Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B A Ş K E N T G Ü N L E R İ Muşerref Hekımoğlu Türk Fizik Vakfı Bir bilim kuruluşunun öyküsü ya gidiyorlar bu kez. Chicago'da Argon Laboraluvan'nda çalışıyor Türk öğretmen. Atom cncrjisinin barışçı amaçlarda kullanılması için yapılan araştırmalara katıhyor. Doktorasını yapıyor. Artık fizik dalında bir bilim adamı. Altnanya'da Frankfurl yakınında Mais İ'niversitcsi'nde de çalışmaları var. Molekül yapılarının analızi ile uğraşıyor. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nde de öğrenciler yetiştiriyor yıllarca. Bir bilim adamı yorulmuyor. Bilinıiıı ı^ığı ile karanlığı delmek için yaşam boyu çalışıyor. Profesor Rauf Nasuhoğlu da Haceltepe'nin Nükleer Mühendislik Bolumü'nde şimdi, bilim tarihi, bilimin felsefesi ile uğraşıyor. Bir bilim adamı olarak görüşünu, tepkisini belirtmekten hiç geri kalmıyor. Türk Fizik Vakfı kısa sürede iki kitap yayımladı; biri "Fizik ve Sanayl"; öteki, mürekkebi kuruınamı> >em bu \ayın: Bilgi^ayar desiekli fen oğretimi sempozyumunda yer alan görüşleri kapsıyor. Profesor Nasuhoğlu, o sempozyumda aykırı bir görüş savundu. Bilgisayar dcstekli fen öğretimine karşı çıktı. Dofta bilimi yapay olmaz. Çocuk doğayla doğrudan buluşmalı, dogayı dogrudan lanımalı, dedi. Eğitim amacıyla bilgisayar ithal edenler, biraz bozuldular galiba. Türk Fizik Vakfı'nın kurucularından biri de Erdal Inönu. Vakfa, bir milyon bağışta bulunuyor, öteki kurucular yüz bin lira. 1985 yılında bir milyonun ya da yüz bin liranın bugünkündcn başka değeri var elbet. Dernek guzel çalışıyor, fizik dalında burslar veriyor; bir bilim vakfının yaşaması, hayli güç ülkemizde. Türk Fizik Vakfı'na "kamuya yararlılık" statüsü verilmedi hâlâ. Sermayesi 200 milyon olmayan vakıflar, vergi bağışıklığından yararlanamıyor. BUyük sermaye korunuyor. Tüm varlığını bir bilim vakfına bağışlayan bir bilim adamı için, düş kırıklığı gerçekten... öte yandan, vakfın yayımladığı kıtapları da kaç kişi okuyor, ne kadar bağış yapıyor acaba ya da sempozyumları kaç kuIUIUŞ desteklıyor? Bu soruların yanıtı, ülkemizde bilime verilen değeri de gosterebilir. Şükran Nasuhoğlu ile de çocuğa verilen değeri konuşuyoruz. Kimsesiz cocukların durumu, işçi çocukları, suçlu çocuklarla ülkemizdeki çocuk tablosu da hayli acı. Şükran Nasuhoğlu bu tabloyu, son yıllarda Cumhurbaşkanı Evren'in çok ilgilendiği Keçiören Çocuk Yuvası'nda gö rıiyor ilk kez. O zaman, TurkAmerikan Kadınları Kiillur Dernegi Uycsi. Bir gün Keçıören'e gidiyor, görduklerıne üzülüyorlar. Çocuksevcnler Derneği, bu u/untu ile kuruluyor. Gönüllü, yüreklı bir çalışmanın üretkcnliğini sergiliyor bu dernek. Çocuklarla, sorunlarla gelişiyor. Bu yıl, elli burslu öğrencileıi var. Islahevindeki çocuklar, dernek yurdıındakı çocuklar, dernek desleği ile okuyan kör çatuklar bu derneği teşekkürle düşunuyorlar; ama çocuk sorunlarını bir derneğin çözmesi, mümkun değıl elbct. Dernek bir gerçeği vurguluyor, asıl görevlilere bir çağrı yaı pıyor ancak. Ortak bir dostu anarken... | Kırklı yılların başr Cumhurbaşkanı Ismet Inönü, Trabzpn Lisesi'nde fizik dersinde' Sol başta lisenin o günlerdekı fızık ve kımya öğretmeni, bugün ıse Hacettepe Üniversitesı'nın Nükleer Mühendislik Bölümü'nde bılım felsefesi ve bilim tarihi üzerinde çalışmalar yürüten Profesor Rauf Nasuhoğlu, yanında okul müdurü Dranaz ve öğretmene sorduklarının yanıtını dınleyen inönü . irkaç yıl önce telefon çaldı bir sabah. Çocuksr\rııler Derneği Başkanı Şiikran Nasııhoglu arıyor. Dernek çahşnıalarıyla ilgili bir haber ya da çağrı sandım. Bu derneğe çok olumlıı bakarım yıllardır, bana lslanbul'da çalıştığım Çocuk Dostlan Dernegi'ni anımsattığı için belki. Yönctıcıleri bilinçle çalışırlar, çalışmaları başkentlilercc büytık ilgi görür. Kimsesiz çocuklaıı korumanın, okutnıanın ötcsındc sorunlarına yasal çözümler de araılaı. Yetkılı kışileri göreve çağırırlar; çocuk mahkemelcrının kurulması, suçlu çocukların kimliğine suçluluk damgasıntn vuıulnıanıası ıçin bııyıik çaba gösterirler. Kısaca, çoeuğa sevgiylc yaklaşımın üretkcnliğini kanıtlıyor çocuksevenler. Bu kez dernek nedenıyle telefon etmiyor Şükran Na.suhoğlu. Bir "Fizik Vakfı" kuruyor, Rauf'la karar verdik, taşınmaz mallarımızı bu vakfa bagışlıyoruz. Bu haber sizi ilgilvndirir diye düşiindiım. Profcsör Rauf Nasuhoğlu, Ankara Fen Fakultcsi Fizik Boliımü öğretım ılyelerinden. Say gıdeğer bir bilim adamı. Gorevinden emekli sulesi dolıııadan ayrıldı, belki de YÖK'ten kaynaklanan nedcnlcrlc. Şukran Nasuhoğlu'nun sesi gülüyor telefonda. Kuşkusuz, kocasıyla birlikle güzel bir iş yaptığına ınanıyor. Haberden çok ctkilendim, ANKA'dakı arkadaşlarıma bildirdim. Vakıf haberi, başia Cumhuriyet, birkaç gazetede yayınlandı, aına birkaç satırla... Oysa bu vakıf bir yaşamöyküsunun son bölümu. Bir fızik öğretmeninin öykıısu bu. tnsana coşku veren, sonrada hümnlendiren bir öykü. B zaman; Rauf Nasuhoğlu, birçiftçi ailesimn çocuğu; babası onu Izmir'e yolluyor. Buca'da Atatürk Lisesi'nde okuyor. Parlak bir öğrenu. Liseyi bitirince burs sınavına giriyor; sınavı kazanıyor, ver elini Fraıısa. Nancy Üniversitesi'nde fizikkimya okuyor. Yıl 1932. Atatiirk'ün Milli Eğitim Bakanı, lise bitircn gcnçleri yurtdışına okumaya yolluyor. Lise ögretmenleri iyi bir öğrenim görsün istiyor. Yetişen kuşaklara çağdaş bakışı kanıtlayan bir politika ızleniyor. Rauf Nasuhoğlu ile birlikte yaklaşık kırk gcnç gidiyoı yurtdışına. Kimi Almanya'ya, kımi Fransa'ya Aralarında Besim Tanyel, Sual Baydur da var. Nancy'den dönünce, önce Malalya'ya, sonra Trabzon'a gidiyor Nasuhoğlu, lısede fizik ve kinıya öğretiyor. öğrencilerinden bıri de eski Meclis Başkanı Necmellin Karaduman galiba. Albümünde ılginç resimler var o günlerden. Profesor Rauf Nasuhoğlu ile lızik dalında ortak bir dostumuzdan da sıV ettik geçen gün. Burhan Cahil Ünal, ODTÜ'de oğretim üyesiydi 1960'h yıllarda. Türkiye işçi Partui'nin ilk katıldığı seçimlerde Istanbul listesinde ikimız de adaydık. Partiden bir çağrı aldık; katılmayı görev saydık. Ka/anmak için umudumuz yok. Ama kazanacak gibi umutlıı ve kararlı çalıştık. Çatalköy, Silivri köylerine gittik kimi akşamlar. Köy kahvelerindt konuştuk. Türkiye İşçi Partisı'nı tanımayanlara, korkuyla bakanlara, korku verenlere, inananlara .saslcndik. O dönemi sevgiyle anınısadık yıllarca. Burhan Cahit Onal o adaylığın, daha doğrusu dünyaya soldan bakı^ıııııı laıuıasııu, <,ok acı ödcdı. Sorbonnc'da okumuş değerli bir bilim adamıydı, doçent Unal; güzcl bir insan, simdi Tunus Üniversilesi'nde ders veriyor. Yurtdışında ders vermeye zorlanan birçok bilim adamı gibi. Şükran Nasuhoğlu'nun albümünde SODEP anıları da var. Anıtkabir'de Erdal Inönü ile birlikte saygı duruşuna objektife umutla bakan bir kadın. Oysa, SODEP veto edildi seçimlere katılamadı. Şukran Nasuhoğlu ile konuşurken, bir süre önce Cumhurbaşkanı Evren'in söyledikleri çıııladı kulağımda: Sayın Evren, SODEP'i veto etmenin yanhşlığmı açıkladı içtenlikle. Halkçı Parti Başkanı Needel Calp, Konsey'in karşısına çıkıyor. SODEP gırcrse seçimden çekileceklerini söylüyor. Halkçı Parti, Konsey'in onayı ile oluşan bir siyasal kuruluş. Konsey uyelerı seçımdcn çekilmesini göze alamıyor, SODEP'ı veto ediyorlar. Sonraki gelışmeleri birlikte yaşadık. Cumhurbaşkanı fizik dersinde Rt'Miıılerdcn bııınde, Cuınhuıbaşkanı Inönü, yanında Hasan Saka, Trabzon lisesınde fizik dersindeler. Inönü fizikle çok ilgili görünüyor. Genç ögretmenc sorular soruyor. Kız öğrencilerin sırasına oturup defterlerini gözden geçiriyot. Kuc,uk oğlu Krdal İnoııu'ııuıı tızık oğrenımi yapması da babasının bu bilim dalına duyduğu ilgiden kaynaklanıyor belki. Genç fizik öğıctmcnı Rauf Nasuhoğlu, Aııkara'da bir fcn fakultcsı Kurulacağını, Erdal lııönu'nun de öğrenCIM olacağını o derste aklından bıle geçırcmezdi. Trab/on'dan Balıkesır'e gidiyor bu genç öğretmen. Necati Egitim Fjıslilüsü'ndc ders veriyor. Öğrencileri arasında gu/el bir kız da var. Balıkesirli bir aılcnın kızı. Çalışkan bir öğrcuci. Necali Eğitim Enstitüsü'nden Ankara'ya gcliyor. Rauf Nasuhoğlu, güzel öğrencisinden ayrılacağı için üzülüyor; ama ayrılmıyorlar. Bir süre sonra evleniyorlar. l.C.A. bursuyla AmcrikaL Gördes'ten Nancy'ye Maııisa'nın (iördes kasabasından Ankara'ya kadar uzanıyor bu öyku. Cumhuriyetin ilk yılları... Oördcs'te ortaokul, Manisa'da lise yok o "Çocuk SevenlerOerneğı'nın kurucuları arasında Nazmıye Demırel de var: Fotoğrafta, Şukran Nasuhoğlu çay Ikram ederken Nazmıye Demırel de Devlet Operası'ndan Belkıs Aran, Meral Alper ve Mete Uğur ile sohbette... 10