Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BASKENT M Ü Ş E R R E F GÜNLERİ H E K İ M O Ö L U yorum. Picasso'nun kadınlarını yeniden seyrediyorum. Güzel bir tablo, güzel bir kapı açıyor karanlık dünyamıza. Resim ve Heykel Mü/esi'nebırpa/arsabahı gittım. Onca tabloyu birkaç saatte seyretmek olanağı yok, saatler geçiverdi. Derkenbirgörevlininsesi.yemeğegideceğiz, salonlar kapanıyor, diyor ve ışığı söndürüveriyor! Yabancı bir büyükelçi de geziyor sergiyi. O ne düşündü bilmem, ama müze görevlilerinden biri, yemek saatinde nöbet bekleyemez mi acaba? Müzenin bakımsız bir görünüşü var. Merdivendekihalılaryırtık.Çokda temiz değil doğrusu. Oysa biraz özenle güzel, sıcak bir köşe olabilir. Bir kahve, çay içilebilir. Sabah başlayan gezi, öğledcn sonraya uzanabilir. Büyük yatırımlar da gerekmez buna. İlgi ve sevgi gerekir yalnız! Özel galerilerin havası daha başka doğrusu. Urart'ta Bilge Alkor'un sergisinde saatler u/uyor her akşam. Bilge Alkor, uzun yıllar Roma'da, sonra Almanya'nın Liineburg kentinde yaşayan bir sanatçımız. Lüneburg benim de sevdiğim bir kent, güzel anılarım var, öğrencilik yıllarımda. Değerli sanatçımız, kocası Can Alkor'un Lüneburg Üniversitesi'nde öğretim üyeliği nedeniyle bulunuyor o kcntte. Istanbul ve Münih Güzel Sanatlar Akademisi'nden sonra Roma Güzel Sanatlar Akademisi'ni de bitiriyor. Sergiler açıyor, çağdaş Italyan şiirini resimleme sergisi de var o sergiler arasında. Çok yönlü sanatcıların yapıtlarında başka bir renk, başka bir boyut var. Bilge Alkor'un sergisi de bir kültür birikimini yansıtıyor her şeydcn önce. Sergiyi gezerken güzel öyküler okudum ben. Gravürlerinde de, yağlıboya kocamantablolarındada. Bu sergi nedeniyle değerli seramik sanatçımız Candeğer Furtun, Bilge Gürman, Melike Narmanlı ve Can Alkor da geldi Ankara'ya. Güzel sofralar kuruldu, güzel söyleşilerde sıcak saatler yaşandı. O söyleşilere Erdal İnönü ve eşi de katıldı ilk akşam. Kimi kişilerşaşırdı biraz. Partide Baykal'sal olaylar, İnönü gülümseyerek gravür seyrediyor. Siyasal yaşamın gerilimlerini bir sanat olayında aşan kaç politikacı var acaba? Güzel olaylar acı olayları önleyemiyor, geçen hafta yine cam'i avlusunda buluştu başkentliler. Daily News'ın anası Nurten Çevik'i yitirdik. Yıllar boyunca başkent partilerini renklendiren kişilerden biri NurtenÇevik. Daily Nevvs'ın doğum sancılarını yaşayan, büyümesine, gelişmesine katkılarıyla "Ana" deyiminehak kazanan birgazeteci. Cena/e törenıni görseydi nasıl içerlerdi kimbilir! Başta Cumhurbaşkanı, üç partinın lıderleri cami avlusunda. Sayın Ozal ve Demircl yan yana nama/ kılıyorlar; ama selam sabah yok! Bence yorum da yok! Ölüm de uyarı olamıyor kimi zaman. Oysa tüm ölülerın uyarısı var. 4 D E R G İ 3 K A S I M 1 9 9 1 S A Y I 2 9 Operamızın kelebekleri Yıl1941 .başkenttebüyük coşku, herkes opera dinlemek istiyor. Dinleyenler çok şaşırıyor önce; artık bizim de operamız var diye sevinenler var, evlerinde şarkı söyleyerek konuşanlar... S ıdıka Su telcfon ctti İstanbul'dan, Ruhi Su'yu anma törenleri için Almanya'ya gidiyor, bu nedenle Devlet Operası'nın çağrısına katılamıyor. Ruhi Su'ya verilccck plakcti benim almamı istiyor. Ruhi Su operamı/ın öncii sanatçılarından, 194I yılında sahnelenen Madam Butterfly Operası'nda küçük bir rolü var. Operanın 50. yılı kutlanırkcn onu da hatırlamak güzel birolay. Kimi kuruluşların unutkanlığı hâlâsürüyorçünkü! Yıllardıroperaları sürekli izlerim, salonda bclli bir yerım var hcr /aman. Plaket ntdeniyle protokoldeki yerim değişti bu kez. Ön sırada Mesude Çağlayan ile birlikte i/.ledim Butlerfly'ı. Belleğimde kelebekler ııçuşarak. Öğrcncilik yıllarımdan başlıyor opera anılarım. Yıl 1941, başkentte büyük coşku, hcrkcs opera dinlemek istiyor. Dinleyenler çok şaşırıyor önce, artık bi/im de operamız var diye sevinenler var, evlerinde şarkı söyleyerek konuşanlar var. Kapıyı kapa, pencereyi aç, kahve içelim mi, diye aryalar söyleııiypr, kahkahalarçınlıyorsonra... Önce Mesude Çağlayan'dan dinledik Butlerfly'ın şarkılarını, sonra Ayhan Aydan'dan sonra yabancı sopranolardan, bu kez de Şule Köken'den. Cüneyt Gökçer'i kutluyorum. Sabah, öğle, kimi /aman da gece provalarıyla on dört günde sahneye çıkıyor Butterfly. Dekorları, kostümleriyle, korosu, solistleriyle başarılı bir yapıt. Çok genç bir sanatçı olan Şulc Kökcn, o kelebek kişiliğine iki haftada nasıl ulaşmış şaşılacak şey! Cüneyt Gökçer'in gücü, zamanı aşıyor besbelli. Devlet Operası'nda u/un süredir yaşanmayan bir coşku vargalada. Elli yıl boyunca Türk operasına katkıda bulunan her kuşaktan sanatçılar, yitik sanatcıların eşleri, çocukları, bale ve tiyatro dalından birçok sanatçıyla gü/el bir kalahalık kutluyor ellinci yıldönümiinü. Kültür Bakanı konuklararasında değil, anıa Dışişlerı, İçişleri ve Bayındırlık bakanları operayı izlediler, kimi sanatçılar ve yakmları da onlardan aldı plakellerı. üecenin mutlu kişilerinden biri Cüneyt Gökçer kuşkusuz. Yanında hocası Carl Ebert'i de gördüm nerdeyse. 1941 yılında ünlü sanatçının asistanı Gökçer. yor. tlk Butterfly'ın Amerikalı teğmeni Opera çalışmalarını büyük ilgiyle izliPincerton, Aydın Gün de yok konuklar yor, hocanın ustalığına hayran oluyor. arasında. Sanatseverler programdaki O yıllarda kimse opera bilmiyor, But resmini selamladılar. Kimi tzmir'den, terfly'da rol alanlar, Anadolu illerinden kimi İstanbul'dan gelen emekli sanatçıkonservatuvara gelen öğrenciler opera lar da o gece neler anımsadı kimbilir! Ya seyretmemiş hiç. O zaman televizyon sahnedekiler, nelcr hissettiler. Her şeyyok, sinemalarda opera filmleri oyna den önce güzel bir ürünün sevgi, saygı mıyor, herkes operaya yabancı, ama Ave emekle oluşacağını hissettiler sanıtatürk'ün isteği doğrultusunda gerçekrım. Devlet Operası'nın çok parlak döleşiyorTürk operası. nemleri var, çok sönük ve durağan dönemleri var. Son Butterfly operamızı yeEllinci yıldönümünde, 1941 ve de niden kanatlandıracağa benzer. 1991 yıllannın Butterfly'larını birlikte seyrettim ben. Operamızın ilk ButAlmanya ile siyasal ilişkiler giderek terfly'ı yılları tersine çevirmiş, Pucci gerginleşiyor, ama kültürel ilişkilerde ni'nin mü/iğiyle sahnede çağladığı gün güzel olaylar yaşanıyor. Resim Heykel lere dönmüştü sanırım. Kimbilir ne anıMüzesi'nde açılan uEkpresyonizm ve lar, ne alkışlar çınlıyordu kulaklarında. sonrası" sergisi bu olaylardan biri. Bu clli yıl önce sahneye çıktığı zaman kıyaNVuppertal Von Der Heydt Müzemetler kopmuştu. Cumhurbaşkanı, si'ndeki koleksiyon ğözlerimizi parlattı. Başbakan, tüm bakanlar, yabancı dipbu sergide, sergi nedeniyle yayımlanan lomatlar coşkuyla alkışlıyordu onu. Ja kitapta Beymen'in katkısı var. Canım pon Büyükelçisi hayranlıkla kutluyorsıkılınca o kitabın yapraklarını çeviridu. Kimonosu Ismet Paşa Kız Ens>J titüsii atölyelerinde dikilmişti. Şarkılarını müzik dalının ünlü kişileri Türkçeye çevirmişti. Kalbi sevinçle çarpıyordu, ama Atatürk'ün boşluğunu da çok derinden hissediyordu. Mesude Çağlayan'ı operaya Atatürk yöneltiyor. Musiki Muallim Mektebi öğrcncisiykcn Çankaya Köşkü'ne gidiyor birkaç kez. Atatürk onunsesini farkediyorveopera dalına yönelmcsini söylüyor. Operamızın ilk Butterfly'ı oluyor sonra. Güzel bir Butterfly. Ülkemizde opera sevgisini geliştiren öncülerden biri. Yirmi iki kez söylüyor Butterfly'ı. İkinci Butterfly yoktu o gece. Ayhan Aydandaunutıılmaz bir kelebek kuşkusu/. Rahatsı/.lığı nedeniyle ellinci yıla katılamı Operamızın İlk Butterfly'1 Mesude Çağlayan 1941 yılında «ahnede... 10 C U M H U R İ Y E T