03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

mahkemcye sunduğu "savunma" dilekçesinde, şehircilik bilimınc, kamu yararıııa ve islanhul kentsel değerlerine aykırı görülen bir yapıyı eleştirmenin vc inşasını önlcmck ıçın girişimlerde bulunmanın "mesleki ve kurumsal görevi" olduğunu ayrıntılarıyla açıklamış; davaya konu olan belgcler arasındaki, döneının Başbakanı Sülcyman Demircl vc tüm bakanlara gönderdığı yazıda ise şunlan vurgulamıştı: "Tarihsel kentimizdc ikinci bir Park Otcl faciasına yol açacağı tüm u/man kuruluşjarca vc Oda'mı/ca da dilc getirilniiş olan bu proje, İstanburun Dİolmabahçe böigcsindcki tarihsel vc doğal peyzajını yok edeceği gibi, yörcdeki teknik vc sosyal altyapıya da çöziimü olmayan bir tıkanıklık gctireccktir... Bu nedenlerle, böyle bir gökdelene olanak sağlayan 13/8/1984 günlü Bakanlar Kurulu Karanyla "turizm merkezi" ilan edilen Süzer'in Gökkafes adlı binasının yapılmak istendiği alanın, ycni bir Bakanlar kurulu Kararıyla turizm merkezi olmaktan ÇH kartılması ve böylece, yakın gcçmişte Istanbul'a yönclik işjenen kentscl suçlardan çok önemli birine hükümetinizce "dur" dcnilmcsini ar/.u ediyonız..." rülmcdiğindcn, ayrıca davalıların sahip ve mcnsubıı oldukları ga/.ctcdcki ncşriyatın da Anayasa vc yasalardan kaynaklanan, mesleki vc yasal görcv icabı kamu yararına yönelik olması karşısında dava yerinde görülmemiştir..." İstanbul 3. No.'lu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 30.09.1993 gün ve 1993/351 sayılı kararı, çıkarcı kesimlerin, kente ve çevreye sahıp çıkanların üzerinde kıırmak ıstedikleri baskılara karşı "hukuksal güvencenin" önemli bir belgesf olma nitcliğini taşıyor. Gökkafes'ten ötürü koskoca bir tarihsel kent açıkça zarar görürken; ve bu zarar, inşaatın her yükselen katıyla daha da katmerleşirken, binaya karşı çıkılmasından ötürü "kişjscl zarara" uğradığını ve bu nedenle tazminat isteme hakkını kendinde görebilen bireycı anlayışlara, hukukun verdiği anlamlı bir yanıt oluyor. Süzer'in tazminat davası, "temyiz hakkı" ile birlikte şımdilik böyle sonuçlanırken, bu davayla birlikte açığa çıkan bazı konulann da artık "gecikilmeden" soruşturulması gerekiyor. Bunları, ilgili ve yetkili tüm "adli" ve "idari" kurumların bir kez daha bilgilerine sunalım: 1) Binanın kat adedi, Belediye ve Bakanlıkça onaylı planlarda 8 kata inmişken; ve bu nedenle inşaat, "8 katlı yeni bir projeyle ruhsat alımncaya dek" mühürlenmişken, herkesın gözü önünde bu inşaat nasıl hâlâ "kacak olarak" devam edebiliyor? Acaba, "sanık" kimler? 2) Bakanlar Kurulu bu arsayı, "otel yapılsın ve ülkeyc döviz gelsin" diyerek turi/m merkezi yapmış. Oysa dikilmek ıstenen gökdelcnin sadece % 18'ı turizme aynlmış; gerisi ise "iş merkezi". Yani, aslında kocaman bir "işhanı". Bu proje, bu nıtcliğiyle, dcvleti "turizm" dıye kandınp, o nedenle özel ve ayrıcalıklı imar iznini koparıp, ardından iş merke/i kurarak, bir tür "suiistimal" ıçermiyor mu? Bu kandırmacada da acaba "sanık" kımler? 3) Sii/er, "binanın 3 katını satamadığından" şikâyetçı ve bu nedenle tazminat istedi. Bir otclın üç katı satılamayacağına göre, "turizm merkezi" hakkıyla inşa ettiği binada "yapsatçılık" yaparak, "kamu yararı" adına elde ettiği bir lartışmalı ımar i/ninı doğrudan "kişiscl çıkan" için kullanmış olmuyor mu? Bakanlar Kurulu, iş merke/i inşa edip katlarını satmak ısteyen her müteahhide, böylesi bir yüksek imar hakkı tanıyabilir mi? Bu uygulamanın adı, "turizmi teşvik" olabilir mi? Acaba, bu alışverişte dc "sanık" kımler?.. Görülüyor ki Gökkafes, sadece görsel açıdan dcğil, kente ve topluma karşı sorumluluklar açısından da bir "çirkinlik abidesi" olarak yükseliyor. Zaten, kent yağması ne zaman güzellik yaratabilmiş ki? < Şlmdi "sanık" klmler? OBkkafoa'ln yuksoldıgı arazi, 10BO'ler* dak "Boftaz manzaralı" bir yaşll alandı. Şlmdl aym alan ve aynı manzara, hukuka aykırı glrlşImlarle Istanbullular'ın ollndan allnıyor... 1993 tarihinde, "yerinde göriilmeyen ve sabit olmayan davanın reddine" kararını verdi. Mahkeme, 1993/351 no.'lu kararını uzun ve aynntılı bir gerekçeyle açıklıyor, karar metninde şu ifadelere yer veriyordu: "Şchirci H. Prost'un hazırladığı İstanbul Planı'nda üç büyük parktan biri olarak göstcrilcn MaçkaGümiişsuyuilk soruşturma "hakarot" flzerlne Dolmabahçe üçgenindeki vadinin, sonraSüzer'in açtığı dava, henüz "hazırlık ki şchir planlarında da yeşil alan olarak soruşturması" aşamasındayken, Cumkorunmaya çalışıldığı..." huriyet gazetesi ile Mimarlar Odası'nın "Mimarlar Odasrnın, bu taşınma/da ilgili ve sorumlu kişileri, 1992 yılı Aralık yapılması tasarlanan yapının birtikten ayında "sanık" olarak savcılığa ifade Ve tazminat davasııtda da sonra alacağı biçimi gözetcrck, bu yapıvermeye çağrıldılar. nın şehircilik bilimi vc sanatı açısından "ret" kararı "Sanıklar", tstanbul Cumhuriyet tstanbul'a /arar vcrcceği, kentsel çevrc Başsavcılığı Basın Bürosu'nda savctnın "Sanıklar" böylece savcılık tarafınaçısından kötü bir örnek olacağını savunhuzuruna çıktıklarında, Sü/er'in sadece dan aklanırken "davalı" olarak yargıdugu ve bu nedenlerlc bu yapının yapıl"tazminat terörü" ile yetinmediğini, aylandıklan ta/mınat davasının ilk duruşmaması için gerckli gördüğü idari başvunca Gökkafes'e "betan canavar" denilması ise 18 Aralık 1992 günü yapılmış, ruları ve açıklamaları yaptığı ve yapmadiği için "kendisinc hakaret" edildiği ge"sosyal ve ekonomik dunımlarının araşya devam edeccği..." rekçesiyle dc "şikâyetçi olduğunu" anlafırılma.sı" için, ikinci duruşma 20 gün "Cumhuriyet gazetesindcki ya/ıların dılar. sonraya ertelenmişti. güncel vc gcrçek birer habcr olarak kaBu şikayet üzerine, "5680 sayılı KanuBöylece başlayan ve bir yıla yakın sümuoyunu aydınlatmak vc kamu yararı nun 30. maddcsine muhalefetten", yani ren yargılamanın ardından, istanbul 3. gayesi ile ncşredildiği, kasıt unsuru bukişiye hakarel suçundan sanık olan gaAsliye Hukuk Mahkemesi 30 Eylül lunmadığını...'" zetc ve Oda yetkililerı, "Türkiycnin tarihi, tazminat davasındaki coğrafi, turistik öneme "savunmalarını" Cumhaiz doğal vc fiziksel gühuriyet Savcısı'na da zelliklerini kapsayan ve verdiler. Savcının "kadünyada da büyük ve gümu adına" yönelttiği sozcl şehirlcrin ilk sıralaruları, yine "kamu yararında gelcn İslanbuPun rını gözeterek ve kamu doğal vc fiziki yapısının görevi bilinci içinde" davve görüniimünün daha randıklannı anlatarak fazla bo/ulnıaınası, yeşil yanıtladılar. alanların a/almaması, Böylece, hemen aynı ycterince sıkıntı yaratan günlerde, bir yandan Süaltyapı hi/.metlcrinin dazer'in gökdelen inşaatıha da kötüye gitmcmesi nın sesleri Dolmabahçe gayesi ile davalı Oda'nın sırtlannda "özgürce" bu bina ncdcniylc yaptığı yankılanırken, öbür çalışmaları yasadan kayyandan Adliye'deki sonaklanan hakkııı, kamu ruşturma odasından da yararı nedcni ile icrasınifadelerin yazıldığı dakdan ibaret görülüp, kasıt tilo sesleri duyuluyordu. Haton mUhüriU olan btaıa, yaaal olarak B katlı Mr ot«4 pro)*sJyl* yaptlaca«ı ytrdt ve harjsıy fîil uuMinj göSonunda, savcının kana 44 kaMı bir " k t r t wıeu" projaalna wöf "fcaçafc" olarak Inşa mdHyor. ati de Gökkafes'i eleştirmek ve eleştirilcri kamuoyuna duyurmakla "hakaret sucunun teşekkül etmediği" yönünde olmuş; soruşturma sonucunda verilen 31.12.1992 günlü "takipsizlik karan" şöyle noktalanmıştı: "Zikredilen sebeplerle Cumhuriyet gazetesinin yazı işleri müdürii Füsun özbilgen, aynı gazctcnin muhabiri Remzi Gökdağ ve sanık Oktay Ekinci hakkında ammc adına takibata mahal olmadığına... CMUk'nun 164. ve 165. maddeleri uyarınca karar verildi." C U M H U R İ Y E T O E R O İ 3 1 E K İ M 1 9 9 3 S A Y I S 9 7 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle