Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
albümden yaptıklan ilk single, 16 numaraya dek çıkabilen "Don't Pass Me By". UB40, sekscnli yıllar boyunca gerek İngilterc gerek ABD'de kendi sounduyla birlikte bir başka rüzgân da gündeme gctiriyor: Reggae gibi muhtcşem bir kaynakla dilediğini/ şeyi yapabilir, yaralıcılığını/jn sınırlarını /orlayarak yeni arayışlara kapı açabilirsiniz, mesajını veriyor insanlara. Jamaikalı hardcore reggae'den çok uzaklaş.mamakla birlikte UB40, klişeleri bir yana bırakıyor ve hem ritınde hem altyapıda eşine az rastlanır bir ses zenginlıği üreliyor. Anlatım biçimlerinde ve dillerinde belki ortodoks rastafarian düşünceyi bulamıyorsunuz ama, reggae'nin toplumsal muhalefeti kavrayıcı gücünü çok iyi kullandıklanna da lanık oluyorsunuz. 1982 tarihli UB44 adlı albüınleri, İngiltere'de 4 ınımaraya dek yükselırken, 'İ Won't Close My EAstro yes", "Love Is All Is Alright" ve "So Here I Am" gibi single hitlerle de sürekli gündemde kaliyorlar yıl boyunca. Bıı dönemde, reggae'nin siınge ismi Bob Marley'in yokluğu bu müziğin geleceğiyle ilgili kötümser yorumların yapılmasına neden oluyor. Çoğu kişiye görc cn güçlü anlatımını Marley'in sjarkılarmda bulan ve onun sesiylc dünyanın her yerindeki e/ilen insanlara ulaşan reggae, artık kaçınılma/ bir gcrilenıe dönenıi yaşamak /orunda. Çünkii, bosjuğıı doldurubilccek kaduı güçlü bir isim yok ortada. UB40 hiçbir zaman Marley'in alternatifi olmaya çalıs,mıyor ama, reggae ile ilgili olumsu/ önyargılara da katılmıyor. Astro ve Ali'yc göre bu mü/iğin smırları içinde özgün sesler ürettıkleri ve anlatacakları $eyi iyi tasarladıkları takdirde gündeınden yok olmalan mümkün değil. Aynı günlerdc Eddie Grant, Maxi Priest, Inncr Circle gibi isimler, reggae ate^ini canlı tutmaya çalışıyorlar ama birçok şey eskisi gibi değil artık. UB40, en parlak döCUMHURİYET OERGİ 3 1E K İ M nemini 1983'ten itibaren yaşamaya basjıyor. Konser kayıtlarından olus,an "UB40 Live" ba^lıklı albüınleri çok başarıli olbuyor belki ama, aynı yılın yaz aylarında tüm diinyada hit olacak "Red Red Wine"ı Brlan Trav*rs single olarak yayımlıyorlar. 14 hafta Ingiltere listelerınde kalan parça, kısa sürede 1 numaraya dek yükseliyor. Aynı yılın sonlarında en tutulan albümlerini gerçekleşlirıyorlar: "Labour Of Love". Tam 90 hafta Ingiltere listclerinde kalan ve u/un süre 1 numarada kalan albüm, UB40'nın klasik çizgisine de iyi bir örnek olus,turuyor bugün. "Labour Of Love"ın bas,arısını izleyen yıllardaki iki albüm de yincleniyor. Bunlar, 1984 tarihli "Goffery Morgan" vc 1985'tckı "Baggariddim". Albümlerin ticari başarısı, aynı dönem içinde üst üste yayımlanan ve art arda listelere giren single bas.arılarını da getiriyor. "Cherry, Oh Baby", "If It Happens Again" ve "Riddle Me", bunlardan yalnızca birkaçı. Seksenlerin ortalarından itibaren büyük ve uzun turnelere çıkarak dünyanın hemen her yerinde konserler veren UB40, o günler henüz SSCB olan bugünkü Rusya'da da binlerce kişinin izlediği dev konserlerde sahne alıyor. Topluluk, ülkede konser tumesi yapan ilk Batılı ekip olma unvanını da elde ediyor. Bu turne, kalabalık bir ekip tarafından filmc de alınıyor ve televi/yonlarda yayımlannıak üzere "UB4() CCCP" adıyla u/un bir video bant ha/ırlanıyor. 1986 yazında UB40'yi "Rat In The Kitchcn" albümüyle izliyoruz. Albüm belirgin bir politik tavn da sergilerken, "Sing Our Ovvn Song" ve "Rat In Mi Kitchen" gibi parçalar da Ingilterc'deki radikal reggaecilerin beğenisini kazanıyor. Bir sonraki yıl, endüstride alışık olunduğu üzere, bir "The Best Of UB40" derlemesi alıyor sırayı. Hemen ardından da "UB40" adlı stüdyo albüınü. Bu albümün kapağı da bir hayli ilginç: Resim sanatına bir hayli meraklı olan grup clemanlan, bir sergide beğenip satın aldıkları, ingiliz ressamlarına ait 10 tabloyu kullanıyorlar kapakta. Ali Campbell, diğer topluluk elemanJarının da rol aldığı Robin Campball "Dance With The Devil" adlı lllmde başrolü üstlcniyor 1988'de. Bir yıl kadar sonra da üzerinde uzun sürc çalışılan "Labour Of Love 11" yayımlanıyor. Işte o günden bu yana UB40'nin yaşadığı sessizlik, nihayet bu yıl "Promises And Lies"la bo/uldu. "Can't Help Falling In l,ove"ın başarısı, biraz da reggae'nin son bir yılda ya^adığı hızlı parlayışla eyamanlı olmasından ileri geliyor. Rap türünün giderek endüstrinin dişlilcri arasında czilmesinden sonra, reggae ile rap arasında bulunan "orta MlehMlVirtu* « durumundaki yo] "Ragga", Batılı dinlcyicilerin kulaklarını yine reggae ritmine ve bu müziğin kendine özü bas tonlarına alıştırdı. HeIe ortalıkta Ace Of Base gibi reggaetechno arası gruplar ya da Snow gibi "reggae rapper"lar varken, on dörl yıldır ağırlığını koruyan bir modern reggae grubunun zirveyı yaşaması kaçınılma/dı. Bu arada, tngiliz müzık basınının radikal yayın organlarından New Musical Express'in UB40'nin müziğıne 1989'dan bu yana Karl Falconar pek sıcak bakmadığını da bclirtelim. Dergi, belki haklı da olarak, UB40'nin artık reggae köklerinden uzaklaştığını ve her albümü ya da single kaydı "para ağacı" gibi gördüğünü öne sürüyor. NME'ye göre son dönemde artık UB40 ağırlığını "show busincss"c vermiş, ve diğer ticari dans müziği yapan gruplarla larklılığını ohüjturaıı ö/clliklerini yıtirmeye başlamış durumda. Robin Campbell isc kendındcn oldukça emin. "Bir UB40 albiimünii satın alan kişi, nevi aldığını ve dinleyeceğiııi v»k iyi bilerek yapıyor bu işi. Dıırıım böyle olduğıı sürecc bi/ de onlara istediklerini vereeeğiz.. İşte hepsi bu" diyor. Campbell, artık ışsizlik sigortası kartındaki lıarf ve rakamlarla "şifre oyunu" oynayan parası/ genç değil. Bugün çok sayıda yatırımı ve koca bir kulübü var. Bir bılardo türü olan Snooker'ın oynandığı bu kulüpte, UB40 de mü/ik yapıyor. Kendi kendilerinin patronu artık onlar; farklılık da buradan ıleri geliyor galiba. ^ 1993 SAYI 317