Katalog

lilemek, aşmak gerekiyordu. Bodrum, Analya gibi yaz mevsimi uzun yörelerde tesis yaaarak, talil devresi salmak mumkıın olur mu fikri doğdu. Yer ararken Tlırgutreis'e de gellık. Burayı bulduk. Pırıl pırıl bir deniz. Yerlilere sordum, burası hep böyle midir diye.. Hep böyledir dediler. 9 Bylül 1973 günü ilk ilanımız çıktı. Büyük heyecan içindeydik. İlk aşamada çoğu yakın dostlanm olan 100 kişiye devre sattık. Şu mda 7500 aile devre sahibi. Nisan ekim ayları arasındaki süreyi hesaplarsak, geceleme bakımından Türkiye'nin en büyük sayısıdır. Bakın çevremizde yazlık evler var. Ben onlara 'ölii şehir' diyorum. Kapıları aylarca kapalı duruyor. En büyük sıkıntıyı 80'li yıllarda yaşadık. Sistem ilgi görünce dört beş projeye aynı zamanda başlamıştık. 1980 kararları, enflasyon bastırınca yanıldığımızı anladık. Tlkandık. Daha sonra inşaatlarınnzı yeniden canlandırdık. Bugün 7500 devreden 7000'i yerleşik hale geldi. Uç yıl içinde hepsini yenileyeceğim. Yabancıların da kalacakları düzeye getireceğim. Tesis eskidikçe yenileri gelmezse bu sistem ölür!' Sayın Salih Zeki'yi dinlerken aklıma başka sorular da geldi. Demek ki bir devre mülk tatil köyünü kurmakla iş bitmiyordu. Sistemin dUzenli işlemesi için yönetime sahip olmak, ortaklaşa kullanımı sürekli bakımlı tutmak da gerekiyordu. Konunun bu yanını da devre mülk sahiplerinden dinlemek istedim. Tatilciler ne düşünüyor? Akçabuk Tatil Köyii'nde devre mülk sahibi Namık Kemal Bayraktaroğltı, demir ticaretiyle uğraşıyor. Şunlan söyledi: "Mart, haziran, eylül aylarında on beşer günden kırk beş günlük devrem var. 1986 yılında, yeğenim önerdi, gözü kapalı, yeri görmeden aldım. Herkes gibi. Tek şikâyetim, devre sahipleri evlerini kendi malları gibi görmüyorlar. Gereksiz kaprisler yapılıyor. Servis elemanlarına kaba davranılıyor. EIli bin lira depozito parası vermemek için olmadık lafları böyleyenlerimiz var. Evlerin demirbaş eşyası tıor kullanılıyor. Çaydanlıkta kurufasulye pi^irene rastladım. Birımizin verdıği zararı oysa hepimiz ödüyoruz. Yüzme havuzunu kullanma adabımız yok. Adam on beş gün kalıyor, balkonundaki çıçekleri bir defa olsun sulamıyor... Burası benim evim diye benimsemek şart..!' Soytaş'ta devre mülk sahibi Serpil Bensel tstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde biyolog: "Ben devre tatili seçmiştim. ödeme koşullarıma öylesi uygundu. Ancak, aşırı talep olduğundan inşa edilen ünite sayısı devre sahiplerinin hepsine cevap verecek sayıya bir türlü ulaşamadı. Ayrılan devrelerin tatil günlerimizin dışına taştığı, hatta bu yüzden hiç yararlanamadığımız yıllar oidu. Sistem yeni yeni yoluna giriyor. Ben devre tatillerim sayesinde Türkiye'nin bilmediğim yörelerini tanıdım. Devre koınşularımın çoğuyla lstanbul'da da görüşüyorum. Ancak, devre tatilde, oturduğun yere sahip gözüyle bakamıyorsun. O açıdan devre mülk daha iyi. Yine de nıemnunum. Birkaç parça eşya alıp otele gider gibi gidiyorsun, evindeymişçesine özgür yaşıyorsun..." Odak Tatil Köyü'nden Nedret Selçuker. Gazeteci, radyo TV program yapımcısı: "Devre mülk, Türkiye'de en akılcı, en hesaplı tatil yeri edinme imkânı. Her yıl nereye gideceğim, ne ödeyeceğim yükünü insanın sırtından alıyor. Türkiye için yeni bir olay. Her yenilik gibi acemilik dönemi geçiriyor. Benim, olsa da olur olmasa da, ayrıntı sayılabilecek isteklerim var. Evler arasında telefon bağlan Bodrum ve cıvarındakı devremülk tatil köylerınde yaz erken başlar Daha nısan ayında. tatilciler muttak eşyalarını yüklenip otobüslerte. özel arabalarıyla, "devremulk"lerının yolunu tutarlar Ancak bu tatil beldelerınde. gunun buyuk bir kısmı ortak kullamma açık sosyal tesıslerde geçer Oevremülk tatil sıstemı Türkiye'de henüz yeni, ama ilk kez Amerıkan toplumunda başlatılmış bu olayın dünyada kırk yıla yakın bir geçmışı var tısı... Hiç değilse tansiyona bakabilecek bir sağlık görevlisi... Devre sahiplerini kaynaştıracak, günleri daha eğlenceli geçirtecek sosyal etkinlikler gibi..!' Yine Odak Tatil Köyü'nden Egemen Berköz. Manajans / Thompson'un başyazarı şair: "Devre mülk olayı bence, benim gibi işi gereği kente bağlı, tatil süreleri sınırlı kişiler için çok uygun. Çalışan ınsanların güç bela kazandıkları paralarla yazlık ev alacak halleri yok. Gerek de yok. Bu tür tatilin bir iyi yanı, kentteki evinde yıllarca bir arada yaşadığın dünya kadar eşyanın içinden, istediklerini seçip, kitaplarından, kasetlerinden dilediğini alıp geliyorsun... Yalın bir hayat. özü şu, bin kilometre uzakta, kendi evinizde tatil yapıyorsunuz. Bilmem duydun mu, az önce yan masadaki hanım, "Ben bir eve gideyim" dedi. Güzel bir olayî' Bir devre mülk adayı, Prof. Dr. Muzaffer Giirakar. Karaciğer hastalıkları uzmanı: "Gazetelerde konuyla ilgili olumsuz şeyler okumuştum. Sezinlediğim kadarıyla bir organizasyon bozukluğu vardı. Yanlışlıklar oluyordu. Genel temizliğe özen gösterilmiyordu. Aynı derileri yaşamaktan korkuyordum. Bu tatilden yararlanarak, devre mütk köylerini teker teker inceledim. Her meslekte olduğu gibi, bu alanda da işini hakkıyla yapan da var yapamayan da... Bakın, işini iyi yapanda neler gördüm, isim vermeden anlatayım: Tuvaletin klozet kapağına birinci sınıf otellerdeki gibi bir bant geçirilmişti. Temizlenmiş, dezenfekte edilmiş, sizi bekliyor. Ocağın yanına bir kutu kibrit konmuştu. Buzdolabında kapalı şişe suyu vardı. Çarşaflar, perdeler ütülüydü. Yataklar kaliteliydi. Personel evin bir insanı gibi, sizden biri gibi hizmet ediyordu. Yuzme havuzu girmeye kıyılamayacak kadar temizdi. Ortak kullanım alanlarında çalınan müzik kulak tırmalamıyordu. Böyle olursa devre mülk alırım dedim. Tatil dönuşü ilk işim bu olacak..!' Odak AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Ergiin ise konuyu şöyle yorumluyor: "Devre mülk tatil sisteminin ailelerimizc sosyo ekonomik açıdan yüksek standartlı tatil olanağı sağlayabilmesi için, sektörün işi çok ciddiye alması gerek. Herkes yere kâğıt atarsa, siz de atarsınız. Portakal sandığından dolap rafı, inşaat keresiesinden yatak yaparsanız «vini insana sevdiremezsıniz. Uzerimizde kot pantolon olursa, rastgele her yere otururuz. Bir devre mülk tatil köyu, iıtülü, güzel bir takım elbise gibi olmalı. Kotla heyecan yaratamazsınız. Yaygın bir kitleye hizmet ediyoruz. 1200 devre mülk sahimizden 1008'i lstanbul'da oturuyor. Taşrada oturanların sayısı 168, yurtdışında yaşayanlann 24. Yine devre mülk sahiplerimizin 84'ü mimar, mühendis, 72'si öğretim üyesi, öğretmen, 84'u yönetici, 24'ü bankacı, 168'i memur, 36'sı muayehane sahibi doktor, 300'ü tüccar, sanayici, serbest meslek sahibi, avukat, eczacı... 288'i ev hanımı. 108'i emekli. 36'sı yükseköğrenim gören öğrenci. Yazarlar, çizerler de var..!' Yazımın başında Bodrum köylerinin tozundan toprağından yakındım; ama ne yalan söyleyeyim, tatil bitince canım dönmek istemedi. Ne yapsam acaba? Tası tarağı toplayıp kapağı Turgutreis'e mi atsam?..n 11