03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y S A S A S E Z E R E N N U R ALİ BABA'NIN BİR KAHVESİ VARDI Rumeli Hisarı'mn simgelerinden Ali Baba'nın Kahvesi 40 yıl sonra kapısına kilit vuruyor. Oğrenciler, sanatçılar kendilerine bir yer arasın artık. u ağaçları biz diktik " dedi. Basımı kaldırıp ultında oturduğumu/ ağaçlara bir kere daha baklım. A'ıcı gözüyle bu kc/. Yaklaşık kırk yıllık bir süreden söz ediyordu Ali Baba.. Anlattığı öykünün ana çizgilcri şöyleydi: "1951'de Rumeli Hisan'nın yamacındaki arsalığa, ağaç dikerek, yanına da bir gccekondu yaparak başlamış kahveciliğe, evlcnincc, evi bira/. daha biiyütmüş. Kahvcye biraz daha çekidüzcn vcrmiş... Kahveye hep gençler gelirmiş. Daha çok Koİejden. 1%4'lcrde bugünkü tanınırlığına ulaşmış.." Ben, 1964 tarihiyle, Yenikapı'ya gidiyorum. Kcmul Bey"ın kahvesine. Tavla, iskambil oynanmayan, arka bölümü, kanarya kafcsleri asılı, okuma odalı bir kahvc. Gündü/ oğrenciler gelirdi. Akşam, ailelerle, gençler. Bahçesinde ağaçlar var mıydı! Bir köi)Cde o zamanın tiyatroya meraklı gençleri, Zeki, Mctin, Müjdat Gczcn, Yaman Tüzcet, Savaş Dinçel. Öteki yanda edebiyatta adını duyurmus bir «enç grup: Adnan özyalçıner, Demir O/.lü, Krgin Ertem, Onat Kutlar, Doğan Hı/lan.. (Kısaca a'cılar) Bı/ adını duyurmaya çabalayanlar, yüzverirlerse onlann masasındayı/ Ama daha çok kendı araını/da. Bülcnl Dalyaneı, (îüncl Altıntaş. Ba/ı akşamlar Bchçct Nccatigil uğrardı. Ismct Sungurbcy, Asım Bc/irci. Sonra tiyalroyla ılgısini bildiğimı/, ama çcvirilerle uğraştığını gördüğümü/ Ali Poyrazoğlu. Şehir Tiyatrolarındı oynadığı söylenen Saadet Sun.. Tıbbiyeli, hukuklu, iktisatlı, bir sürü genç daha. Hepsi bir yanından edebiyata, sanata düşkün. (Bugiin çoğu profesör. Sanat meraklan sürüyor mu bilmem...) 11 B u bar oldu", dedi. iskelc nasıl bar olur, deyıp şaşmamıza kalmadı. Bir üçüncünıü/, "Ali Baba'nın kahvesi de gitti," diye verdi haberi. Herkes üzüldü. Ben önce pck hatırlamadım: Hangi Ali Baba, ne kahvesi? Hadii, herkes bir ucundan anlatmaya çalıştı: "Rumelihisarı'nın orda. Merdivcnlerle çıkılır. llani kat kat bahçcsi. Kcrah da bir saloıuı var.." ."Ali Baba da dcrya gibi adamdır." Yok bir türlü çıkaramıyorum. Daha doğrusu belleğimde hep bir fotoğraf karesi. Her masası, tek masaymış gibi ötekilcrden uzak kalabılen, sessiz serin bir çay bahçesi. Bir akşam şöyle bir kahve içmeye uğramıştık. Sonra son otobüsc zor yetiştik: tpek Çalışlar, Adnan özyalçıner, Oral Çalışlar, ben. En iyisi gidip görmek, dedim. Ali Baba'nın kahvesine ne olmuş. Bızim Yenikapı'daki kahvemiz traji komik bir serüven yaşamıştı. Küçücük bir kahveydi önceleri. Yazın çevre orda soluklanırdı. Sonra gençler dadandı. Sanatçılar. Ali Poyrazoğlu, küçıık oyunlar oynadı: Ağzı Çicekli Adam (Pirendello'dan), Sur (Adnan • )/yalçıner'den). Savaş Dinçel bir kaııkatür sergisi açtı. IVIemet Fuat, yıl sonunda, yılın kitaplarını .tanıttı. < ıımhuriyet'tc kahveyi tanıtan bir röportaj yayınlandı. Kahvenin hemen İnliijiğinde, daha muhafazakâr gençlcıın "devam cttiği" kahveye onlarıl.m biri, şiir ya/aıılardan biri sanırım, ıkındi anlamına Dar Vakit diyc ad l.ıkdl. Blzlm kahve Ali Baba'nın Kahvtsi 10 Hn iyisı, ışi ba^tan alnıak. lsLanbul'un her gün bır rengının bir ö/cllığıııın yıtıp gittiğini söyleyip, yakınıyorduk yine. Bcn Karaköy'dcki Baylan Pastanesi'nin de yoklara karıştığını söyledim. Avuçiçi kadar bir ycrdi. İ)ç masalık. Tünel'den çıkıp şöyle bir yürüyünce, bir fincan kahve içip soluklanacak bir ycr. Yazın şeftalili dondurmasından mullaka tadılması gereken (Bi/. Peşmelba diye bilirdik. Bir Fransız artistinin adını verdiği özel dondurma kadehine, o zaman Amerikan adlan yayılmamış, bugiin herhalde kup denir.). "Bir başkası Rumelihisarı iskclesi de İstanbul'a gelen arkadaşlanmızı once oraya götürür olduk (Ben Ata<>l'u oraya götürdüğümde, ona gürüluılii gelmişti de kı/mıştım, hatırlıyomm). Kahvenin sürekli müşterilerinden İktisadlı Alpay'la (Direk) Hukuklu Teo, kahvenin karşısındaki kumsalda, ortalık karannca servise başlayan bır kumsal içkievi açtı: Tango Bıyık Bılakıs. Ve arkada^larımızdan biri, kahvenın sahibı Kemal Bey'in kı/ına aşık oldu. (Galiba evlendi de.) Kemal bey, damadına öfkesini bizden çıkardı. bizı kibarca sepetlemek için kahveye "langırt makineleri" getirdi. Biz de kömür depolarının ordaki, Neco'nun kahvesine göçtük. Elbet hepimiz değil. Dağıldık kısaca. Rumeli Hlsan Rumeli Hısan'nın orada bir sürü ışıklı yer vardı. Kahve çayevi, birapatates satan.. Kocaman ışıklı levhalı. önce DERfll 3 1 E K İ M 1993 S A Y I 3 9 7 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle