29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BASKENT M Ü Ş E R R E F ıllarca önce, Bestekar Sokak'ta yürüyorum. Çocuklar top oynuyor, koşuyor, el çırpiyorlar. Bir de toparlayan var aralannda, soluk soluğa topu tutmak için çırpınıyor ama bacağı sürtüyor, geride kalıyor. Bir şimşek çaktı yüreğimde. Küçüğü yakaladım, bir ameliyat geçirirse rahat koşacağını söyledım. Gözleri parladı, babasıyla konuşmamı istedi. Yanda bir apartman gösterdi. Babası kapıcı orda. Gittım konuştum. Sonra ver elini Profesör Doktor Rıdvan Ege. Cebeci Tıp Fakültesi'ndeki Ortopedi kliniği. Sakatların Rehabilitasyonu Derneği'nde üyeyim, yakından tanıyorum Doktor Egc'yı. Bilimine, biçağına saygı duyduğum bir doktor. Geçende altmışıncı kitabını yayımladı. Kitabın adı da Kalça Sorunlan. Çankaya'da Botanik Park yanında Gazeteciler Cemiycti'nin lokalinde düzenlenen toplantıda buluştu dostlan. Bilim dalında bir üretkenliği kutladılar. Konuklar arasında her daldan sanatçilar da var. Rıdvan Hoca'nın yakın dostları. Sanat olaylarını yakından izler, sağlıklanyla ilgilenir hcr zaman. Köşede bir masa, ortopedi dalında açan çiçekler gibi yan yana altmış kitap, yazanna onur veren bir sergi, bir doktorun yaşam belgesı. Öteki belgeler de sahnede, yaşamda. Bir lif kopması, bel kemiğinde kayma, kınk ya da kıkırdak yırtılması nedeniyle sakatlanan sanatçılar onun elleriyle sahncye döndü. Cüncyt Gökçer, Ayten Gökçer de onlardan. Cüncyt Gökçer yıllara meydan okuyor sahnede. Yakında 50. sanat yılını kutlayacak. Sahnelendıği zaman çok alkışlanan Don Kişot müzikaliyle. Güzel bir oyun. Gökçer çiftinin doruk oyunlanndan biri. Yıllarca önce sahnelendiği zaman bir başkent korosu oluştu nerdeyse. Gökçerler nereye gitseler Don Kişot'un şarkılanyla selamlandı. Müzikli oyunda çok güzel şarkılar var, hepimizin şarkıları... Onca yıl, onca olay, onca savaşla gecen elli yılı Don Kişot'la kutlamak da anlamlı bir olay bence. GÜNLERİ H E K İ M O Ğ L U nuda. Mavi Sürgün fılmiyle ilgili söyleşiler yapılırken söyledikleri de bu duyarlığı belirtiyor: "Cevat Dayım, büyükbabam Şakir Paşa ile ilgili bir kâbus görüyor fılmde. Bir kitabın sayfaları arasından büyükbabam ile gelininin elelc çekilmiş fotoğraflan düşüyor. Bir kıskançlık ve namus davası havası verilcrek filmi daha ilginç yapmak amacı güdüldüğü sonraki sahnelerde de açıkça göriilüyor. Yedi çocuğuna da çok düşkün olan büyükbabam namuslu vc şcrefli bir insaııdı. Dolaylı da olsa hakikatle bağda^mayan bu sahne, Büyükadada'ki me/arında günahsız bir şekilde yatan Şakir Paşa'nın kemiklerini sızlatacak." Sevgili dostum Erdem Erner'in duyarlığına saygı duyuyorum ama büyükbabasının kemikleri sızlamayacak bence. Şakir Paşa ailesi kocaman bir ağaç, sanat yaşamımızda. Her dalında ayn bir sanatçımız, yazanmı/, ressamımız, seramikçimiz var. Hepsinin kökeninde sanatsever bir baba var. Yedi çocuğunun da güzel insanlar olmasını istiyor, yabancı dil, piyano, keman, resim dersleri, Londra'da, Paris'te öğrenimle seçkin insanlar olmasını öngörüyor. Oğlu Cevat'ı da çok severmiş, yaşadığı siyahbeyazlarla Büyükada ve Bodrum'da gelişen öyküyü de hoşgörüyle düşünür, gülümserdı belki... Zamanın çok usta elleri var. Yaralan sanyor, acı anıları solduruyor, karabasan türü bir olayın gerçeğiyle hayali de birbirine karışıyor, yanılgılara düşüyor insan. Doğruyu tarihçiler söyleyecek. Y Mavi söylesilep Sanat yaşamımızda kocaman bir ağaç Şakir Paşa ailesi. Başında fesiyle Şakir Paşa, yanında kızları, oğullan Asım Şakir, Cevat Şakir, Hakiye, Fahrülnisa, Ayşe, Suat ve Aliye. Renkli bir selam kent söyleşileri mavileşti son günlerde. Mavi Sürgün nedeniyle tartışmalar, yorumlarla dalgalandı toplantılar. Düş kınklığına uğrayanlar var, maviyi özleyenler, kimi sahneleri acımasız bulanlar, tepkiyle karşılayanlar var. Halikarnas Balıkçısı'nın gerçek portresini bulamayanlar, fılmin temposunu yavaş bulanlar, kimi bölümleri gereksiz bulanlar. Sonra çok beğenenler, Mavi Sürgün'ün, fotoğraflan, durgunluğa karşı etkin anlatımı, oyunculan, Cevat Şakir'in yaşamındaki ikilemi, doğa ve insan ilişkilerınin güzel boyutlannı hayli başanlı yansıttığını söylüyorlar. Ben ancak son gün izleyebildim. Birbirine çok ters, çok değişik tartışmalar ve yorumlara karşın hayli etkilendim. Ama karar veremedim doğrusu. Belki de Cevat Şakir'i yakından tanıdığım için. 1950'li yıllarda lzmir'de Kordon'da bir meyhanede başladı dostluğumuz. Birkaç gün sonra Bodrum'da buluştuk, Beşparmak dağlarını avucunun içinde gezdirdi bana. Anadolu uygarlıklannı yaşamından kesitler türü anlattı. Bodrum Kalesi'nde güneşi selamladık bir sabah, aşağıda balıkçılar, süngercilerle buluştuk. Rakı içerken Azra Erhat'ın anısına tokuşturduk kadehlcrimizi. Balıkçı'nın sevgisine, coşkusuna saygı duydum, mitolojik bir aşkın, uygar bir insan ilişkisinin güzelliğini hissettim söyleşilerde. Bodrum'a yıllarca gitmedim sonra. Balıkçfyı Anİcara'da gördüm. O anılardan sonra Mavi Sürgün'ü izlemek çok ilginç elbet. Üstelik dınlediklerim de var. örneğin Amman'da Fahrülnisa Zeyd ile yaptığım söyleşiler. Büyükada'daki köşkte az dolaşmadık! Çok mutluyum, Şakir Paşa aifesinin birçok üyesini tanıyorum. Bölük bölük dinlediklerim, kimi öyküler, anılarla renkli bir mozaik oluşturuyor düşüncemde. Filmin belli sahneleri bu mozayiğe biraz ters düşüyor, ama tarihçiler tersliği düzeltir bir gün. Filmcilerin eylemi başka... Şakir Paşa'nın diplomat torunu büyükelçi F.rdem Erner de çok duyarlı bu ko Yılın kadını Birkaç yıl aradan sonra Ayten Gökçer de "Yılın Kadını" sahnede. Devlet Tiyatrolan'nda sahnelenen bir müzikalde oynayacak. Dans edecek, şarkılar söyleyecek. New York'ta on yıldır oynanan bir müzikal bu. Bir TV sunucusunun yaşamı. Güzel ve şık bir kadın, Çankaya Köşkü'ndeki resmi kabullerden sonra sahnede de bir defile seyredecek başkentliler. Fuşya rengi tuvaletin cizgileri şimdiden merak konusu... Yılın kadınının erkek oyuncusu Çetin Öner. "Kim Korkar Hain Kurttan" oyunundan sonra bu kez bir müzikalde birlikteler. Çetin öner ilk kez şarkı söyleyecek galiba. Acaba nasıl? Tiyatrodan sinemaya geçelim mi? BaşC U M H U R İ Y E T OERGİ 1 6 O C A K Anılar reıtgârenk Biraz da dıplomatlardan söz edelim. Dışişleri Bakanı Çetin, yoğun trafiği arasında protokol görevlerinden geri kalmıyor. Ülkesine dönen Danimarka Büyükelçısı Tillish'ı de güzel bir öğle yemeğinde, dostluk ve sevgiyle uğurladı. Tillis'i tüm başkentliler sevgiyle uğurladı doğrusu. Dört buçuk yılda ne güzel dostluklar oluşmuş, ne güzel köprüler kurulmuş! Yeni elçi güzel bir ortam bulacak başkentimizde. Özellikle sanat çevrelerinde unutulmaz olaylar yarattı Büyükelçi Tillish. Veda partisinden önce açılan sergi de renkli bir selam gibi. COBRA Grubunun ünlü ustası CarlHenning Pedersen'in tablolan sıcak esintiler yaptı Galeri Nev'de. COBRA Grubunu SANART92 etkinliklerinden tanıyor başkentliler. Pedersen seksen yaşında. Dino'nun yaşıtı bir Danimarkalı! Büyükelçi Tillish aracılığıyla güzel bir renk şöleni sundu resimseverlere. Kış ortasında bahar yaşandı, Büyükelçi Tillish de mutlu yaşadı bu bahan. Başka bir baharda buluşmak umuduyla aynlıyor Ankara'dan. Dostlan da bekliyor. < 1 9 9 4S A Y I 4 0 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle