02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

A H A K A N S A G Ü R Ü N E Y Koleksiyonculuk üzerine bir öneri S ürekli yinelenen zorlayıcı saatlerin ardından, kişisel ilgi alanımıza giren konudaki koleksiyonumuzla baş başa kaldığımızda hem üzerimı/deki gerginliği atıyor hcm dc bcynimi/i, ruhumuzu günlük işlerimize daha zinde hazırlayabiliyoruz. Her biri doyumsu/ scvgi kaynakları oluşturabilccck, birbirinden ilginç yüzlerce koleksiyon alanı var. Ama iyi bir koleksiyonu oluşturabilmek pekçok arayışı gerektiriyor. Çocukluğumdan beri biriktirilebilecek nitelikte elime geçen her şcyi toplamaya çalıştım. Her dönem topladığım nesnelerin biri diğerine baskın çıktı. Tam araştırmalarımı onun üzerine yoğunlaştınrken bir diğer alana sıçradım. Değerli bir kolcksiyonu oluşturabilmek için sabır ve enerji gerekliğini bilnıiyorduııı. Bıı da sürekli /aman ve para kaybına ncden oluyordu. Bu aşamada gerçekten ne istcdiğimi anlamak için kendimc şu soruları yönelttim. Bunu gerçekten istiyor muyum? Yoksa, başkalarının hoşuna gitsin diye mi yapıyorum? Sizleri kişiliğinizle bütünleştircbileceğinız bir alanda koleksiyoncu olmaya davet ediyorum. Koleksiyonculuğu yaşamına sokabilmiş kişi, kendi kişiliğini daha iyi tanıma ve gcliştirrhe yoluna girmiş sayılır. Bunun için kendi değer ölçülerinizi geliştirmeniz gerekiyor. Beceri vc özgün yateneklerinize, düşlerinize sıkıca sarılarak yolunuza devam edin. En mutlu olduğum an, yaşamın üzerimc yıktığı her türlü olumsuzluğu bir kenara atıp kendime cn yararlı olanı seçcrken ya da teşhisinde zorlandığım bir kabuğun onlarca kiiap içinden karaktcristiğini çıkanp lanımlarken geçen saatler. yordıı. Bir leblebi tanesinden daha küçük, ilk bakışta türünün sıradan bir örneği idi. Ağır kısmından başlayıp, sırt bölgesinde sonlanan enlemesine sctleri vardı. Beni nadirın nadiri olması ötesinde cezbeden yanı, her iki ucunda bulunan pembe renkleriydi. Benim de olmalıydı. Artık ipin ucunu kaçırmış, bilinen en nadir türlerden birini bulmak, yani yaşam boyu insanın sadece bir kere başına gelebilecek, belki de hiç gclmeyecek bir şeyin peşine düşmüşlüm. tki yıl önce 29 ekim tatilinden yaarlanarak üç günlüğüne geldiğim tatil beldesinde, Kuzey Ege'nin lacivert ve soğumaya yüz tutmuş sulannda her gün sekiz saatten fazla denizde kalarak araştınnalanmı sürdürdüm. Son gün, güneş ışınlarınin kayholmaya, umutlannn da sönmcye baıjlaiığı anlarda, yü/lerce c/ elediğinı kumların ıçınden elekte kalan birkaç kabukludan birinin aradığım kabuk olduğunu gördüın. Kıyıdan iki yiizelli üç yü/ metre açıkta, 'on metre derinlikte, suyun içinde çılgınlar gibi sevinen biri. Tadılması gereken bir duygu. Koleksiyonunıun en değerli parçasını bulmuştum. Sonraları aynı bolgeye iki kez daha gittim. Ne ölüsüne, nc dirisine ne de kınk parçasına rastladım. Bclki de son örnekti bulduğum. Kesinlikle her kabuk için bu kadar uğraşa gerek yok. tki sene boyunca Saroz Körfezi ile yumurtalık kıyı sahili arasında kalan bölgeden 235 değişik tür dcniz kabuğu topladım. Bazılan her yerde bol olarak görülürken bazılan sadece Doğu Akdeniz sahilinde bulunuyordu. Daha sonraları tek türü bulabilmek için yolculuklara çıktım, bulamadan döndünı. İhtıyar dostum hep öğütlerdi, u Dcniz işi kısmct işidir. Manevi doyumu tatmaya çalış" derdi. Bazen de kendimi sorgularım; acaba öldürdüğüm bu kabuklu deniz hayvanları (ki bir türden bulabilirsem en fazla canlı 5 örnek alıyorum) kaç tane deniz Hakan OUrUney Yeşllköy sahlllsrlndan kolakslyonuna nadlr kabuklar katıyor. kabuklıısuna can verebilırlerdi? Asla aijirı loplamasanı da, ü/crındc kuluçkaya yatmi!} kabuklan ellemesem de yine de insanın içine hüzün çöküyor. Bir yandan beni deniz kabuğu koleksiyonculuğuna itelemiş olguları düşünüyorum (Cumhuriyet Bilim Teknik Sayı 288,) öte yandan toplama, biriktirme uğraşlarımı engelleyemiyorum. lçimi bir ölçüde rahatlatacak olayı ise geçen ocak ayının ortalannda yaşadım. Bu Muğla Valisi Lale Aytaman'ın direktifleriyle koleksiyonumun Bodnım Sualtı Arkeoloji Müzesi'nc bağışlanması oldu. Müze müdürü Oğuz Alpözen'in konuya sıcak bakması beni bir kat daha mutlu kıldı. Daha çok insanın görebileccği koleksiyon ile belki de yaşam alanları daralan bu canlılara koruma yöntemlcri geliştirebilmcmiz için bize yardımcı olacak arkadaşlarla tamşabiliriz. Blrkolekslyoncu Yctmis, yaşını aşmış kabuk kolcksiyoncusu dostunı, o anda elimde tuttuğunı deniz kabuğundan bugüne kadar bilinen beş örnek toplanabildiğini söylü Yeşllköy kıyılarında topladığım "deniz kabuklan" Eh madcm ki şu soğuk kış günü "denizdi, kabuktu" diyc kanınıza girdim, şimdi sıra bunların en zahmetsizce toplanabileceği yeri berabercc keşfctmeye geldi. Başımdan çok geçti. Nadir bir cinsin bulunabileceği bir yöreye gidcrim, hiçbir şcye rastlamam. Bir başka sefer, hiç ummadığım bir yerde, bir kumsalda, parmaklanmın altında beliriverir. Sanki fesat tanrıçasının davet cdilmediği şölen sofrasına bıraktığı ve üzerinde en güzele yazılı altın elma gibi. Ben Yeşilköy sahilini besteci merhum Orhan Kızılsavaş'ın eşinden öğrendim ve hemen gittim. Sahil boyunca inanılmaz çeşit ve bollukta binlerce deniz kabuğu gördüm. Kıyı düzenlemesi yapılıp sahil genişletilince, tmralı Adası civanndan çıkartılan kumlar buraya dökülmüş. Şimdiye kadar yüzden fazla tür tanımladım. Birçoğuna da Ege ve Akdeniz'de rastlamamıştım. Deniz dişi ailesine ait olduğunu sandığım bir örneğe ise bugüne kadar konu ile ilgili hiçbir yayında rastlamadım. özellikle lodos havaların ertesinde, güneşli bir hafta sonu, hem deniz havası almak hem de sahilinde yürüyüş. yapmak için Yeşilköy'e gidin. Ayaklarınızın altında çeşit çeşit deniz kabukları göreceksini/. Kimbilir bclki dc bir iki tanesi hoşunuza gider.* Hakan Çürüney. Tel: (1) 263 14 43 D E R O İ 1 4Ş U B A T 1 9 9 3 S A Y I 3 6 0 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle