Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
P A Z A R I N PEIMCERESİNDEIM Medya, adalet dağıtmamalı Yargıç önünde sanık "susma hakkı"nı kullanabiliyor, oysa medyada susma suçu kabullenme anlamına geliyor. H SKt olayı siyasal ve sosyal yaşamıI mızda iz bırakacak nitelikleriyle u• zun yıllar hatırlanacaktır. Zaman ™ geçtikçe, toz duman dağıldıkça medyanın bir bölümünün bu olayla ilgili yorumlan ve olayı yansıtma tarzı üzerine düşündükçe "kişilik hakkı" ve "hukuk'a saygı" konulannda ciddi eksikliklerimiz olduğu sonucuna varmaktayız. Olay patlak verdikten kısa süre sonra, 6 Ağustos 1993'te bir gazetenin ekonomi sayfasında "Brüksel'in Ergun Göknel'i intihar etti" başlığı altında yolsuzluk yapmakla suclanan bir adamın çalıştığı binanın damından atlayarak intihar ettiği anlatılmıştı. nığın yargılanmalannı durdurdu. Bir gazetenin bu karara tepkisı "Pes VaHahi!" olarak manşetten veriliyordu. Bu olayla ilgili ben/er yorum ve haberler örneklerinın sayılan alabildiğine çoğaltılabilir. Yürürlükte olan Anayasamızın, 1961 Anayasası'nda da varolan, "Hiçbir organ, makam, meıci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere cmir ve talimat veremez, genelge göndcrcmez, tclkinde bulunamaz" hükmüne rağmcn medyanın bazı organlan İSKİ ıle ılgılı davalan hazırfık, yargı ve karar safhalarında etkileyebilecek tutumlardan kaçınmadı. Hukuku zedellyorlar Anglosakson ulkelerinde davalann basınyayın yoluyla etkilenmesine çalışmaya "media litigation" denmektedır. Lehigh Üniversitesı öğretim üyelerinden Carol Corney 24 Şubat 1993'te International Herald Tribune'de yayınlanmış bir makalesinde "Medya'nın, basın yayın yoluyla etkilenmeye çalışılmasının ülkesindc adaletin işlevini zedeleyen bir felaket olduğunu" anlatıyordu. İSKİ duruşmalannın bazı medya organlannda naklediliş ve yorumlanış tarzları, Prof. Gorney'in söylediklerinin ülkemiz için de geçerli olduğunu ortaya koymaktadır. Prof. Gorney, bu yazısında şunları söylemektedir: "Resmi duruşmadan öncc medyada gerçekleştirilen yargılama, mahkemelerin rollerini hice indirgemekte, işlevlerini mayınlamaktadır. " C. Gorney, medya yargılamalarında mahkemclerde uygulanagelen kurallara uyulmadığını hatırlatmaktadır. Mülahazat genellikle tek taraflıdır, çapraz sorgulamaya tabi tutulmaz ve şahitler önemsenmez. Yargıç önünde sanık "susma hakkını" kullanabilir; oysa medyadaki yargılanmada susmak, suçu kabullenme anlamına gelir. Dahası da var: Medya'da yargılamanm amacı gerçek yargı organlannı etkilemek, baskı altında bırakmaktır. Ülkemizde yürürlükte bulunan ve İnsan Haklan'na yeterince saygı duyulmadığının bir göstergesi olan bu durum ne kadar üzücüyse, son zamanlarda medyada görevir bazı sorumlulann ve yazarlann meselenin üstünde durmaya başlamalan, akademisycnlerimi/.in konunun önemini giderek kuvvetle vurgulamalan* geleceğe daha iyimser olarak bakmamızın nedenleridir. •< * Aybay Hufcuk Araşbrmalan Vakfı. MOncl Kapanl Insan Haklan Incetama ödüHi konusu İçin bu yıl konu olan "KMe İMIflm Araçları Karşısında Blreyin Korunması"nı seçmlşür. D E R B İ 16 O C A K 1994 SAYI 401 İ8Kİ «skl O M M I MUdUrii Ergun Ottknvl'in uaulsUzluktoriyl* llglll davalar sUrUyor.. Göknel Intlharetl Bu habere Göknel'in bir karikatürü de eşlık ediyordu. "Helal olsun, düriist adammış!", diyordu. Yani, kovuşturması başlamış, yargıya intikal etmiş bir konuHabtre trtzlp nun sanığına açıkça 'İntihar ctmesi" telkin ediliyordu. Görevi gerçekleri bulup Sonradan bu haberin asılsız olduğu izleyicilerine iletmek ve yorumlamak oanlaşıldı ve Göknel'in avukatı haberle lan basıntn işlevleri arasmda henüz duilgili tekzip karannı aldı. ruşması yapılmamış, mahkum olmamış sadece "sanık" kimselere "Sen kesinlikle suçlusun! Git kendini damdan at!" demek yoktur. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra da, bugün utanarak ve buruklukla anımsadığımız, bu tür kankatürler yayınlanmıştı. Mesela Tef dergisinde görmüş olduğumuz bir tanesinde, o hafta intihar etmiş olan tçişleri eski Bakanı Namık Gedık, bulutlann üstünden Adnan Menderes'e, Celal Bayar'a, Refik Koraltan'a • sesleniyordu: "Ne dunıyorsunuz, gelsenize!" 30 Eylül 1993'te bu konudaki bir davanın iddianamesinin hazırlandığı evrede, gündelik gazetenin ilk say Baauı v« tts*l t*t*vizyonUr Ergun Oöknal'ln fasındaki manşet, "Bir rnütcahhidin duruşmalan sona t n i M d t n onu 'mahkOm' «tUUr. Göknel ve Ziya'ya 7 milyar verdiğini itiraf ettiği"ni açıklıyordu. Manşetin altında üç fotoğraf vardı. Bunlardan birinde yakalanan müteahhit görülüyordu ve konuşup yedi milyar verdiğini açıkladığı belirtiliyordu fotoğraf altında; diğerlerinde de Göknel ve ÎSKt'nin eski Genel Müdür Yardımcısı Kurtaran görülüyordu. Fotoğrafın altında bu kimselerin şimdi müteahhidin iddialanyla karşı karşıya bulunduklan belirtiliyordu. 7 Arahk 1993'te bir gazetede "İSKİ eski Genel Müdürii'nün Isviçrc'de toplam 6 milyar lirasının bulunduğu"1 belirtiliyordu. Bu haber ve ekleri eski genel müdürün 6. Ağır Ceza'da "trtikap, irtikapa azmettirme, irtikabı kolaylaştııma, irtikaben sağlanan menfaatin kaynağını bilerek yararlanma" isnatlanyla hakim huzuruna çıkacağı gün yayınlanmıştı. Baakadaa haber ysk Eski genel müdürün tsviçre'de parasının bulunup bulunmadığı konusunda herhangi bir bankadan herhangi bir belge henüz gelmiş değildir. 21 Arahk 1993'te bir gündelik gazetenin ön sayfasında tSKl'nin eski müdürü için bir davada tahliye karan verildîği, "Bu ne biçim iş?" başlığı altında sunuluyordu. Gazete, mahkeınenin bu karannı beğenmemişti ve bu konudaki yargısını manşetiyle açıklıyordu. GtkMTttaMiyt 4 Ocak 1994'te Istanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Nüfuzunu kuilanarak çıkar sağlamak" iddiasıyla yargılanan Ergun Göknel ve eski yardıması Ziya Kurtaran hakkında tahliye karan verildi. Aralannda belediye başkanının da bulunduğu 14 kişi beraat etti. Mahkcme, Göknel ve Kurtaran hakkında tl 1dare Kurulu'nun "yargılanmalan gerekmediği" gerekçesiyle bu iki sa 20 CUMHURİYET