Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ölümünden üçyılsonra Elsa Morante'nin "günlüklerigünışığında Ikinci Dünya Savaşı sonrası İtalyası'nın ünlü kalemi Elsa Morante'nin bugüne değin hiçbir yerde yayımlanmamış günlükleri, yürekli bir tanığın iç konuşmalarından oluşuyor. Stalya'nın tanınmış edebiyat m dergilerinden "ParagoneM Letteratura", 1985 yılında ölen Italyan yazarı Elsa Morante'nin günlüklerinin tamamını, önümüzdeki günlerde yayımlayacak... "Yalan ve Büyü" (1948) ile "Arturo'nun Adası" (1957) adlı ilk iki romanında, hayalle gerçek arasındaki çelişkileri ve çocukluk amlannı akıcı bir dille anlatan Elsa Morante, 1918 yılında Roma'da orta halli bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir. Yarım bırakmak zorunda kaldığı eğitimini de yazar olarak ünlendikten sonra tamanilama olanağı bulur. Savaş yıllarında ilk öykülerinl yayımlayan Morante, 1941'de, Roma'daki faşist yönetimden kaçan yazar Alberto Moravla ile evlenir. Kısa süren bu evlilik sonrasında, Elsa Morante, uzun bir suskunluk dönemi yaşar... Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ilgi uyandıran "La Storia" (Tarih Devam Ediyor) adlı kitabı ise 1974 yılında yayımlanır ve 1970'lerde "Son on yılın en önemli romanları" arasında yer alır. Yıl 1952 Yazar Elsa Morante, günlüjjünde "aşk" temasını ışlediği günlerde Kaprı Adası'nda Genellıkle mutsuz geçen bir evlılıgm ızlerı, hâlâ belleginde lsa Morante'nin bugüne değin hiçbir yerde yayımlanmamış olan günlüğü, kısa bir süre sonra, ltalya'nın tanınmış edebiyat dergilerinden "ParagoneLetteratura"da yer alacak. Söz konusu günlük üç bölümden oluşuyor. İlk bölümü "Elsa Morante'nin Günluğü" adını taşıyor. Bu bölümü Elsa Morante, 1945 baharında, henüz 27 yaşında ıken kaleme almış... Ve Benito Mussolıni anlatıyor.... lkincı bölüm, 1952'nın yaz aylarında ve 1953 martında şekilleniyor; ana tema: Aş. Üçüncü ve son bölüm, "Kızıl Tugaylara Mektup" adını taşıyor; tarıhi, 20 Mart 1978, tamamlanmamış bir mektup... Aşağıda sizlere aktardığımız alıntılar, Italyan gazetecı yazar Grazia Cherchi'nin çabalarıyla haftalık "Panorama" Dergisi'nin ağustos ayı sayılarından birinde yer alan ve Elsa Morante'nin günlüğünün tamamının "ParagoneLetteratura"da yayımlanacağını bildiren yazıdan derlenmiştir. Her şey sevgi için... E Roma, Mayıs 1 1945 IVIussolinı ve sevgilisi Clare Petacd, kuzeyli partizanlar tarafından kurşuna dizildi. ltalya'da "Repubblica Sociale"nin şefi Mussolini'nin vuku bulan şiddet, saldırı ve cinayet olaylarıyla ne denli, dolaylı ya da dolaysız ilgili olduğu, belli değil. Bu nedenle, "Duce"nin ölümü ile noktalanan bu saldırıyı, yansız bir biçimde değerlendirmek, biraz güç. Bazı olaylar son derece açık; hatırda kalanlara bakacak olursak: 1925 Halkın özgürlük, adalet ve hukuki haklarının kaldırılması. 1924 Mateotti'nin öldürülmesi. 1935 Habeşistan'a (Etyopya) düzenlenen saldırı. 1938 Yahudilerin vatandaşlık haklarının "özel" bir statüye bağlanmau... Mussolini'nin emri ile gerçekleşen tüm bu olaylaı desteklenmiş, hoş görülmüş ya da al kışlanmıştı. Başkanının ışlediği cinayetleri hoşgören bir toplum, bu cinayetlerin suç ortağıydı. Toplumun bu tarz bir tepki vermesinde korkaklık, ahlaki duygusuzluk, kurnazlık, merak ve Makyavelist yaklaşımlar belirleyici oldu. Küçük bir azınlık yasananlara karşıydı; ama tartışmaya girmekten kaçınıyordu. Halkın gözünde bu azınlık, "halk ve millet düşmanı" idi... ltalyanlar yaşanan cinayetlerin farkında mıydı? Farkındaydı. Ama bu öyle bir toplumdu ki, oylarını hep haklı olandan çok, güçlü olana vermeye alışmıştı. Mussolini, vasat, kaba, kültürel olaylara kayıtsız, biraz köylü, kolay etki altında kalma yönü ile geçmiş ve çağdaş ttalyan toplumunun mükemmel bir örneği. Bulunduğu özgür ve dürüst toplum içinde, bir parti liderliğinden daha fazla şeyler elde edebilirdi. ttalya'da. "Duce"ydi. Böylesine özgün bir diğer Italyan bulmak, çok güç. Güçlü olmadığı halde kendini öyle göstermeye çalışan, zayıf kişilikli bir dalkavuktu. Tanrıya inana olmayan bir Katolikti. Mağrur ve kendini beğenmişti. Saftı. Sevgilileri olan iyi bir aile babasıydı. Şüpheli ve duygusaldı. Şiddet ve vahşetten kaçan, ahlaksızhğı ve şantajı seçen biriydi. Ne derin, ne de yüzeysel bir ilişki kurabilirdi. Bir iyilik yapmışsa, nedeni, kendi gücünü ölçmekti. Toplumcu görünmeye çalışan bir snobtu. Insanları çok kolay küçümserdi; öte yandan, kendine hayranlık duyulmasından gizli bir zevk alırdı. Sevgililerine karşı kabaydı. Puccini tarzında, 'yürcğe dokunan' müzikten hoşlanır, şiirle hiç ilgilenmezdi... Ağaçsız bir alanda gizlenıyoruz. Ben tamamen soyunuyorum. Tit de kelebek avında. (Bir tane bile yakalayamıyor.) Narsizm, gövdemi güneşin önünde sergılemeye iten mantık mı? Olasılıkla bu mantık. Çirkin olsaydım, böyle bir şeye kesinlikle yanaşmazdım. Calös Cai agatös Bu her za man vardı. Çocukluğumdan beri hayranı olduğum ideal. (Agatös: Ruhen yetkın.) lşte bu nedenle, gençliğim ve vücudumla çok ilgilendim. Bir zamanlar, bunu, aşk beklentisi içinde olduğumdan yaptığımı düşünUrdüm. Ama şimdi öğrendim ki, Cale cai agate: Hiç kimse beni gerçekten sevemez. Gençlik ve kendini verişteki düşüş, beni ölümden daha çok kederlendıriyor. 'Agate'siz bir 'cale' olabilen kadın sevilebilir ancak. E.Morante hiç mi güzel değil? Hayır, hiç. Dişşleri birbirinden çok ayrık, alnı geniş, tırnakları düzgün değil. Ama herkesin gözünde güzel. En büyük isteği, büyük bir şair olmaktı. Niçin bütün bunlar? Çok sevilmek için. Onu hiç kimse sevmemişti. Büyük olamanııştı; hiç olmasza bir şair olamaz mıydı? Şüpheli. Işık değişti. Yağmur hâlâ devam ediyor. Bugünlük yeter. Günaydın... 20 Mart 1978 Uevrim" sözcüğünü sürekli yinelemekten' hoşlanmıyorum. Bu bozulmuş gcleneksel sözcük, içinde ilk ve otantik anlamını koruyor! "Büyük bir halk hareketinin sonucunda daha uygun bir toplum kurmak"... Bu tanımla ilgili pek çok yalnış laf söylendi... (I Sllt Maria, 16 Ağustos 1952 y o k yağmur yağıyor. Elektrikler kesik. Karanlıkta yazıyorum. Yağmur yüzünden kedim Tit'le ormana gidip güneşlenemedik. .... • Oer/eyen: Aslı Kayabal 15