Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
D C OĞADA YAŞAM Haldun Aydıngün R C ASGELE Raif Ertem Otostopçuluğun neresi güzel? üneyt Alpay kendinden son derece emin bir insanın sabrıyla, rahat rahat beklememizi, en fazla yarım saat içinde bir araç bulabileceğimizi söylüyordu. On dakika sonra ise eski bir Ford'un içinde keyifle yol alıyorduk. Arabayı bulmuş olmaktan çok, Cüneyt'in otostopa bu kadar güvenmesi ve haklı çıkınası beni etkilemişti. Kendisiyle bu konuda uzun uzun konuştuk ve dinledikçe, anlattıkları daha da ilginç geldi. Türkiye'de ve Avrupa'da pek çok kez otostop ile yolculuk yapmıştı. Bunu belli bir yolculuk türü olarak görüyor, kendi başına bir felsefesi ve kuralları olduğuna inanıyordu. Cüneyt'e göre otostop ile yolculuk, parasızlığın bir göstergesi ya da serserilik değil, sadece ahştığımız yolculuk etme şekillerine bir seçenek. Ancak bu seçeneği kullanırken alıştığınız pek çok kavramı da yeniden gözden geçirmek zorunda kalıyorsunuz. ÇünkU normal vasıtalarla yola çıkarken hassas zamanlamalar ve planlar yapılabiliyor. örneğin akşam sekiz otobüsüne binip sabah altıda Antalya'da olmayı planlayabiliyorsunuz. Buna karşın otostopta insanın kendini, olayların temposuna bırakması gerekiyor. Saatlere ve mesafelere hükmeden modern bir yolcu olmak yerine, rastlantıların sonucunu tevekkülle bekleyip sadece izleyen ve duyumsayan bir eski zaman seyyahı durumuna giriliyor. Bu da insana, büyük bir özgürlük duygusu sağhyor. Aynı özgürlük duygusu seçilen hedefte bile kendini gösterebiliyor. An(alya'ya doğru bindiğiniz kamyonun Diyarbakır'a kadar gideceğini öğrenince, bir an Kum midyesi: Cik cik ik cik! Kum midyesi. Kıyıdan başlayarak denizin 30 metreye varan derinliklcrinde bulunan küçük kabuklular. özellikle halyanların, Ispanyollann çok sevdiği, makarnalarının Ustünü süsledikleri küçük midyecikler. Bizimkiler midycsini atmışlar, "cik"i kalmış. Cik cik olmuş. öyle tanıruyor. Bizde pek yenmiyor. thraç ediliyor. Denizin dibi taranarak loplanıyor. Kumun 50 santim derinliklerinde de bulunduğu için, tarak'arın derin taraması gerekiyor. Yani denizin dibi tarla gibi sürülüyor. Ya da basınçlı suyla kum havalandırılıyor, arkadan gelen torbaya doluyor. Bu olgu çevrecıleri ve bir kısım balıkçıları tedirgin ediyor. Yatakların bozulduğu, balık yavrulannın öldüğü kamsındalar. Denizin dibinin de talan edildiği... Konuyu, Sllivrl Çevre Demegl tamşmaya açtı. Çevre belediyelerin, balıkçı derneklerinin katkısıyla bir panel düzenlendi. Panele bilim adamlarımızdan Doç. Dr. Işık K.Oray, biyolog Mustafa Cebeci katıldılar. Bahkçılardan Naıml Denizci, Agâh Koksalan. Silivri Çevre Derneği Başkanı Şirin Yavuzcan, hem çevreci hem balıkçı olan Zafer Mtıral Çetlnlaş, bu işin hem licaretini hem de yeni teknikle avını yapan şirket temsilcisi, Finsan Genel Müdürü Haluk Hancı. Konuyu çeşitli yönleriyle tartıştılar. Sanatçı, biyolog Ediz Hun ile bana, oturumları yönctmek düşıü. Bilim adamlan, cik cik ne kadar çok tutulursa o kadar çoğalacagı kanısındalar. Yalnızca kanı da değil, rakamlar vererek açıkladılar. Uç yıldan beri avlanan cik cik her yıl çoğalarak avlanmış. Yalnız bu çoğalma, avlanan kişi sayısının artmasından, avlanma tekniğinin gelişmesindcn mi?.. Yoksa gerçekten çoğalıyor mu? Doç. Dr. Işık K.Oray'a göre, "Denizin dibi laria gibi ne kadar çok süriılürse, verim o kadar çok artar." Italya'daki, lspanya'daki araştırmalar bunu gösteriyormuş. Dipteki taramanın, basınçlı suyla puskürtmenin diğer yasayan canlılar üzerindekı etkisini sorduk. Ne getirir, ne götürür? Bu konu henUz araştırma safhasındaymış. Araştırmayı da konuşmacı bilim adamlarımız yapıyormuş. Araştırmayı başlattıkları için sevindik, araştırma bitmeden avcılıgın savunuculuğunu yüklenmelerinden üzüldük. Bizde hep böyledir. tsıım arkadan gelir. Şirket temsilcisi ihracattan gelen dolarları anlattı. TUrk parasına çevirdi. Enflasyon rakamları bayağı büyüktü. Aklımda kalmadı. Dolar! Günün anlayışına uygun. Tek değer... Başka büyük yok. (!) Çevreciler ve baiıkçıların bir kısmı, cik cik avının yasaklanması gereğini savundular. Ekolojik dengeyi bozduğunu, yatakların bozulduğunu, yavruların, yumurtaların telef olduğunu belîrttiler. Olay şu bence: Denizin üstünü, içini bitirdik. Kuruttuk. Şimdi dibine indik. Kumlann içine. Kazıp çıkarıyoruz. Ne kadar sürer? Ne getirir, ne göturur? Zaman gösterecek. Rasgele!.. P Cüneyt Alpay, Türkiye'de ve Avrupa'da pekçok kez otostop ile yolculuk yapmış yolculuğunuzu değiştirivermek içinizden geçebiliyor. Otostopun en önemli ikinci özelliği de, yerel halkın her kesimiyle doğrudan ilişki kurma şansı sağlaması. Bir araca binildiği zaman sUrücüyle otostopçu arasında, yolculuk etmenin ortak duygusu paylaşılıyor. Otostopçulara en çok yakınlık gösterenler, kamyon sürücüleri. Bunları genelde, otostopu bilenler ve bilmeyenler diye iki türe ayırmak mümkün: Bir dönem Avrupa'ya çalışmış TIR şoförleri otostop olayını bu ülkelere yaptıkları yolculuklarda tanımışlar ve genellikle otostopçuya son derece yakınlık gösteriyorlar. Yol boyunca çok ilginç sorular güzel sohbetler olabiliyor. Hiç yurtdışına gitmemiş kamyon şoförleri ise bir çeşit hayret ve acımayla yaklaşıyorlar otostopçulara. Otostopçuların bazen hayatlarını tehlikeye attıkları, hep duyulan konulardan. Ancak Cüneyt, bu konuda aynı görüşü paylaşmıyor ve otostopun bazı kurallara uyulmak koşuluyla her zaman güvenli olduğunu iddia ediyor. Ama buna eklemek istediği bir istisna var: Tek başına bir bayanın, otostop yapmaması gerektiğini vurguluyor. Bu söylediği, sadece Türkiye için değil, en medeni Batı ülkeleri için bilegeçerli. Bunun dışında, iki bayan, bir erkek bir bayan ya da tek bir erkek, son derece güvenli olabiliyor. D Kurallar nedir? • Gece otostop yapmayın! • Büyük şehırlerın içınden otostop yapmayın! Ya şehıre gırerken yola ınin ya da bir minıbüsle veya herhangı bir toplu taşıtla şehrin bıraz dışına çıkıp öyle başlayın... • Araç durunca binınl (Sürücüden özel bir şekılde kuşkulanmadıysanız ..) Araç beğenmemek, hem duran sürücüye ayıptır hem de "Durmuş bir araç, durabilecek her araçtan daha iyıdir" unutmayınl • Yanınızda basit kamp gereçlen taşıyın. Bir uyku tulumu sıze tahmın edebıleceğınızden daha fazla özgürlük sağlayabllir. • Bindiğiniz aracın sürücüsüne soğuk davranmayınl Konuşkan olunl • Yaptığınız ışi anlatırken yalan söylemeyin, hele yabancı turıst taklidl hiç yapmayın. • Araç beklerken kenara oturmayın, yatmayın. Yolun kenarında çantanızın yanında ayakta bekleyın. Yoksa kımse 3izi almazl eraklısına duyuru üneyt Alpay, tamamen amatörce, otostop ile yolculuk konusunda daha fazla bılgı ısteyenlere yardımcı olmayı arzu etmektedır Mektup adresı Suadıye. Okul Sokak, Manolya Apt 22/20, 81070istanbul n A\merikalı bir bayan yürüyüşçüden mektup aldık.. Bu yaz Kaçkar Dağlan'nda yürüyüş yapmak ıstedığını ve oraya gıdecek olan gruplara katılmayı duşündüğunü bıldıriyor Adresını verıyoruz, ıstcyen tecrubelı dağcı/yurüyüşçuler kendısıne yazabilir: Ms Ann Rankın, 109 Greenbank Ave., Piedmont, Calıfornıa 94611 USA. I J • Beklerken yüzünüzde hep bir yere yetışecek insanın ifadesi olsun. • Araç durdurmak için garip el kol hareketlerı yapmayınl Otostop ışaretı, tek elle yapılan, dört parmağın avuç içıne kıvrıldığı, baş parmağın ise açık olarak gıdılecek yönu gosterdiğı, butun dünyanın bıldığı ve kabul ettığı ışarettır, bunun dışındakıler, "Tehlike", "Kaza" ya da başka anlamlara gelıp sürucüyu şaşırtabılirler. U İSTANBULYÖRESİNDE * G U N L U K D O G A Y U R U Y U Ş L E R I * <ct,PZ. ı Tetniz havada, yeşil doğada hcrftanın yorgunluğunu atın. Sağhkh yaşayvx Organlzasyon: F S TUR ET REZERVASYON 1510046 27