Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
G Ü N L Ü K Salâh Birsel Kediler ve köpekler 17 Şubat 1989 D u haftaki Cumhuriyel DF.RGİ'de şarkıctlarımızın alperenlerinden Zerrin özer: "Köpeklerimi insanlardan çok seviyorum" diyor. Doğrusu kedileri, köpekleri scvmeyen bir mczarlık kozalağımn ınsanları sevdiği de çok su götürür. Ah, ah felek çok gevşekleşti. lnsanlar insanları sevmediklerini saklıyorlar da hayvanlaıa karşı duyduklan sevisizliği, önüne ön olmayan pazarlara çıkarmakran çekinmiyorlar. Kediler, köpekler, esekler. Onların en küçüğü bile Kıble, Şolok, Dobur, Yıldız, Keşışleıne denilcn çok yeller estirirler de sonra: "Herkes bize ne diyor" diye çevrelerini süzerler. Onların yanında şalloculuk dökturmek, vıdıvıdı kesmek, artist numaralanna yatmak, kırmi7i renkli ve desenli basma giymek, helvafüruşluk yapmak, fırınlanmış kahkahalar atmak, hımhımlar gibi fınh fınh konuşmak ve dc yüzc gülmek gerckmez. Köpekler karşısında KapuO romanının yazarı Malaparte'nin de bağrı eziktir. O, köpek sevgisini çok ileri göturmüştür. Oeceleri, sokakta uzaklarda bir köpeğin havladığını duysun, şipşak kendi havhavlarına el atar. Yeni bir yere gittiği vakit de ilk işi çevredeki köpekleri başına loplamak olur. 31 Ocak 1948 gecesi Crans'da (lsviçre) bir otele indiğinde hcmen taraçaya çıkmış ve dışar daki köpeklere elado çekmiştir. Ne ki onlar da soylu köpeklerdir. Hiç vakit yitirmeden kendisine karşılık vermişlerdir. Gelin görün ki ertesi sabah bir candarma gelerek kendisinden havlamamasını rica eder: Köpek değilsiniz değil mi nıösyö? Geceleri köpeklerle bağırmayı severim. Kötü bir şey yapmıyorum. tsviçre'de böyle şeyler olmaz mösyö, yasaktır. Teşekkür edcrim, bir daha havlamam. Ama lsviçre'de de kalacak değilim. Hemen Fransa'ya dönüyorum. Orda insan geceleri istediği kadar havlayabilir. 4 şubatta Chamonix'e (Fransa) yumuşak iniş yaptığı vakit de bol bol havlamıştır. Kimse de ona karışmamıştır. Günlüğünde şu tümce yer alır: Fransa! En sonu özgür bir Ulkcye geldim. havlamayı bir alışkanhk haline getirmiştir. Hele Kaputt romanının yazarı Curzio Malaparte (ortada), Capri adasındaki ünlu malikânesınde, iki genç arkadaşı ile birlikte: Adanın kuylüleri, köpeklerle suyleşmeyi seven yazara "Kaçık" adını takmışlardı. INGILTERE'DE INGILIZCE ÖĞRENMEK BAŞKA, GEZİP DÖNMEK BAŞKA! Paranıza yazık olmasın. Ingiltere'de Ingılızce 7 TUR'la öğrenilir. • ı 7TUR TRAVILSHOP Ayrıntılı bilgi için broşür isteyiniz. Inönü caddesi 37/2 Taksim istanbul (4 Hat) 152 5921 23 martta yine Chamonix'tedir. Otelin kapısına oturarak gecenin onundan sabahın ikisine değin havlamıştır. Çevre kuçukuçuları artık onun sesini iyisinden tanıyorlardır. Onunla konuşuyorlar, kendilerine ne dediğini çakıyorlardır. Çunkü Malaparte de onlann dillerini konuşuyordur. Tommy adlı köpek bile ilkin ona yüz vcrmezken, şimdiler onunla fiskos ediyor, onu havhavsız bırakmıyordur. Demek istediğim, Malaparte'nin yaşamında en çok sevdiği şey, geceleri köpeklere seslenmek, onlarla konuşma köprüleri kurmaktır. Köpeklerle söyleşmeyi 1933'lerde sürgün edildiği Lipari Adası'nda öğrenmiştir. Çünkü orda, köpeklerden başka konuşacak kimse bulamamıştır. Geceleri evinin taraçasına çıkıyor, köpeklerle saatlerce bıcır bıcır çene yarıştırıyordur. Köyün balıkçıları kendisine, "Köpek" adını takmışlardır. 1944 yıhnda Capri Adası'nda iken de Matromania köylüleri kendisine, "Kaçık" diyorlardır. Amerikalılar, adayaçıkarma yaptıkları vakit de Malaparte'den sızlanmıslardır. Vali de bizimkini çağırarak havlamayı yasak etmiştir. Şu var ki Malaparte de tngiliz amiraline başvurmuş, o da ona şu karşılığı vermiştir: Hoşunuza gidiyorsa havlayın. Bu sizin hakkınızdır. ltalya özgürdür artık. Bundan böyle Mussolini diye biri yok. Havlayın. Chamonixlilerin Malaparte'nin havhav konçertosuna karısmamaları görgülü olmalarındandır. Kendi tenhasında yaşayan birini havlamak kadar hiçbir şeyin mutlu kılmayacağını bilıyorlardır. lngiliz estetikçisi Ruskin dc Chamonix'te yaşadığı günlerde köpeklere hav hav çekmiştir. Chamonixliler yabancıların köylerinde gecele ri köpeklerle havhavlaşmaya bayıldıklarına da inanırlar. Nedir, bir iki gün sonra Malaparte'nin Chamonix'te kaldığı otelin müdürü gelerek yazarımızdan havlamayı kesmcsini ister. Müşteriler korkuyorlar ve uyuyamıyorlardır. Kendisini de zırtıl saymaya başlamışlardır. Otel rnUdürü böyle bir ricada bulunduğundan üzgündür. Ama ne yapsın, muşterilerin belediyeye başvuracaklarından korkuyordur. Çünkü belediye, bu gibi durumlarda kuduz iğnesini çalıştırıyordur: tğneler çok acıtır mösyö. Malaparte bir gece de Paris'te 1947 yıllarıdır bu Seine Nehri boyunca, Chaillot Sarayı'na doğru ilerlerken, içinde yine havlama isteği duyar. Ne ki suç kendisinde değildir. Karşı kıyıdan kuçukuçu havlamaları gelnıiştir. Hemen fasıllarını başlatır. Hem yürüyor hem havlıyordur. Grenelle Metrosu'na geldiğindc yanına bir polis görevlisi yaklaşır: Mösyö, çoban köpeklerine mi öykünüyor? Malaparte cebinden bir cigara çıkararak adama uzatır. Görevli, yüzunde gülUcükler gezdirerek cigarayı alır. Malaparte: Köpekleri çok seviyorum. Mösyö köpeğini mi yitirdi? Evet, kardeşimi yitirdim. öldü. Almanlar mı öldürdü? Hayır, Almanlar köpek öldürmez. Benimkini onlar öldürdü. Tam da Paris'in kurtuluş gününde. Köpekler insanlardan iyidir, dostlarına oyun oynamazlar. Haklısınız, köpekler içten baglı dostlardır. 8