Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZARIN PEIMCERESİIMDEIM ler, çiçekler, telefonlar. Kadın dostlanmızdan çoğu "tyi yaptınız, aferin!", erkeklerse "Allah akıl versin!" diyorlardı. • • • İyi ki doğdun Elif! üfusumuzun böyle hızla artması en büyük derdimizdir. Bcnce aile başına bir çocuk yeter. Bu köklü inancıma rağmen kısa bir süre önce dördüncü kızım doğdu! "tnşaîlah beşincide oğlanı bulursun!" diyenler çok. Oysa ben Accm Şahı değilim.. Çocuklanmın kı/. ya da crkek olması hiç farketmez. Kaldı ki erkek çocuk üretme şansını anlamlı boyutta artırmak için ne yapılacağını biliyorum: Bundan on yıl önce tedavisi güç olan birKaç tür bu olasılığı çoğaltıyorlar. Spermatozoidleri az erkeklerle, ender yumurtlayan kadınlara uygulanan tedavi, yani kadını ilaçlarla yumurtlatıp spermayı doğrudan doğruya döl yatağına yerleştirmek erkek çocuk üretme şansını da arttınyor. Eşjm bir çocuk istediğinde böyle bir uygulamaya girişmeyi aklımdan bile geçirmedim. tlk kızım bu yaz evlendi; ikincisi liseye, en küçüğü de ortaokula girince eşim, "Altı yıl sonra hepsi yuvadan uçup gidecek... Ben evde çocuk isterim!" demeye başladı. "Bu yaşta bebeği, çocuğu ne yapacağız? Çocuk doğursan, aklı erdiğindc bana bakıp bu adam herhalde babam değil, büyükbabam olmalı. Babamın cvden kaçtığını öğrenip üzülmeyeyim diye bana büyükbabamı baba diye yutturuyorlar..." diye düşünecek. Ne descm yaramadı. Ortanca kızım Oya'nın beni desteklemcsine, "öyle habire doğum yapan bohçacı kanlan gibi anne istemem!" demesine rağmen, eşim dcdiğini yaptı ve gebelik testi 'pozitif çıktığında "aldırtmam!"'diye dayattı. Benim yaşım elli altı; onunki de kırk! Çocuğun mongol olnıa olasılığı yüksekti. Bu tehlike yüzünden gebeliğin başında Doç. Kılıç Aydınlı dostuma bcbcğin sonunun oluştuğu yerden parça aldırttık. Prof. Memnune Yüksel Apak ve Doç. len gürültülerin, bebek odasındaki viyaklamalann desibelleri bir hayli düşmüştü. Hava sıcaktı. Ne yaprak kıpırdıyordu ne de penceresi açık odalann perdeleri. Tek duyduğum ses hastane .koridorundaki saatin tıkırtısıydı. Diğer çocuklarımın doğumlannı hatırladım... Burga/ adasının ardında, burnunu denizden az çıkarmış kayalardan biri gibi hissettim kendimi: Zaman, bu kayayı okşayarak iki yanından kayan, bazen de ona vuran, onu tamamen örtüp aşan dalgalar gibi köpürerek akıp gidiyordu. * • • Hastanede az kaldık. Gelenler, giden Eve döndükten bir hafta sonra eşime "Bunun diğerlerinden ne farkı var?" diye sordum. "Bu çocuk yüzünden bugüne kadar bilmediklerimi öğrendim" dedi: "Çocuk bcslenmesi konusunda hastanelerimizde yeni annelerc pek bir şey öğretHmiyor; doğum uzmanlannın, çocukluların da söyledikleri üç beş cümleden ibaret. Onlann zamanında mcme verme gözden düşmüş olduğundan kentli annelerimizin ve anneannelerimizin de bu konuda bildikleri az... Ancak köy ve kasaba kökenli annelerin ve anneannelerin bazı doğru bilgileri var.. Oysa bu ilk günler bebek nasıl tutulur, ağzına meme nasıh verilir gibi konulann öğretileceği en uygun zamandır. Bir dos tumun, Lüsyen Şenocak'ın vcrdiği İngilizce bir kitap olmasa (A. Eisenberg, H. MurkofT, S. Hathaway: What to Expect the First Year. VVorkman Publish, N. York. 1989) bu sefer de öğrenmeyecektim. Mcselâ ba/ı bebekler altıncı haftadan önce biberonla tanışınca meme ucu ilc biberonu karıştmyorlar: Her ikisi değişik emme teknikleri gerektirdiği hatde memeyi biberon gibi emmeye kalkıyorlar/ O zaman süt gelmiyor, kesiliyor. Doğumevlerinde bebekler annelcrine belli saatlerde getiriliyorlar. Bu memeye getirilme temposu bazen bebeğin acıkma temposuna uymaz... Çocuk yeterince acıkmadan gelince de süt çekmeyeceğinden annenin sütü kacabilir. En iyisi bebeklerin annelerinin odasında kalmasıdır. Ama bizde bebeği öpmeye kalkışacak ve saatlerce oturacak ziyaretçiler nedeniyle bunu uygulamak güçtür. Üçüncü günün sonunda aniden fazla süt gelir. Yeni doğmuş bebek bunun hepsini içemez. Bu sütün fazlası insanın canını yakmayan elektrikli özel pompalarla çekilip poşetlerde saklanmalı; bebeklere sonradan verilmeli. Çünkü memelcrin şişkin kalması sütün kesilmesinc yol aşıyor. Aynı sorunla eve gidince de karşılaşılabilinir. El pompalan elektrikli pompalar kadar iyi boşaltmıyorlar. Gelişmiş ülkelerde süt verirken güçlük çeken annelerin danışacakları, bu aletleri kiralayacakları merkezler var. Lohusalar artık dördüncü gün taburcu ediliyorlar. Eve döndüklerinde doğumun yorgunluğu, evişi ve bebek bakımı çakışınca ortaya çıkan gerilim sütü kaçınyor. Deneyimli bir anneanne, bir yardımcı destek olursa annenin süt vermeye devam etmesi şansı artar. Zira, sütün azalmadan gelmesi için moralin iyi olması, annenin bol bol uyuması gercklidir. Bebeğin süt istemc temposu, süt çekme gücü zamanla değişiyor. Annenin buna uyması için en az iki hafta, bazen kırk gün gerekiyor. Bu süre içinde evde kalması, sürekli bir işte çalışmaması gerek. Süt vermek, bebcğe bazı bağışıklık maddeleri sağlıyorsa, cn az altı ay emzirmek annede meme kanseri olasılığını azaltıyorsa ve anne sütü, süt yerine verilen mamalardan hem daha kaliteli, daha yararlı hem de daha ekonomikse bizim de bu konulara daha ciddi bir şekilde eğilmemiz gerckir!" Anlıyorum ki ayıracak yeterince zamanımız varsa, bu konuya ilgimiz yüce, dürtümüz güçlüyse, her çocukla yeniden doğar, yeniden büyür, yeni şeyler öğreniri/.. Deneyimli, iki çocuk yetiştirmiş bir anneye, doğum uzmanı hatta kocası bir babaya bu yaşlannda bütün bunlan öğretmişsen iyi ki geldin Elif; ömrün uzun olsun, mutlu geçsin! A Seher Başaran da kromozom tahlili yaptılar. Gebeliğin yaklaşık üçüncü ayında biz çocuğun mongol olmadığını, normal bir bebek olduğunu vebir kız ismi düşünmemiz ge'rektiğini biliyorduk. • • • Bebeğin doğduğu günün gecesi elayak çekildiğinde Bilgi Hastanesi'ndeki odada eşim uyurken ben de ameliyathane takımlanndan birini giymiş refakat nöbeti tutuyordum. Yeni Karamürsel'in köşesinden sapıp Tayyareci Cemal sokağına dönen arabalann sayısı azalmış, yoldan yandaki park yerinden ge 20 CUMHURİYET DER0İ29AÛUSTOS 1993 SAYI 388