Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M U 0 Y 11 Meraklanmayın, Okan eski Okan... 11 ay sonrafutbola dönen Okan, Söke maçındaki oyunuyla lige hazır olduğu mesajını verdi. kan Buruk, en genç, en talihsiz. Yirmi yaşına basmasına dokuz ay var ama, genç Okan'ın başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmedi." Okan futbolculuk kariyerinin en başında, ama neredeyse geçirmediği sakatlık kalmadı. Daha 18 yaşındayken menisküs ameliyatı yaşadı. Bu ameliyat Okan'ın A takıma yükselmesini bir yıl geciktirdi. Bu gecikmeye rağmen, iyileşince çok çalıştı, eski formuna kavuştu; sonra da çok özlediği formasina. 11 o Okan'ın bırınci lıgle tanışması, 199192 futbol sezonunun son maçına rastladı. Ligin son maçında Bakırköyspor ile oynayan Galatasaray, Okan'a da şans verdi. Beşiktaş'ın şampiyonluğu kesinleşmiş, Galatasaray sadece prestij mücadelesi yapıyordu. Okan ilk kez oynadığı Bakırköyspor maçında 3 gol atıyor ve gönüllerde taht kuruyordu. Mustafa Denizli ise birçok tepki alıp, taraftarların "Okan'ı niye daha önce oynatmadın" eleştirileriyle karşı karşıya kaldı. Okan'ın inanılmaz yükselişi Fcldkamp'ın Galatasaray'ın başına gelmesiyle daha hızlandı. Okan, hazırlık maçlannda iyi oynadı, ama Beşiklaş'la yapılan TSYD Kupası maçında daha da iyi oynadı ve iki gol birden atarak, bu kez medyanın gönlüne taht kurdu. İik maçta üç gol rI Şlmdl Ikl kat çalif ma«ı garsklyor BUcilr'Un. II 1 Hele kınk ayağımın üstüne bastığım gün çok ümitlendim. Tüm karamsarlığımı üstümden attım. Tam kendime araba alacaktım, ayağım kınldı. Alçılı ayakla araba kullanmak hayaldi." Kapasltemyflzde70 Okan'a, futbolseverlerin en çok merak ettiğı konuyu sorduk, "Okan ne zaman ilk H'de sahaya çıkacak?"" "Ben de formamı gjyip sahaya çıkmak istiyorum. O muhteşem seyirciyi ve ortamı çok özledim. Ama hâlâ eski Okan değilim. Ayağıma bir şey olacak diye korkuyorum.' Görüyorsunuz zaten, koşarken sekip, futbol oynarken, normal hale dönüyor ayağım. Kapasite olarak da çok gerideyim, maç eksiğim var. Tabii en önemlisi teknik direktörün bana şans vermesi." Takıma girmek de çok zor artık Galatasaray'da. Büyük efor sarf etmek, sürekli formu üst düzeyde tutmak gerek. "Orta sahada kadronun daha geniş olması gerekiyor. Kadro geniş olunca forma savaşı da kızışıy«r. Taknnda birçok arkadaş oynadıklan maç başına prim alıyor. Bu yüzden oynamak istiyorlar. Sakatlık olması gayet normal. Ben takıma girmek içın daha erken diyorum. Henüz kapasitemin yüzde yetmişi ile oynuyorum. Yüzde seksene yükseldiğim zaman takıma girerim." ve Fedlkamp arasındaki fark nedir'in yanıtını beklıyoruz. Okan'ın neşesi üzerinde, "Pek fark yok, ikisi de Alman. Jkisi de beyaz saçlı. (Gülüyor) Şaka bir yana, Hollmann hoca, Feldkamp'ın öğrencisi. Pek fazla cabşma ortamı bulamadığım halde fark yok diyebilirim. Yalnız Hollmann biraz daha genç olduğunu için işini çok ciddiye alıyor. Feldkamp ise bizi hem çalıştınr, hem de eğlendirirdi. Soyunma odasında şakalar yapardı. Hollmann'ın böyle huylan yok gibı." Ayağı kınldığı için Avustralya'daki Dünya Şampiyonası'na katılamayan Okan "Avustralya'da oynayabilseydım, geleceğim açısından çok iyi olacaktı. Şanssızhk. Gençler Dünya Şampiyonası'na gidemedim ama A Milli Takım'la birlikte Dünya Kupası'na katılmak istiyorum. Bu zor bir şey değil. Fatih Terim'le birlikte milli takım bunu başaracak güçte" diyor. 1994, Galatasaray yılı Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi ile Türkiye Ligi'ndeki şansını değerlendirmesini istiyoruz: "Monaco maçlannda Avrupa ve Türkiye ligi şansımız büyük ölçüde belli olacak. Eğer Monaco maçlarından 3 puan çıkarabilirsek, ilk iki takım içinde olmamız kesinleşir. Puan çıkaramazsak kötü. Bizi lig şampiyonluğu yolunda da etkileyebilir. Ama kadromuz çok geniş ve güçlü. Biz iki engeli de aşıp başanlı olacağız. 94 yılı içinde Galatasaray 'dan çok söz edilecek." A Hollmann mı, Feldkamp mı? Koltuk değneklerine mahkum olmak Derken, Okan'ı on ay sahalardan uzak tutacak maç oynandı. Geçtiğimiz yıl 10 şubatta oynanan Federasyon Kupası Yan Final ilk maçında, o sezon Trabzonspor'da oynayan Soner'den yediği darbeyle Okan'ın ayağı iki yerinden kırıldı. Hemen ameliyata alınan Okan'ın ayağına takılan platinler umut oldu. Ameliyattan çıkan kulüp doktoru Burhan Uslu, "Okan 68 ay arası futboldan uzak kalacak" dedi. Okan yapılan ameliyat sonrası koltuk değneklerine mahkum olmuştu. Futbol sahalannın o tutulmaz "BücüriT şimdi sekerek geziyordu. 16 Koltuk değnekleriyle yürüyüp, Florya'da arkadaşlannı pencereden seyretmenin zorluğunu yaşıyordu Okan. Tedavi için iki kez Almanya'ya gitti. Bir an önce iyileşmeyi beklerken, bir daha futbol oynayamayacağını düşünüp bunalıma düşüyordu. Böylesine kara günler yaşayan genç sporcu, tam 11 ay sonra sahalara döndü ve arkadaşlanyla birlikte antrenmanlara başladı. Bu çalışmanın ardmdan, sohbet ettiğimiz Okan, "Şu an yeteri kadar hazır değUim, ama merak etmeyin, eski Okan'ı seyredeceksiniz " diyordu. Okan ilk olarak, yaşadığı uzun sakatlığın psikolojini anlattı: "Ayağım kınldığı an hiçbir şey anlamadım. O an hissettiğim sadece ağnlardı. Ambulansa konulduktan sonra eyvah diye bağınyordum Şimdi o halime çok gülüyorum." Hastanede benimle kalan ablama, 'Abla futbol topunu artık riiyamda göriirüm değil miT demiştim. Düşündüklerim aynı Türk filmlerinin senaryosu gibiydi. Kör olup sokaklara düşen kemancılar gibi hissediyordum kendimi. Ama giderek, daha iyi hissetmeye başladım. Okan'a yanıt vermekte oldukça zorlanacağı bir soruyu yöneltip, "Hollmann Trabzonspor'daykvn Okan'ın ayağının kırılmasma n*d«n olan Son«r, a*nç futbolouyla.. C U M H U R İ Y E T DERGİ 16 O C A K 1994 SAYI 408