25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PAZARIN PENCERESİNDEN Yeni yüksek öğrenim yasası Yiiksek öğrenimimizin sırtındaki tek kambur, demokratik olmaması değildir. En aşağı, demokratik olmaması kadar önemli bir sorunu da eğitim ve araştırma düzeyinin çok geri olmasıdır. S eçimden sonra kurulan yeni hükümetin gündeminde yükseköğrenimin yeniden dü/enlenmesi de yeralıyor. Koalisyonu oluşturan her iki partinizin programında bugün yürürlükte bulunan düzenin değiştirileceği belirlilmiştı. Niçin? Konunun güncellik ka/anmasıyla başlatılan tartışmalara bakarsak her şeyden önce antidemokratik bir sistem oluşturduğu askeri rejimin Anavalan Partisi tarafından değiştirilmemiş bir uzantısı olduğu için değiştirilmesi gerekir! Bu doğru mudur? Evet! Yürürlükte bulunan yükseköğrenim rejiminin aslında üniversitelerimizin düzeylerinin yücclcbilme'si için değil, darbeden sonra kurulan dü/enin güvenceye alınması için getirilmiş olduğu bilinmelidir: 1960 darbesinden sonra askeri yönetim üniversitcleri bu şekilde denetim altına almamıştı. Son darbenin plancıları, 1960'ta 147 öğretim üyesi görevden alındığında başta üniversite öğretim üyclerince seçilmiş rektörlcr olmak üzere bütün üniversitelerin yönetimlerinin gösterdikleri onurlu tepkileri asla unutamamış ve bu scfer 1402Miler olarak anılanları attıklarında vb. aynı tür tepkilere hedcf olmamak istemişlerdir. Son darbecilerin üniversiteleri YÖK'ten kürsülcre uzanan emirkomuta zinciri kurarak baskı altına almaları işte bunu sağlamıştır. Kurulan bu sistem, YÖK tarafından atanan rektörlere verilen tayin yetkileri, 1982'de yürürlüğe konan "öğretim Elemanı vc Memurları Disiplin Yönetmeliği" v.b. gibi desteklerle pekiştirilmiştir. Hiçbir uygar ülkenin ünîversitesinde geçerliolmayanbu disiplin yönetmeliğine göre öğretim üyelerinin "usulsü/. müracaat ve sikâyetle bıılıınmaları", "üniversite organlarında alınan kararları ö<cl bir maksada dayalı olmaksızın yetkili olınadıkları halde dışarı sı/.dırnıaları", "ikamtt ettikleri ilin hudutlarını i/insi/ terk etmeleri" suçtur. Yükseköğrenim Yasası'nın birçok maddesinin anayasaya da yazılması, bu dü/enin yapılacak ilk seçimden sonra bile kolay kolay değiştirilmemesi amaeını güdiiyordu. İlk seçime sadece halkın yeni CHP olarak algılayacağı sanılan bir parlinin, bir de Yeni Adalet Partisi İzlcnimi vermesi beklenen ikinei bir güdümlü parti ve tabii ANAP'ın s o kulduğunu vc bu tedbirlcrin de darbc ilc sağlanılanın sürdürülmesi için alınmış olduklannı anımsarsak meseleyi daha iyi kavrarı/. Ancak yükseköğrenimimizin sırtındaki tek kambur, demokratik olmaması değildir. Rn aşağı, demokratik olmaması kadar önemli bir sorunu da eğitim ve araştırma düzeyinin çok geri olmasıdır. Bu konuda da düşünmek zorundayı/. Bukonudayapılmasıgerekenlerşunlardır: ™ Yüksek öğrenim Yasası kısa ve ayrıntıya girmeyen bir çerçeve yasası olmalıdır. Her Yüksek Öğrenim Kurumu bu çerçeve içinde kendi konusu ve konumuna ait ayrıntıyı kendi saptamalıdır. •• Yüksek öğrenim Kurumu'nun bir tanımı yapılmalıdır: Mesela "Ortaöğre(im düzcyi üstünde öğrcnci eğiten, bilimsel araştırma yapan kurumlara Yüksek öğretim Kurumu denir" gıbi bir tanım yeterli olabılir. Özel üniversiteler kurulabilmelidir. •• Bu nıteliğin nasıl kazanılıp nasıl yitirilebileceği de tanımlanmalıdır. Çoğu üniversite temsilcilerinden ve/veya meslek kuruluşlarımn azı, bazı bakanlıkların temsilcilerinden oluşan bir denetleme örgütü, başvuran kurumların bu niteliğe sahip olup olmadıklarını inceleyip karar verebilir. Bir yüksek öğretim kurumu fakülte şube okul açarken bahis konusu fakülte ya da okul vb. açısından onay almak zorunda olmalıdır. Aynı şekilde belli ve kesin kıstaslara göre yetersizliği saptanan yükseköğrenim kurumlarının yöneticilerini yöneticiliktenalıpyerineyenileriniatayabilir. •• Üniversite giriş imtihanlarını yapan örgütün üniversite mezunlarının gerçek kalitelerini saptayan sınavlar düzenlemesi gerekir. Yılda bir açılan bu devlet tıp, devlet hukuk v.b. sınavlarında başa rı bir meslek dalında çalışabilmenin koşuluolmalıdır. •• Bir fakültenin mezunlarının üst üste iki ya da üç yıl gibi belirli bir süre genel düzeyin altında başarı göstermclcri önce bu başansızlığın nedenlerinin bir komisyoncasaptanıpaçıklanması.okuruma, kendini toparlaması için uyarıda bulunulması, sonra "7?" maddesinde önerilen işlemlcrin yapılmasına yol açmalıdır. • » Fakülte Bilimsel Yönetim Kurulla• rının, kaçar kişiden oluşacağı, bunların ve dekanların nasıl seçileceğini her üniversitenin kendi saptamalıdır. •• Rektörün de üniversite yönetim kurumlarının seçim tar/ları ve görev süreleri her üniversite tarafından ayrı ayrı saptanabilmelidir. •• Rektörlük ve dekanlığa bağh sekreterlik, personel, arşiv v.s. büroları ile düzenleme yine her öğretim kurumunun uygun göreceği ayrı ayrı organizasyon şemalarına göre düzenlenilebilmelidir. •• Öğretim Üyeleri Fakülte Bilimsel Yönetim Kurulu'nca ihtiyaca göre seçilen kimseler olmalıdır. Profesörlük, doçentlik v.b. sınavları üniversite giriş imtihanını yapan ya da benzeri bir örgütçe yapılmalıdır. Bu sıfatlar öğretim üyeliği için şart olmamalı, ancak akademik piyasada geçerliliği arttıran nitelikler olarak algılanmalıdır. "Profosörlük, doçsntllk v.b. sınavları Unlvarslte glrif Imtlhanını yapan ya da b«nz*ri bir örgütç* yapılmalıdır." C U M H U R İ Y E T D E R G I 1 5A R A L I K 1991 SAYI 301 10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle