf müziğinde bir devir yaratıyor. şarkı söyieıncsini biüyor ne de gitar çalması Kırık Bir Aşk Hikâyesi 'nde vuslatsız bir aşkı yaşcyan edebiyat öğretmenini, (en üstte), Asiye Nastl Kurtulur 'da bir seks işçisini (üstte) canlandıran Hümeyra Vıı/ıyüreği, 1975'te bütün depremlere, fırtınalara açıktı (solda). Ya birlikte olduğu erkekle paylaştıklan evin, ya göremediği ama bcste yapılırken yanında olan bir kız arkadaşın anıları üşüşüveriyor dinlendiğinde. Telefon faturasını nasıl ödeyeceğim diye düşünüyor ama tutkuların peşinde bir kadın için bunun önemli olmadığını da biliyor. Yine biliyor ki istese bir gece kulübünde çıkar ve para kazanır. Ama yitirecek çok şeyi var hala. Her insanın özel bir şekli, rengi var Hümeyra'ya göre. Kadının da erkeğin de. İşte bunlar biriyle paylaşıldığında çok hoş şeyler çıkıyor ortaya. Erkek diye özel bir tanımı yok. O yaşam içinde, yaşadıkça ortaya çıkan şeylerden yana. Ama bir birliktelikte önemli olanın sevgi ve saygı olduğunu düşünüyor. Bu yitirildi mi geriye ne kalır ki? Eve geç gelmeler, başka kadınlarla geziyorlar, hep bir mazeret ona göre. Saygı ve sevgi varsa bunlar aşılabilir. Ama yoksa görmediklerini görmcye başlıyor ve her şey koca bir duvar olup karşınıza dikiliyor. önemli olan başka bir yön ise fiziksel ilişki bittikten sonra da insanlann sürdürebilecekleri birşeyleri olmalı. Bu dadostluk. Evliliğe "zor bir müessese" olarak bakıyor Hümeyra. Ekonomik faydalanma bir tarafa bırakılırsa gayet abuk bir iş. İki ayn meslekten, iki ayn aileden iki kişiyi alıp duvarlann arasına sokuyorsunuz. Ne aşk, ne de şehvet kalıyor. Bu da insanın doğasına aykın. lyi de yaşadığı dört evlilik? Eğer önceden kestirebilseydi bu evliliklerin hiçbiri olmazdı. Ama koşullan ve zamanı da düşünmek gerek. O yıllarda yanınızda birilerini gördüler mi sorular peşinizi bırakmıyor: "Ne zaman evleniyorsunuz?" Haluk Aşkın, Fikret Hakan, Mithat Bigat ve ömer Kavur işte bu dönemlerin ilişkileri. Bir de anlatılmayan nicc sevgililer var ki hepsi birşeyler katmış. Üzüntüyü de güzel günleri de onlarla yaşamış. Kolay kolay pişman olmuyor ama Fikret Hakan'la yaşanılan otuz gün "yaptığım en büyük hataydı" dedirtiyor. llişkilere sonu olmayacağını bile bile kapılabiliyor. Çok uzaklarda kendisınc bir başka hayat kurmuş biri, üç gün sonra bir kadınla Tokyo'ya gidebilecek bir başka biri onun yaşamından geçebilir. önemli olan o üç günün yaşanmasıdır. Sevgiyi de acıyı da çok "yükseklerde" yaşıyor ve ikisinden de "tasarruf etmeyi" düşünmüyor. Düne göre bugün daha dingin, oturmuş. Bu kırklı yaşlann ürünü. Ama bu bütün fırtınalar bitti, dcpremler olmayacak değil ki. Yine olmayacak aşklann içinde ve yaşıyor. Sadece artık bunlan bilcrek büyük gözyaşları dökmüyor. Yüreğine taş bağlamanın da bir keyfı olduğunu biliyor artık. Yeni sesler yeni sözler... Bu günlerde "Sessiz Gemi" isimli kaseti yeniden piyasaya çıkarılan Hümeyra bunu, "içi dolu bir şeylere duyulan gereksinmeye" bağlıyor. Şimdilerin popülerleri genç çocuklara karşı değil ama içi dolu şeylere de gereksinme var. Hükümetimiz neyse müziğimiz de o. Onun için ki çok kararsız bir dcvir yaşanıyor. Bu bir gcçiş süreci. Şimdi daha ciddi, yoğunluğu bulunan, kendini geliştiren bir müzik türü bulunmalı. Şehir Tiyatroları'nda "Çalıkuşu" müzikalinin yönetmen yardımcılığını da yürütüyor Hümeyra. Kendinden hoşnut, bilerek ve anlayarak yaşıyor. Tutkulanndan, düşüncclerinden "tasarruf etmeden"... ^ Ve tiyatro... Yıl bin dokuz yüz yetmiş beş ya da yetmiş altı olmalı bir "cahil cesareti" tiyatroya sürüklüyor Hümeyra'yı. Haldun Dormen'le gerçekleştirilen Şevkiye May'ın hayatını anlatan bir tclevizyon dizisini Ayfer Feray'la "Selam Meloş" oyunu izliyor. Bu ilk sahneye çıkış. Karşısında Kamuran Usluer, lsmet Ay. Tiyatroculuğu sahnede öğreniyor Hümeyra. Bir Feray bir Usluer uyanyor: "Şöyle değil, böyle yap." O yıllarda bir de eleştirmeni var ki, şimdi, onu yitirdikten sonra anlıyor, hcr şeyi ona kendisini bcğendirmek için yapmış. O cleştirmen annesi Malike Hanım. Bugün otuzaltı beste, on dört piyes ve beş fılmle olmak istediği yerde mi Hümeyra? Hayır. Kendisindcki birikimin ve o birimi değerlendiremediğinin farkında. Ama hala ekmeğin peşinde olmak yok mu? O ne kendi öğrendiklerini başkalarına öğretme, ne tiyatroda birini destekleme, ne de genç bir soliste şarkılannı verme fırsatı tanıyor. Hayır, pişmanlık yok bu sözlerin ardında. Bugünc kadar yapılmış bütün bcstelerde, söylenmiş bütün şarkılarda Hümeyra'dan bir şeyler var. Yaerkekler?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle