Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S A 6 L I K Erdal Atabek Yaz içecekleri Yazın sıcak günlerinde ne içmeliyiz, nasıl içmeliyiz? Bu tür sorulara vehlecek yanıtlar epey çeşitli. Her şeyden önce içeceklerimizi iyi seçmeliyiz ve kararında içmeliyiz. çmiş yıllarda lstanbul'a taşra illerinden gelen bir tanıdığım yakınmıştı: "Nasıl şehirmiş bu? Susuzluklan ölsen Allah nzası için bir bardak su vermiyorlar. Her şey var da su yok. Bedava diye su vermiyorlar. İlle de para verip boyalı gazoz içeceksin. İnsanlık kalmamış buralarda, geldigime pişman oldum." O tanıdığıma bu yakınlarda rastlasaydım sorardım: Bak, tstanbul nasıl düzeldi? Şimdi her yerde bardak bardak su var. Agzı kapatümış, bardağı sana kalan, tem'ıı bir bardak su. Hedfyesi 250 lira. Parayı bastın mı insanlık her larafta kol ge/i>or. Allah nzası, artık sadece dilenmeye yarıyor. Çağ atlayan ülkenin Müslümanlığı da böyIe oluyor zahir. Yaz sıcağı bol terleme demektir. Arkası da bol içecek. Susuzluğu giderecek, soğutulmuş, bol içecek. Ekranlardaki kola savaşlarını görmüyor musunuz? Coca Cola'nın özgün müzikli, çocuklu, gençlik yayılmasına karşı Pepsi Cola unlu şarkıcı Michael Jackson'lu, temiz yüzlü, özgün gülüşlü kılçük hayranıyla çıkartma yapıyor. Meyveli gazoz endustrisi çocuklara serüven dolu şişeler sunuyor. Içeceğimiz bir bardak suyun renkleri, müzikleri bunlar. Bir anne şöyle yakınıyordu: Çocukların içeceğine para dayanmıyor. Artık muslıık suyunu içiremiyorum. Doğıuydu elbette. Çocukların içeceğine para dayanma/.dı. Çocukların içeceğine, buyuklerin içkisine para dayanmazdı. Oysa yaz aylarının en iyi içeceği sudur. Hafif soğutulmuş musluk suyu. Ne yapalını ki "musluk suyu"nun reklamı yok. O ucuz. Musluğun reklamı var da sevimli Şener G X'^H Şen taktı bir kere musluk suyunun yok. "Musluk suyu"nu da biz yazarız. Bir de ünlü ayranımız var. Neyse, ayranın basında sık sık önerildiğini görüyorum ve seviniyorum. Ayran, hem icindeki yoğurtla hayvansal protein katkılı, hem de içine tuz konduğu için sutuz karışımını veriyor. Bazı yerlerde ayranın üstune krema koyuyorlar, aslında ona gerek yok. Soğuk su ve soğuk ayran, yazın en iyi içecekleri. Limonata da yazın iyi bir içeceği. Yalnız şekeriçok azolmalı. Şekeri fazla olursa, yeniden susuzluğa yol açar. Limonata, geleneksel şerbetlerimizin neredeyse son temsilcisi. Yaz aylarının çeşitli meyvelerden yapılan şerbetleri güzel içeceklerdi, ama onlar el sanatlarına giriyordu, endustrileşmeyle silinip süpürüldüler. İçecek endustrisi demek, milyonlarca şişe demektir. Milyonlarca şişe, onların yapıldığı fabrikalar, onları taşıyan kamyonlar, onlan satan dukkânlar, büfeler demektir. İçecek endustrisi, iyi bir kâr alanı demektir. Yaz deyince birayı unutabilir miyiz? Alkolsuz birayı bir yana bırakalım; kimsenin içtiğini görmedim. Bira, hafif alkollü bir içkidir. Yaz aylarında buz gibi soğutulmuş bir bardak biranın çekiciliği kolayca reddedilemez. Yanında kızarmış patatcs ya da tuzlu fıstık. Birayla serinlemek Y'.r kısır döngüdür. tçersiniz, terlersiniz, susarsınız, içersiniz, terlersiniz, susarsınız, içersiniz... Sizin bir şey kazandığınız yoktur, ama birahane sahibi iyi kazanır. Yaz aylarında size önerim, bira içmek değil bira satmaktır. Alkollü içkilere gelince biraz duralını. önemli bir konudur bu. Hele bu yılın aşırı sıcaklarında alkollü içkiler başlı başına sorundur. Alkollü içki deyince ülkemizde " r a k ı . " Rakı, sert bir içkidir. Alkol derecesi yüzde 45. Üstelik öyle "koy kadehe, dik kafana" içkisi değil. Mezesi var, adabı var, zamanı var. Beyaz peynirli, kavünlu, patlıcan kızartmah, taratorlu ünlü masası var. Hava sıcak mı sıcak, kalori yüksek mi yüksek, için yanar, dışın yanar. Sıcaklarda rakıcının işi zor. Şimdi, "içmc kardeşim" desem, yararı yok, sussam gönül razı değil. Gelin .söyle bir orta yol bulalım. Bir kerc, söylemek isterniyorunı, ama çok içiyorsunti7. Son zamanlarda rakıyı çok içtiğinizin farkında mısınız? Kimse söylemiyor ama ben biliyorum. Çok içiyorsunuz çok. Bu meret şişede durduğu gibi durmaz. Sapıtmadan içmek lazım. Şu karaciğer meselesi de var ya. Şu içtiğiniz miktarı bir düşünün hele. Bakın ne yapalım. Kendinizc bir ölçü koyun. Isterseniz koyarsınız. önünüze bir ölçülü şişe koyun. Üzerini siz işaretleyin. Yalnız o şişeden için. Başkasına da o şişeden vcrmeyin. Ayıp falan olmaz. Bu kadarcığını yapın, son : ra daha fazlasını yapmanız gerekir. Unutmayın. tçki sizi azaltmadan siz içkiyi azaltın. tyi, içki miktarını azalttınız. Şimdi, günün serin saatlerini bekleyin. Güneş alçalmaya başlar başlamaz gözlcrinizi ufka dikip dilinizi dudaklarınızda gezdirmeye başlamayın. Öyle "vakti kerahat geldi" gibi tavırlar takınmayın. Daha erken. Şimdi biraz gezintiyeçıkın. Yurüyun. Helegüneş batsın, ortalık serinlesin. Acele etmeyin. Tamam işte, masa hazırlanmaya başladı. Şu masayı doldurmak huyunuzdan vazgeçin. Hem nasıl dolduruyorsunuz o masayı? Yoksa, hayali ihracat falan mı yapıyorsunuz? Benim okurum koşe dönücü falan değildir. Tanışmasak da ben tanırım sizi. Yoksa nasıl anlaşırdık? Masanı? hafif olsun. Beyaz peynir, domatessalatalık söğüş. Biraz kavun, bir iki ufak tefek yeter. Arkadan da yemeğiniz neyse yenecek. Biz, içkiyi kendimizi unutmak için içme yiz. Biz, kendi sorunlarımıza da toplum sorunlanna da bilincimizle bakan insanlarız. Sorunları anlayamayan, çözümleyemeyen, unutmak için içkiye sarılan insanlar bilinçli insan olamazlar. Biz, bunalımlarında boğulan insanlar değiliz. Biz, bilinçli insanlarız. içkiyi, sadece keyfimiz için içeriz. Inançlarımızın dışında hiçbir şey bize egemen olamaz. Anlaştık mı sevgili okurum? Sadece rakıdan söz ettik ya, sözlerimiz bütün alkollü içkiler için geçerli. Konyak, votka, cin, viski. Hepsi de yüksek alkollü içkilerdir. Şarap, alkol oranı daha düşük bir içki. (Bu arada, daha önce rakı içtiğini halde birkaç yıldır şarap içtiğimi de açıklayayım. Okurlarım merak edebilir. Yazıyor da kendisi içmiyor rau, ne içiyor, ne kadar içiyor diye. Rakı içtiğim zaman iki duble içerdîm, şarap içtiğim şu dönemde kimi zaman yarım, kimi zaman bir şişe içiyorum. Şarabın alkoİU yüzde 1214'tür. Böylece bir şişe şarapla 70 cc.'Iik şişe, kliçük rakının yarısı kadar alkol alıyorum demektir.) Bu sıcaklarda içkiyi azaltalım, söz aramızda ben de azalttım. Bazı günler hiç içmeyelim. Merak etmeyin, daha rahat uyursunuz. tçki miktarını azaltalım, daha az besin alahm, daha uzun sürede içelim, daha rahat olalım. Gelecek bizi bekliyor. Çocuklarımızla, gençlerimizle, yaşlılarımızla daha sağlıklı olalım ki, geleceğimizi kendi elierimizle kurabilelim. n Okurlarımın buyramını kutlurım. Yaz aylarında yüksek tansiyon ve tuz Yüksek tansıyonlu bir hastamız şöyle yazıyor: "Bcnde hipcrtanslyon hastalığı var. Bu nedenle doktorlar az tuz almamı Istlyortar, bon de buna dlkkat ediyorum. Ama yazın daha fazla tuz almak garektlgi anlatılıyor, slz de her hafta okudujum yazılarınızda bunu öneriyorsunuz. Bu önerller benlm glbl tanaiyon haataları İçin de geçerli mldir?" Aslında okuyucum önemli bir konuya değinmiş. O da yaz aylarında çeşitli hastalıkları olanların ne yapmaları gerektiği. Genellikle, yazılanlar sağlıklı ınsanlar için yazıhyor. Oysa çeşitli hastalığı olan pek çok insan da aynı iklimde yaşıyor. Onlar ne yapmalı? Kuşkusuz, her hastalık için değişik önerilerde bulunmak gerekiyor. Buradaki konumuza dönersek, yaz aylarında "yüksek tansiyon hastaları"nın tuzu nasıl ayarlamaları doğrudur? Burada, bize yol gösterici olan tansiyonun durumudur. Yüksek tansiyonlu hastalarda tuzu azaltmanın nedeni, alınan tuzun blrllkte su tutması ve kan basıncını yükseltmesıdir. Bu konu son yıllarda çok incelenmiş ve birçok gizli yüksek tansiyon hastasının farkına varmadan aldığı yüksek tuz nedeniyle hastalıklarının ilerlediği anlaşılmıştır. Yaz aylarında terlemeyle su ve tuz kaybı olduğu, bu nedenle de kaybedilen su ve tuzun yerine konması gerektlği de doğrudur. Ancak yüksek tansiyonlu hastaların gene de aldıkları tuz kısıtlamasını sürdürmeleri gerekecektir. Onlar için tuz metabolizması sağlamlarda olduğundan farklı düzenlenmektedir. Bu durumda kesin amacımız, kan basıncının normal sınırlar arasında tutulmasıdır. Bunun için de tuz kısıtlamasının yaz aylarında da sürmesi gereklidir. Yüksek tansiyonlu hastaların daha az terlemeye yol açacak koşullarda bulunması uygundur. Bunlar da güneşe çıkmamak, sıcak saatlerde evde bulunmak, yürüyüş için erken saatleri seçmek, denizde daha az kalmak gibi. U SICAGl 3. BASISIÇIKTI ÇAĞDAŞ YAYINLARI İNSAN lErdal Atabek 15