Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ctatelar* göra onlan yanaıtan «n ballrgln »ş ya blucln (altta). Oanetarln yansı mutlu (Uatta). rin özgür gelıs,iminin yanındabir kültürel yozlaşma tehlikesinden de söz edilebilir. Gençleri en lyi yansıtan eşya konusunda 'blucin'in büyük bir üstünlüğü görülüyor. Gençlerin yüzde 45'i genç deyince ilk akla gelen eşyanın blucin olduğunu söylüyorlar. Ikinci sırada '\valkman' var. Blucin rahatlığın , özgürlüğün ve kuraldışılığın göstergesi olurken, vvalkman 90 gençliğinin egoizmini ve bircyciliğini yansıtıyor. 9O'lı yıllann gençliğinde imaj, yaşanılan, ılişkılen hatta duygu ve düşünceleri belirliyor. Gençlerin büyük bölümü aile kurumunu onaylıyor ve ailenin yasal dayanağı olan evliliği bcnimsiyor. Bu eğilimin kökeninde toplumsal değerin gençler tarafından olduğu gibi benimsenmesi ve toplumsal kurallara boyun cğme yatıyor. Geleneksel aile tercihi anne ve babalardan farklı olmayan bir yaşam biçimi ve geleneklerin sürdürülmesi arzwsuna sözcülük etmekte. Gençlerin duygusal bağlılıktan yana olduklan ve kendilenne aktanlan değerleri olumladıklan söylenebilir. Güven, bu tercihin oluşmasında en önemli etken. Yaşam karmaşası karşısında var olan değerlerin değiştirilmeden korunmasıyla edinilen güven, geleneksel ailenin bireye sağladığı güven. Aynca aile kurumunun sürdürülmeCUMHURİYET »O'lann TUrk ganol yaklaaık yan yarıya toplumun t«m«l taşlan olan kurumlara Inanmıyor. Ylna s*l«ıwka«l alteya ba^lı 9*nol*rin aayıaı bir hayll fazla. Fotoğral. KA YIHAN GÜVEN sine taraftar bu kıtle (yüzde 40) çocuk sahibi olmak isterken , 'evli çocuksuz yaşam'ı (yüzde 16) seçenler de azımsanmayacak bir bölümü oluşturmakta. Ekonomik özgürlüğün zor kazanıldığı toplumda, bir sürü tabuya karşı çıkarak tek başına yaşamı savunanlann sayısı da dikkat çekiyor (yüzde 28). Aile baskısını kırmak, toplumun yaptınmlanna tek başına karşı koymak, aileden başlayıp yukan doğru gelişen sosyoekonomik sisteme dahil olmayı reddet mek belli bir cesaretin göstergesi. Var olan sosyoekonomik ve siyasal sisteme güvensizlik, 'En çok hangi kuruma güveniyorsunuz ?' sorusuna verilen 'hiçbiri' yanıtıyla netleşiyor. Gençlerin yüzde 41.6'sı toplumun temel taşlan olma niteliğindeki kurumlara güvenmediğini açıklıyor. Ankete yanıt veren gençlerin yüzde 20'si, tercihlerini mahkemeler olarak kullanarak son yılarda hayli yıpranan hukuk devletine güvenlerini dile getiriyorlar. Ordu yanıtmı verenlerin oranı ıse yüzde 13'te kalıyor. Yeni oluşumlardan etkilenen küçük bir grup ise en çok güvendikleri kurumu büyük şirketler şekîinde belırliyorlar. Güvenilen kurumlar ve değerler arasında sıkı bir bağlantı gözleniyor. Orduya güven, dürüsüük ve ahlak değerlerini beraberinde getiriyor. Büyük şirketlere güvenenler ise para, başan, saygı ve sosyal yaşantıyı ön o'ana çıkartıyor. Dini akımlann güçlenmeye devam ettiği bir dönemde 300 gencin yansının dine inanmaması da çarpıcı bir saptama. Aynı şekilde mutlu gençlerin oranının yine yanda kalması toplumdaki hoşnutsuzluğun göstergesi. tnançla mutluluk arasında da doğru bir orantı söz konusu. Anketten çıkan sonuçlar bütünüyle değerlendirildiğinde öğrenci gençliğın, medyanın da yönlendirmesiyle Batı değerlerine doğru hızla kaydığı gözleniyor. Bu eğilim, yaşadığımız sosyal, kültürel ve politik düzenden ve yakın geçmişten kaynaklanan değerlerle birleşince ortaya yaşamını sürekli yargılayan ve hızla degişen bir gençlik çıkıyor. < D E R O İ 14 Ş U B A T 1 9 9 3 S A Y I 3 1 1